Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/79 E. 2021/607 K. 13.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/79 Esas
KARAR NO: 2021/607
DAVA: Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ: 11/09/2019
KARAR TARİHİ : 13/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—–sigortalı– malik ve işleteni olduğu — tarihinde davacıya ait— araca çarpmak suretiyle —– ilçesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, mevcut kazada davalıya sigortalı aracın sürücüsü kazanın meydana gelmesinde % 100 asil kusurlu olduğunu, eksper raporunda hasarlanan parçalar eksik ve hatalı tespit edildiğini, — parça yerine eşdeğer ya da yan —– kullanıldığını, parça fiyatlarının düşük hesaplandığını, parça fiyatları üzerinden haksız ve hukuka aykırı iskonto yapılarak davacının mağdur edildiğini, davacının orjinal parça ile değişim yapılmasını talep etme hakkının bulunduğunu, ancak davacıya —– tanınmaksızın araçta meydana gelen hasar eşdeğer ya da yan sanayi ürünlerle onarıldığını, davacının aracında hasara uğrayan parçalar orjinal olduğunu, onarımın ancak ——üzerinden yapılmasının gerektiğini, davacının uğramış olduğu gerçek zarar davalı sigorta şirketince tazmin edilmediğini, davacıya ait araçta davaya konu kaza sebebiyle meydana gelen hasar miktarı bağımsız eksper tarafından —– edildiğini, kaza sebebiyle davacıya ait araçta meydana gelen gerçek hasar bedelinin ödenmesi amacıyla davalı şirkete —- tarihinde yazılı başvuru yapıldığını ancak davacı tarafa herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalının gerçek zararı ödeme yükümlülüğüne —- dahil olduğunu, ayrıca hasarlı araçta meydana gelen zararın tazmin edilmesi sırasında herhangi bir tedarik iskontosu uygulanmasının kabul edilemeyeceğini, asıl olan gerçek zararın tazmin edilmesinin olduğunu, asıl olan aracın onarılması değil, zararın giderilmesinin gerektiğini, davacı tarafından davalıya —-tarihinde ihtarname gönderildiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kaza sebebiyle oluşan hasar onarım alacağının şimdilik ——– ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faiz oranı üzerinden ve kaza tarihinden , kabul görülmez ise ihtar tarihinden itibaren işletilecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tazminine, vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı tarafın davacı tarafça açılan davaya konu trafik kaza tarihinin —tarihi olduğunu, mahkemede açılan dava tarihinin ise —-olduğu dikkate alındığında söz konusu davanın, zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılmış olması nedeniyle , öncelikle zamanaşımı itirazında bulunduğunu ve davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini, –tarafından düzenlenen — mütalaası hasar ekspertiz raporu” başlıklı belgeye bakıldığında ise, bu belgenin düzenlenme tarihinin —-olduğunun görüleceğini, kazanın oluş tarihinden yaklaşık iki sene sonrasına ait mütalaa niteliğindeki belgenin , davada yasal delil olarak dikkate alınmayacağını, mütalaadaki hesaplamaların da gerçeği yansıtmadığını, — eksper ücreti ile davacı tarafa da —– ödeme yapıldığını, davalı tarafın dava konu aracın, davacının muvafakati ile onarıldığı ve davacının ödemenin yapıldığı tarihte bu konuda herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmeden ödemeyi kabul ettiğini, yaklaşık —sonrasında araç onarıldıktan sonra davacının bağımsız bir şirketten aldığı mütalaaya dayanarak, gerçekte hasar onarım bedelinin —– olduğunu, onarımın —-değil de eşdeğer parça ile yapıldığı yönündeki iddiasının ve yeniden hasar onarım alacağı talebinde bulunmasının hukuken korunmaya değer bir yanı olmadığının açık olduğunu, davanın öncelikle zamanaşımı yönünden gerek usul ve gerekse esas yönünden reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dava ve cevap dilekçeleri, —- hasar dosyası, trafik kayıtları, arabuluculuk son tutanağı, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, — tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle davalı şirket nezdinde sigortalı bulunan —- plakalı araca çarpması sonucu davacı yönünden, —- uyarınca belirsiz alacak davası olarak hasar onarım bedeline ilişkin maddi tazminat davasıdır.
