Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/793 E. 2021/661 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/793 Esas
KARAR NO: 2021/661
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/11/2019
KARAR TARİHİ: 23/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasında yapılan yargılama sonucunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketi ile davalı —- ilişki ve alışveriş gereği müvekkilinin davalı yana —-verdiğini, bu alışveriş gereği aralarında masraflar ve ürünler gibi bir çok alacak kalemine dayalı cari hesap tutulduğunu, bununla ilgili olarak müvekkilinin davalı yana düzenli olarak faturalarını düzenleyip gönderdiğini, davalı firmanın bu faturalara itiraz etmediği gibi herhangi bir ödeme de yapmadığını, bu nedenle —–sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının malların teslim edilmediğini iddia ederek takibe itiraz ettiğini, müvekkil şirketin dava konusu toplam —– faturanın ve buna ilişkin sipariş formlarının ve sevk irsaliyelerinin hukuka uygun bir şekilde düzenlenip davalı yana gönderdiğini, dava konusu faturalar, sevk irsaliyeleri ve yükleme listeleri incelendiğinde tüm teslimatların davalı yanın talimatları doğrultusunda yapıldığının görüleceğini, faturaların ve teslim edilen malların sevk irsaliyeleri —— olmasına rağmen davalı yanın mallar teslim edilmedi iddiası ile iade faturalarını — tarihinde kesip müvekkil şirkete gönderdiğini, davalı yandan malların teslim edilmediği iddiasının da bu tarihlerden çok sonra geldiğini, akabinde söz konusu iade faturalarına —- müvekkilince itiraz edildiğini ve faturaların iade edildiğini, kanunen zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, iki tarafın da ticari şirket olduğunu, müvekkilinin düzenleyip davalı yana gönderdiği faturaların ne miktarına ne de içeriğine —– davalı yan tarafından herhangi bir itiraz olmadığını ileri sürerek fazlaya dair talep ve başkaca dava haklar saklı kalmak kaydı ile, borçlunun haksız itirazlarının iptali ile takibin devamına, takibe haksız olarak itiraz eden borçlu aleyhine % 20 ‘en az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ———yapılması gerektiğini, davanın yetkili —– açılması gerektiğini, davacı tarafça sunulan sevk irsaliyelerindeki imzaların davalı müvekkil şirketin yetkilileri tarafından imzalanmadığını, teslim edilip bedelleri ödenmediği iddia edilen mallara ilişkin önceden fatura kesildiğini, sevk irsaliyelerinin yetkili tarafından imzalanmadığı için geçersiz olduğunu, Müvekkilinin usule uygun mal teslimi yapılmaması sebebiyle davacı tarafa faturaları iade ettiğini, malın teslim edildiğinin ispat yükünün satıcı tarafta olduğunu, davacı tarafın—– yazılı belge olarak sunduğu sevk irsaliyelerinin tamamının usule aykırı düzenlendiğini, haksız olarak başlatılan icra takibine yapılan İtiraza karşı yetkisiz mahkemede açılan itirazın iptali davasının öncelikle yetkisizlik sebebiyle reddine, esasa ilişkin itirazlarının kabulüyle davanın esastan reddine. müvekkil lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER:————, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava İtirazın İptali ve icra- inkar tazminatı (Ticari Satımdan Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete karşın tarafların sulh olmak istememeleri üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş, deliller incelenmiş ve karar duruşmasına katılan taraf vekillerinin son sözleri dinlenip zapta geçilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya esas——- üzerineden getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere 2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesinde;—- Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.—-Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —- yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —-Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.—— Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır.
