Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/714 E. 2021/301 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/714 Esas
KARAR NO: 2021/301
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/11/2019
KARAR TARİHİ: 25/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- tarihinde davalı ——kullandığı araç ile yaya geçidi üzerinde karşıdan karşıya yaya geçmekte olan müvekkiline çarpması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, ceza yargılamasında trafik kurallarını ihlal ettiğinden davalının asli kusurlu olduğunu, davacının ise kusurlu olmadığının tespit edildiğini, müvekkilinin maruz kaldığı maddi kayıplar ve manevi acının tarifinin mümkün olmadığını, yapılan tetkiklerde müvekkilinin —- oranında malul olduğu ve geçici iş göremezlik süresinin —- olacağının tespit edildiğini, müvekkilinin bedensel zararının giderilmesi için pek çok masraf yaptığını, manevi yönden sürekli kendini yorgun ve keyifsiz hissettiğini, araç sürücüsünün yanında aracın sigortacısı da müteselsil sorumlu olduğunu, davalı sigortaya ödeme hususunda başvurulmasına rağmen olumlu yanıt alınamadığını, dava şartı arabuluculuğa da başvurulmasına rağmen bir anlaşma sağlanamadığını, sürücünün taşınır, taşınmaz malları ve 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, meydana gelen olayda geçici ve sürekli iş gücü kaybına maruz kalan müvekkili için, şimdilik —-maddi, — manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini, yargılama harç ve masraflar ile vekalet ücretinin davalı taraflar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı —— vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin meydana gelen olayda kusurunun olmadığını, davacının tazminat talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, ceza davasındaki bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, ceza davasındaki—– raporunun kendilerini destekler mahiyette olduğunu, meydana gelen olay sonrasında müvekkilinin insani bir durum olarak davacıyı hastaneye götürdüğünü ve ilgilendiğini, davacının yaralanmasının aracın çarpması sonucu değil kaldırıma çıkarken meydana geldiğini, tedavi giderlerinden —— sorumlu olduğunu, diğer taleplerden ise müvekkiline ait aracın sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, müvekkilinin kazadan dolayı maddi tazminat talebinden doğan sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olduğunu, manevi tazminat talebinin ise zenginleşmeye yol açmaması gerektiğini, bu nedenle huzurda açılan davanın tüm talepleri ile birlikte reddine, yargılama ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ——- vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya sebebiyet veren diğer davalının müvekkili nezdinde sigortalı olduğunu, davacıya meydana gelen kazada malul olması nedeniyle —tarihinde —— ödeme yapıldığını, ödenen tazminatın ikinci kez istenmesi hukukun kötüye kullanılması ve hak edilenden fazla bir miktar tazminat alınmasına yol açacak olduğunu, bu nedenle müvekkilince yapılan ödeme nedeniyle davanın müvekkili yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili —- tarihli beyan dilekçesinde özetle; Davanın açıldığı tarihten sonra davalı sigorta şirketi tarafından maddi zararlarının karşılandığından davanın maddi tazminat yönünden konusuz kaldığının tespiti ile davalı sigorta yönünden karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesini ve davanın açılmasına kendilerince sebebiyet verilmediğinden vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini, diğer davalı —— karşı yöneltilen manevi tazminat davası yönünden davaya devam ettiklerini beyan etmiştir.
Deliller
Davalı sigorta şirketine yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
İlgili — araç tescili için yazılan müzekkere cevapları dosya arasına alınmıştır.
——- yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
Davacının sosyal ve ekonomik durum araştırması için yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
——— yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
—- sayılı dosyasının —– dosya arasına alınmıştır.
Trafik kusuru konusunda uzman bilirkişi raporu dosyaya sunulmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, trafik kazasına bağlı cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasıdır.
6100 sayılı HMK 313.maddesinde:”(1) Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir.
(2) Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir.
(3) Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir.
(4) Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir.”
6100 sayılı HMK 314.maddesinde:”1) Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.”
6100 sayılı HMK 315.maddesinde:”(1) Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.
(2) İrade bozukluğu ya da aşırı yararlanma hâllerinde sulhun iptali istenebilir.” denmektedir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçeleri, — tarihli davalı sigorta şirketi ile sulh olunduğuna dair beyan dilekçesi, kusur raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının maddi tazminat davası yönünden davacı ile davalı sigorta şirketinin 6100 sayılı HMK 315 maddesi gereği sulh oldukları, maddi tazminat ve fer’ilerinin dosyaya sunulan beyan dilekçesi kapsamında sigorta şirketi tarafından ödendiği anlaşılmakla davacı tarafın konusuz kalan maddi tazminat davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Davacının ayrıca manevi tazminat talebi de mevcuttur.
