Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/792 E. 2020/108 K. 19.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/792
KARAR NO : 2020/108

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 25/11/2019
KARAR TARİHİ : 19/02/2020

Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı tarafından verilen dilekçe ile; ayrıntısı dilekçede belirtilen şekilde; kendisinin %99 oranında hissedarı ve şirketin son müdürü olduğunu belirttiği “——- TTK. Geçici 7. Maddeye göre 07/07/2014 tarihinde resen terkin edildiği ancak daha sonra yapılan araştırmaya göre şirket adına kayıtlı ve —- plakalı aracın olduğunun tespit edildiği ileri sürülerek davacı şirketin ihyasına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı—-vekili cevap dilekçesinde özetle; konuya ilişkin yasal düzenlemeler ile davalının yasal hasım konumunda olduğu hatırlatılarak ve ticaret sicilinin mevzuata uygun işlem yaptığı ileri sürülerek davanın reddine ve yargılama giderlerinden karşı tarafın sorumlu tutulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
Ticaret sicilinin cevabına, duruşmada yapılan irdelemeye ve dosya kapsamına göre “—— ve geçici 7. Madde uyarınca resen terkin edilmiş olduğu ve davayı açan —–söz konusu şirketi münferiden temsile yetkili olduğu belirlenmiştir.
Temin edilen araç kaydına göre — plakalı aracın “—” adına kayıtlı olduğu belirlenmiştir.
Dava şirketin ihyası davasıdır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. Maddesinin 2. fıkrası:
”(2) Davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz.”
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. Maddesinin 15. fıkrası:
”(15) Bu maddede düzenlenmeyen hususlarda ilgili kanun ve esas sözleşmelerde öngörülen usullere göre hareket edilir. Bu madde gereğince tasfiye edilmeksizin unvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek malvarlığı, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal eder. Hazine bu şirket ve kooperatiflerin borçlarından sorumlu tutulmaz. Tasfiye memurlarının sorumlulukları konusunda, özel kanunlardaki sorumluluğa ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun veya Kooperatifler Kanunu hükümleri uygulanır. Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.”
Şeklinde olup yukarıya aynen alınmıştır.
Söz konusu 15. Fıkra düzenlemesine göre ihya davası 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiği halde somut olayda şirketin 07/07/2014 tarihinde terkin edilmesinden 5 yıldan fazla bir süre geçtikten sonra davanın 25/11/2019 tarihinde açıldığı ve dava sebebine göre davanın söz konusu geçici 7. Madde kapsamında kaldığı ve söz konusu 15. Fıkra düzenlemesinin geçerli olduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak davanın geçici 7. Maddenin 2. Fıkrası kapsamında olmayıp şirket adına kayıtlı söz konusu araç nedeni ile açılmış olması karşısında geçici 7. Maddenin 15. Fıkrası kapsamında 5 yıllık hak düşürücü süreye tabi olması, 07/07/2014 terkin tarihi, 25/11/2019 dava tarihi, söz konusu yasal düzenleme, dava sebebi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde hak düşürücü süre içinde açılmayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varıldığından bu doğrultuda aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Hak düşürücü süre içerisinde açılmayan DAVANIN REDDİNE,
2-Maktu karar harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 10 TL harcın davayı açan şirket müdürü———– Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı vekili için tarife gereğince belirlenen 3.400,00 TL maktu avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere davacının yüzüne karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi