Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/699 E. 2022/599 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/699
KARAR NO: 2022/599
DAVA: İtirazın İptali (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/02/2017
TEVZİ TARİHİ : 15/11/2019
KARAR TARİHİ: 14/09/2022
Tarafları yukarıda belirtilen dava hakkında ——— Karar sayılı görevsizlik kararının kesinleşmesi ve süresinde yapılan başvuruya bağlı olarak Mahkememizin başlıktaki esasına—— edilen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
————- Karar sayılı kararı:
————
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılar ile müvekkili ——- arasında akdedilen —– uyarınca davalılara——-kullandırıldığını, —— teminatını ——— kaydında, ——üzerinden ikinci dereceden müvekkili —- ——- edildiğini, davalıların—– gecikme yaşaması üzerine, hasapları kat edildiği ve firmalardan alacaklarının tahsilini teminen ——– dosyası üzerinden —– paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibine başlandığını, icra takibine davalılar vekili tarafından itiraz edildiğini belirterek davalıların itirazlarının kaldırılmasına, takibin devamına, davalıların %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiller aleyhine —- ——— edilen davanın reddi ile davacı tarafın kötü niyetle hareket ediyor olması sebebi ile takip konusu yapılan alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
—— görevleri itibariyle—— olarak tesis edilmiştir. ——— arasındaki —- —- ————- görevi —— verilmiştir. —-yasanın amacı; ———- gereklerine ve—— uygun olarak —— çıkarlarını koruyucu, aydınlatıcı, ———— kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konudaki ——- oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir” şeklinde belirtilmiş; aynı——– bir mal veya hizmeti ticari ve mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan ve yararlanan ——olarak tanımlanmıştır.
Bu düzenlemelere göre, mal veya hizmet piyasalarında —- ——- arasında yapılan her türlü hukuki işlem, esasında bir —- işlemidir. Bu işlemin mutlak tarafını teşkil eden tüketici, bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişidir. Diğer bir ifade ile tüketici sayılabilecek kişinin mal ya da hizmeti ticari faaliyeti dışında özel kullanım ya da tüketimi için talep etmesi gerekir. —– kişinin ——olmayan amacı kastedilmektedir. Bir işlemin ——– olabilmesi için de mutlaka taraflardan birinin tüketici olması ve gerçek ya da tüzel kişinin o işlemi yaparken amacının ticari ve mesleki olmaması gerekmektedir. Burada önemle belirtmek gerekirse, her alıcı ya da kullanıcı tüketici olmadığı gibi tüketicinin her işlemi de tüketici işlemi değildir. Kişilerin kişisel ihtiyaçları dışında, belirli bir meslek icrası, belirli bir üretimde kullanma, yeniden satış, ticari olarak kullanma vs. gibi amaçlarla alıcı ya da kullanıcı olmaları mümkündür. Her alıcı ya da kullanıcı tüketici olmadığına göre, kişisel ihtiyaçları dışında belirli bir meslek icrası, belirli bir üretimde kullanma, yeniden satış, ticari olarak kullanma ve bunun gibi amaçlarla alıcı olmak ya da kredi kullanmak da mümkün olup, tacir olan tarafların tüketici olarak adlandırılması mümkün değildir.
Tüketici, ——– sürülen ve üretim sürecinin hiçbir aşamasında bilgi sahibi olmadığı ürün veya sunulan hizmeti satın aldığı bir ilişkide zayıf olan taraf olarak kabul edilmiş olup yasa koyucu, bu kabulden yola çıkarak iradesini tüketiciyi korumak şeklinde ortaya koyarak ——işlemi sayılan işlemlerinden dolayı yasal koruma altına almak istemiştir.
