Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/820 E. 2021/916 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/820 Esas
KARAR NO : 2021/916

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/11/2019
KARAR TARİHİ : 07/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılardan ….—- davacı şirketin kurucusu ve yasal temsilcisi —-kardeşi olduğunu, — tarihleri arasında —sigortalı çalışanı olarak, müvekkili ile —- arasındaki hizmet sözleşmesi uyarınca müvekili firma için çalıştığını, davalı …—kendi isteği ile istifa ettiğini, sonrasında davacı müvekkil şirket ile aynı alanda faaliyette bulunan davalı … kurduğunu, davalının kurduğu şirketin isminin müvekkil firma ismine çok yakın olacak şekilde tercihte bulunduğu, firma isimlerinin birbirine çok yakın olması sebebiyle şirketlerin —- benzerlik gösterecek şekilde tercih edildiğini, davalı şirketin, davacı şirketin sektördeki başarısından kaynaklanan ticari nüfuzundan istifade edecek şekilde ticari ünvan ve internet alan adı seçmek suretiyle haksız rekabete sebep olduğunu, davalılardan ….— henüz kendi bünyelerinde çalışmakta ve davacı şirketin müşterileriyle ilişkisi devam etmekte iken davacı şirketten ve yasal temsilcisinden habersiz olarak kendi şirketini kurma planları yaptığını, 15 Aralık 2018 tarihinde, müvekkili şirketin müşterilerinden olan bir —– kendisi adına şirket kuracağından bahisle elektrik faturasındaki iade işlemlerini ocak ayında yapacağını belirttiğini, davalı …—- davalı şirket —- adına sözleşme yapabilmek için, şirketin çalışanı sıfatıyla öğrendiği ticari sırları ve müşteri ilişkilerini kendi lehine kullandığını, davacı şirket çalışanı ve ortaklarına —– çıkartılan vekaletnameyi müvekkilinin haberi ve onayı olmaksızın müvekkili şirket ile ilişkisi kesilmiş olmasına rağmen 24.01.2019 tarihinde kullandığını —– başvuruda bulunduğunu ve bu başvuru nedeniyle müvekkili şirketin müşterisi karşısında açıklanması güç bir durumla karşı karşıya kaldığını, yine müvekkili ile —- sözleşmenin bitiş tarihi 08.05.2019 iken, davalı … tarafından ek protokol — tarihine çekildiğini, bu eylemler nedeniyle müvekkili şirketin maddi ve manevi zarara uğradığını, davalı …’—eylemlerinin TTK.m.55/l-a-4, 1-a-6, 1-b-1, 1-c-1 ile TBK.m.444 ve 49’a aykırılık oluşturduğunu, bu nedenlerle, davalı şirketin, davacı şirketin — ünvanına tecavüz etmek ve sair suretlerle haksız rekabette bulunduğunun tespitine, davalı şirketin ticari ünvanının kullanmasının yasaklanmasına, davalı şirketin —-kullanılmasının yasaklanarak erişimin engellenmesine, müşteriler nezdinde oluşturulan yanlış ve yanıltıcı beyanların düzeltilmesini, haksız rekabet nedeniyle oluşan şimdilik 50.000,00 TL maddi tazminat ve 50.000,00 TL manevi tazminatın arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği 23.09.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın da ikrar niteliğindeki beyanları doğrultusunda, davalı müvekkili … ile davacı şirket arasında herhangi bir iş akdinin veya sözleşmesinin bulunmadığını, müvekkilinin dava dışı——- sigortalı çalışanı olduğunu, müvekkilinden iş hukuku kapsamında talepte bulunabilecek kişinin — olduğunu, davacı tarafın aktif husumet ehliyetinin olmadığını bu sebeple davanın usulden reddi gerektiğini, marka hakkı ve tecavüzün önlenmesi yönündeki uyuşmazlıkların Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden, bu yönden de davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkili şirketin davacı firma ile iddia edildiği gibi aynı sektörde hizmetler sunmadığını, sunulan hizmetin çok daha farklı teknik konularda olduğunu, müvekkil …— davacı şirketin kurucu ve yasal temsilcisi olan dava dışı —-kardeşi olduğunu, her ne kadar 2016 