Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/702 E. 2023/861 K. 05.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/702
KARAR NO : 2023/861

DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ : 15/11/2019

KARAR TARİHİ : 05/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle;
Taraflar arasında 20.10.2018 tarihinde Alüminyum ve Paslanmaz İşleri Taşeron Sözleşmesi imzalandığını, iş bu sözleşmenin konusunun davacı firmanın taahhüdü altında yapımı devam eden—–Sitesi 6609 Ada 3 Parsel’de bulunan fabrika binasına yapılacak Alüminyum Giydirme Cephe İşlerinin İmalat ve Montajı olduğunu, bu anlaşmaya göre davalı firmanın, davacı firmanın yükümlüğünde devam eden —– yapılacak olan alüminyum giydirme ve montaj işlerini eklendiğini, taraflarca iş bedelinin 209.000 TL olarak belirlendiğini, davacı tarafından, davalıya sözleşmede belirtildiği üzere 170.000 TL ödeme yapıldığını davalı sözleşmede proje onayından itibaren 5 gün içinde imalata başlayarak 50 iş günü içerisinde montaj dahil bütün işlemleri bitirmiş olacağının taahhüt edildiğini, davalı firma mail yolu ile ve şifahen birçok kez uyarılmış olmasına rağmen taahhüt ettiği sürede işi tamamlayamadığını ve sorumluluğunu yerine getiremediğini, taraflar arasında yapılan sözleşmenin 3 ve 9, maddeleri uyarınca iş bu sözleşmenin —-Noterliği 19.02.2019 tarih ve—– nolu ihtarnamesi ile feshedildiğini, fesihten sonra davalı firmaya —- Noterliğinin 02.05.2019 tarih ve —–nolu ihtarnamesi ile davacı firmanın uğramış olduğu zararlar ve bu zararların ödenmesi gerektiğinin bildirildiğini, davalı firmanın işe süresinde başlamayarak belirlenen sürede işi tamamlayamamış olması sebebiyle davalı şirketin ödemesi gereken, sözleşmede belirlenmiş bir ceza koşulu bulunduğunu, sözleşmeye aykırılık dolayısıyla davacı nezdinde oluşan menfi ve müspet zararların talep ettiklerini beyan ederek, işin bitirme süresinde yaşanan 49 günlük gecikme dolayısıyla sözleşmenin 6.maddesi uyarınca ceza koşulu bedeli olan 100.000 TL’nin, sözleşmeye aykırılık dolayısıyla oluşan zarar kalemleri başlılığı altında sayılan, boyalı profiller için ödenen 37.369,57 TL’nin, alüminyum doğrama uygulaması, dorma fotoselli kapı seti alüminyum kompozit uygulaması işleri için ödenen 29.270,71 TL’nin, bonding işçiliği ve reflektör cam alımı için ödenen 61.707,30 TL’nin, yine bonding işçiliği ve refkektör cam alımı için ( Cephe Açılır Kanat- Güvenlik Kulübesi kompozit kaplama) ödenen 23.600 TL’nin olmak üzere toplam 251.947,64 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle;
Taraflar arasındaki sözleşmenin 3. maddesinde, işin süresi başlığı adı altında, çelik asma kat işlerinin süresinin sözleşmeye mütcakip proje onayından sonra 50 iş günü olduğunu, madde metninden de anlaşılacağı üzere, işe başlanması davacı tarafından proje onayının yapılmasının şart koşulduğunu, davacının söz konusu proje onayını ne zaman yapacağının ise belirsiz bırakıldığını, davacının, söz konusu işe ilişkin proje onayında bulunmasının, inşaat sahasını davalı işe başlaması için hazır hale getirmesinin 2018 Aralık ayının ortasını bulduğunu, 2018 Aralık ayının ortasında işe başlayabilen davalı şirket elemanlarınca inşaat sahasında davacı yanca belirlenen işlerin yapılmaya başlandığını, ilk etapta her şey yolunda giderken, devam eden ay içerisinde davacı tarafından belirtilen ödemelerin geciktirildiğini, yine davacı yanca maliyet keşfinde belirtildiği alanın üzerinde kompozit uygulaması yapılması istenerek davalının iş yükünün artırıldığını, davalı tüm kompozit ve doğrama işlemlerini bitirdikten sonra, uygulanan yüzeye sözleşmenin ekinde belirtilen maliyet keşif tablosunda yer alan 6 mm okyanus mavi renkli camları takmaya başladığını, bir kısmının uygulamasını yaptığı, işi bitirmeye yaklaşırken, davacı şirket yetkilisi ve çalışanları