Manevi tazminat konusunda belirtmek gerekir ki; ——altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine ——— başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmıştır. Türk Borçlar Kanunu m. 56 gereği de ; Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
Manevi tazminat sade bir ifade ile, zarar görenin kişilik değerlerinde iradesi dışında meydana gelen eksilmenin (manevi zararın) giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir—————Manevi tazminatta zarar, kişinin iç huzuru ve manevi bütünlüğüne yapılan saldırının mecazi ifadesidir——–
Manevi tazminata hükmedilirken uygulamaya———- kararları konularıyla sınırlı, sonuçlarıyla bağlayıcıdırlar, ————— kararları benzer hukuki konularda ———– dairelerini ve adliye mahkemelerini bağlar.)ilkeler ışık tutmaktadır. Manevi tazminat uygulamadaki yerleşen ilkeler ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları da gözetilerek, hakimin takdirinde bir husustur. Mahkemeler kanunen kendilerine tanınan takdir haklarını dikkatlı kullanmalıdırlar. Takdir yetkisi, kanun koyucunun bilerek ve isteyerek, yani bilinçli olarak bıraktığı kural-içi —— boşlukların; hukuk kurallarını uygulamakla yükümlü olanlarca, olaylardaki özelliklerle toplumdaki ahlâkî düşünceler, hukukun birliği, takdir yetkisini tanıyan kuralın amacı, sosyal adalet gibi hususlar göz önünde tutularak ferdîleştirilip doldurulması yetkisidir. Hukukî niteliği bakımından, MK. m. 4’de tanınmış olan bu yetki, kural-içi boşluğu doldurup doldurmamak bakımından yargıca —- vermemiş; tersine, bir ödev yüklemiştir. Gerçekten, ——- Bu ibareden ödev niteliği kolaylıkla anlaşılmaktadır. Şu halde, hakim, takdirle ilgili şartların gerçekleşmesi halinde, takdir yetkisini kullanmakla yükümlüdür. Aksi takdirde, hakkın dağıtımından kaçınmış olur———
Mahkememiz anılan hususların da farkında olarak, dosyaya dönüldüğünde, Manevi tazminatın amaçlarından biri caydırıcılık olmakla beraber diğeri manevi tatmin duygusudur. Manevi tazminat miktarı amacından çıkacak şekilde, tarafın maddi olarak çöküşüne neden olacak miktarda da olmamalıdır. Davacı tarafın sebepsiz olarak zenginleşmesine neden olmayacak, zarara uğrayanda manevi huzur doğuracak ve hükmedilecek tazminat miktarının cezalandırmaya veya malvarlığına ilişkin bir zararı gidermeye yönelik olmayacak şekilde olmasının ——– kabul edilmiş olduğu, iş bu davada manevi tazminat talebinin tamamının kabul edilmesinin davalının ekonomik olarak çöküşüne sebep olacağı, tüm hususlar, yukarıdaki açıklamalar, ————–ilkeler göz önünde tutarak, davacının —- oranında malul kalması,—– geçici iş göremezlik yaşaması, alınan kusur raporuna göre davalının olayda asli ve %100 kusurlu, davacının ise kusursuz olması bir bütün olarak değerlendirilip hükümde gösterildiği şekilde davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
———– ilamında:”Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulüne, davalının icra takibine itirazının ——asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, 6762 sayılı TTK.’nin 1301. maddesinden —— kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Trafik kazaları, nitelikleri itibariyle haksız fiillerdendir. Haksız fiillerde temerrüt tarihi, haksız fiilin meydana geldiği tarih olup, zarar sorumlusunun ayrıca ihbar ve ihtar edilmesine gerek yoktur. Sigorta ettirenin dava hakkı, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Ödeme tarihi aynı zamanda 3. şahsa rücu edebilme tarihidir. Bu nedenle işleten ve sürücünün faizden sorumluluğunun başlangıcının halefiyet başlangıcı olan ödeme tarihi olarak kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece, hükmedilen tazminata ödeme tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Davacı tarafça temerrüt faizi olarak avans faiz istenilmiştir. Davalının işleteni olduğu araç minibüs olup ticari araçtır. O halde, davada temerrüt faizi olarak ticari faiz niteliğindeki avans faizine hükmedilmesi gerekirken yasal faize hükmedilmesi de doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgıların giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK.nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK.nun 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.” belirtilmiştir.
Yukarıda anılan içtihat uyarınca, her ne kadar davacı tarafça ticari faiz talebinde bulunulmuş ise de kazaya neden olan araç ticari araç olmayıp hususi araç olduğundan yasal faize hükmetmek gerekmiştir.
Öte yandan her ne kadar maddi tazminat davası konusuz kalmış ise de; 6100 sayılı HMK 331 maddesi gereği davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama giderlerinden sorumluluğun doğması gerektiği, davalı sigorta şirketinin dava açıldıktan sonra ödeme yapması ve davanın açılmasına sebebiyet vermesi gerçekliği karşısında maddi tazminat davası yönünden yargılama giderleri davalı sigorta şirketi üzerinde bırakılmış, yargılama gideri kapsamında Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. maddesi ile Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/1-ç ve 326. Maddeleri de gözetilerek dava öncesi ——- bütçesinden ödenen arabuluculuk ücreti de yargılama gideri olarak hesaplanmış, davacının, maddi tazminat davası yönünden davalı sigorta şirketinden taraftan vekalet ücreti talebi olduğu ve başlangıçta maddi tazminata yönelik dava değerinin —– olarak belirtildiği de nazara alınarak, AAÜT madde 6 “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, bu Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur.” hükmü gereği ön inceleme aşamasında davacı ile davalı sigorta şirketi sulh olduğundan, belirtilen ücretin yarısı — oranında davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.———
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat davası yönünden davacı ile davalı sigorta şirketinin 6100 sayılı HMK 315 maddesi gereği sulh oldukları anlaşılmakla davacının konusuz kalan maddi tazminat davası yönünden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Manevi tazminat davası yönünden davanın KISMEN KABULÜNE, —- manevi tazminatın olay tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı —– tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 1.024,65 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 344,97 TL harcın mahsubuyla arta kalan —- harcın davalı ——- tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Maddi tazminat davası yönünden davacı tarafından yapılan 344,97 TL harç gideri, 600,00 TL bilirkişi ücreti ve 128,55 TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.073,52 TL yargılama giderinin davalı —–tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Maddi tazminat davası yönünden Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.980,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı — tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Davalı ——- tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davalı —– tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Maddi tazminat davası yönünden davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT 6 uyarınca 500,00 TL vekalet ücretinin davalı —–tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Manevi tazminat davası yönünden davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT 10 uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı———– tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Manevi tazminat davası yönünden davalı—— kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT 10 uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı ——verilmesine,
11-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin, davalı —— vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ——— Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
25/05/2021