Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/739 E. 2021/577 K. 06.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/739 Esas
KARAR NO : 2021/577
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/11/2019
KARAR TARİHİ : 06/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı—- sürecine girildiği ve hesap devresi sonunda cari hesapları kapattığını, yıl sonu mizan tablosunda da görüldüğü üzere —— borcu olan davalı sonucunda borçlarını kabul ettiklerini ancak daha sonra bir dönüş veya ödeme yapmadıkları için davacı tarafça ——- —– numaralı dosya ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibine dayanak borca, faize ve tüm Fer’ilerine süresi içinde itiraz eden davalının, öncesinde kabul etmiş olduğu borca itirazının iptali için davacı tarafça —- numarası ile ticari davalarda zorunlu arabuluculuğa başvurulduğunu, anlaşılamadığını, görüşmelere katılan davalı tarafın, ilk oturumda borcu kabul etmeleri ancak —- iki taksitle ödemek istemeleri üzerine haksız ve kötü niyetli olarak, kabul ettikleri borca itiraz edildiğini, , takibi durdurduğunu, haksız ve kötü niyetli olarak yapılan borca itirazın iptaline, borç ve diğer giderlerin faizi ile birlikte davacı tarafa ödenmesine, haksız ve kötü niyetli olarak tiriaz eden davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalıdan tahsil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Dosyada cevap dilekçesi bulunmamaktadır.
DELİLLER: ——– Tutanağı, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasıdır.
Mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve tarafların sulh olmamasıve arabuluculuğa da başvuırmaması nedeniyle uyuşmazlık belirlenerek işin esasının incelemesine geçilmiştir.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi; ——– Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. —– Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —-yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. —– Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Davaya konu——- dosyası getirtilerek incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile örtüştüğü görülmüştür.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, taraflar arasında mal ve hizmet alım-satımına dayalı ticari ve hukuki ilişki bulunduğu ve bu kapsamda davacı tarafından cari alacaktan kaynaklı alacağının davalı tarafından ödenmemesi üzerine davacı tarafından bu cari alacağa ilişkin olarak ilamsız icra takibi başlattığı, davalının vaki itirazı nedeniyle takibin durduğu ve yasal süresi içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafın bildirdiği tüm deliller toplanmış, davalı taraf ise ne davaya cevap vermiş ne de defter ve kayıtlarını birlikişi incelemesine esas olmak üzere hazır etmiştir. Böylelikle dosya taraflar arasındaki alacağın varlığı ve miktarına ilişkin rapor verilmesi için bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi tarafından verilen rapor taraflara tebliğ edilmiş ve denetimi yapılmıştır. Yapılan incelemede davacı tarafından usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinin alacağın varlığını aynen tevsik ettiğine yönelik görüş bildirildiği görülmüştür. ——–i raporda açıklandığı gibi davacının talep etmiş olduğu takip konusu alacağına ilişkin faturaları usulüne uygun tutarak yasal defterlerine kaydettiği, davacının kayıtlarının HMK 222/5 maddesi gereğince kesin delil niteliği taşıdığı, davacının davalı adına düzenlediği davaya ve takibe konu faturaların irsaliyeli fatura olduğu, teslim alan kısmında davalı şirket yetkilisinin imzasının bulunduğu, dolayısıyla teslim tesellüm hususunu davacının ispat ettiği anlaşılmıştır. Tüm bu nedenlerle davacının incelenen kayıtlarında davalının davacıya —-tutarda borçlu bulunduğu ve davacının alacağının varlığını ispat ettiği anlaşılmıştır. Dosyaya mübrez işbu bilirkişi raporunun dosya kapsamı ile uyumlu, gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kabulü ile davalının ——– Esas sayılı dosyasına karşı yapmış olduğu itirazının İİK’nın 67/1. maddesi gereğince iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa avans faiz uygulanmak suretiyle devamına karar verilmiştir. Ancak davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin dosya içerisinde bilgi ve belge bulunmadığından davacının işlemiş faiz yönünden talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise —— kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Olayımızda davalının borcunun cari hesap ve ticari defterlere göre açık ve net olarak belirli ve belirlenebilir olduğundan İcra İflas Kanununun 67/2.maddesi gereğince asıl alacağın %20’si olan ——- icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderleri, 326/1.2 Maddesi gereğince kısmen kabul kısmen red oranına göre taraflar sorumlu tutulmasına karar verilerek HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Davalının —- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile icra takibinin asıl alacak —– takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin (işlemiş faiz yönünden) REDDİNE,
2-) Asıl alacağın %20’si olan —- icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 119,99 TL karar ve ilam harcına 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 75,59 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, davacı tarafından peşin yatırılan 44,40 harçtan kabul ve red oranına göre davacının sorumlu olduğu 36,54 TL harcın mahsubu ile bakiye 7,86 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-) Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 6,40 TL vekalet harcı, 81,25 TL posta masrafı ve 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 732,05 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre 509,13 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan masrafların davacı üzerine bırakılmasına,
5-) Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-) Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca—– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden davanın kabul ve ret oranına göre 918 TL’nin davalıdan, 402 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
7-) Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 1.756,49 TL nispi/maktu vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
😎 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda —– Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı HMK.’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle kararın miktar yönünden İstinaf kanun yoluna başvuru sınırının altında kaldığı anlaşılmakla, KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/09/2021