tarafından söz konusu bu renkli camların buraya yakışmadığı, sözde kusurlu olduğu bahanesi ile iyi niyetli olmayan davranışlarda ve taleplerde bulunulduğunu, durum böyle olmasına rağmen davacının isteğine göre 3 kez cam siparişi veren davalı şirketin, davacının kötü niyetli tavrı karşısında ne yaptıysa camları davacıya kabul ettiremediğini, davacının haksız ve mesnetsiz talepleri sonrasında tüm iyi niyetiyle parasını alabilmek için çabalayan davalı çalışanlarının, son olarak davacı yetkilisi ve çalışanları tarafından 2019 yılının Şubat ayında inşaat sahasından çıkarıldığını, inşaat sahasından çıkarılan ve işin yapılmasından el çektirilen davalı şirkete ihtarname çekilerek sözleşmenin fesh edildiğinin davacı yanca iddia edildiğini, söz konusu fesih ihtarının esası, usulü ve içeriğinin hukuka aykırı olduğunu, sözleşmeden dönen davacı ancak ve ancak menfi zararlarını isteyebilecek iken, iş bu davada talep edilen, işin 3. kişilere yaptırıldığına dair alacak kalemlerinin müspet zarar kalemleri olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin 6. maddesinde, “…Taşeron sözleşme konusu işin ifasından sarfınazar ederse, işverene 100.000,00 TL cezai şart ödeyecektir.” ibaresinin yer aldığını, sözleşme metninden açıkça anlaşılacağı gibi, cezai şartın ödenmesinin müvekkil şirketin ifadan cayması veya vazgeçmesi şartına bağlı kılındığını, bu nedenle asıl davanın reddi gerektiğini, müvekkil şirketin, sözleşme ekinde bulunan maliyet keşfinde belirtilen m2 lerden daha fazla alana kompozit ve doğrama uygulaması yaptığını, gerek maliyet keşfi m2 fiyatları üzerinden bakiye kalan alacağının olması, gerekse de maliyet keşfinde belirtilen m2 lerin üzerine çıkılması sebebi ile yapılan kompozit, doğrama ve cam uygulaması için alacak hakkının bulunması sebebi ile karşı dava açmak mecburiyeti hasıl olduğunu beyan ederek, şimdilik 4.000,00 TL kompozit uygulamasından kaynaklanan bakiye alacak, 4.000,00 TL doğramaların uygulamasından kaynaklanan bakiye alacak 1.000,00 TL cam uygulamasından kaynaklanan bakiye alacak, 1.000,00 TL bu iş için sipariş edilen ve davacı/karşı davalı uhdesinde kalan 3 parti camın bedeline ilişkin alacak olmak üzere toplamda 10.000,00 TL alacağın dava tarihi itibarinden başlayacak avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davacı-karşı davalı vekili cecaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle;
Cevapları ve karşı davayı kabul etmediklerini, davalının elinde kalan malzemelerin kendi kusuru sebebiyle sözleşmeye aykırı imal/temin edilen mallar olduğunu, müvekkil şirketin bu noktada herhangi bir kusuru bulunmadığını beyan ederek karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER
Tarafların ticaret sicil sorguları dosya arasına alınmıştır.
—-yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
Sözleşme yorum ve denetim uzmanı bilirkişi, inşaat yüksek mühendisi bilirkişi ile mali müşavir bilirkişi heyeti kök ve ek raporları dosyaya sunulmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Asıl dava, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre tarafların edimlerini eksiksiz yerine getirip getirmediği, ayıplı veya eksik ifa bulunup bulunmadığı, feshin hukuka uygun olup olmadığı, bunun sonucu olarak davacının davalıdan 151.947,64 TL tazminat alacağı ile 100.000 TL cezai şart alacağı olmak üzere toplamda 251.947,64 TL alacağı bulunup bulunmadığına dair alacak davası, karşı dava, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre karşı davacının karşı davalıdan 4.000 TL kompozit uygulamasından kaynaklanan, 4.000 TL doğrama uygulamasından kaynaklanan, 1.000 TL cam uygulamasından kaynaklanan, 1.000 TL iş için sipariş edilen ve karşı tarafın uhdesinde kalan 3 parti cam bedeli olmak üzere toplamda 10.000 TL alacağı bulunup bulunmadığına dair alacak davasıdır.

