Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/748 E. 2023/180 K. 06.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/748 Esas
KARAR NO: 2023/180
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/11/2019
KARAR TARİHİ: 06/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kesintisiz güç kaynakları ithalat, satış ve pazarlama faaliyetinde bulunan yabancı sermayeli bir şirket olduğunu, müvekkilinin uzun yıllardır davalılardan —– ürün sattığını, diğer davalı —– yetkilisi olduğunu, davalının ticari ilişkide bulunduğu sürece borçlarını aksatmadan ödediğini, sonrasında ciddi sıkıntılar yaşamaya başladığını, bu süreçte borçlarına karşılık müvekkiline keşide ettiği çeklerin karşılıksız çıkması üzerine müvekkilinin iyiniyetle davalı borcu yapılandırmak üzere ile görüşmeler yaptığını, işlemiş faiz ve feriler hariç olmak üzere ——— alacağın taksitle ödenmesi konusunda tarafların anlaşmaya vardığını, ——-adıyla bir protokol imzaladığını ve borçlarını taksitlerle ödemesi konusunda anlaşmaya varıldığını, diğer davalı———-protokolde üçüncü kişi fiili taahhüdü ile imzaladığını, ödemlerin yapılmaması üzerine karşılıksız çekler ve kıymetli evraktan bağımsız hukuki süreç başlatmak zorunda kaldığını, çeklerle ilgili ——- dosyasında, ceza kovuşturması ise——- halen derdest olduğunu, davalının hiçbir somut gerekçe göstermeksizin genel ifadelerle dava konusu ilamsız icra takibine itiraz ederek takibin durmasına neden olduğunu ileri sürerek davalıların yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra takibine konu olan alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından ———- talepli olarak —— maddesi ve cari hesap uyarınca adı altında ilamsız icra takibi başlatıldığını, başlatılan ilamsız icra takibine müvekkili şirketinin vermiş olduğu bilgiye göre takip tarihi itibariyle vadesi gelmiş ve/veya kesinleşmiş herhangi borcunun bulunmadığını, dolayı takip dayanağı olarak gösterilen protokol ve içeriğine, borcun aslına, işlemiş
faize, haksız takibe itiraz edildiğini, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında imzalanan herhangi bir sözleşme bulunmadığını, borcu ve sözleşmeyi asla kabul anlamına gelmemek kaydıyla cari hesap alacağı iddiası ile icra takibi başlatılmasının haksız ve kötüniyetli olduğunu, davacı taraf ile müvekkili şirket arasında yazılı olarak yapılmış cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, cari hesap sözleşmesinin yazılı olması ticaret hukuku açısından şart olduğunu, yazılı cari hesap sözleşmesinin olmaması durumunda böyle bir cari hesap ilişkisinin varlığından bahsetmenin mümkün olmayacağını, bu sebeple davacının, müvekkili ile aralarında cari hesap ilişkisi olmadan cari hesap bakiyesi alacağına dayanarak takip başlatmasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketinin cari hesaba dayalı bir borcu bulunmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde alacağını ispatlayacak herhangi bir belgeyi, dava dilekçesi ekinde sunmadığını, 6100 sayılı HMK’nun dava dilekçesinin içeriğini düzenleyen 119.maddesi hükmü uyarınca, dayandığı vakıaların ispatına ilişkin delillerini, dava dilekçesi ekinde taraf adedinden bir fazla sunmak zorunda olduğunu, izah edildiği üzere ortada asılları bulunan, karşılıklı imza altına alınmış herhangi bir sözleşme bulunmadığından geçerliliğinin olmadığını, müvekkili ——- herhangi bir borcu bulunmadığından müvekkilinin de —– bulunmadığını, müvekkili aleyhine başlatılan haksız takipte borca ve tüm ferilerine karşı yapılan itirazın haklı olduğunu davanın reddine karar verilmesi, takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacı/alacaklı görünen hakkında takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminata mahkûm edilmesini beyan ve talep etmiştir.

