Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/671 E. 2021/318 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/671 Esas
KARAR NO: 2021/318
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 13/11/2019
KARAR TARİHİ: 27/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan) davasında yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının Sigortacısı olduklarını yani — plaka nolu araç — tarihleri arasında—- poliçesi ile teminat altına alınmış olduğunu, aracın – tarihinde — gelen trafik kazasında araç sürücüsü olay yerini terk ettiğini—– İhlal ettiğini, davacı şirket olayda hasarlanan — nolu araçlara toplamda—— hasar bedeli ödediklerini, sigorta şirketi ödediği hasar bedelini davalı taraftan talep ettiğini, davalı aleyhine ———— dosyasında takip yapıldığını, davalı tarafça haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edildiğini, davalının itirazının iptali ile takibin devamına yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP : Davalı sigorta şirketi vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle: müvekkili firmanın davacı ile yaptığı mali mesuliyet sigortasını en üst prim tutarı ile yapmış ve maliki olduğu aracı tüm rizikolara karşı sigortalandığını, sigorta poliçesinde prim tutarının çok daha yüksek olduğunun görüleceğini, tüm primlerin gün geçmeden ödendiğini, müvekkilinin sözleşme yükümlülüklerini kusursuz biçimde yerine getirdiğini, rücuen tazminat koşulları oluşmayan haksız dayanaksız davanın reddine, %20 den aşağı olmamak kaydıyla davacı aleyhine kötü niyet tazminat hükmedilmesine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesine yönelik beyan ve taleplerde bulunmuştur.
DELİLLER: ———– dosyadaki sair tüm bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , Trafik kazası sonucunda meydana gelen hasar nedeniyle oluşan zararın tahsili için başlatılan icra takibine İtirazın İptali ve tazminat (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) istemine ilişkindir.
Zira 2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesinde ———- Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. ——— Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın——- yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. ———Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. ——— Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve tarafların sulh olmaması nedeniyle tahkikata geçilmiştir. Tahkikat aşamasında ise deliller incelenip tartışılmış ve duruşmaya katılan taraf vekillerinin son beyanları alınarak aşağıdaki sonuca gidilmiştir.
Davaya konu ——— sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu, davanın bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür. Ayrıca Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır
Davacı, dava dilekçesinde somut rücu nedeni olarak; ——– sigortalı araç sürücüsünün olay yerinin sebepsiz bir şekilde terk etmesine dayanmaktadır. Bu anlamda taraflar arasındaki uyuşmazlık, sigortalı araç sürücüsünün, kazadan sonra olay yerini terk etmesinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı ve kaza yerinin terki nedeniyle kaza nedeniyle meydana gelen rizikonun ve zararın poliçe teminatı kapsamında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Sigortacının sigortalısına rücu hakkı 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 95-(2) maddesinde düzenlenmiş olup bu maddede “Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
———- ettirene rücu halleri düzenlenmiş olup, bu kurallarda ise;
“-Tazminatı gerektiren olayın, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş olması,
-Tazminatı gerektiren olayın, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ihlali sonucunda meydana gelmiş olması,
-Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelmiş olması,
-Tazminatı gerektiren olayın, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş olması,
-Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olması,
-Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğunun tespit edilmesi,
-Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halleri” rücu sebebi olarak kabul edilmiştir.
