Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/817 E. 2021/404 K. 14.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/817 Esas
KARAR NO: 2021/404
DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/11/2019
KARAR TARİHİ: 14/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı—Arasında —– —- dayalı olarak — yıllarında ticari ilişkinin olduğunu, taraflar arasında ——- alışverişinin gerçekleştiğini, söz konusu cari —– borç bakiyesinin —– meblağı davalının ödememesi nedeniyle davacı tarafından davalı şirkete ——–yevmiye numaralı ihtarname ile borç miktarı , ödenmesi gereken süre ve ödemenin yapılmaması halinde yasal yollara başvurulabeleceğinin bildirildiğini, tebliğ şerhinden de görüleceği üzere söz konusu ihtar — tarihinde davalı şirket daimi çalışanı —- tebliğ edildiğini, davalının——– tarihi itibariyle temerrüde düşürüldüğünü, dava şartını sağlamak hem de davalı ile uzlaşma amacıyla arabuluculuğa başvurulduğunu fakat davalı tarafın mazeretsiz olarak görüşmeye gelmemesinden bahisle görüşme yapılamadan anlaşamama tutanağının düzenlendiği, davalı taraf ile davalı arasında ticari ilişkinin bulunmadığını, davalı tarafın icra dosyasına ibraz etmiş olduğu borca itiraz dilekçesinde dava konusu borçla ilişkili olarak ” cari hesap alacağı yanlış hesaplanmış olup müvekkilin bu şekilde bir borcu mevcut değildir. Her ne kadar cari hesaptan kaynaklanan bir borç olduğu iddia edilse de borcun miktarı yargılamayı gerektirir niteliktedir. ” ibarelerine yer verildiğini, ticari ilişkinin varlığı davalı tarafça inkar edilmediğini, aksine cari hesabın yanlış olması nedeniyle iktara itirazın yapıldığı açıkça belirtildiğini, söz konusu ifadelerin ilişkinin varlığını ikrar ettiğini, davacı şirket ile davalı arasında kurulan ticari ilişki neticesinde anılan borca ilişkin başlatılan icra takibinde uygulanması gereken faiz oranı ticari faiz olduğunu, davanın kabulü ile—– dosyasına vaki itirazın — iptali ile temerrüt tarihi olan —- tarihi itibariyle asıl alacağa işleyecek ticari reeskont avans faiz ile birlikte devamına ve , davalının en az —- icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: 6100 Sayılı HMK’nın 126-131 maddeleri kapsamında davaya cevap verilmemiştir. Ayrıca davalı duruşmaya katılmamıştır.
DELİLLER:———– Bilirkişi Raporu, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasıdır.
Mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve tarafların sulh olmaması nedeniyle uyuşmazlık belirlenerek işin esasının incelemesine geçilmiştir.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi; ——–Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. —— Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın ——– yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —-Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.——- Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Davaya konu ——- dosyası getirtilerek incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile örtüştüğü görülmüştür.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, taraflar arasında mal ve hizmet alım-satımına dayalı ticari ve hukuki ilişki bulunduğu ve bu kapsamda davacı tarafından cari alacaktan kaynaklı alacağının davalı tarafından ödenmemesi üzerine davacı tarafından bu cari alacağa ilişkin olarak ilamsız icra takibi başlattığı, davalının vaki itirazı nedeniyle takibin durduğu ve yasal süresi içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafın bildirdiği tüm deliller toplanmış, davalı taraf ise davaya cevap vermemiş ancak defter ve kayıtlarını birlikişi incelemesine esas olmak üzere hazır etmiştir. Böylelikle dosya taraflar arasındaki alacağın varlığı ve miktarına ilişkin rapor verilmesi için bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi tarafından verilen rapor taraflara tebliğ edilmiş ve denetimi yapılmıştır. Yapılan incelemede tarafların usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinin TTK ve HMK’nın aradığı şartları taşıdığı ve delil niteliğinde olduğu, kayıtların birbirini doğruladığı ve ticari defter ve kayıtların sahibi lehine delil olma niteliğinde olduğu belirtilmiştir.