Mahkememizce dava dilekçesi, cevap ve karşı dava dilekçesi,
cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekeçsi,
Taraflarca dosyaya sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir.
Dava, başlangıçta yazılı usule tabi bir dava olup, 7251 sayılı kanun değişikliğine göre 6100 sayılı HMK’nın 320’inci maddesi gereğince basit yargılama usulüne tabi hale gelmiş, kanun değişikliğinden sonra, HMK uyarınca dava hakkında HMK’nın 316-322 maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulü uygulanarak yargılamaya devam olunmuştur.
Dosyada, keşif kararı verilerek, sözleşme yorum ve denetim uzmanı bilirkişi, inşaat yüksek mühendisi bilirkişi ile mali müşavir bilirkişi heyeti refakatinde mahkememizce 19.02.2021 tarihinde mahallinde keşif icra edilmiş, mahkemece yapılan gözlemde inşaatın tamamlanmış olduğu görülmüş; 31.05.2021 tarihli rapora göre dosyadaki bilgi ve belgeler ışığında, tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve lehlerine delil teşkil ettiği, davalının işi teslim etme süresinin, proje onayından sonra 50 iş günü olduğu ancak dosyada onaylı proje bulunmadığı, proje onayının ne zaman yapıldığına dair herhangi bir verinin olmamasından ötürü işin geç tesliminden kaynaklı cezai şartın hesaplamasının yapılamadığı, ayrıca davalı tarafın işi teslim etmesi gereken sürenin belirlenemediği, keşif günü yapılan tespitlerde dava konusu uyuşmazlıklarla ilgili sözleşme konusu işlerin yapılıp tamamlandığı, ancak dosyada mevcut bilgiler (mail yazışmaları) ile yapılan işin miktarının ve kim tarafından yapıldığının tespitinin mümkün olmadığı, mail yazışmalarından da anlaşılacağı üzere sözleşmede temperli cam malzeme kullanılacağı, ancak ilk etapta davacı tarafından düz cam kullanıldığı, davalının dış cephe camlarını tekrardan temperli cam ile değişmesi gerektiğini mailde belirttiği, davalının bu talebinin sözleşmeye göre haklı bir talep olmasıyla birlikte, —- bonding işçiliği ve reflektör cam alımı için ödenen 61.707,30 TL ile ilgili berhangi bir sorumluluğunun olmadığı, keşif mahallinde yapılan incelemede, alüminyum doğrama uygulaması, dorma fotoselli kapı seti, alüminyum kompozit uygulaması işlemlerinin yapıldığının tespit edildiği,—– ödenen 29.270,77 TL’nin davalı tarafça ödenmesi gerektiği, yine Cephe Açılır Kanaat Güvenlik Kulübesi Kompozit Kaplama işlerinin yapıldığı ve —–bonding işçiliği ve reflektör cam alımı (Cephe Açılır Kanaat Güvenlik Kulübesi Kompozit Kaplama) için ödenen 23.600,00 TL’nin davalı tarafça ödenmesi gerektiği rapor edilmiş olup, taraflarca sunulan rapora itirazların değerlendirilmesi amacıyla aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış, itirazlar irdelenerek sunulan 06.01.2022 tarihli ek rapora göre, bilirkişilerin ek rapordaki görüş ve kanaatleri ile kök rapordaki görüş ve kanaatlerinin aynı olduğu rapor edilmiştir.
