Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/783 E. 2020/410 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/783 Esas
KARAR NO: 2020/410
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/11/2019
KARAR TARİHİ : 15/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık işlemlerinden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı taraf arasında ————- tarihleri arasında yapılan ticaret doğrultusunda ekte sunulan muavin defter suretinden de anlaşılacağı üzere davalı tarafın toplamda —— borcu kaldığını, bugüne kadar ödenmediğini,, davalı borçlunun ——- borcu bugün yarın ödeyeceğim şeklinde bir takım beyanlarla geçiştirdiğini, ——————– sayılı icra dosyasından yasal takip başlatıldığını, borçlu tarafından icra takibine itiraz edildiğini, davanın kabulü ile davalını nicra takibine yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP : Davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLER : ————-sayılı dosyası ,————— dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , İtirazın İptali ve tazminat (Ticari Satından Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Mahkememizce açılan dava üzerine dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve tarafların sulh olmaması nedeniyle uyuşmazlık belirlenmiş ve tahkikata geçilerek aşağıdaki sonuca gidilmiştir.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi; —————Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. ————— Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın ———- yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.———-Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. ————– Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Davaya konu ————— ayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusuyla uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre —————- sayılı dosyasından davalı hakkında cari hesap ilişkisine bağlı olarak icra takibi başlatıldığı ,takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal süre içerisinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce davacı tarafından gösterilen deliller toplanmış ve dosya bilirkişi raporu düzenlenmesi için bir mali müşavir bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi ———— tarafından hazırlanan rapor taraflara tebliğ edilmiştir. Bilirkişi tarafından davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan işbu rapora göre dava konusu faturaların davalının kabulünde olduğu kanaati edinildiği ve vergi dairesi kayıtlarına faturalanın BA-BS formları ile bildirildiği, cari hesap hareketlerin nezdinde davacı defterlerine göre takip tarihi itibariyle icra takibine konu edildiği üzere ———— alacaklı olduğuna ve ancak davalı defterleri üzerinde inceleme yapılması gerektiğine ilişkin görüş bildirilmiştir. Davalı şirketin bağlı olduğu vergi dairesinden gelen ———– formlarına göre uyuşmazlığa konu faturaların davalı şirket tarafından vergi dairesine bildirildiği ve bu durumun rapora da yansıdığı görülmüştür. Bu kapsamda alınan bilirkişi raporunun denetimi yapılmış ve dosya kapsamı ve mübrez delillerle uyumlu olduğu değerlendirilmiştir. Öte yandan ticari defterlere kaydedilmiş ve vergi dairesine bildirilmiş faturaların akdi ilişkinin varlığını da kanıtladığı kabul edilmelidir. Zira Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir. Davalı tarafça davaya cevap verilmediği ve duruşmaya katılmadığı, ticari defter ve belgelerini inceleyeme sunmadığı ve böylece borçlu olmadığını ispat edemediği açıktır. Binaenaleyh davacı tarafın davasını, TMK’nın 6. HMK’nın 190 ve 222 . maddeleri nazarında usulüne uygun olarak tutulan ve karşı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle kendi lehine delil delil olarak kabul edilen ticari defter ve kayıtları ile ispat ettiği anlaşılmıştır. Ancak davalı icra takibi ile temerrüte düştüğünden icra takibi öncesi işleyen faize ilişkin talep dinlenmemiştir. Bu kapsamda dosyaya mübrez sözü geçen bilirkişi raporunun gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kısmen kabulü ile davalının ———- sayılı takip dosyasına ———– asıl alacak yönünden yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile İcra takibinin asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans işlemlerine uygulanan temerrüt fazi işletilmek suretiyle devamına, fazlaya (işlemiş faiz) ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise ———— kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda davalının asıl borcunun varlığı ve miktarını açık ve net olarak belirleyip tespit edebilir durumda olduğu açıktır. Bu nedenlerle davalının itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve taraflar yönünden alacak/borç likit olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince koşulları oluşmakla asıl alacağın %20’si olan ———-icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerektiği inanç ve sonucuna varılmıştır.
Davacı vekilinin, İİK’nın 67/2 maddesi gereğince kötüniyet tazminatına yönelik talebine gelince, işbu talebin yasal dayanağı bulunmadığından reddine karar verilmiştir. Ancak burada kötüniyet tazminatı ve takip tarihinden önce temerrüt gerçekleşmediği halde faize ilişkin talebin,———————— uygun bulunmadığına da işaret edilmelidir. Bu bağlamda 6100 sayılı HMK’nın 327.maddesi gereğince harç dışındaki yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması düşünülmüş ise de anılan işlem ve taleplerin davanın uzamasına ve gereksiz gider yapılmasına sebep olmadığı anlaşıldığından aynı kanunun 326/2 maddesi gereğince hesap yapılması ve karar verilmesi zorunlu olmuştur.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında 6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden sorumluluk 326/2. Maddesi gereğince tarafların haklılık durumu esas alınarak belirlenmiştir. Bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi ————- bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de kabul -red oranına göre taraflardan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KISMEN KABUL; KISMEN REDDİNE,
2-)İİK’nin 67/1 Maddesi gereğince davalının ——————- sayılı takip dosyasına ———– asıl alacak yönünden yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile İcra takibinin asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans işlemlerine uygulanan temerrüt fazi işletilmek suretiyle DEVAMINA, fazlaya (işlemiş faiz) ilişkin talebin REDDİNE,
3-)İİK’nın 67/2 maddesi gereğince asıl alacağın %20’si olan 7.373,05 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ,
4-)İİK’nın 67/2 maddesinde alacaklı yararına düzenlenmediğinden davacının asıl alacağın %10 ‘u oranında kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
5-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 2.518,26 TL karar ve ilam harcına peşin alınan 470,46 TL harcın ve ilamsız icra takibinde alınıp dava açılırken mahsup edilen 194,76 TL peşin harç toplamının mahsubu ile bakiye 1.853,04 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ———– bütçesinden ödenen kabul edilen miktar (%95) üzerinden 1.254,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
7-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ———— bütçesinden ödenen red edilen miktar (%5) üzerinden hesaplanan 66,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-)Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı 470,46 TL peşin harç, 76,00 TL posta masrafı, 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.190,86 TL yargılama giderinın kabul edilen (%95) miktar üzerinden hesaplaran 1.131,32 TL kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmının davacı üzerinde bırakılmsasına,
9-)Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca 5.529,79 TL nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda ———-Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın (şirket temsilcisi) yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile ———- Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/10/2020