Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/80 E. 2021/736 K. 11.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/80 Esas
KARAR NO: 2021/736
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/09/2019
KARAR TARİHİ: 11/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirkete ile müvekkil şirket arasında ticari bir ilişki olduğunu ticari ilişkiden doğan cari hesap ekstresinde davalı firmanın borçlu olduğunu, bu nedenle — dosyası ile aleyhine açılan ödeme emrine itiraz edildiği—- numaralı dosyasına konu alacağa borçlunun faiz oranına ve işlemiş faize ilişkin itiraz ettiği yapılan itirazla takibin durduğu ileri sürülerek davanın kabulü ile —- dosyasındaki takibin devamına, davalı borçlunun %50 den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesi, yargılama masrafi ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkil şirket ile davacı şirket arasında bir sözleşme olmadığından genel yetki kuralı gereği takibin davalı müvekkil şirketin yerleşim yeri icra dairesinde yapılması gerektiğini davaya konu icra takibinin yetkisiz icra müdürlüğünde başlatıldığını, müvekkil şirket ile davacı şirket arasında bir sözleşme olmadığından takibe ve davaya dayanak olarak sunulan belglerin fatura niteliği taşımadığını, bu halde fatura sıfatı taşımayan belgeleri —– anlamında sonuç doğurmayacağını, müvekkil şirket yetkilileri takipte alacaklı görünen tarafa hiçbir borçlarının olmadığını huzurdaki davanın yetkisiz mahkemede açıldığından davanın reddine yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
—– esas sayılı dosyası dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasıdır.
Mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve tarafların sulh olmaması ve arabuluculuğa da başvurmaması nedeniyle uyuşmazlık belirlenerek işin esasının incelemesine geçilmiştir.
——— talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, —- varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.—- davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —- yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —-Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.——– Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Davaya konu —-sayılı icra dosyası getirtilerek incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile örtüştüğü görülmüştür.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, taraflar arasında mal ve hizmet alım-satımına dayalı ticari ve hukuki ilişki bulunduğu ve bu kapsamda davacı tarafından cari alacaktan kaynaklı alacağının davalı tarafından ödenmemesi üzerine davacı tarafından bu cari alacağa ilişkin olarak ilamsız icra takibi başlattığı, davalının vaki itirazı nedeniyle takibin durduğu ve yasal süresi içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı ve davalı tarafın bildirdiği tüm deliller toplanmış, davalı cevap vermiş ancak bilirkişi incelemesine esas olmak üzere ticari defterlerini sunmamıştır. Dosya taraflar arasındaki alacağın varlığı ve miktarına ilişkin rapor verilmesi için bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi tarafından verilen rapor taraflara tebliğ edilmiş ve denetimi yapılmıştır.
Bilirkişinin — tarihli raporunda; Davacı tarafın—- yılları ticari defterlerinin—– göre usulüne uygun tutulmuş olduğu, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı için davalı tarafın defterleri üzerinde inceleme yapılmadığı, davacı tarafından davalı tarafa — toplam —-tutarlı irsaliyeli fatura şeklinde düzenlendiği, bu faturalara karşılık davalı tarafından —- ödeme yapıldığı, davacı tarafın davaya konu satış faturalarını yasal süresi içerisinde — bildirdiği, davalı tarafın davaya konu satış faturalarını yasal süresi içerisinde ——bildirdiği, davalı tarafın davacı tarafa takip tarihi itibariyle —- cari hesap bakiye borcu olduğu tespit edilmiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, alınan bilirkişi raporlarına ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında cari hesaptan kaynaklı alacak borç ilişkisi bulunduğu, her ne kadar davalı taraf davacıya borçlu olmadığını bildirmiş ise de, dosya içerisinde bulunan ve bilirkişi tarafından da tespit edilen dava ve takip konusu fatura ve irsaliyeler ile tarafların —–bildirdikleri—– alındığında davalının itirazlarının yerinde olmadığı, davacının davaya konu faturalardan kaynaklı teslim hususunu ispat ettiği, yine davalının bakiye borcun ödendiğine dair herhangi bir belge ve bilgi de sunmaması nedeniyle davacının —– tutarında davalıdan alacağının varlığını ispat ettiği anlaşılmıştır. Dosyaya mübrez işbu bilirkişi raporunun dosya kapsamı ile uyumlu, gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kabulü ile davalının —— dosyasına karşı yapmış olduğu itirazının İİK’nın 67/1. maddesi gereğince iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa avans faiz uygulanmak suretiyle devamına karar verilmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise —– uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Olayımızda davalının borcunun cari hesap ve ticari defterlere göre açık ve net olarak belirli ve belirlenebilir olduğundan ———–icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yine davacının kötü niyeti ispat edilemediğinden davalının kötü niyet tazmiat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davalının—-sayılı takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE, icra takibinin asıl alacak —- takip tarihinden itibaren —- değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen DEVAMINA,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-) Asıl alacağın %20’si olan —-icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-) Davacının kötü niyeti ispat edilemediğinden davalının kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
4-)Harçlar Kanunu gereği alınması gereken —– başlangıçta peşin alınan — harcın mahsubu ile davanın kabul ve ret oranına göre bakiye —karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-) Davacı tarafından yapılan —- yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre —- davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan masrafların davacı üzerine bırakılmasına,
6-) Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-) Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
😎 Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —-vekalet ücretinın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-)—— arabuluculuk ücretinden davanın kabul ve ret oranına göre —- davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
10-) 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda —— tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize verilecek dilekçe ile ——— Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/10/2021