Yukarıda anılan kanun ve sigorta genel şartları gereği, kural olarak zararın teminat dışı olduğunu ispat yükü, davacı sigortacıda bulunsa da; somut olayın özellikleri ve bilhassa sigortalı aracın sürücüsü olan —— can güvenliği nedeniyle olay yerinden ayrılmak zorunda kalmış olsa dahi en kısa sürede ilgili kolluk birimine başvurması gerekirken bunu yapmadığı, kazadan sonra ertesi günü yaklaşık iki gün sonra akşam kolluk birimine başvurduğu ve ifade verdiği, kendisinin bu süreçte herhangi bir sağlık kuruluşuna da başvurmadığı, alkol testi yaptırmadığı anlaşılmada ispat yükünün davalı sigortalıya geçtiğinin kabulü gerekmiştir. ———- Bu kapsamda davalı vekili tarafından gösterilen tanık dinlenmiş, dosyaya olaya ilişkin olduğu öne sürülen ibraz ettiği ——- ——incelenmesi için bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş ancak ihtarlı süreye rağmen süresi içinde bilirkişi ücreti yatırılmadığından anılan —üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılamamıştır. Filvaki mahkememizce sunulan—– görüntüsü bizzat izlendiği halde dava konusu kaza ve savunmayla bir ilgisi de kurulamamış ve davalı lehine delil olarak değerlendirilememiştir. Öte yandan olaya ilişkin ——- tarafından yürütülen soruşturmada kaza tespit tutanağının aksine bir delil ve tespite de rastlanmamıştır. Bir an için sürücünün öne sürüldüğü üzere olay/kaza yerini can güvenliğinin temin etmek için bir ticari taksiye binerek terk ettiği kabul edilse dahi davalı şirketin dinlenen tanığı ve aynı zamanda muhasebe sorumlusu olan ——– sonra kazadan zarar gören taksiciden öğrendiğini beyan etmesi nazar-ı dikkate alındığında sürücünün atlattığı iddia edilen can güvenliği tehlikesinden kimseyi haberdar etme gereği duymadığı, polise gitmediği, yaşadığı kazayı aracın sahibi davalı şirketle hemen paylaşmadığı da düşünüldüğünde savunmanın usul ve yasaya uygun olarak ispat edilemediği aşikardır.
Kuşkusuz Taraflar arasında güven ve iyiniyet esasına dayanan sigorta sözleşmelerinde, gerek sigortalının gerekse sigortacının haklarını kullanırken ve yükümlülüklerini yerine getirirken iyiniyetle hareket etmesi; rizikonun gerçekleşmesinden sonra doğru ihbar yükümlülüğü altında bulunan sigortalının, bu yükümlülüğüne uyup uymadığının saptanmasında da bu ilkenin gözönünde tutulması gerekir. Bu itibarla da, somut olayın oluşum ve özellikleri gereği, davalı vekili tarafından araç sürücüsünün korku, panik, linç edilme ,can güvenliği sebepleriyle olay yerinden ayrılmak zorunda kaldığını ileri sürmüş ise de; davalı tarafça araç sürücüsünün olay yerini yasal zorunluluk ve can güvenliği nedeniyle terk edildiği hukuken geçerli somut ve inandırıcı deliller ile ispat edilememiştir.
Binaenaleyh davalı şirketin kayden maliki olduğu araç sürücüsünün can güvenliği nedeniyle olay yerinden ayrıldığını somut delillerle ispat edemediğinden, davacı sigorta şirketinin rücu hakkının bulunduğunun kabulü ile davalının sorumluluğundaki araç sürücüsünün makas atarak ilerlediği sırada ——- plakalı araca çarptığı ve zincirleme kazaların meydana geldiği olayda olay yerini de izinsiz terk ettiğinden kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsü —– %-100 kusurlu olduğu da sabit görülmekle mahkememizce benimsenen bilirkişi raporuna göre kaza sonucunda davacı sigorta şirketi tarafından ekspertiz raporlarına göre üçüncü kişilere ödenen ve mahkememizce de piyasa şartlarına uygun ve kadri maruf bulunan toplam ——- hasar giderinin doğru ihbar yükümlülüğünün ihlali nedeniyle davalı şirket tarafından tazmin edilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle davalı-borçlunun——sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile icra takibinin asıl alacak kısmı olan —— miktara takip tarihinden itibaren taleple bağlılık ilkesi gereğince yasal faiz uygulanmak suretiyle aynen devamına karar verilmiştir. Ayrıca burada davacı sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişilere yaptığı ödeme tarihlerinden itibaren sorumludan faiz talep edebileceği anlaşılmakla icra takibinde işlemiş faizler yönünden de itirazın iptal edildiği ve hükümde bu durumun takibin aynen devamına olarak yer aldığı ifade ve açık edilmesi gerekmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —— bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26 ve 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KABULÜNE,
2-) 2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun—— sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa —- takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle aynen DEVAMINA,
3-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken — karar ve ilam harcından; başlangıçta peşin alınan — harcın ve icra dosyasına yatırılan —- peşin harcın mahsubuyla bakiye —- karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-)Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı 292,57 TL peşin harç ve 94,25 TL posta masrafı, 6.40 TL vekalet harcı, 600,00 TL olmak üzere toplam 1.037,62 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Davacı kendisini davada bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1, maddesi uyarınca 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider/delil avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek dilekçeyle ——- Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/05/2021