Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/731 E. 2021/424 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/731 Esas
KARAR NO: 2021/424
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 19/11/2019
KARAR TARİHİ: 16/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin, ana sözleşmesinde yazılı işlerle ilgili ticari faaliyet yürütmekle birlikte, yaptrğı işler içinde, fotokopi/yazıcı makinesi hizmeti, fotokopi makinesi sürekli ——— kazanmış durumda olduğunu, fotokopi/yazıcı makinesi hizmeti işinde uygulama ağırlıklı olarak müşterinin işine uygun fotokopi/yazıcı makinesi, müşterinin isteği doğrultusunda satın alrnan ya da stokta bulunan uygun ürün, müşterinin talep ettiği yere kurulması şeklinde olduğunu, işin yürütümü içinde değişkenlik gösteren uygulamalar mevcut ise de, ekseriyetle tüm sarf malzemeleri müvekkili tarafından karşılandığmr, belirli aralıklarla sürekli ve müşteri isteği doğrultusunda ayrıca olmak üzere yerinde bakım, teknik destek, onarım giderme şeklinde hizmet verildiğini, müşterinin ise, aylık hizmet bedeli makineyi kullanma hakkını, servis hizmetini almış olduğunu ve ayrıca çıktı başına para ödediğini, faturalarda yazan kiralama olarak geçen bedele, —–, sarf malzemeleri, servis hizmeti dahil olduğunu, müşterinin böylelikle işine yoğunlaşıp, —— kısma kafa yormamakta, demirbaş ve———— ugraşmamakta ve iş veriminin artmakta olduğunu, davacı tarafından, yukarıda bahsedildiği şekilde, davalının ——— adresindeki ———– kurulduğunu, sürekli servis hizmeti gerçekleştirildiğini, verilen hizmete, ticari işe göre fatura kesildiğini, davalı ——-hizmet sözleşmesine göre verilen hizmet/satış-ticari iş doğrultusunda kesilen faturaların karşılıkları, bîr kısmı hariç ödenmediğini, icra dosyasında takip talebine eklenen, ödeme emri ekinde davalıya icra dairesince tebliğ edilen can hesap özetinden, taraflar arasındaki alacak borç ilişkisi anlaşılmakta olduğunu,—- ödemede direngenlik göstermesi üzerine, cari hesap bakiyesi ve ödenmemiş faturalar nedeniyle, ——- dosyası ite takibe geçildiğini, takibe, borçlu tarafından haksızca itiraz edildiğini, her ne kadar icra takibine itiraz edilmiş ise de, borçlunun sırf kendince süre kazanmak için itiraz ettiğini, carı hesap özetinin alacak borç ilişkisi incelendiğinde, dönem dönem davalı tarafından ödemelerin olması, davalinın borcu bildiğini göstermekte olduğunu, davacı tarafından kesilen faturalara, TTK 21/2’e göre itiraz edilmediğini ve fatura içerikleri kesinleştiğini belirterek, davanın kabulü ile, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedîlmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket tarafından, taraflar arasındaki hizmet ve kiralama sözleşmesine aykırı davranarak, müvekkili ——- fahiş bir bedelde fatura tanzim edildiğini, bu itibarla müvekkili ——-davaya dayanak faturadan dolayı davacı şirkete karşı herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, müvekkili—— ile davalı şirket arasında, kiralama, fotokopi başı ücrete ve makinelerin servis hizmetine ilişkin sözleşme düzenlendiğini, ancak davacı şirketin, müvekkili ——- sözleşme dışı kalemleri ekleyerek fahiş bir fatura düzenlediğini, ———- kayıtları ile davacının düzenlemiş olduğu faturalar arasında farklılıklar bulunduğunu, bu farklılıkların fatura miktarları ve içeriğine ilişkin olduğunu, ayrıca davacı tarafından müvekkili ——- gönderilen faturaların bir kısmının içeriğinin ne olduğu da belirtilmediğini, zira bu hususun bilirkişi incelemesi ile de anlaşılacağrnr, bu sebeple davaya dayanak olarak gösterilen fatura içeriğinin ve bedelinin kabulünün mümkün olmadığını, ——- yaptrğı iş ve yoğunluğu nedeniyle davacının faturalarına yansıtmış olduğu gibi ——– kullanma imkanı bulunmadığını, bu itibarla davacının müvekkili —— işletmesine yapmamış olduğu