08.02.2022 tarihli celsede, dosya kapsamına, mahiyetine, sunulan beyan ve itiraz dilekçelerine göre yeni bir heyetten rapor alınmasına karar verilmiş, dosya, bilirkişilere yerinde inceleme yetkisi verilerek önceki bilirkişi heyetinden farklı, sözleşme yorum ve denetim uzmanı bilirkişi, inşaat yüksek mühendisi bilirkişi ile mali müşavir bilirkişi heyetine tevdii edilmiş; 28.09.2022 tarihli bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki sözleşmenin 3. maddesine bakıldığında, sözleşme ile 30 gün vadeli 30.000,00 TL, 60 gün vadeli 40.000,00 TL’lik çekler ile ödeme yapılacağı, kompozitlerin şantiye alınana gelmesi ile 50.000,00 TL, camların şantiye alanına gelmesi ile de 50.000,00 TL nakit ödeneceği, kalan bedelin ise iş tesliminde ödeneceği, yine aynı maddenin son paragrafında ödemelerin gecikmesi halinde yükleniciye ek sürenin verileceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin 20.10.2018 tarihinde düzenlendiği nazara alındığında, çek ile yapılacak ilk iki ara ödemenin vadelerinin 19.11.2018 ve 19.12.2018 tarihleri olduğu görülmekle beraber diğer iki ara ödeme kompozit ve camların teslimine bağlanmış olup, dosya içerisinde bu malların teslimine dair bir belge olmadığından bu iki ara ödemenin vade tarihlerinin tespit edilemediği, bununla beraber çekle yapılacak ilk iki ödeme sözleşmede kararlaştırılan vadelerden 14 ve 2 gün sonra ödendiği, davalı karşı davacının ödemezlik defini ileri sürdüğü, taraflar arasındaki sözleşmede de, ödemede gecikme olması halinde yükleniciye ek süre verileceğine dair hüküm bulunması sebebiyle, geciken ara ödemelere binaen geçen toplam 16 günlük sürenin teslim vadesine eklenmesi gerektiği, iş sahibinin, davalıya gönderdiği ihtarname ile sözleşmeyi fesh ettiği, tek taraflı bu irade beyanının yükleniciye ulaştığı anda hüküm doğurduğu, bu bakımdan davacı karşı davalı iş sahibinin seçimlik haklarından sözleşmeden dönme hakkını kullandığı, asıl davada cezai şart bakımından, taraflar arasındaki sözleşmede iki ayrı cezai şart maddesi bulunmasına rağmen, bu iki ayrı cezai şart maddesinde de, iş sahibinin sözleşmeden dönmesi halinde dahi cezai şartın tahakkuk edeceğine dair bir hükme rastlanılmadığı, bu bakımdan taraflar arasındaki sözleşme iş sahibinin sözleşmeden dönmesi sebebiyle sona erdiğinden, cezai şartın tahakkuk etmeyeceği, eksik işler bakımından, dosya içerisinde eserin teslim vadesi kat-i olarak tespit edilemediğinden, sözleşmenin feshinin karşı tarafa bildirildiği 21.02.2019 tarihi itibarıyla davacı karşı davalı iş sahibinin sözleşmeyi sona erdirmede haklı olup olmadığının tespit edilemediği, eserin teslim vadesinin 21.02.2019 tarihinden önce olması halinde, iş sahibinin sözleşmeyi sona erdirmede haklı olacağı, dosya içerisinde yüklenicinin kusurlu olmadığına dair bir belgeye de rastlanılmadığından, davacı karşı davalı iş sahibinin eserin kararlaştırılan vadesinde teslim edilmemesine binaen 75.327,58 TL’lik maliyet farkını davalı karşı davacı yükleniciden talep edebileceği, karşı dava bakımından, davalı karşı davacı yüklenici iş görme faaliyetinin parasal değeri kapsamında, kompozit, doğrama ve cam uygulamasından kaynaklanan bakiye alacakları ile iş sahibinde kalan 3 parti cam bedelini talep etmişse de, dosya içerisinde işlerin yapılan kısmını gösterir hak ediş belgesi ve mal teslim tutanakları tespit edilemediğinden, yapılan işle iş sahibinin yükleniciye ödediği 170.000,00 TL bedel arasında bir fark olup olmadığının, yapılan iş kapsamında yükleniciye ödenmesi gereken bakiye bir tutarın bulunup bulunmadığının tespit edilemediği rapor edilmiş olup, davacı tarafça sunulan rapora itirazların değerlendirilmesi amacıyla aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış, itirazlar irdelenerek sunulan 24.05.2023 tarihli ek rapora göre, bilirkişilerin ek rapordaki görüş ve kanaatleri ile kök rapordaki görüş ve kanaatlerinin aynı olduğu rapor edilmiştir.