HMK’nın 1.maddesinde belirtildiği gibi mahkemelerin görevi, kanunla belirlenir. HMK’nın 114. maddesine göre mahkemelerin görevi, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında bir dava şartı olarak re’sen nazara alınması gerekir. Bunun yanında HMK’nın 115. maddesine göre dava şartlarının mevcut olup olmadığı, mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılmalıdır. Görev konusunda taraflar için kazanılmış hak doğmaz ve yeni bir Kanunla kabul edilecek görev kuralları — geçmişe de etkili olarak uygulanmalıdır. —-
Celp edilip incelenen ——- takip dosyası incelendiğinde takibin ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan icra takibi olduğu, borçluların —— ———- tacir oldukları anlaşılmakla—– ——işleminin bulunamayacağının tartışmasız olduğu, keza davacı banka tarafından dosyaya —— dosyaya sunulduğu, söz konusu sözleşmede diğer davalı ———- kefil olduğu, ipoteğin adı geçen borçlu tarafından isimleri belirtilen——- davacı banka nezdinde doğmuş doğacak borçlarına yönelik olarak tesis edildiği, ———— —— tek başına söz konusu ———– haline getiremeyeceği, —-mesleki veya ticari amaçla hareket etmeyen gerçek ya da tüzel kişilikler olduğu, takip talebi incelendiğinde —– ———edildiği şekilde taraflar arasında tüketici ilişkisinin bulunmadığının sabit olduğu, ——– yazılan ——– cevabıyla sabit olduğu üzere davalılardan —- iradından——– olduğu, dosyaya —– tarafını tüketicinin olduğu———– sunulmadığı, giderek davalıların tüketici olmadığı, buna göre taraflar arasındaki ilişkinin Asliye Ticaret Mahkemesinin görevi dahiline girdiği, bu tür davaların ——– görülmesinin usulen mümkün olmadığı, mahkemenin görevinin ——- ilişkin olup mahkemenin görevli olup olmadığını yargılamanın her aşamasında re’sen nazara alması gerektiği gözetilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2- HMK.20/1 maddesi uyarınca, kararın kesinleşmesinden itibaren (süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren) 2 hafta içinde mahkememize başvurularak dilekçe ile dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın bu davaya bakmaya görevli ——- Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, aksi taktirde HMK.20/1. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin bu karar taraflara ihtarına (ihtarat yapıldı),
———-
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Söz konusu ——kararına karşı İstinaf yoluna başvurulması üzerine —— sayılı kararı ile görevsizlik kararı isabetli bulunarak takibe konu — alacak —— ticari nitelikteki—— dayanmış olması, sadece ——— alacağın —— kapsaması, takibin niteliği, ağırlıklı talebin —–olması, tek takibin tefrikinin de mümkün olmaması nedenleriyle asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu açıklanarak istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiş olup süresinde yapılan başvuruya bağlı olarak dosya Mahkememizin başlıktaki esasına tevzi edilmiştir.
Tarafların dilekçeleri ve icra dosyası yukarıda aynen aktarılan görevsizlik kararında açıklandığı şekilde olup sonuçta davacı vekili tarafından ibraz edilen dava dilekçesinde takibe itirazların haksız olduğu ileri sürülerek itirazların iptaline, takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesi talep ve dava edilmiş; cevap dilekçesinde ise ——- sayılı dosyası üzerinden yürütülen ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin takip yapılmış olması nedeniyle aynı alacak yönünden——– takip olduğu savunularak davanın reddine ve %20′ den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesi istenmiştir.
Dava dilekçesinde teselsül talebinde bulunulmamıştır.
Dava dilekçesinde icra takibinde ödenen peşin harcın mahsup edilmesi talep edilmiş olup, icra dosyası ve dosya kapsamına göre icra takibi nedeni ile ödenen peşin harç miktarının —— olduğu ve mahkeme —– dava nedeni ile ödenen peşin harcın söz konusu icra —— ödenen harç mahsup edildikten sonra kalan miktarı ödendiği belirlenmiş olup, sonuçta icra veznesine ödenen peşin harcın mahsubuna ilişkin yasal ——– gözetilmiştir.
