Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/829 E. 2022/65 K. 31.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/829 Esas
KARAR NO : 2022/65

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 28/11/2019
KARAR TARİHİ : 31/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Takip borçluusu davalı …—- esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını ancak davalı borçlunun haksız ve kötü niyetle takibi durduğundan bahisle söz konusu alacakları saklı kalmak kaydı ile — esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına asıl alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava edilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle Müvekkilinin — yetkilisi olduğunu —sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini ve dava sonunda davacı ile borç görüşmesi yapacağını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dava ve delil dilekçeleri, —– bilirkişi raporu, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasıdır.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete karşın tarafların sulh olmak ve arabuluculuya başvurmak istememeleri üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş ve karar duruşmasına katılan davacı vekilinin son sözleri dinlenip zapta geçilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya konu — Esas esas sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere; 2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesinde “(Değişik fıkra: 17/07/2003-4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak,—- alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. (Mülga fıkra:17/07/2003-4949 S.K./103.md.)Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. (Ek fıkra:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır.
Mahkememizce dava dilekçesi,— taraflarca dosyaya sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre, taraflar arasında kredi sözleşmesinden kaynaklanan ticari ilişki mevcut olduğu, davacı tarafça alacağına ilişkin —– ile icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya, bankacı bilirkişiye tevdi edilmiş, dosyadaki bilgi, belge ve genel kredi sözleşmesi —— bilirkişinin——- imzası ve müteselsil kefil olarak, davalı .—- imzasının bulunduğu ve kefalet tutarının 780.000,00 TL olarak yazıldığı, —- tarafından kullandırılan kredilerin geri ödemelerinin süresinde yapılmaması nedeniyle davacı banka tarafından borçlu ve kefile ihtarname gönderildiği, davacı bankanın ödeme tarihi itibariyle alacaklı olduğu tutasrın 475.189,73 TL olduğu, iade edilmeyen 7 adet çek yaprağı karşılığı —-, ödeme emri itibariyle tazmin/iade edilmeyen teminat mektubu için — depo edilmesi gerektiği, ilamsız takip ödeme emrinde ise alacaklı olduğu tutarın 482.056,93 TL, depo edilmesi gereken tutarın 16.240,00 TL çek yaprağı, 70.000,00 TL teminat mektubu olmak üzere 86.240,00 TL olarak yazıldığı beyan ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve denetimi yapılmıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içerisine alınan bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre; davacı —- asıl borçlu dava dışı —- imzalandığı ve davalı .— sözleşmede toplamda azami 780.000,00 TL’ye kadar müteselsil kefil sıfatıyla bahse konu sözleşmeyi imzaladığı, ancak asıl borçlu dava dışı borçlu— kredi borcunu ödememesi üzerine davacı tarafından ——– yevmiye sayılı ihtarname ile dava dışı asıl borçlu —–davalı müteselsil ——- tarihi itibariyle hesabın kat edildiği, ihtarnamenin 07/02/2019 tarihinde kefillere, 09/02/2019 tarihinde ise asıl borçlu —- tebliğ edildiği, ihtarnamede verilen 1 günlük mehil sonunda temerrüdün oluştuğu anlaşılmış olup, bankacı bilirkişinin 18/11/2021 tarihli raporunda yapılan hesaplama Mahkememizce de denetime elverişli, gerekçeli ve hükme esas alınmaya uygun bulunmuş ve bilirkişi raporuna göre ve davanın kısmen kabulüne, davalını—- yaptığı itirazın kısmen iptaline, toplam —– Vekalet Ücreti olmak üzere) üzerinden takibin aynen devamına, asıl alacak 445.314,02 TL takip tarihinden itibaren %29,25 (Yıllık) temerrüt faizi ve bu temerrüt faizin %5’i oranında —- uygulanmasına,, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Olayımızda davalının borcunun cari hesap ve ticari defterlere göre açık ve net olarak belirli ve belirlenebilir olduğundan İcra İflas Kanununun 67/2.maddesi gereğince asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 89.063,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Her ne kadar dava kısmen reddedilmiş olsa da, dava konusu uyuşmazlıkla ilgili olarak yapılan arabuluculuk görüşmelerine davalının katılmadığı, mazeret de göndermediği anlaşıldığından Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 25 ve 26/2. Maddeleri gözetilerek yargılama giderlerinini tamamından davalı taraf sorumlu tutulmuş, davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş ve dava öncesi —– ödenen arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nin 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davalının —- Esas sayılı takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE, toplam 475.795,73‬ TL (asıl alacak —- Ödemesi ve 606,00 TL İhtiyati Haciz Vekalet Ücreti olmak üzere) üzerinden takibin AYNEN DEVAMINA, asıl alacak — — takip tarihinden itibaren %29,25 (Yıllık) temerrüt faizi ve bu temerrüt faizin %5’i oranında — uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-) Asıl alacağın %20’si olan 89.063,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 32.501,60 TL karar ve ilam harcınadan Mahkememiz dosyasına yatırılan 5.822,05 TL peşin harç ile icra dosyasına yatırılan 2.410,28 TL harcın mahsubu ile bakiye 24.269,27‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-) Davacı tarafından yapılan — başvurma harcı, Mahkememiz dosyasına yatırılan 5.822,05 TL peşin harç ile icra dosyasına yatırılan 2.410,28 TL harç, 54,35 TL posta ve dosya masrafı ve 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 9.131,08‬ TL yargılama harç ve giderinin Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 25 ve 26/2. Maddeleri gereğince davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-) Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile —- arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
7-) Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
😎 Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 25 ve 26/2. Maddeleri gereğince davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
9-) 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.