Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/73 E. 2020/480 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/73 Esas
KARAR NO : 2020/480
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/09/2019
KARAR TARİHİ : 12/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı firma ile müvekkili şirketi arasında akdi ilişkinin olduğunu, davalı borçlu firmasına ait aracın/araçların rutin bakım/onarım hizmetini müvekkil şirkette yaptırmış/yaptırılmış ve bu bakım/servis/tamir hizmetleri karşılığında müvekkil şirketin, cari hesap ekstresinde de——— faturadan kaynaklı — alacağının doğduğunu, işbu alacağın ——— tarihinde davalı firma tarafından ödenmiş, ——– kısmının bakiye olarak kaldığını, ——————sayılı dosyasında yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazın İptali ile, takibin kaldığı yerden devamına, asıl alacağa itiraz tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, işbu likit alacağa itiriz ile takibin durduğunu, bu nedenle davalı/borçlunun takip tutarı üzerinden en az %20 oranında icra inkar tazminatı ödemesine mahkum edilmesini, yargılama masrafları ve avukatlık ücretinin, “dava şartı olarak arabuluculuk Madde 18/A-11 maddesi uyarınca her durumda, davalı/borçlu üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı-alacaklı ile müvekkili arasında yapılan sözleşme çerçevesinde müvekkiline ait araçta bazı tadilat işleri gerçekleştirildiğini, taraflar arasında kararlaştırılan bedelin ———– kısmının iş başlangıcında davacı-alacaklı tarafın hesabında yatırıldığını, kalan kısım bakımından ise iş bitiminde ödeme yapılacağı konusunda anlaşmaya varıldığını, ancak davacı tarafın anlaşma gereği yapması gereken işleri tam olarak yapmadığını, sözleşmeye uymadığını, davacı tarafın hem sözleşmeye aykırı davrandığını, hem de müvekkiline ait aracı onarmak yerine daha fazla zarar verdiğini, müvekkilinin ihale kaybetmesine sebebiyet verdiğini ve haksız bir şekilde takip başlatarak sebepsiz zenginleşmek istediğini, bu nedenlerle müvekkili hakkında açılan itirazın iptali davasının reddine, takibin haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesin savunmuştur.
DELİLLER: ——— sayılı dosyası , ————– dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , İtirazın İptali ve tazminat (Ticari Satından Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiştir. Davacı vekilinin beyanına göre tarafların sulh yoluyla çözüme gitmek istememeleri üzerine davaya konu uyuşmazlık belirlenmek suretiyle tahkikata geçilmiş ve tüm deliller incelenerek aşağıdaki sonucuna gidilmiştir.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi; ————– Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. ————– Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın————– yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. ————Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.————- Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Davaya konu ————— sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusuyla uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk şartının yerine getirildiği ve sürecin olumsuz sonuçlanması üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre somut olayda —————– sayılı dosyası Esas sayılı dosyasından davalı hakkında hizmet ve cari hesap ilişkisine bağlı olarak düzenlenen ve bedeli ödenmeyen fatura/ faturalar nederiyle icra takibi başlatıldığı ,takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal süre içerisinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve dosya bilirkişi raporu düzenlenmesi için bir mali müşavir bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi SMMM ———– tarafından hazırlanan rapor taraflara tebliğ edilmiştir. Bilirkişi tarafından tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan işbu rapora göre sözleşme ilişkisinin varlığı tespit edilmiş ve ticari defter ve belgelere göre davacının davalıdan icra takibine konu edildiği üzere ———- alacaklı olduğuna ilişkin rapor verildiği görülmüştür. Bu kapsamda alınan bilirkişi raporunun denetimi yapılmış ve dosya kapsamı ve mübrez delillerle uyumlu olduğu anlaşılmıştır.
Taraf şirketlerin bağlı olduğu vergi dairesinden gelen BA-BS formlarına göre uyuşmazlığa konu beyan sınırı üstünde bulunan —Plakalı araç tamiri için düzenlenen —————- bedelli faturanın davalı şirket tarafından da vergi dairesine bildirildiği ve bu durumun rapora da yansıdığı görülmüştür. Ticari defterlere kaydedilmiş ve vergi dairesine bildirilmiş faturanın akdi ilişkinin varlığını da kanıtladığı kabul edilmektedir. Zira Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir. Davalı taraf savunmasında faturanın ilgili aracın tamirine ilişkin olduğunu kabul etmiş ve aracın yolda kaldığını öne sürerek hizmet kusuruna ve tamir bedelinin yüksekliğine işaret etmiştir. Öte yandan borcun ödenmiş olduğunu öne sürmesine ve ticari defterlerinde de ödenmiş olarak gösterilmesine karşın ödeme hususunu ispat edememiştir. Böylece davacı tarafın davasını, TMK’nın 6. HMK’nın 190 ve 222 . maddeleri nazarında usulüne uygun olarak tutulan tarafların ticari defter ve kayıtlar ile ispat ettiği kabul edilmiştir. Bu kapsamda dosyaya mübrez sözü geçen bilirkişi raporunun gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kabulü ile davalının —————— sayılı dosyasına karşı yapmış olduğu itirazının İİK’nın 67/1. maddesi gereğince iptali ile İcra takibinin asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans oranında ticari temerrüt faizi uygulanmak suretiyle aynen devamına karar verilmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda davalının borcunun varlığı ve miktarını açık ve net olarak belirleyip tespit edebilir durumda olduğu açıktır. Bu nedenlerle davalının itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve taraflar yönünden alacak/borç likit olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince koşulları oluştuğundan asıl alacağın %20’si olan ———— icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerektiği inanç ve sonucuna varılmıştır.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi ——– bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)İİK’nin 67/1 Maddesi gereğince davalının —————sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa ——— takip tarihinden itibaren avans oranında ticari temerrüt faizi uygulanmak suretiyle aynen DEVAMINA,
3-)İİK’nin 67/2 maddesi gereğince asıl alacağın %20’si olan 1.518,17 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 518,56 TL karar ve ilam harcınına 91,69 TL peşin harcın ve ilamsız icra takibinde alınıp dava açılırken mahsup edilen 37,95 TL peşin harç toplamının mahsubu ile bakiye 388,92 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ———— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı 91,69 TL peşin harç ve 36,30 TL posta masrafı, 6,40 TL vekalet pulu, 10,10 TL vekalet harcı ve 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 788,89 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca 3.400,00 TL nispi/maktu vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda ——– Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile ——– Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/11/2020