Burada belirtmek gerekmiştir —- tarihinde yürürlüğe giren —- sonra gelmek üzere eklenen ——- maddesinde ve —— belirtilen ticari davalardan, dava konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” düzenlemesi ve eldeki davanın bu düzenlemeden önce ——– tarihinde açılmış olması karşısında eldeki dava dava tarihi itibariyle zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığı gibi bu yönde herhangi bir tutanak ibraz edilmemiştir.
Ön inceleme duruşmasında yapılan irdelemede göreve ilişkin ————– gözetildiğinde sonuçta engel bir dava şartı bulunmadığı belirlendikten sonra itilaf noktaları tespit edilerek tahkikata geçilmiştir.
Dava dilekçesine, celp edilip incelenen icra dosyasına, ön inceleme duruşmasında belirlenen ihtilaf noktalarına ve dosya kapsamına göre dava ağırlı olarak———– ilişkisine dayalı olarak yapılan takibe itirazın iptaline ve buna bağlı olarak talep edilen icra tazminatına yöneliktir.
Deliller toplanarak taraflar arasındaki —– içeriği ve davanın niteliği ——- banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilerek oluşturulan bilirkişi heyetinden rapor temini yoluna gidilmiştir.
Temin edilen—– tarihli heyet raporunda raporda belirtilen şekilde sözleşmeler, ihtarnameler ve dosya kapsamı her bir davalı yönünden irdelenmek ——– sonuçta davacı bankanın dava konusu icra takip tarihi itibariyle davalılardan alacaklı olduğu tutarın ——– olduğu hesaplanmış olup raporda tahsilde tekerrür ilgisinin irdelenmemiş olması, kefalet şartlarının ayrıntılı olarak rapora yansıtılmamış olması, itirazda ileri sürülen şekilde kısmi ödeme olup olmadığının aydınlatılması gereği ve nihayetinde her bir davalı yönünden ayrı ayrı toplam alacak ve bunun içinde asıl alacak miktarının —— halinde gösterilme ihtiyacı gözetilerek bu hususları ve ileri sürülen itirazları karşılar şekilde ek rapor temini yoluna gidilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen söz konusu ek rapor ihtiyacını karşılar nitelikte —– tarihli ek raporun gerekli kısımları:
—–
II.DAVANIN TANIMI VE AÇIKLAMALAR
Dava konusu,—– tarihli ——açıklanmış olup, esas itibariyle Davacı banka tarafından Davalılara kullandırılan—— geri ödenmemesi oluşturmaktadır. Davalılar—- vekili tarafından dava dosyasına sunulmuş —– tarihli dilekçede, özetle;
✓ Dava dilekçesi ve delil listesinin HMK emredici hükümleri gereğince usulüne uygun olmadığı, davacının genel ifadelerle delillerini belirtmesi yeterli sayılmayacağı ve davacı tarafın iddia ve beyanlarını ispat ile mükellef olduğu,
✓ Müvekkili olduğu şirketin, Dava dilekçesinde ve ödeme emrinde belirtildiği şekilde borcu bulunmadığı, ayrıca işleyecek faize ve faiz oranına itirazda bulunulduğu, 
✓ Takip dayanağı olarak belirtilen sözleşmelerdeki imzaların müvekkili şirket yetkililerine ve kefillere ait olmadığı,
✓ Teminat mektuplarının —- hangi kredilere veya işleme istinaden kullandırıldığının belli olmadığı,
✓ ——- kefilin sorumlu olduğu bedelin ne kadar olduğunun açıklanmadığı,
Hususları açıklanmış ve davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
III.KÖK BİLİRKİŞİ HEYET RAPORUMUZDAKİ TESPİTLER
Bilirkişi heyetimize verilen görev doğrultusunda dava konusuyla ilgili gerekli tetkikler yapılmış ve —–tarihli kök bilirkişi heyet raporu tanzim edilerek dosyasına sunulmuştur. Söz konusu heyet raporumuzda özetle;
Davalılar tarafından, davacı banka ile yapılan kredi sözleşmeleri ve davacı banka tarafından gönderilen ihtarnameler, özetle aşağıdaki gibi tespit edilmiştir.
