Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/81 E. 2021/858 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/81 Esas
KARAR NO: 2021/858
DAVA: Menfi Tespit/İstirdat(Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/02/2018
KARAR TARİHİ: 18/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit/İstirdat (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalıya kendisine kredi çekmesi karşılığında ——senet tanzim ederek teslim ettiğini, Müvekkilinin —–şeklinde teminat senedi şerhi düşüldüğünü, Müvekkilinin söz konusu tem. Senedine ilişkin aylık kredi taksitlerinin bir kısmını bankadan bir kısmını ise —– numarasını belirtmek suretiyle gerçekleştirdiğini, müvekkilinin kredi ödemelerini vadeleri geldikçe ödemesine rağmen davalının kötü niyetli olarak müvekkili hakkında icra takibine giriştiğini, müvekkilinin ——vade tarihli senedin müvekkili tarafından düzenlenmekle beraber —– borcunun olmasının söz konusu olmadığı, müvekkilinin ödemelerin tamamını davalının —— nezdindeki hesabına yatırdığını. Bu hususun söz konusu bankadan celpedilecek belgelerle tespit edileceğini, açıklanan sebeplerle takibin durdurulması ve akabinde iptaline, ——– bedelli senedin teminat senedi olduğunun tespitine ve teminat senedi ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamayacağından takibin iptaline, senedin çekilen krediye ilişkin teminat niteliğinde olduğundan kredi ödemelerinin yapılması nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP/TALEP :
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından evlilik vaadiyle—kandırıldığını, söz konusu olan senetin ——– tarihinde düzenlendiğini, — tarihinde de vadesinin bittiğini, kendisinin davacı için kredi çekmediğini, kendisi için kredi çektiğini ve bunun tutarının da — olduğunu davacıyı —şikayet ettiğini, davacı ile düzenledikleri senetin ödeme şeklinin — aylık süreyi kapsadığını ve davacının —— plakalı aracını satarak ödeyeceğini söylediğini, kendisinin de davacıya —- süre ——para vererek işbu senedi aldığını, vade tarihinden itibaren davacının borcunu ödemesi için —– ay beklediğini fakat davacının herhangi bir ödeme yapmadığını, davacının senedi düzenlerken herşeyi planlayarak senedin üzerine —— tarihinde olmayan bir krediyi not düştüğünü, ancak senedin düzenlendiği tarihte kendisinin üzerinde herhangi bir kredi borcu bulunmadığını, bahsedilen kredinin — tarihinde kendisi için çektiği kredi olduğunu, davacının aydan aya parça parça ödediği borçların ziynet nakit ve fatura ödemeleri için olduğunu, söz konusu senet için davacının kendisine hiç bir ödeme yapmadığını belirterek tedbir kararının kaldırılmasını, haksız ve kötü niyetli davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —- tarihli beyanında özetle; davacının yatırmış olduğu tutarların dana önceki beyanlarında bildirmiş olduğunu söylediği—–bileziğe ait borç ödemesi olduğunu, davacı vekilinin beyanlarında kredi borcuna dair yanlış bilgiler verildiğini, davacının bilezik borcunu ödediğini kredi borcunu ödemediğini belirttiğini, söz konusu ödemelerin başlangıcı ile senedin tarihinin alakasız olduğunu buradan kendisine yatırılan tutarların kredi ödemesi olmadığının anlaşılacağını, davacının ve avukatının mahkemeyi yanıltmaya çalıştıklarını, şahıslar ile hiçbir alakasının kalmadığını belirterek asılsız ve mesnetsiz davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER : —– ———Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava, İİK’nın 72 Maddesine göre Menfi Tespit/İstirdat (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Dosya mahkememize——– sayılı görevsizlik kararı sonucunda gelmiştir. Mahkememizce gerekli usulü işlemler yerine getirilmiş ve yargılamaya devam edilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Dosya arasında bulunun – incelenmiş ve dava dosyası ile uyumlu olduğu görülmüştür. Yapılan— incelemede Kambiyo senetlerine özgü takip yoluyla ——- bedelli bonoya dayalı olarak icra takibi başlatıldığı ve icra takibine konu alacağın yargılama sırasında ödendiği ve davanın istirdat davasına dönüştüğü anlaşılmıştır.
Öte yandan menfi tespit ve istirdat davalarının niteliği gereği kısmi dava veya belirsiz alacak davası olarak açılması mümkün görülmediğinden dava değeri üzerinden harç tamamlatılmış ve yargılamaya devam edilmiştir.
Davacı icra takibine dayanak bono dolayısıyla borcunun bulunmadığını işbu bononun kredi karşılığında teminat olarak verildiğini ancak kredi borçlarını ödemesine rağmen senedin iade edilmediğini öne sürmektedir. Davalı iddianın asılsız ve yersiz olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlık İİK’nın 72/3 ve akabinde İİK’nın 72/7 maddesi gereğince açılmış dayanak bono nedeniyle borçlu olup olunmadığının tespitine ve ödenen paranın istirdadına ilişkindir.