hizmetleri de fatura ettiğini, müvekkili ———— davacı şirketten ——- ve——–karşılık fotokopi ve çıktı hizmeti alacağına ilişkin anlaştıklarını, yine—- baskıyı aşan kısımlar için belirtilen fiyatlar ——- dahil olacağı üzerinde anlaştıklarını, bu hususlar ve müvekkili ——– yoğunluğu, çalışan sayısı vs. göz önünde bulundurulduğunda davacının iddia etmiş olduğu gibi bir çıktı/fotokopisi giderinin olmadığını, zira ———— sürekli olarak bir fotokopi işine ihtiyaç duymamakla birlikte günde —– çıktı almış olsa dahi müvekkiline tanzim edilen fatura bedellerinin çıkmasının mümkün olmadığını, müvekkili —— olması nedeniyle kamu tüzel kişiliğine sahip olduğunu, bu nedenle — statüsünde olduğunu, —— delegelerinin ve sporcuların yanı sıra davacı şirketin de ———– çıkarlarını ve mallarını gözetmesi yükümlülüğünün bulunduğunu, ancak davacı şirket tarafından bu yükümlülük yerine getirilmediğini ve ——–niteliğinde olan müvekkiii ——– zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, davacı ile ——— kiralamış olduğu makinenin almış olduğu çıktıları anlaşmaya göre aşan kısmı anılan anlaşmaya göre fiyatlandırmak ve makinenin servis hizmetini sağlamakla yükümlü olduğunu, servis hizmetlerinde taraftarına yükletilecek ücret makinenin teknik bir sorunun olmasına ve kullanım hatasından kaynaklanmasına göre değişiklik göstermekte olduğunu, bu kapsamda davacı makinenin teknik ve donanımsal hatalarına ilişkin servis ücretini kendisinin karşılaması gerekirken bu hususlara yönelik hizmetleri de müvekkili şirkete fatura ettiğini, ancak davacı şirketin bu sözleşmeye aykırı olarak, fazla çıktr/fotokopi fahiş tutarlarla fiyatlandırdığını ve kusurunda kaynaklanmayan makine hatalarına ilişkin vermiş olduğu servis masraflarını da müvekkili ——fatura ettiğini, —-talebine dayanak yaptığf faturada belirtilen bakım ücreti ve hizmet ücreti fahiş olduğunu, bu bakımdan bir an için müvekkilinin sorumluluğu olduğu varsayrrnrnda dahi ancak zorunlu giderler müvekkilinden talep edilebileceğini, bu konuda ispat yükümlülüğünün davacıda olduğunu, davacı şirket tarafından, müvekkili —— gönderilen faturalara itiraz edilmemiş olması faturayı ve borcu kabul anlamına gelmediğini, zira davacının tanzim etmiş olduğu faturalar ile ——- kayıtları arasında farklılıklar mevcut olduğunu, anılan faturaların teftiş incelemesi sonucuna güre usulüne ve sözleşmeye uygun olup olmadığı tespit edileceğini, bu itibarla müvekkili ——— davaya dayanak faturadan dolayı davacı şirkete karşı herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını belirterek, davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri île vekalet ücretinin karşı tarafa yükletılmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER: —–sayılı dosyası , ——-dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , İtirazın İptali ve Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete rağmen tarafların sulh olmaması nedeniyle tahkikata geçilmiştir. Tahkikat aşamasında ise deliller toplanmış, incelenip değerlendirilmiş ve karar duruşmasına katılan davacı vekilinin son beyanları alınarak aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya esas —— sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusuyla uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalının görev dava şartına yönelik itirazında, sözleşme ilişkisinin ve uyuşmazlığın davalının iktisadi işletmesiyle ilgili olması ve işbu ticari faaliyet kısmını ilgilendirmesi nedeniyle ticaret mahkemesi olarak mahkememiz görevli görülmüştür. Davalının icra dosyasına ve dosyaya yaptığı vaki yetki itirazı da olaya uyan HMK’nın 10. ve TBK’nın 89/1 maddesi kapsamında para borçlarının alacaklının yerleşim yerinde ifa edilmesi ilkesinden hareketle davacı ——– mahkememiz yargı çevresinde ——- bulunduğu anlaşıldığından dinlenmemiştir.
