Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/759 E. 2022/14 K. 10.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/759 Esas
KARAR NO : 2022/14

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/11/2019
KARAR TARİHİ : 10/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin——- olduğu, davalı şirket ise müvekkili şirketin —–olarak hizmet aldığı, bu doğrultuda taraflar arasında— fatura üzerinden devam ettiği, bu — uyarınca müvekkilinin davalının talep etmiş olduğu bilişim hizmetini kendisine sağladığı, davalının ise gerekli ödemeleri yapmakla sorumlu tutulduğu, taraflar arasındaki — davalıya istediği hizmeti sağladığı ve buna ilişkin faturalarını keserek davalı şirkete teslim ettiği, davalı işbu dosyaya konu faturalara ilişkin toplamda 13.829,60 TL borcu ödemeyerek üzerine düşen edimi ifa etmediği, taraflar arasında sürekli faturalı ve irsaliyeli —- gerçekleştirildiği, müvekkili tarafından davalıya verilmiş olan — kendisine sağlanan ekipmanların tamamı faturalı olup bu irsaliyeli faturalar dosyaya sunulduğu, davalı hakkında — ile genel haciz yoluyla takip başlatıldığı, davalı tarafın itirazı ile takibin durduğu ileri sürülerek davalarının kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına %20 den az olmamak üzere icra tazminatına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile; taraflarınca ——-başvurulduğu fakat uzlaşma sağlanamadığı, icra takibinde alacaklı gözüken ile itirazın iptali davasında alacaklı gözüken farklı olduğu, faturalardaki alacaklı sıfatı farklı olduğu, davanın incelenerek icra takibinde ve —— olmayan ve/veya gerçekte alacaklı olmayan——- davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER: Dava dilekçesi, Cevap dilekçesi,——– Mahkememizce temin edilen bilirkişi raporu, Arabuluculuk Tutanağı, Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasıdır.
Mahkememizce davanın dayanağı ——– dosyası getirtilerek incelenmiştir. Yapılan incelemede davaya esas teşkil ettiği ve davanın tarafları ve konusuyla uyumlu olduğu davacının davalı borçlu aleyhine alacağı için ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin borçlu davalıya tebliğinin üzerine davalının süresinde borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi; “(Değişik fıkra: 17/07/2003-4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. (Mülga fıkra:17/07/2003-4949 S.K./103.md.)Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler —– alacağını dava etmek hakkı saklıdır. (Ek fıkra:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişinin —– raporunda özetle; Davacı ve davalı tarafa —- yılına ait ticari defterlerin; TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutulmuş olduğu, taraflar arasında hizmete konu iş ile ilgili mevcut bir sözleşme olmadığı, dava konusu 5 adet faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmasına rağmen davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacı tarafın davalı yandan ticari defter kayıtlarına göre ve düzenlemiş olduğu 5 adet faturanın teslim alan kısmında mevcut davalı tarafa—- imzanın kabulü halinde davacının takip tarihi itibariyle — alacaklı olduğu beyan ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmiş olup davalı taraf bilirkişi raporuna itiraz etmiştir. Davalı vekili tarafından sunulan itiraz dilekçesinde; takibe konu faturaların müvekkil şirket defter ve kayıtlarına alınmamış olup müvekkil şirket tarafından ilgili faturalara kabul edilmediğini, dava konusu faturalarda her—- — temsil ve ilzama yetkili kişi veya kişilere ait olmadığını, takibe konu faturaların kim tarafından teslim alındığı taraflarınca bilinmemekte olup ———— adına bu işlemleri yapmaya yetkilendirilmiş kişiye ait olmadığını,—– içerisinde usulüne uygun olarak teslim edilmeyen faturayı iade etmekle kabul etmediği iradesini ortaya koyduğunu, davacı tarafın üstlendiği edimleri tam ve gereği gibi yerine getirmediğini, —- —– anlaşılacağı üzere müvekkil şirketi temsil ve —– dolayısıyla faturaları teslim almadığı ve teslim alan kişinin de yetkili olmadığını beyan etmiştir.
Dava ve takip konusu faturalardaki imzaların kim tarafından atıldığı konusunda Mahkememizce araştırma yapılarak —- müzekkere yazılmış, verilen cevaba göre davalı ——-alınmıştır.
Tanık —— tarihli duruşmada beyanında; ——— muhasebe olarak çalıştığını, davacı—— nedeniyle bazen uzaktan bazen de şirkete gelerek şirketteki —– kontrol ettiğini, şirketlerine yaptığı işlere karşılık her ay fatura kestiğini—- tarihli faturalardaki imzaların kendisine ait olduğunu, şirketin kaşesini de kendisinin muhasebeci olduğu için bastığını, davacı ——- yaptıkları için her faturayı—- söylemediğini,—– dışında olduğu için bu faturaları kendisinin teslim aldığını, ancak şirkete geldiğinde de bu faturalar ile ilgili bilgi verdiğini,—– kabul etmek istemediğini, davacının yaptığı işi beğenmediğini söylediğini, ama fatura kesildiğini bildiğini, faturaları ——- faturayı kabul etmediğimizi ve ticari defterlere işlemememiz yönünde talimat verdiğini, daha sonra bu konu ile ilgili —– görüştüklerini ve defterlere işlemediklerini beyan etmiştir.