A-SÖZLEŞMELER
Sözleşme Tarihi Sözleşme Türü Borçlu —-
———
——— —
—- ——
—- — —
—- ——-
—– ——–
———–
—- —- ——
—- —- ——-
TOPLAM————–
B-İHTARNAMELER
İhtarname Tarihi İhtarname Dayanağı Borçlu Kat Tarihi — —-
——— —- ——
———
——-
——–
—–
——–
——–
Yapılan tetkikler neticesinde; taraflar arasında düzenlenmiş —– gereği —– kaynaklı bir borç-alacak ilişkisinin oluştuğu anlaşılmış olup, düzenlenmiş———- Esas borç miktarı, alacaklı —– tarafından keşide edilmiş——ihtarnamelerden tespit edilmiştir. Buna göre;
1- Borçlu: ——–
Borcun konusu: —–
Borç tutarı:—– tarihi itibariyle asıl ve fer’i borçlar toplamı —-
2- Borçlu: ——–
Borcun konusu: Şirket kredi kartından kaynaklı borçlar;
Borç tutarı: —– tarihi itibariyle asıl ve fer’i borçlar toplamı —-
3- Borçlu: ——-birlikte;
Borcun konusu: Borçlu cari hesap, ———— tarihi itibariyle asıl ve fer’i borçlar toplamı —–
4- Borçlu: ———— —– tarihi itibariyle asıl ve fer’i borçlar toplamı —–
5- Borçlu: —-
Borcun konusu:——–borcu toplamı —-
Davalılardan —- söz konusu borçlu şirketlerden ——tarafından kullanılan kredi tutarının tamamına; —– tarafından kullanılan kredi tutarının da ——- kısmına müteselsilen kefalet vermiş olduğu da tespit edilmiştir.
C-BİLİRKİŞİ HEYETİMİZCE YAPILAN HESAPLAMALAR
Gerek taraflar ——- —— ihtarnameler dikkate alınarak borç tutarları bilirkişi heyetimizce aşağıdaki gibi hesaplanmış ve detaylandırılmıştır.
——
Tüm bu tespitler ve hesaplamalarımız neticesinde davalıların davacı bankaya icra takibi itibariyle borç toplamları —— olarak hesaplanmıştır.
IV.KÖK BİLİRKİŞİ HEYET RAPORUMUZA DAVALILAR —— VEKİLİ İTİRAZLARI
Yukarıda özeti çıkarılan kök bilirkişi heyet raporumuza davalılar—- vekili tarafından —– tarihli dilekçe ile aşağıdaki hususlarda itiraz edilmiştir. Özetle;
✓ Bilirkişinin hukuki görüşü ile bağlı kalınarak kabul kararı verilmesinin doğru olmayacağı,
✓ Taraflar arasındaki sözleşmenin muacceliyet ve temerrüt halleri ile uygulanacak gecikme faizi maddelerine dayanılarak hesaplama yapılmasının doğru olmayacağı,
✓ Sadece ——- elindeki belgelerden hareket ederek inceleme ve değerlendirme yapılmasının hatalı olacağı,
✓ Bilirkişilerce yapılan hesaplamalarda—– sürenin esas alınmış olmasının yasaya ve şartlara aykırı olduğu ve ihtarnamelere karşı en az bir aylık itiraz süresi verilmiş olması gerektiği,
✓ Taraflar arasında hesap özetleri konusunda mutabık olmadıkları, bir takım kısmi ödemeler yapılmış olduğu, kısmi ödemelerin hesap cetvelinde ve hesap kat edilirken nazara alınmamış olduğu, bankaya verilen teminat çeklerinin—— cihazlarından yapılan tahsilatların bilirkişilerce yapılan hesaplamalarda dikkate alınmadığı,
✓ Temerrüt faiz oranının kabul edilebilir nitelikte olmadığı, iyi niyet ve hakkaniyet kurallarıyla bağdaşmadığı,
Hususları belirtilmiştir.
