Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/819 E. 2021/440 K. 21.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/819 Esas
KARAR NO: 2021/440
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/11/2019
KARAR TARİHİ: 21/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlu ——— davacı arasında ürün satışına dayalı ticari iş ilişkisinin olduğunu, taraflar bu ilişki içerisinde fatura ve cari hesaba dayalı olarak çalıştığını, davacı tarafından verilen hizmet ve sağlanan ürün ve mallar karşılığından davalı adına davalının bilgisi dahilinde —— bedelli fatura düzenlendiğini ancak fatura bedelinin davacıya ödenmediğini,—– yevmiye ihtarnamesinin keşide edildiğini , ticari ilişkiye istinaden cari hesaba göre tespit edilen güncel borç bakiyesi olan — faizleri ile birlikte ödenmesi davalıdan talep edildiğini, ——— sayılı dosyası üzerinden davalıya ödeme emri tebliğ edildiğini, davalının bu takibe itiraz ettiğini, itiraz üzerine takibin durdurulduğunu, davanın kabulü ile —- alacağın takip tarihinden itibaren takip talebinde yazılı oranlarla işleyen faizi, masrafları ile birlikte tahsili zımnındı, davalı tarafın ——— dosyasına vaki haksız itirazının iptali ile davalının % 20′ den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: 6100 Sayılı HMK’nın 126-131 maddeleri kapsamında davaya cevap dilekçesi verilmemiştir. Davalı şirket temsilcisi duruşmalara katılmamış; kendisini vekille temsil de ettirmemiştir.
DELİLLER: ——-dosyası ,———- Bilirkişi Raporu, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava İtirazın İptali ve tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve tarafların sulh olmaması arabuluculuğa da gitmek istememeleri nedeniyle uyuşmazlık belirlenerek işin esasının incelemesine geçilmiştir.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi; ———Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. ——– Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın ———-yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.——–Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.—— Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Davaya konu ——- sayılı icra dosyası getirtilerek incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile örtüştüğü görülmüştür.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, taraflar arasında mal ve hizmet alım-satımına dayalı ticari ve hukuki ilişki bulunduğu ve bu kapsamda davacı tarafından cari alacaktan kaynaklı alacağının davalı tarafından ödenmemesi üzerine davacı tarafından bu cari alacağa ilişkin olarak ilamsız icra takibi başlattığı, davalının vaki itirazı nedeniyle takibin durduğu ve yasal süresi içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafın bildirdiği tüm deliller toplanmış, davalı taraf ise ne davaya cevap vermiş ne de ticari defter ve kayıtlarını bilirkişi incelemesine hazır etmek üzere teslim etmiştir. Böylelikle dosya taraflar arasındaki alacağın varlığı ve miktarına ilişkin rapor verilmesi için bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi tarafından verilen rapor taraflara tebliğ edilmiş ve denetimi yapılmıştır. Yapılan incelemede davacı tarafından usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinin alacağın varlığını aynen tevsik ettiğine yönelik görüş bildirildiği görülmüştür. —- raporda açıklandığı gibi davacının davalıdan — fatura bakiye alacağı olduğu, tarafların —- aralarındaki faturalar konusunda mutabık oldukları, davacı tarafından davaya dayanak yapılan faturalar konusundaki ürünlerin davalı tarafa teslim edildiği, davalı tarafından bu faturalara ilişkin herhangi bir itirazının olmadığı, bakiye ücreti de ödediğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belge sunmadığı tespit edilmiştir.
Tüm bu nedenlerle davacı tarafın incelenen kayıtlarında davalının davacıya —– tutarda borçlu bulunduğu ve davacının alacağının varlığını ispat ettiği anlaşılmıştır. Yine davacı taraf bakiye alacağının ödenmesi için davalı tarafa ———yevmiye sayılı ihtarname gönderdiği, ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren — içerisinde ödenmesi konusunda mehil verildiği, ihtarnamenin — tarihinde tebliğ edildiği, — tarihinde temerrüt oluştuğu, bu nedenlerle davacının ——– işlemiş faiz alacağının da bulunduğu tespit edilmiştir.
Dosyaya mübrez işbu bilirkişi raporunun dosya kapsamı ile uyumlu, gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kabulü ile davalının ——- dosyasına karşı yapmış olduğu itirazının İİK’nın 67/1. maddesi gereğince iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa ticari temerrüt faizi uygulanmak suretiyle devamına karar verilmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise ——- kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Olayımızda davalının borcunun cari hesap ve ticari defterlere göre açık ve net olarak belirli ve belirlenebilir olduğundan İcra İflas Kanununun 67/2.maddesi gereğince asıl alacağın %20’si olan —– icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderleri, 326/1. Maddesi gereğince davanın kabul ve ret oranına göre taraflar sorumlu tutulmasına karar verilerek HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Davalının —sayılı takip dosyasına asıl alacak — ve işlemiş faiz — olmak üzere toplam — kısmına yönelik yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa —takip tarihinden itibaren—- ve değişen oranlarda ticari temerrüt faizi uygulanmak suretiyle DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-) Asıl alacağın %20’si olan —- icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.097,80 TL karar ve ilam harcınına peşin alınan 374,22 TL harcın mahsubuyla bakiye 1.723,58 TL karar ve ilam harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, davacı tarafından yatırılan peşin harçtan kabul ret oranına göre bakiye 358,97 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-) Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı 374,22 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı, 100,25 TL posta masrafı ve 600 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.125,27 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre 1.115,32 TL yargılama giderinin davalıdan davacıya verilmesine, kalan masrafların davacı üzerine bırakılmasına,
5-)-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-) Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ve red oranına göre 1.308,32 TL sinin davalıdan, 11,68 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
7-) Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT uyarınca 4.606,50 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
😎 Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT uyarınca 274,08 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
9-) 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı kabul edilen kısım için gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek dilekçeyle —— Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık; reddedilin kısım yönünden ise HMK.’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle kararın miktar yönünden İstinaf kanun yoluna başvuru sınırının altında kaldığı anlaşılmakla, KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/06/2021