Davacının yapılan defter ve kayıtlarının incelenmesinde davalı cari hesabının —— borç bakiye göründüğü, davalının yapılan defter ve kayıtlarının incelenmesinde borç bakiyesinin —–göründüğü belirtilmiştir. Taraflar arasındaki cari hesap farkının esas itibariyle —— kambiyo senedinin davacı kayıtlarından çıkışının yapılmamasından kaynaklandığı, —- sayılı dosyalar üzerinden yapılan takipte davacı kayıtlarına —– tahsilat görüldüğü, senetle ilgili herhangi bir işlem yapılmadığı belirtilmiştir.
Tarafların cari hesapları incelendiğinde; —— tarihi itibariyle —–davalının bakiye borcunun görüldüğü, bu konuda kayıtlarda herhangi bir çelişkinin olmadığı, bu tarihten sonra yine tarafların cari hesap kayıtlarına göre ————-faturalar kesildiği, bunların haricinde herhangi bir fatura bulunmadığı, dolayısıyla davalının borcunun —— olduğu, fazlaya ilişkin talebin davacı tarafından kanıtlanamadığı anlaşılmıştır.
Tüm bu nedenlerle davacı ve davalı tarafın incelenen kayıtlarında davalının davacıya —— tutarda borçlu bulunduğu ve davacının alacağının varlığını kısmen ispat ettiği anlaşılmıştır. Dosyaya mübrez işbu bilirkişi raporunun dosya kapsamı ile uyumlu, gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kabulü ile davalının —– dosyasına karşı yapmış olduğu itirazının İİK’nın 67/1. maddesi gereğince kısmen iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa temerrüt faiz uygulanmak suretiyle devamına karar verilmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise ——- kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Olayımızda ise her ne kadar davacı tarafça davalıdan icra inkar tazminat talebinde bulunulmuş ise de alacağın teknik inceleme ile ortaya çıkması, likid olmaması karşısında 2004 sayılı İİK’da yer alan İcra İnkar Tazminatının yasal koşulları oluşmadığından talebin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekilinin İcra İflas Kanununun 67/2.maddesi gereğince kötü niyet tazminatı talebi ise, yargılama sonucunda davacının kısmen haksızlığına karar verilmiş olsa da davacının kötü niyetli olarak hareket ettiğine ilişkin hiçbir delil bulunmadığından koşulları oluşmadığı anlaşılmakla bu talebin reddine karar verilmiştir.
Yine her ne kadar dava kısmen reddedilmiş olsa da, dava konusu uyuşmazlıkla ilgili olarak yapılan arabuluculuk görüşmelerine davalının katılmadığı, mazeret de göndermediği anlaşıldığından Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 25 ve 26/2. Maddeleri gözetilerek yargılama giderlerinini tamamından davalı taraf sorumlu tutulmuş, davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş ve dava öncesi ——–bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nin 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Davalının——— takip dosyasına asıl alacak —- ve işlemiş faiz — olmak üzere toplam — kısmına yönelik yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa ———— takip tarihinden itibaren ———değişen oranlarda ticari temerrüt faizi uygulanmak suretiyle DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-) Şartları oluşmadığından davacı vekilinin icra inkar tazminat talebinin REDDİNE,
3-) Şartları oluşmadığından davalı vekilinin kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 703,81 TL karar ve ilam harcına peşin alınan 390,03 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 313,78 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-) ) Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı 390,03 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı, 62,75 TL posta masrafı ve 600 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.103,58 TL yargılama giderinın Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 25 ve 26/2. Maddeleri gereğince davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-) Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1, 13/2 maddesi uyarınca 4.080 TL nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-) Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 25 ve 26/2. Maddeleri gereğince davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-) Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
😎 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek dilekçeyle ——— Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/06/2021