Bilindiği üzere menfi tespit davasında ispat yükü kural olarak alacaklıdadır. Ancak kambiyo senetleri sebepten mücerret olduğundan borçlu olmadığının ispat yükümlülüğü davacı-borçlu tarafa aittir. Davacı taraf bononun teminat bonosu olduğunu yahut gerçek bir borcu yansıtmadığını 6100 Sayılı HMK’nın 200 ve 201. maddeleri gereği yazılı delil ile ispatlamalıdır. Zira karine olarak bir kambiyo senedinin mevcut bir borcun ifası veya itfası amacıyla verildiği kabul edilir.Kambiyo senetleri birer ödeme aracıdır. Borçlu, bononun teminat bonosu olduğu yönündeki iddiasını yazılı delil ile ispatlamalıdır.Bu konuda tanık dinletilmesi de mümkün değildir. ——
Yukarıda yapılan açıklamalar, toplanan deliller ve yapılan yargılamaya göre somut olaya bakıldığında; öncelikle ——— sayılı icra takibine dayanak yapılan senedin TTK’nin 776. maddesi hükmünde öngörülen zorunlu unsurları içerdiğinden Bono niteliğinde kambiyo senedi olduğu anlaşılmıştır.
Dava ve takibe konu bono unsurları itibari ile geçerli bulunmaktadır. Sebepten bağımsız olarak soyut bir hukuki işlem şeklinde olan senetten dolayı borç altına giren kişilerin gerçekte borç ilişkisinin bulunmadığına yönelik iddialarını ispat etmesi gerekmektedir. Bu anlamda genel karine gereğince borç ikrarı anlamı taşıyan bonodan dolayı alacaklı hamilin alacağını ispat etmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Bonodaki keşideci imzasının davacının eli ürünü olduğu anlaşıldığına göre davacı bu bononun bedelsiz olduğunu dava değeri de gözetildiğinde HMK’nin 200. maddesi uyarınca aynı kuvvet ve mahiyetteki yazılı delillerle ispat etmelidir.
—– da belirtildiği üzere; bir senedin teminat senedi vasfını taşıyabilmesi için ise; ya senet metninde açık olarak teminatın hangi hususta verildiği belirtilmeli, ya da ayrı bir sözleşmeyle söz konusu teminat senedine atıf yapılarak senedin teminat senedi olduğunun belirlenebilir olması sağlanmalıdır. Senet üzerine yazılacak olan “teminattır” ibaresi tek başına senede teminat senedi olma hüviyetini kazandırmaz. “teminat senedidir,” “devredilemez”, “ciro edilemez”, ibareleri tek başına geçersiz olup, hiç yazılmamış kabul edilir. Bir senedin teminat senedi olduğunu ileri süren taraf bunu yazılı bir belge ile ispatlamalıdır.
Bu ilkeler yanında dava konusu bono üzerinde ‘benim için çekilen krediye istinaden verilen senet’ ibaresi yer aldığından taraflarca gösterilen tüm deliller toplanmış ve kredilere ilişkin banka kayıtları celbedilmiş ve dosya hesap için bankacılık konusunda hesap uzmanı bir bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi—-tarafından hazırlanan raporda özetle; davalının ——yatırıldığı bunlardan sadece birinde senet ödemesi açıklamasının yapıldığını ,davacı tarafından yapılan net ödemenin —–olduğu yönünde tespit ve görüşlere yer verilmiştir. Bilirkişi raporu davacı vekiline ve davalıya tebliğ edilmiş ve itiraz ve beyanlarda değerlendirilmiştir. Bu kapsamda bilirkişi raporu yeterli görüldüğünden ek rapor alınmasına gerek görülmemiştir. Yapılan değerlendirmede öncelikle dosyaya yansıyan taraflar arasındaki beşeri ve ekonomik ilişki çerçevesinde çekilen kredinin gerçekten davacı tarafından kullanıldığının belirgin olmadığı, esasen kredinin davalı tarafından kısmen kullanıldığı kısmen de nakit olarak çekildiği, davacı tarafından davalı hesabına banka kanalıyla yapılan kısmi ödemelere bakıldığında da kambiyo senedine doğrudan doğruya ve açıkça bir atıf yapılmadığı, kredi miktarı — yapıldığı iddia edilen ödemelerin —- senedin toplam miktarının da ——- anlaşıldığından az yukarıda açıklanan kambiyo senetlerinin niteliğine göre savın ispat edilemediği sonuç ve kanaati hasıl olmuştur. Bunun üzerine davacı taraf dava dilekçesinde yemin deliline dayandığından bu husus hatırlatılmış ancak duruşmada yemin teklif etmedikleri mevcut delil durumuna göre davanın kabulüne karar verilmesi beyan edilmiştir. Binaenaleyh, 4721 Sayılı TMK’nin 6. ve 6100 Sayılı HMK’nın 190, 200, 225 vd. maddeleri gereğince ispatlanmayan davanın reddine karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. maddesine göre tamamen davacı taraf sorumlu tutulmuş ve 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Yapılan Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 57,56 TL peşin harç ve 267.00 TL tamamlama harcı toplamından (324,56) mahsubuyla bakiye 265,26 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-)Davalı tarafından yapılmış yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine; işbu konuda yazı işleri müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda ;6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle —- Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/11/2021