Bilindiği üzere 2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesinde ——-Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak,——— alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. ———— Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın ——yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —-Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının ——— alacağını dava etmek hakkı saklıdır. ——–Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır.
Yukarıda yazılı yasal düzenleme, açıklamalar, toplanan deliller ve yapılan yargılamaya göre somut olaya baktığımızda; evvelin ——- sayılı dosyasından davalı hakkında kesilen faturalara dayalı olarak oluşan cari hesap ilişkisi kapsamında ilamsız icra takibi başlatıldığı ,takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik hak düşürücü süre içinde işbu davanın ikame edildiği anlaşılmıştır. Mahkememizce yukarıda açıklanan usul işlemlerine müteakiben taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve dosya davacının ticari defterleri üzerinde inceleme icra edilerek bilirkişi raporu düzenlenmesi için bir mali müşavir bilirkişiye verilmiştir. —— tarafından davacının ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan işbu raporda özetle taraflar arasında ticari ve akdi ilişki tespit edilerek davacının davalıdan kestiği— adet toplam — bedelli fatura bulunduğu, davalının ——-ödeme yaptığı ve böylece davacının takip tarihi itibariyle ——- alacağının bulunduğunun tespit ve rapor edildiği görülmüştür. Ayrıca faturaların tamamının ———– altında olduğundan —- yansımadığı da bildirilmiş ve işbu durum mahkememizce de müşahede edilmiştir. Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş ve beyan ve itirazlarını bildirmeleri için gerekli yasal süre tanınmış ve buna ilişkin beyan ve itirazlar da değerlendirilmiştir. Bu kapsamda ve özellikle anılan bilirkişi raporu da gözetilerek bu sefer davalı tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde alacak-borç ilişkisine dair inceleme yapılarak bilirkişi raporu düzenlenmesi için davalının adresi olan —– istinabe edilmiştir. Bu mahkeme tarafından alınan ve gönderilen —–tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda ise davalı işletmenin ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, davacının kestiği —- adet faturanın —-adetinin davalı defterlerinde kayıtlı olduğu buna göre davalının — tarihi itibariyle ——– borcunun bulunduğu, toplam —– miktarlı üç adet faturanın ise davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı ve hesap farkının bundan kaynaklandığı yönünde tespit ve görüşlere yer verilmiştir. Bilirkişi raporlarının denetimi yapılmış ve genel olarak dosya kapsamıyla uyumlu, gerekçeli ve yeterli oldukları değerlendirilmiştir. Mahkemizce delillerin kül halinde değerlendirmesinde her iki tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, toplam —- miktarlı üç adet faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı bulunmasına rağmen davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı ve farkın buradan neşet ettiği ve bu durumda davacı defterlerinin HMK’nın 222/3 maddesi nazarında bu kısım yönünden delil olarak kullanılamayacağı, bu kısma ilişkin iddianın halihazırda dayanılan ve mübrez başkaca delillerle de ispat edilemediği düşünülmüştür. Ne var ki tarafların birbirini doğrulayan ticari defter ve belgelerinden dermeyan olan bilirkişi raporlarına ve şümule göre davacının takibe konu alacağın ——- kısmını ise TMK’nın 6, HMK’nın 190 ve 222/3 maddeleri nazarında açıkça ispat ettiği sonuç ve kanaati hasıl olmuştur. Binaenaleyh dosyaya mübrez bilirkişi raporlarının gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu da kabul ve takdir edilerek davacının davasının kısmen kabul; kısmen reddi ile , davalı-borçlunun ——- sayılı takip dosyasına konu alacağın —- kısmına yönelik yapmış olduğu itirazın iptali ile icra takibinin —– asıl alacağa öncesinde temerrüt gerçekleşmediğinden takip tarihinden itibaren her iki taraf tacir statüsünde kabul edilmekle avans işlemlerinde uygulanan— değişen oranlarda ticari temerrüt faizi işletilmek suretiyle devamına, fazlaya —– ilişkin talebin