Mahkememize sunulan 28.09.2022 tarihli kök rapor ile 24.05.2023 tarihli ek raporun bu yönleriyle gerekçeli, denetime elverişli ve hükme esas alınabilir nitelikte bulunması sebebiyle yeniden rapor alınması cihetine gidilmeyerek, asıl dava yönünden; her ne kadar davacı tarafça cezai şart alacağı talep edilmiş ise de, sözleşmede bulunan iki ayrı cezai şart maddesinde de, iş sahibinin sözleşmeden dönmesi halinde dahi cezai şartın tahakkuk edeceğine dair bir hükme rastlanılmadığı, bu bakımdan taraflar arasındaki sözleşme iş sahibinin sözleşmeden dönmesi sebebiyle sona erdiğinden, cezai şartın tahakkuk etmeyeceği, eksik işler bakımından, davalı tarafın da kabulünde olduğu üzere, aralık ortasında işe başlandığının beyan edilmesi karşısında, teslim tarihinin 21.02.2019 tarihinden önce dolmuş olacağı, sözleşmenin feshinin karşı tarafa bildirildiği 21.02.2019 tarihi itibarıyla davacı karşı davalı iş sahibinin sözleşmeyi feshetmekte haklı olduğu kanaatinin mahkememizde hasıl olduğu, yine, yüklenicinin kusurlu olmadığına dair bir belgeye de rastlanılmadığından, davacı karşı davalı iş sahibinin eserin kararlaştırılan vadesinde teslim edilmemesine binaen 75.327,58 TL’lik maliyet farkını davalı karşı davacı yükleniciden talep edebileceği, karşı dava yönünden; her ne kadar karşı davacı tarafça alacak talebinde bulunulmuş ise de, dosya içerisinde işlerin yapılan kısmını gösterir hak ediş belgesi ve mal teslim tutanakları tespit edilemediğinden, yapılan işle iş sahibinin yükleniciye ödediği 170.000,00 TL bedel arasında bir fark olup olmadığının, yapılan iş kapsamında yükleniciye ödenmesi gereken bakiye bir tutarın bulunup bulunmadığının tespit edilemediği, ispat yükünün karşı davacıda olduğu, TMK 6. maddesi hükmüne göre davacının ileri sürdüğü iddiaları ve alacağı olduğunu ispat etmesi gerektiği, davacının, davanın ispatına yönelik yeterli delilleri sunmadığı, bu hali ile karşı davanın sübut bulmadığı anlaşılmakla, asıl davanın kısmen kabulüne, toplam 75.327,58 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine (asıl davada faiz talebi olmadığından hüküm kurulurken bu husus nazara alınarak faize hükmedilmemiştir.), karşı davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-Asıl dava bakımından;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, toplam 75.327,58 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 5.145,63 TL harçtan peşin alınan 4.302,64 TL harcın mahsubu ile bakiye 842,99 TL harcın davalı-karşı davacıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı-karşı davalı tarafından yapılan 4.302,64 TL harç gideri, 4.050,00 TL bilirkişi ücreti ve 419,90 keşif harcı, 330,00 TL —- ücreti, 202,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 9.305,04 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmı dikkate alınarak 2.791,51 TL’sinin davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalıya verilmesine,
4-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul edilen kısmı dikkate alınarak 396,00 TL’sinin davalı-karşı davacıdan tahsili ile; 924,00 TL’sinin davacı-karşı davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı-karşı davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalıya verilmesine,
6-Davalı-karşı davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 28.259,21 TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacıya verilmesine,
7-Davalı-karşı davacı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
B-Karşı dava bakımından;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 170,77 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,08 TL harcın davalı-karşı davacıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davalı-karşı davacı tarafından yapılan 1.800,00 TL bilirkişi ücretinden oluşan yargılama giderlerinin davalı-karşı davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı-karşı davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 10.000,00 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalıya verilmesine,
5-Davacı-karşı davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
C-Her iki dava bakımından karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,Dair, davacı-karşı davalı vekilinin ve davalı-karşı davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde —— Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.