Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/747 E. 2021/326 K. 31.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/747 Esas
KARAR NO: 2021/326
DAVA: İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/11/2019
KARAR TARİHİ: 31/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket ile müvekkili arasında servis hizmeti konusunda ticari ilişki olduğunu bu ticari ilişki neticesinde sözleşme imzaladıklarını müvekkilinin üzerine düşen kısımları tam olarak ifa ettiğini, davalı tarafa faturalar kesildiğini davalı tarafın bu faturaları ödemediğini bu nedenle——- dosyasında takip başlattıklarını ancak borçlunun takibe haksız itirazının iptali ile takibin devamını davalının taşınır ve taşınmaz mallarının üstüne tedbir konulmasını, davalı borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı borçluya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER:
—– sayılı dosyası,— diğer bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır.
Mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve tarafların sulh olmaması nedeniyle uyuşmazlık belirlenerek işin esasının incelemesine geçilmiştir.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi; ——– Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.——- Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın——- yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —–Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.—– Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Davaya konu—– sayılı icra dosyası getirtilerek incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile örtüştüğü görülmüştür.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, taraflar arasında mal ve hizmet alım-satımına dayalı ticari ve hukuki ilişki bulunduğu ve bu kapsamda davacı tarafından cari alacaktan kaynaklı alacağının davalı tarafından ödenmemesi üzerine davacı tarafından bu cari alacağa ilişkin olarak ilamsız icra takibi başlattığı, davalının vaki itirazı nedeniyle takibin durduğu ve yasal süresi içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmış böylelikle dosya taraflar arasındaki alacağın varlığı ve miktarına ilişkin rapor verilmesi için bilirkişiye tevdi edilmiştir. Gerek davacı tarafın gerekse davalı tarafın defter ve kayıtları mali müşavir bilirkişiler tarafından incelenmiştir. Bilirkişiler tarafından verilen raporlar taraflara tebliğ edilmiş ve denetimi yapılmıştır. Yapılan incelemede davacı ve davalı tarafından usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinin davacının alacağın varlığını aynen tevsik ettiğine yönelik görüş bildirildiği görülmüştür. ——raporda açıklandığı gibi davacı tarafından davalıya —— adet fatura düzenlendiği, işbu faturaların açıklamasında servis işçiliği, —–olduğu, davalının davacıya dava konusu faturalarla ilgili ödeme yapmadığı, taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu, bahse konu faturalarla ilgili elektronik posta olarak gönderilmiş servis ve yedek parça teklifi, imzalı servis formlarının bulunduğu davacı ve davalı tarafın incelenen defter ve kayıtlarından anlaşılmıştır. Yine tarafların—– incelenen defter ve kayıtlara göre örtüştüğü tespit edilmiştir. Tüm bu nedenlerle tarafların incelenen kayıtlarında davalının davacıya —– tutarda borçlu bulunduğu ve davacının alacağının varlığını ispat ettiği anlaşılmıştır. Dosyaya mübrez işbu bilirkişi raporunun dosya kapsamı ile uyumlu, gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kabulü ile davalının ——sayılı dosyasına karşı yapmış olduğu itirazının İİK’nın 67/1. maddesi gereğince iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa avans faiz uygulanmak suretiyle devamına karar verilmiştir. Her ne kadar davacı tarafça takip öncesi işlemiş faiz talep edilmiş ise de, taraflar arasında TTK 1530.maddesi uyarınca ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan sözleşme veya vade farkı uygulanacağına dair yazılı bir sözleşme bulunmadığı, dosya kapsamına göre davacı tarafından davalıya gönderilmiş herhangi bir ihtarname mevcut olmadığından davacının takip öncesi işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise —- kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Olayımızda davalının borcunun cari hesap ve ticari defterlere göre açık ve net olarak belirli ve belirlenebilir olduğundan İcra İflas Kanununun 67/2.maddesi gereğince asıl alacağın %20’si olan —— icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nin 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın kısmen KABULÜ İLE,
Davalının —– asıl alacak kısmına yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile icra takibinin, asıl alacağa — takip tarihinden itibaren — değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle suretiyle DEVAMINA, fazlaya ilişkin———– talebin REDDİNE,
2-) Asıl alacağın %20’si olan —- icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.449,00 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 435,24 TL harçtan mahsubuyla bakiye 2.013,76 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, davacı tarafından başlangıçta yatırılan bakiye 424,87 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-) Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 435,24 TL peşin harç, 73,10 TL tedbir harcı, 719 TL talimat dosya masrafı, 157,50 TL posta ücreti ve 1.400 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.829,24 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 2.814,67 TL yargılama giderinin davalıdan davacıya verilmesine, kalan masrafların davacı üzerine bırakılmasına,
5-)-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-) Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ve red oranına göre 1.313,20 TL sinin davalıdan, 6,80 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
7-) Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT uyarınca 5.180,73 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
😎 Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT uyarınca 185,64 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-) HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda kabul edilen kısım için gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek dilekçeyle —– Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık; reddedilin kısım yönünden ise HMK.’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle kararın miktar yönünden İstinaf kanun yoluna başvuru sınırının altında kaldığı anlaşılmakla, KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/05/2021