yılı Temmuz ayında davacı şirkette çalışmaya başlamış olsa da, resmi sigorta girişinin — tarihinde davacı şirket yetkilisinin eşi —— ait şirkette yapıldığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı şirket bünyesinde müvekkili …’—- unvanıyla görev yapmış olsa dahi iş akdinin dava dışı —–olduğunu, davacı ile —arasında müvekkilinin sigorta başlangıcından dokuz ay sonra hizmet sözleşmesi yapılsa bile bundan haberdar olmadıklarını, davacı şirket ile— arasında bir dizi muvazaalı işlem bulunduğunu ve müvekkilinin bu işlemler nedeniyle mağdur edildiğini, müvekkilinin istifa etmesinin hazmedilmeyip huzurdaki davanın açıldığını, gerek davacı şirket gerekse hizmet sözleşmesi kapsamında davacı şirkete hizmet sunan — imzalanmış herhangi bir rekabet yasağı sözleşmesinin olmadığını, işçi/işveren arasında imzalanmış herhangi bir rekabet sözleşmesinin de bulunmadığını, dava konusu olayda TTK’da sayılan haksız rekabet hallerinin bulunmadığını, müvekkili firma ünvanının —– olduğunu, şirket ünvanları arasında—- bulunmadığı, dosyaya sunulan “—– sadece müvekkili tarafından kullanılmadığını, davacı şirket yetkilisi — tarafından geçmişte kullanıldığını ve hala kullanılmakta olduğunu, davacı şirket yetkilisinin kardeşinin işten ayrılacağını ve yeni bir şirket kuracağını öğrenmesiyle ileride açacağı davalarda kullanmak üzere müşterilere kardeşinin ağzından — — gönderdiğini, bunun için de bahsi geçen mail adresini kullandığını, müvekkilinin e-postalardan habersiz olduğunu, davacı tarafın kendi lehine hiç yoktan delil var ettiğini, dava dilekçesi ekinde sunulan elektronik posta içeriğinde ve diğer delillerde ticari sırdan bahsetmenin mümkün olmadığını, vekaletnameye istinaden işten ayrıldığı tarihten sonra 24.01.2019 tarihinde — ile ilgili olarak, vekaletnamenin kişilere özel vekaletname olduğunu, davacı şirket ile ilgisinin bulunmadığını, aksi durumun kabulü halinde müvekkilinin işten ayrılmasını takiben azilname düzenlenmesi gerektiğini, vekaletname sahibi üçüncü kişinin müvekkiline ulaşarak ——– —- imzalanmasını talep ettiğini, bu işlemin dava dışı şirket yetkilisinin bilgisi ve onayı dahilinde müvekkili tarafından yapıldığını, bu nedenle nasıl zor durumda kaldıklarını anlayamadıklarını, dava dışı —— bitiş tarihinin öne çekilmesini talep ettiğini, davacı şirket yetkilisi—- anında bundan haberdar olduğunu, dosyaya sunulan diğer —– müvekkilinin işten ayrılması nedeniyle takibinde olan işler konusunda gerekli bilgilendirmeleri içerdiğini, —- ile hiçbir ticari ilişkileri bulunmadığını, davacının iddia ettiği haksız rekabet şartlarının oluşmadığı, bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller
Tarafların —– arasına alınmıştır.
Davalı ….—- nüfus kayıt tablosu dosya arasına alınmıştır.
—- yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
Sözleşme yorum denetim uzmanı bilirkişi, marka ve patent hukuk alanında uzman bilirkişi ile mali müşavir bilirkişi heyeti kök ve ek raporları dosyaya sunulmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, 6102 sayılı TTK 55 vd maddeleri uyarınca davalının haksız rekabet oluşturan faaliyetleri olup olmadığı, şayet var ise bu faaliyetlerin tespiti, durdurulması, erişimin engellenmesi ve buna bağlı olarak bu hususun tazminat hükmedilmesi sonucunu doğurup doğurmayacağına dair 50.000,00 TL manevi tazminat ile HMK 107.maddesi uyarınca açılmış 50.000,00 TL maddi tazminat davasıdır.
Davacı tarafça dava dilekçesinde ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş olup, Mahkememizin 05.12.2019 tarihli ara kararı ile, 6100 sayılı HMK 389.maddesinde öngörülen şartlar oluşmadığından talebin reddine karar verilmiş, ara karara karşı kanun yoluna başvurulmamıştır.