DELİLLER:——icra takip dosyası, Taraf şirketlere ait—– düzenlenerek mahkememize ibraz edilen ——- tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafın ticari defterlerinin usul ve yasaya uygun tutulduğu ve lehine delil vasfı bulunduğu, davalı tarafça ticari defter ve kayıtların bilirkişi incelemesi için ibraz edilmediği, davacı tarafın ticari defterlerine göre dava konusu alacağa dayanak tüm faturaların davacı taraf defterlerinde ve tarafların —- aynen kayıtlı olduğu, davacı tarafın davalı şirketten ——- alacağının bulunduğu belirtilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, —— sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
Somut olayda; davacı şirketin davalı şirkete muhtelif tarihlerde kesintisiz güç kaynağı satışı gerçekleştirdiği, malların teslim edilmiş olmasına rağmen dava konusu alacağa dayanak fatura bedellerinin davalı tarafça ödenmediğinden bahisle taraflar arasında ——- adıyla protokol akdedildiği, işbu protokol hükümleri gereği davacının davalıdan——– alacağı olduğu iddiasıyla davalılar aleyhine huzurdaki davaya dayanak icra takibinin başlatıldığı görülmüştür.
Türk Medeni Kanunun 6. Maddesinde, Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğunu belirtmiştir.
Yine Türk Ticaret kanununun 83. Maddesinde, Ticari uyuşmazlıklarda mahkemenin yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebileceğini belirtmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 222.maddesi; ” (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. —— Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. ” şeklindedir. Yasal düzenleme emredici niteliktedir. Yasanın üçüncü fıkrasında açıkça ifade edildiği üzere, diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının kesin delillerle ispatlanmamış olması ifadelerine yer verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporu bir arada değerlendirildiğinde; 6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesinde 22/7/2020 tarihinde 7251 sayılı kanunun 23. Maddesi ile yapılan değişiklik gereği ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği, davacı tarafın dava konusu ——— alacağının tarafların mal/hizmet alım satımına ilişkin düzenlenen —– formlarında kayıtlı olduğu, tarafların ticari defterleri incelenmemiş olsa da davalı savunmasına göre uyuşmazlığın mal teslimine yönelik olduğu, davalının dava konusu fatura dönemine ilişkin ——- incelendiğinde faturanın—- bildirildiği, bu haliyle faturaya konu malların davalı tarafa tesliminin ispat edilmiş olduğunun kabulü gerekeceği ——- her ne kadar davacı tarafça — tarihli taraflar arasında düzenlendiği iddia edilen protokol gereği davacının davalılardan —- alacaklı olduğu iddia edilmiş ise de davalılar tarafından protokol metni altındaki imzaya itiraz edilmiş, davacı tarafça protokol aslı dosyaya ibraz edilemediğinden protokoldeki imzanın davalı şirket yetkilisine ve diğer davalıya ait olduğu ispat edilemediğinden davanın incelenen şirket defter ve kayıtları doğrultusunda ve takip öncesinde davalı şirketin temerrüde düşürülmediği dikkate alınarak davalı şirket bakımından —-asıl alacak üzerinden kısmen kabulüne, mezkur protokol altında imzası bulunduğu iddia edilen diğer davalı bakımından reddi ile likit alacağa vaki haksız itiraz nedeniyle davalı şirket aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın davalı şirket bakımından KISMEN KABULÜ ile davalının ——Sayılı dosyasına vaki itirazının kısmen iptali ile takibin —– asıl alacak üzerinden devamına,
-Davanın diğer davalı —- fazlaya ilişkin talepler bakımından REDDİNE
Likit alacağa vaki haksız itiraz nedeni ile asıl alacak olan 12.810,53 USD’nun takip tarihindeki TL karşılığı olan ( 12.810,53 x 5,69 TL=72.891,91 TL) 72.891,91 TL nin %20’si oranındaki 14.578,38 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Takip tarihinden alacak tamamen ödeninceye kadar asıl alacağa 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının —— açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına uygulanan en yüksek faizinin uygulanmasına,
2- Alınması gereken karar ve ilam harcı (12.810,53 x 5,73 TL=73.404,33 TL) 5.014,25 TL olmakla 1.197,02 TL peşin harçtan mahsubu ile 3.817,23 TL nin davalı şirketten tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvuru harcı ve 1.197,02 TL peşin harcın davalı şirketten tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yargılama gideri olarak yapılan 933,95‬ TL nin Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetliğinin 25/9.maddesi gereği davalı şirketten tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekil marifetiyle temsil ettirmiş olmakla AAÜT gereği 11.744,69 TL vekalet ücretinin davalı şirketten tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetliğinin 25/9.maddesi gereği davalılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 25/9 ve 26.maddesi gereğince AÜT uyarınca ——-bütçesinden ödenen 1320 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
8-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, ——– Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin yüzene karşı, davalı tarafın yokluğunda, okunup usulen anlatıldı. 06/03/2023