V.BİLİRKİŞİ HEYETİMİZCE YAPILAN EK TESPİT VE DEĞERLENDİRMELER
Dava dosyası ——- belgeler, gerek davalılar vekili itirazları gerekse ———– duruşma tutanağında belirtilen hususlar doğrultusunda bilirkişi heyetimizce tekrar kontrol edilmiştir.
Davalılar vekili itiraz dilekçesinde yer alan hususlarla ilgili olarak bilirkişi heyetimizce yeniden değerlendirmeler yapılmıştır. Buna göre;
Bilirkişi heyetimizce hukuki bir görüş oluşturulmamış, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri esas alınmış ve gerekli hesaplamalar yapılmıştır. Öte yandan, taraflar arasında hesap özetleri konusunda mutabık olmadıkları, bir takım kısmi ödemeler yapılmış olduğu, kısmi ödemelerin alacaklı banka hesap cetvelinde ve hesap kat edilirken nazara alınmamış olduğu, hususlarında ise, gerek dava dosyasına sunulmuş belgeler gerekse alacaklı —– —-nezdindeki belge ve bilgiler tetkik edilmiş ve kök bilirkişi heyet raporumuz oluşturulmuş olduğundan, iddia edilen kısmi ödemelerle ilgili bilgi ve belgelerin varlığından bilirkişi heyetimizce bilgi sahibi olunmamıştır. Ayrıca, davalılar vekili dilekçeleri ekinde de kısmi ödemelere ilişkin herhangi bir belge sunulmamış olduğu tespit edilmiştir. Temerrüt faiz oranının kabul edilebilir nitelikte olmadığı, iyi niyet ve hakkaniyet kurallarıyla bağdaşmadığı konusunda da bilirkişi heyetimizce bir değerlendirme yapılmamıştır.
—- tarafından —– tarihli duruşma tutanağında yer alan hususlarla ilgili olarak bilirkişi heyetimizce yeniden değerlendirmeler yapılmıştır. Buna göre;
Bilirkişi heyetimizce yapılan tetkiklerde, aynı alacak için birden fazla takip yapıldığına dair bir bilgiye ve belgeye rastlanılmamıştır. Kefalet şartları yönünden ise, özellikle imza eksikliğinin bulunmadığı ve kefalet şartlarının oluştuğu tespit edilmiştir. Ancak, sözleşmelerde mevcut im za ve şerhlerin borçlulara/borçlu temsilcilerine ve kefalet sahibine ait olup olmadığı konusu bilirkişi heyetimizce değerlendirilmemiştir. Kısmi ödeme olup olmadığı konusunda ise, kısmi ödemelerle ilgili bilgi ve belgelerin varlığından bilirkişi heyetimizce bilgi sahibi olunmadığından ve davalılar vekili dilekçeleri ekinde de iddia edilen kısmi ödemelere ilişkin herhangi bir belge sunulmamış olduğundan, alacaklı banka nezdindeki bilgi ve belgeler esas alınarak değerlendirmeler ve hesaplamalar yapılmış, kök bilirkişi heyet raporumuzda kısmi ödemelerle ilgili bir mahsuptan bahsedilmemiştir.
