Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/815 E. 2021/626 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/815 Esas
KARAR NO: 2021/626
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 27/11/2019
KARAR TARİHİ: 16/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, —– yolunda kuzey istikametine doğru devam ederken, yolun solundan caddeyi dikine kesen —– yolundan doğu istikametine doğru gitmekte olan —– davalının——— nitelikli aracın çarpması neticesinde maddi hasara uğradığını, olayda can kaybı yaşanmadığını, kişilerin vücut bütünlüğüne zarar gelmediğini, zararın yalnızca maddi ve manevi boyutta olduğunu, olayda can kaybı ya da yaralanma meydana gelmediği için olay yerine—– çağırılmadığını— plakalı —- sürücüsü ile —- plakalı aracın sürücüsü müvekkili arasında—– düzenlendiğini, taraflar bu tutanağı birlikte imzaladıklarını, müvekkilinin—- istikametine doğru seyir halindeyken, davalının sigortalısı kontrolündeki ticari taksinin sağ taraftaki sokaktan dikkatsiz ve hızlı bir şekilde, geçiş hakkı kendisinde olmamasına rağmen yola kontrolsüzce çıkması sonucunda maddi hasara maruz kalındığını, yoldaki geçiş üstünlüğü —- iddiasıyla, kendisinin aracına — taraftan çarparak maddi hasar meydana getiren aracın, davalı sigorta şirketi nezdinde — bulunduğunu ve bu sigorta poliçesi, kaza tarihini de kapsar şekilde, — tarihleri arasını riziko aralığı olarak belirlendiğini ve kaza tarihinin, — tarihi olduğunu, müvekkilinin kaza sonrasında aracının sol ön bölümünde meydana gelen çarpma etkisiyle uğranılan zararın giderilebilmesi amacıyla, — müracaat ettiğini, müvekkilinin —- aracının tamir masrafı, tam olarak — tuttuğunu , davalı sigorta şirketine—- başvuruda bulunulduğunu; zararlarının giderilmesi talep edildiğini ancak davalı şirket,— günlük yasal sürede de, sonrasında da taraflarına herhangi bir dönüş gerçekleştirmediğini bu nedenle müvekkilinin alacaklarının tahsil edilebilmesi amacıyla —- icra takibi başlatıldığını ancak —- sayılı dosyası ile başlatılan takibe davalının yapmış olduğu itirazın iptaliyle, takibin devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu—— teminat altına alındığını, davacı tarafa, olağanüstü hal kapsamında müvekkili şirkete iletilen bilgi ve belgelere istinaden bildirilerek ödeme almasına tedbir konulduğunu, davacı tarafa bu nedenle hasar aşamasında ödeme yapılamadığını, davacı tarafın —- kapsamında ödeme almasına ilişkin tedbirler konulduğunu savunarak husumet yokluğundan huzurdaki davanın reddi gerektiğini, bu nedenlerden dolayı; haksız ve mesnetsiz davanın esastan ve usulden reddine,—- takibinin kaldırılmasına, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : —— dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , Trafik kazası sonucunda meydana gelen hasar nedeniyle oluşan zararın tahsili için başlatılan icra takibine İtirazın İptali ve tazminat (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete karşın tarafların sulh olmaması nedeniyle tahkikata geçilmiştir. Tahkikat aşamasında ise deliller incelenip tartışılmış ve duruşmaya katılan davacı vekilinin son beyanları alınarak aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya esas—- dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu, davanın bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür. Ayrıca dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır
Bilindiği üzere Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmaktadır. Haksız fiilin unsurları ise eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak gösterilmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğmalı, zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ile zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir. Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Yukarıdaki yapılan genel açıklamalar ışığında somut olaya baktığımızda; davacıya ait — plakalı araç ile davalı şirkete zmms sigortalı dava dışı –adına kayıtlı,—– tarihinde trafik kazası meydana geldiği tartışmasızdır. —- olayda uyuşmazlığın temelinin meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle kusur ve hasar üzerinde yoğunlaştığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda delillerin inceleme sırasına göre dosya hasar ve kusur konusunda bilirkişi raporu verilmesi için——– verilmiştir. Bilirkişi tarafından verilen rapora göre davacının % 25 davalının sigortalısı araç sürücüsünün ise % 75 oranında kusurlu olduğu ,hasarın ise davaya konu hasarla aynı olduğu yönünde tespit, görüş ve rapor sunulmuştur. Bilirkişi raporu taraf vekillerini tebliğ edilmiş ve beyan ve itirazları değerlendirilmiştir. Buna göre dosya —- gönderilmiş ve kusur konusunda rapor istenmiştir. Ne var ki —tarafından kaza maddi hasarlı kaza tespit tutanağında kroki olmadığı ve levha durumunun anlaşılamadığı gerekçesiyle rapor tanzim edilemediği bildirilmiştir. Mahkememizce yapılan değerlendirmede kusur durum ve oranını belirlenmesinin sonuç olarak mahkemeye ait olması ve bu yöndeki bilirkişi raporlarının bağlayıcılığının bulunmaması karşısında mevcut deliller ışığında değerlendirme yapılması gerekmiştir.——olayda kaza tespit tutanağının kazanın maddi hasarlı oluşuna göre taraflarca hazırlandığı , tutanağa davalının sorumluluğundaki araç sürücünün kazaya ilişkin beyan yazarak sorumluluğu tamamen üzerine aldığı, davacının ise kusurlu olmadığı düşüncesiyle hiçbir beyan ve kaydının yer almadığı, davacının davalı —– sürücüsüne göre hasarlı kazalar yönünden hayat tecrübesi bulunmadığı ve tutanağı bu zanla imzaladığının düşünüldüğü, bilirkişi—– tarafından hazırlanan rapordan da açıkça anlaşılacağı üzere —- sürücüsünün kavşaklarda geçiş üstünlüğüne uymadığı ve işbu sürücünün kullandığı aracın kavşağa sol taraftar girdiği, bu durumun hasar dosyasından ve aracın tamirine ilişkin — irsaliyeli faturadan da açıkça anlaşıldığı, bu faturaya göre çarpmanın sol taraftan gerçekleştiğinin ve onarımın bu tarafa ilişkin olduğunun tespit edildiği, oluşa göre de kavşağa ilk giren ve bu hakkı bulunan davacının kazayı engellemesinin beklenemeyeceği ve kendisine hiçbir kusur atfedilemeyeceği sonuç ve kanaati hasıl olmuştur. —–Hasar konusuna gelince hasar tespitinin ekspertiz incelemesine dayanması ve bu incelemenin hasar dosyası kapsamında yapılması , mevcut fatura ve mahkememizce alınan ve benimsenen bilirkişi raporunda da aynen eşleşen hesap birlikte değerlendirilerek davaya konu hasar miktarı piyasa şartlarına uygun ve kadri maruf bulunmuştur. Binaenaleyh davacının, —- maddeleri nazarında davasını ispat ettiği ve davasında haklı olduğu sonuç ve kanaatiyle davanın kabulü ile — yapmış olduğu itirazın iptali ile icra takibinin asıl alacağa— takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle aynen devamına karar verilmiştir. Ancak olayın haksız fiilden kaynaklanması, uyuşmazlığın yargılamayı gerektirmesi ve sonuca yapılan yargılama ve bilirkişi raporu sonucunda ulaşılması, kusur durumunun ve oranının mahkememizce tayin edilmesi karşısında davalı borçlu yönünden alacağın likit ve muayyen olmadığının anlaşılması nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebi ise dinlenmemiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —– bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nın 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun —- yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa —— takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle aynen DEVAMINA,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin, koşulları oluşmadığından REDDİNE,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 341,36 TL karar ve ilam harcınına 61,55 TL peşin harç ile icra dosyasında alınan 25,48 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 254,33 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca—–bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı 61,55 TL peşin harç , 6,40 TL vekalet harcı, 113,25 TL posta masrafı ve 500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 725,60 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL nispi/maktu vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konudaYazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda 6100 sayılı HMK.’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle kararın, miktar yönünden——- İstinaf kanun yoluna başvuru sınırının altında kaldığı anlaşılmakla, KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/09/2021