ise reddine karar verilmesi icap etmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise ——– kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Bu açıklamalar ışığında somut olayda , asıl alacağın varlığı ve miktarı yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre tespit ve tayin edilmekle borcun varlığı ve miktarının davalı-borçlu tarafından açık ve net olarak belirlenebilecek durumda olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. —— olayda asıl alacak/borç likit ve muayyen olmadığından İcra İflas Kanununun 67/2.maddesi gereğince koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi icap etmiştir. Davalı vekilinin İcra İflas Kanununun 67/2.maddesi gereğince kötü niyet tazminatı talebi de yargılama sonucunda takibin ve alacaklı/davacının kısmen de olsa haklı çıkması ve davacı-alacaklının kötü niyetli olarak hareket ettiğine müteallik hiçbir delil de bulunmadığı anlaşılmakla dinlenmemiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında 6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden sorumluluk, aynı yasanın 326/2 Maddesi gereğince tarafların haklılık durumu esas alınarak belirlenmiştir. Bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —– bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de kabul ve ret oranına göre karşılıklı olarak taraflardan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26 ve 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KISMEN KABUL;KISMEN REDDİNE,
2-)2004 sayılı İİK’nın 67/I Maddesi gereğince davalı-borçlunun——– Esas sayılı takip dosyasına konu alacağın —kısmına yönelik yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile icra takibinin—–asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans işlemlerinde uygulanan — değişen oranlarda ticari temerrüt faizi işletilmek suretiyle DEVAMINA, fazlaya ——– ilişkin talebin REDDİNE,
3-)Davacının,2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
4-)Davalının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince haksız ve kötü niyetli takip tazminatı talebinin REDDİNE,
5-)Harçlar Kanunu gereğince kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken —— karar ve ilam harcından ; peşin alınan —- harcın ve ilamsız icra takibinde yatırılan — peşin harcın mahsubuyla bakiye —– karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —– bütçesinden ödenen kabul edilen miktar (%66) üzerinden hesaplanan 871,20 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
7-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —— bütçesinden ödenen ret edilen miktar (%44) üzerinden hesaplanan 448,80 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-)Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 6,40 TL vekalet harcı ve 114,64 TL peşin harç olmak üzere toplam 195,44 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-)Davacı tarafından yapılan 137,75 TL posta ücreti ve 1.250,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.387,75 TL yargılama giderinden davanın kabul (%66) ve red (%34) oranına göre 915,91 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın —– davacı üzerine bırakılmasına, davalı tarafından vekil dışında yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10-)Davacı kendisini davada vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T. 13/1, maddesi uyarınca kabul edilen ——— miktar üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-)Davalı kendisini davada vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T. 13/1, maddeleri uyarınca reddedilen —- miktar üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL nispi/maktu vekalet ücretinın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
12-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı kabul edilen kısım için gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek dilekçeyle —–Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık; reddedilin kısım yönünden ise 6100 sayılı HMK.’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle kararın miktar yönünden —— İstinaf kanun yoluna başvuru sınırının altında kaldığı anlaşılmakla, KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/06/2021