Yapılan açıklamalar, anılan yasal düzenlemeler, toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda somut olaya bakıldığında evvelin, ———– dosyasından davalı-borçlu hakkında satış sözleşmesi ve cari hesap ilişkisi kapsamında kesilen faturalara dayalı olarak icra takibi başlatıldığı ,icra takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce açılan dava üzerine taraf teşkili sağlanarak işin esasının incelenmesine geçilmiş ve taraflarca gösterilen deliller toplanmış, tarafların bağlı bulunduğu—– uyuşmazlığa ilişkin dönemlere ait —–getirtilmiştir. Akabinde dosya, davacı şirketin —– mahkememiz yargı çevresinde olması nedeniyle işlem kolaylığı açısından davacının ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak rapor düzenlenmesi için —- bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi ——–tarafından davacının ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan işbu rapora göre özetle; davacının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve sahibi lehine delil vasfı taşıdıkları, tarafların tacir olduğu ve aralarında ticari ilişki bulunduğu, davacının beyan sınırının üstünde kalan faturaları— beyan ettiği , davalının da aynı şekilde beyan sınırının üzerindeki faturalar—olarak beyan ettiğinin tespit edildiğini, davalının süresinde işbu faturalara itiraz etmediği ve bu nedenle malların teslimine ilişkin itirazının dinlenemeyeceği, davalı tarafından düzenlenen iade faturalarının ,—– ait faturalara istinaden malların teslim alınmadığına ilişkin iade faturalarının —- düzenlenmesinin ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve sonuç olarak davacının —- olduğu yönünde tespit, görüş ve rapor verilmiştir. Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş ve vaki itiraz ve talepler değerlendirilmiş ve ek rapor alınması veya farklı bilirkişiden rapor alınmasına yönelik talepler mevcut rapor yeterli görülerek dinlenmemiştir. Öte yandan mübrez bilirkişi raporuna göre dava yeterince aydınlandığı için usul ekonomisi ilkesi gereğince davalı defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak rapor alınmasına gerek görülmemiştir. Zira Mahkememizce mevcut bilirkişi raporunun denetimi yapılmış ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, taraflar arasında satış sözleşmesi ve ticari ilişkisinin tartışmasız olduğu, takibe konu — adet faturaya tebellüğden itibaren —-günlük yasal süresi içinde itiraz edilmediği gibi işbu faturaların ticari defterlerine işlenerek beyan sınırı olan — üzerindeki faturaların ——beyan edildiği ve tarafların vergi dairesi kayıtlarının birbirini doğruladığı, cari hesap ilişkisine ve faturalara göre davalının takibe konu borcu ödediğine ilişkin bir savunma ve belge sunmadığı anlaşılmakla takibe konu alacak açıkça sabit kabul edilmiştir. Çünkü faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır. Artık bu kişi fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir. Davalı taraf bu yönde bir delil ve belge getirmemiştir. Davacı tarat davalının faturaları ticari defterlerine işleyerek vergi dairesine beyan etmesi karşısında malların teslim edildiğini yazılı olarak ispatlamış durumdadır. Bu nedenle davalının malların teslim edilmediğine yönelik savunması dinlenmemiştir.—— davacı şirketin davasını —- maddeleri nazarında usulüne uygun olarak tutulan ticari defter ve kayıtları ve bilirkişi raporuna göre açıkça ispat ettiği anlaşılmıştır. Binaenaleyh dosyaya mübrez sözü geçen bilirkişi raporunun gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kabulü ile,—takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile icra takibinin asıl alacağa —- takip tarihinden itibaren avans işlemlerinde uygulanan —değişen oranlarda ticari temerrüt faizi işletilmek suretiyle aynen devamına karar verilmiştir.
Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise —– kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda alacağın gerçek miktarı belli olmasının yanında, davalı taraf da sözleşme ilişkisi gereğince borcunun varlığı ve miktarını kendi ticari defter ve belgeleri nazarında açık ve net olarak belirleyip tespit edebilir durumdadır. Bu nedenlerle davalının itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve davalı-borçlu yönünden cari hesap ilişkisine, faturalara, sevk irsaliyelerine ve özellikle vergi dairesi kayıtlarına göre dava konusu alacak/borç muayyen/likit olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince şartları oluşmakla asıl alacağın %20’si olan ——icra-inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine de hükmedilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —- bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de yargılama gideri kapsamında davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KABULÜNE,
2-) 2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun—- dosyasına yapmış olduğu itirazının İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa —— takip tarihinden itibaren avans işlemlerinde uygulanan %19,50 ve değişen oranlarda ticari temerrüt faizi işletilmek suretiyle aynen DEVAMINA,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulüyle; asıl alacağın —- % 20’si olan —- icra-inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 13.080,22 TL karar ve ilam harcınına 2.312,64 TL peşin harç ile icra dosyasında alınan 957,42 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 9.810,16 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —–bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 2.312,64 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı, 66,10 TL posta masrafı, 700,00 TL Bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.129,54 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1, maddeleri uyarınca hesaplanan 21.853,83 TL nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine; işbu hususta Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle——Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/09/2021