——-
VI. SONUÇ VE KANAAT
Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı ve takdiri tamamıyla ——- ait olmak üzere, bilirkişi —— yapılan ek tespit ve değerlendirmeler neticesinde;
1. Aynı alacak için birden fazla takip yapıldığına dair bir bilgiye ve belgeye dava dosyası kapsamında rastlanılmadığı,
2. Kefalet şartları yönünden ise, özellikle imza eksikliğinin bulunmadığı ve kefalet şartlarının oluştuğu,
3. Sözleşmelerde mevcut imza ve şerhlerin borçlulara/borçlu temsilcilerine ve kefalet sahibine ait olup olmadığı konusu bilirkişi heyetimizce değerlendirilemediği,
4. Kısmi ödeme olup olmadığı konusunda, herhangi bir bilgi ve belgenin varlığından bilirkişi heyetimizce bilgi sahibi olunmadığından, dava dosyasına kısmi ödemelere ilişkin herhangi bir belge sunulmamış olduğundan, alacaklı —–bilgi ve belgeler esas alınarak değerlendirmeler ve hesaplamalar yapılmış olduğundan, kısmi ödeme olmadığı için kısmi ödemelerle ilgili bir değerlendirme yapılamadığı,
5. Öte yandan, alacaklı banka nezdinde yer alan bilgi ve belgelere göre tespit edilen her bir davalı ——– yönünden ayrı ayrı toplam borç ve asıl borç tutarları tablo halinde aşağıdaki gibi tespit edildiği,
Borçlu Asıl Borç- Kat Öncesi Faiz———-
————
GENEL BORÇ
TOPLAMI ———
-Bankanın—– tarihli takip talebinde; — kendi borcu ve —-kefaleti ile ilgili olarak toplam —-kendi borcu için ——- istenmiş olup,
-Tarafımızca yapılan hesaplamada;
Davalı —– yazılı olduğu üzere, kendine ait olan borcu —– yanında , kefaleti nedeni ile, ——— borcu içinde davalı ——– borçlu olduğu, borcun toplamının ——- olarak hesaplanmış olup,
—- tekerrür olmadığı, —– kendi borcu ve kefaleti nedeni ile——toplamı için talepte bulunulduğu, diğer —— kendi borçlarının ödenmesinin istendiği,
———–
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır. Ek rapor itirazları aydınlatıp ek rapor ihtiyacını karşılar nitelikte hesaplamaları içerir ve kök raporu teyit eder niteliktedir.
Davacı vekili tarafından ek rapora karşı beyanda bulunulmamış olup, duruşmadaki beyanında ek rapora bir diyeceklerinin olmadığını ifade etmiştir.
Ek rapora karşı davalılar vekili tarafından ibraz edilen itiraz dilekçesi ile önceki itirazlar tekrar edilmiş olup temin edilen ek rapor bütün hususları aydınlatır nitelikte, dosya kapsamına uygun ve ——— de yeterli görülmüş olup tahsilde tekerrür olmadığı ve herhangi bir kısmi ödemenin de olmadığı açıkça belirtilmiş olduğundan itirazlar yerinde görülmemiştir.
İlgili yasal düzenlemeler:
”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu:
…TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI
Madde 222 – (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz —— yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. —- Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
—– Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
—-Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu:
A İTİRAZIN İPTALİ :
Madde 67 ——
—- Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
——- davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın ———- yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
——-
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
—– Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.
Sonuç olarak temin edilen icra dosyası ve—– içeriği, ——ve limitleri, kat ihtarı, buna ilişkin ihtarnamenin içeriği ve tebliğ tarihleri; dosya kapsamına uygun, denetime ve hükme esas alınmasına elverişli olup——— de dosya kapsamına uygun ve yeterli görülen rapor-ek rapor, ek rapora itirazların yerinde görülmemesi, yukarıya aktarılan ilgili yasal düzenlemeler ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davanın ek rapor doğrultusunda kısmen sübuta erdiği kanaatine varılmıştır.
Rapordaki veriler ve takip talebine konu kalemler gözetildiğinde:
—asıl alacak toplamı,—- olup talebe konu toplam —- düşüldüğünde kısmen redde konu toplam bedel olarak —– bedele ulaşılmış olup aşağıdaki hesaplamalarda bu değerler gözetilmiştir.