Dosyada bulunan delil ve tüm belgelerden davamıza konu trafik kazasında;— plakalı araç sürücüsünün, sağ taraftan gelmekte olan davacıya ait —plakalı araca çarptığı, sağdan gelen araca yol verilmesi gerektiğine dair kuralı ihlal ettiği, hızını ayarlayamayarak araca çarptığı ve — araçta hasara sebebiyet verdiği, bu sebeplerle davalı sigorta şirketine sigortalı olan ———oranında asli ve tam kusurlu olduğu kanaati mahkememizde hasıl olmuştur.
Davacıya ait araçta meydana gelen gerçek zararın belirlenmesi için mahkemece yapılacak iş, aracın kaza tarihindeki hasarsız piyasa değeri ve hasarlı haldeki piyasa değeri arasındaki farkı belirlemek için konusunda uzman bilirkişiden ayrıntılı denetime açık ve gerekçeli rapor alınarak, davalı sürücünün kusur oranı nispetinde tazminata hükmedilmesi olmalıdır.
Mahkememizce aldırılan gerekçeli, denetime elverişli ve hükme esas alınan —- tarihli hesap bilirkişi raporunda, kazadan — araç üzerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen ——— incelenmesinde, bu raporda açıklanan hasar durumunun, temin edilmesi öngörülen parçalar ve muhtelif malzemeler yönünden, hasarın nitelikleri itibariyle dosyaya sunulan — adet renkli fotoğraflarda görülebilen hasarlarına uygun olduğu, ancak —, gerek yeni parçaların ve gerekse onarım ve boya işi bedellerinin, aradan geçen — içerisinde, piyasa koşulları nedeniyle yükselmiş değerler dikkate alındığı, kaza tarihi itibariyle aracın hasar onarım bedelinin — olduğu tespit edilmiştir.
Davacı vekili, bilirkişi raporu doğrultusunda — tarihli talep artırım dilekçesi ile alacak taleplerini —– çıkararak ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faiz oranı üzerinden ve kaza tarihinden, kabul görmez ise ihtar tarihinden itibaren işletilecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
——sayılı ilamında:”Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulüne, davalının icra takibine itirazının —- asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, —- kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Trafik kazaları, nitelikleri itibariyle haksız fiillerdendir. Haksız fiillerde temerrüt tarihi, haksız fiilin meydana geldiği tarih olup, zarar sorumlusunun ayrıca ihbar ve ihtar edilmesine gerek yoktur. Sigorta ettirenin dava hakkı, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Ödeme tarihi aynı zamanda 3. şahsa rücu edebilme tarihidir. Bu nedenle işleten ve sürücünün faizden sorumluluğunun başlangıcının halefiyet başlangıcı olan ödeme tarihi olarak kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece, hükmedilen tazminata ödeme tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Davacı tarafça temerrüt faizi olarak avans faiz istenilmiştir. Davalının işleteni olduğu araç minibüs olup ticari araçtır. O halde, davada temerrüt faizi olarak ticari faiz niteliğindeki avans faizine hükmedilmesi gerekirken yasal faize hükmedilmesi de doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgıların giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün ——— maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.” belirtilmiştir.
Yukarıda anılan içtihat uyarınca her ne kadar davacı tarafça ticari işlerde uygulanan faiz talebinde bulunulmuş ise de kazaya neden olan araç ticari araç olmayıp hususi araç olduğundan yasal faize hükmetmek gerekmiş, dava öncesinde davalının temerrüde düşürüldüğü anlaşıldığından temerrüdün gerçekleştiği kabul edilmiş ve davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KABULÜ İLE,
–tazminatın — tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan—- alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 959,61 TL karar ve ilam harcına peşin alınan 44,40 TL peşin harç ve 238,20 TL ıslah harcın mahsubu ile bakiye 677,01 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-) Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı 44,40 TL peşin harç, 238,20 TL ıslah harcı, 6,40 TL vekalet harcı, 78,20 TL posta masrafı ve 700 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.111,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-) Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1, 13/2 maddesi uyarınca 4.080 TL nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-) Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —– ödenen 1.320 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
6-) HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize verilecek dilekçe ile ——– Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/09/2021