Dosyada, davalılar vekili tarafından aktif husumet ve görev hususlarına ilişkin ususli itirazlarda bulunulmuş olup, ön inceleme duruşmasında husumet ve görev hususu da dahil, tüm dava şartlarının mevcut olduğu kabulüyle yargılamaya devam olunmuş, dosya, defter inceleme günü belirlenerek ve gerekli ihtaratlar yapılarak sözleşme yorum denetim uzmanı bilirkişi, — uzman bilirkişi ile mali müşavir bilirkişi heyetine tevdi edilmiş (heyete resen atanan bilirkişi— tarihli dilekçesi ile, dosyanın uzmanlık alanı dışında olduğunu belirterek dosyadan çekilmiş, yerine sözleşme yorum ve denetim uzmanı olarak bilirkişi— resen atanmıştır.); defter inceleme gün ve saatinde tarafların defterlerini hazır bulundurduğu, bilirkişi raporuna göre dosyadaki bilgi, belge ve ibraz edilen ticari defterler ışığında, tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu ve kendilerine adına delil teşkil ettiği, aynı hizmet sektöründe kullanıldığı tespit edilen ve marka değerlendirme kriterleri kapsamında, davacının hizmet markası ve ticaret unvanı olarak kullandığı “—– karşı tarafin marka ve ticaret unvanı olarak kullandığı “—- ibaresi iltibas bakımından karşılaştırıldığında, —- —- anlamına geldiği, her iki ibarenin anlam farklılığı —— ayırt edicilik vasfı taşıdığı, tüm unsurları dikkate alınarak karşılaştırılan davacı “—” markası ile davalı “—” markasının, tüketici nezdinde ayırt edicilik özelliği taşıdığı, markaların ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, esas unsur bakımından markaları ile aynı olan davacı ….—- davalı ….—— unvanının tüketici nezdinde ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunmadığı, tarafların markaları ile aynı veya ayırt edilemeyecek benzerlikte oluşturulduğu görülen davacının —– — ile davalının ——– adının, ayırt edicilik vasfını taşıdığı, tüketici nezdinde ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunmadığı, davacının iddia ettiği, davalı —— haksız rekabete ilişkin eylemlerin büyük kısmının, bu davalının, —–yanında sigortalı çalışanı olarak göründüğü ve davacı şirkete — hizmeti verdiği dönemde gerçekleştiği, bu dönemde davalı şirket—– ise henüz kurulmadığı, davalının iş akdinin sona ermesinden sonra, 24.01.2019 tarihinde vekaletname kullanması şeklindeki eylemi ile ilgili olarak, davalı şirketin bu şirket ile bir çalışması, ticari münasebeti ve davacının herhangi bir zararının tespit edilemediği, dosyada TBK.m.444 anlamında imzalanmış bir “rekabet etmemeyi yazılı olarak üstlenmeye” ilişkin bilgi/belge bulunmadığı, bu nedenle konunun TBK.m.444 kapsamında değerlendirilemediği, davalı …——, davacı şirkete — verdiği dönemde —– eylemlerinin TTK.m.55 kapsamında haksız rekabet veya TBK.m.49 kapsamında haksız fiil olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceğinin mahkemenin takdirinde olduğu rapor edilmiş, davacı tarafın rapora karşı itirazlarının değerlendirilmesi amacıyla aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış, sunulan ek rapora göre, bilirkişilerin ek rapordaki görüş ve düşüncelerinin, kök rapordaki görüş ve düşünceleri ile aynı olduğu görülmüş, bilirkişi kök ve ek raporlarının denetime elverişli, gerekçeli ve hükme esas alınabilir nitelikte olması sebebiyle yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması cihetine gidilmeyerek, davalı …—, davacı şirkete —– ilgili eylemlerinin değerlendirilmesinde, dosyada— davalı tarafından kullanılmadığı, davacı şirket yetkilisi —- getirildiği, davalı … ile davacı şirket yetkilisi — kardeş olmaları da göz önüne alınarak, bu e-posta adresinden gönderilen iletilerin, müşterilerce, davacı şirketten gönderilmiş olduğu algısını oluşturmasının hayatın olağan akışına ve somut olaya uygun olduğu, e-posta içeriklerine davacı tarafça ulaşılması ve dosyaya ibraz edilmesinden de anlaşılacağı üzere davacı şirket yetkilisi — tarafından da mail adresinin kullanılabildiği, bu hali ile bahse konu mailin davalı … tarafından atıldığı olgusunun sübut bulmadığı, dava dışı — ile ilgili işlemler yönünden, ilgili şirket yetkilisi tarafından, — göre, sözleşmenin süresinden önce bitirilmesi istenmiş olup, bu talebin dava dışı şirketten geldiği, davacı şirket yetkilisi— protokolden ve dolayısıyla sözleşmenin süresinden önce sonlandırılacağından haberinin olmamasının hayatın olağan akışına uygun düşmediği, bu eylem yönünden davalı …— herhangi bir haksız rakabet veya haksız fiil gerçekleştirdiği olgusunun sübut bulmadığı, sonuç olarak davacı tarafça iddia edilen eylemler yönünden davalıların haksız rekabet ve haksız fiil kapsamında kalan herhangi bir eylemleri tespit edilmediğinden davacının sübut bulmayan maddi ve manevi tazminat davalarının ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat ve manevi tazminat davalarının sübut bulmadığından ayrı ayrı REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.707,75 TL harcın mahsubu ile arta kalan 1.648,45 TL harcın dosyanın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile—- bütçesinden ödenen —arabuluculuk ücretinin
davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Maddi tazminat davası yönünden davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan — vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı ..—– ve davalı ….– verilmesine,
6-Manevi tazminat davası yönünden davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan–10/3 uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …—- ve davalı ….– verilmesine,
7-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.