—– duruşmada beyanında; —– davalı—– çalıştığını, ancak—– olduğunu, ——– kendisini aramaya başladığını,———- açmadığını, verdiği hizmet ile ilgili bir sıkıntının olup olmadığını sorduğunu, kendisinin de bu işlerle ilgilenmediğini,—- görüştürdüğünü, o da —– devam etmek istiyorsa —– ile bu konuyu kendisinin görüştüğünü, ödemeler ile ilgili sıkıntımız var hizmete devam etsin dediğini, kendisinin de bu durumu —– konuşmalardan —– ayrıldıklarını, bu faturaları şirketin Muhasebecisi —- aldığını, hatta o dönemde bu mevzu ile ilgili——- aradığını,——- çalışmaya devam edelim şeklindeki kanaatini kendisine söylediğini beyan etmiştir.
Yine davalı şirket yetkilisi ——- dinlenmesine karar verilmiş ve davalı şirket yetkili —— duruşma isticvaben alınan beyanında; davacı —— şirketlerinde bilgisayarlarda arıza olduğunda kendisini çağırdıklarını, —-yaptıktan sonra ücretini ödeyip gönderdiklerini, en son kendisinin —- teklifte bulunduğunu,———- başında bulunduğunu,—– faturalar kestiğini, bu faturaları da hiç bir yetkisi olmayan muhasebecilerine kaşeleyip imzalattığını, davacı taraf art niyetli bir şekilde kaşe ve imzayı attırdığını, —- muhasebeci olarak çalışan birisi olduğunu, gelen evrakları toparlayıp genel muhasebeye teslim etme görevi olduğunu, —- bu faturaları kaşe ve imzalaması üzerine kendisine kızdığını ve hizmet almadıkları şeyi niye imzalıyorsun dediğini, daha sonra zaten faturaları defterlere işlemediğini ve iade ettiğini, —- etmediğini, yapılan işleri karıştırmış olabileceğini, tanık——– verdiği kişi olduğunu, ancak ortağı olduğunu etrafta söylemesi üzerine kendisi ile bu iş ilişkisini sonlandırdığını, —- bir anlaşma yapsa idi bunu sözleşme altına aldığını, bu şekilde yapılmış bir anlaşma da olmadığını davacıya herhangi bir borcunun olmadığını, gelen faturaları ön muhasebecinin kendisine gösterdikten sonra kabul ettiğini söylediğini, kendisinin görmediği bir fatura olursa bunu da iade ettiğini, dava konusu faturaların da bu şekilde olduğunu beyan etmiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, alınan bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında cari hesaptan ve faturadan kaynaklı ticari ilişki olduğu, davacının bu ilişkiden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine takip başlattığı anlaşılmıştır. Bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere dava ve takip konusu faturalar davacının usulüne uygun tuttuğu ticari defterlerinde kayıtlı olduğu halde davalının usulüne uygun bir şekilde tuttuğu ticari defterlerinde kayıtlı değildir. Bu durumun —-gelen müzekkere cevabına göre dava ve takip konusu faturalarda imzası bulunan —- Mahkememizce dinlenmiş ve kendisi davalı şirkette ön muhasebe olarak çalıştığını, gelen faturaları kendisinin imzalayıp davalı şirketin kaşesini bastığını, bu faturalardan davalı şirket yetkilisinin haberi olduğunu, ancak şirket yetkilisinin işleri beğenmemesi üzerine faturaları defterlere işlemediğini beyan etmiş, —–gelen cevabi yazıya göre bahse konu tarihlerde davalı şirket çalışanı —- beyanı ile tasdik edilmiştir. Dolayısıyla her ne kadar davalı şirket yetkilisi— davalı şirkete kesilen faturaları teslim almaya ve imzalamaya şirketin ön muhasebecisi —- yetkili olduğu kanaatine ulaşılmış olup davacı taraf teslim tesellüm olgusunu ve alacağının varlığını ispat etmiş sayıldığı Mahkememizce vicdani kanaat getirilmiştir.
Tüm bu nedenlerle davacının incelenen kayıtlarında davalının davacıya 13.829,60 TL tutarda borçlu bulunduğu ve davacının alacağının varlığını ispat ettiği anlaşılmıştır. Dosyaya mübrez işbu bilirkişi raporunun dosya kapsamı ile uyumlu, gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kabulü ile davalının—— sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, icra takibinin asıl alacak 13.829,60 TL’ye takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen devamına, karar verilmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise —- kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Olayımızda davalının borcunun cari hesap ve ticari defterlere göre açık ve net olarak belirli ve belirlenebilir olduğundan İcra İflas Kanununun 67/2.maddesi gereğince asıl alacağın %20’si olan 2.765,92 TL icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KABULÜNE,
Davalının —- sayılı takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE, icra takibinin asıl alacak 13.829,60 TL’ye takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen DEVAMINA,
2-) Asıl alacağın %20’si olan 2.765,92 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 944,70 TL karar ve ilam harcından Mahkememiz dosyasında peşin alınan 167,03 TL harç ile icra dosyasına yatırılan 69,15 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 708,52 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-) Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, Mahkememiz dosyasında peşin alınan 167,03 TL harç ile icra dosyasına yatırılan 69,15 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı, 186,50 TL posta ve dosya masrafı ve 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.073,48‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-) Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —— 13/1, 13/2 maddesi uyarınca 5.100 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-) Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —- arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
7-) HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı ve davalı vekili ile davalı şirket yetkilisinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.