Tarafların icra inkar-kötü niyet tazminatı adı altında talep ettikleri icra tazminatı yönünden yukarıya aynen alınan İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2. Fıkrası hükmü, davanın niteliği, çok sayıda sözleşmeye dayalı ileri sürülen çok sayıda talep yönünden hesaplama ve denetleme zorluğu birlikte değerlendirildiğinde iki taraf yönünden de icra tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşmediği sonuç ve kanaatine varıldığından iki taraf yönünden de icra tazminat talebi reddedilmiştir.
Harç yönünden kabule konu toplam dava değeri olan — —- üzerinden işlem yapılmış ve avukatlık ücreti hesabı yönünden de harca esas alınan bu bedel gözetilmiş olup; davanın niteliğine karşılık gelen 492 Sayılı Harçlar Kanununun;
—-
İLAMSIZ TAKİPLERDE PEŞİN HARÇ:
Madde 29 – İlama dayanmıyan takip isteklerinden alacak miktarının binde beşi peşin alınır.
Peşin harçlar takip sonunda alınacak asıl harca mahsup olunur.
İlama dayanmıyan takiplerde alacaklı mahkemeye müracaata mecbur kalırsa, peşin alınan harç kendisine iade olunur. Veya alacaklının isteği üzerine mahkeme harçlarına mahsup edilir.
—–
şeklindeki ilgili maddesinde yer alan söz konusu düzenleme, icra veznesine yatan peşin harç miktarı ve icra dosyası kapsamına göre davacı tarafın takibi başlatırken —— peşin harç yatırmış olması, eldeki davanın söz konusu peşin harcın mahsubu talebine bağlı olarak açılmış olması karşısında söz konusu takip için yatırılan peşin harç miktarı da işleme tabi tutulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kısmen kabulü ile,
—–Esas sayılı icra dosyası üzerinden yapılan takibin:
Davalı—- asıl alacak, toplam —–olmak üzere genel toplam —-üzerinden,
Davalı —- yönünden toplam—- işlemiş faiz ve toplam — olmak üzere genel toplam— üzerinden,
Davalı —-asıl alacak, —- olmak üzere genel toplam —-üzerinden,
ve takip tarihinden itibaren asıl alacak üzerinden takip talebinde belirtilen şekilde faiz yürütülmek suretiyle takibin yapılmasına; itirazların belirtilen çerçevede iptaline ve takibin belirtilen şekilde yürütülmesine,
2- Takibin niteliği ve dosya kapsamı gözetilerek gerekçede açıklanan sebeplerle ve şekilde iki taraf yönünden de şartları gerçekleşmediğinden icra tazminat talebinin reddine,
3-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Gerekçede açıklanan matrah üzerinden hesaplanan —-nispi karar harcından, Mahkeme veznesine yatan —- peşin harç ile İcra veznesine yatan söz konusu — toplamını oluşturan—- mahsubu ile ——davalılardan müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından İcra veznesine yatırılan söz konusu peşin harç da dahil olmak üzere Mahkeme veznesine yatırılan harçlarla birlikte toplam —–harcın davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından harç dışında yapılan toplam 4.062,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre takdiren 3.920,00 TL’nin davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesine; geri kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafça yapılmış bir gider olmadığından bu konuda başkaca bir hüküm oluşturulmasına yer olmadığına,
8-Davacı vekili için kabule konu toplam değer üzerinden tarife gereğince hesap ve takdir edilen 83.647,00 TL nispi avukatlık ücretinin davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalılar vekili için redde konu toplam değer üzerinden tarife gereğince hesap ve takdir edilen nispi avukatlık ücreti düşük olduğundan tarife gereğince belirlenen 9.200,00 TL maktu avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara müştereken verilmesine,
10-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak davacı vekilinin —– sistemi üzerinden yüzüne karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ————-Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/09/2022