Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/670 E. 2023/336 K. 15.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/670 Esas
KARAR NO: 2023/336
DAVA: Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ: 13/11/2019
KARAR TARİHİ: 15/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından müvekkili aleyhine —– Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkili aleyhine yapılan icra takibinin konusu sigorta şirketi tarafından “hırsızlık/sahtecilik sebebiyle doğan zarar” olduğu belirtildiğini, müvekkilinin hırsızlık ve sahtecilikle bir ilgisi bulunmadığını, müvekkilinin bilgisi dışında birilerinin müvekkilinin ehliyet ve kimliğini taklit ederek birden çok sahtecilik ve hırsızlık yaptıklarını, müvekkili aleyhine yapılan soruşturmalar açıldıktan sonra müvekkili öğrendiğini, müvekkili birden çok kez gözaltına alındığını, ifade verdiğini, yüzleştirme yapıldığını ve maddi gerçek ortaya çıkınca müvekkilinin serbest bırakıldığını, müvekkilinin birden çok kez mağdur edildiğini, huzurdaki davaya konu icra dosyası ile müvekkilinin aracına haciz konulduğunu ve müvekkili icra tehditi ile karşı karşıya kaldığını, müvekkilinin davalıya borcunun olmadığının tespiti ile aleyhine yapılan takibin iptali ve müvekkilin aracına konan haczin kaldırılması gerektiğini, bu nedenlerle; öncellikle tedbiren takibin durdurulmasına, müvekkilin aracına konan haczin fekkine, müvekkilinin, davalıya borcu olmadığının tespiti ile müvekkili yönünden takibin iptaline, haksız takip sebebiyle %20 den az olmamak üzere haksız takip tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf dava dilekçesi ile birlikte delil ve belgelerini taraflarına göndermediğini, HMK’nın 121 maddesindeki amir hüküm gereğini yerine getirmediğini, davalının savunma hakkını kısıtlamak suretiyle usul hükmünü ihlal ettiğini, dava dışı—– Şti.’nin yine dava dışı —– şirketine satmış olduğu temizlik ve kozmetik ürünlerine ilişkin emtiaların ——/—— —— karayolu ile nakliyesi işi, müvekkili —— şirketine —— no.lu Nakliyat Abonman Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan —— —— Şti. tarafından üstlenildiğini, ——/—— —– karayolu ile nakliyesi dava dışı sigortalı —— Şti. tarafından üstlenilen temizlik ve kozmetik ürünlerine ilişkin emtialar, dava dışı sigortalı —— Şti. tarafından düzenlenen 14.09.2017 tarih ve ——- no.lu sevk irsaliyeleri ile 14.09.2017 tarih ve —— no.lu taşıma irsaliyesi kapsamında, dava dışı ——- ait ——/—— plaka no.lu araçlarla gerçekleştirilmesi için ——- firması şoförü olan davacı —— tam ve eksiksiz olarak teslim edildiğini, sigortalı emtialar, davacı şoför ——- sevk ve idaresindeki ——/—– plaka no.lu araca yüklenerek —— —— sevk edilmiş olduğunu, araç ayrıldıktan sonra, emtiaların ulaşması gereken ——- yerleşik —– şirketi yetkileri tarafından araç sürücüsüne ulaşılamadığının sigortalı —— Şti.’ye bildirilmesi üzerine, dava dışı araç maliki —— ulaşıldığını, ——- tarafından da araç sürücüsüne ulaşılamadığı bilgisinin verilmesi akabinde sigortalı emtiaların davacı araç sürücüsü —— tarafından güveni kötüye kullanmak sureti ile çalındığı anlaşıldığını, müvekkili —— şirketi davaya konu olay nedeniyle 11.09.2018 tarihinde sigortalısına 195.402,83.-TL sigorta tazminatı ödediğini, dava dışı sigortalı —– Şti. tarafından düzenlenen 14.09.2017 tarih ve —— no.lu sevk irsaliyeleri ile 14.09.2017 tarih ve —— no.lu taşıma irsaliyesi incelendiğinde, sigortalı emtiaların nakliyesini gerçekleştirecek olan ——- plaka no.lu aracın sürücüsü davacı ——- tam ve eksiksiz olarak teslim aldığı emtiaları alıcısına teslim etmemesi nedeniyle oluşan zararndan %100 sorumluluğu bulunduğundan bahisle, 195.402,83.-TL ve fer’ilerinin tahsili için ——/——- plaka no.lu araç malik/işleteni —— ile davacı —– aleyhine —— E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacı/borçlu vekilinin %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesi yönündeki talebinin, şartlarını taşımadığından reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER:—— sayılı ilamının incelenmesinde; katılanın ——, sanıkların —— ve ——, suçun hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, suç tarihinin 18/09/2017 olduğu, müştekinin başlatılan soruşturma kapsamında alınan ifadesinin “Ben ——- yük taşıma kooperatifi başkan yardımcısı olarak görev yaparım. —— fabrikası ve ——- süt isimli fabrikanın ürünlerini taşıma işi yaparız. Bu fabrikalar bize taşıma yapılacak malları teslim eder, bizde kooperatifimizde bulunan nakliye araçları ile taşıma işini yaparız, ancak işler yoğun olduğunda kooperatifimizde bulunan nakliye araçları yetmediği zamanlarda dışarıdan, başka nakliye şirketlerinden araç buluruz, bulmuş olduğumuz araç ve şoför gelerek taşınacak yük aracına yüklenir, ürünleri aldığına dair sevk irsaliyesi düzenlenir, malları taşıyacak şoför malları eksiksiz bir şekilde teslim aldığına dair irsaliyeye imza atar, malları bu şekilde teslim alarak sevkiyat gerçekleştirilir. Olay günü de kendi nakliye araçlarımız yeterli olmadığı için dışarıdan başka bir firmadan araç bulduk, bu nakliye firması ile ilk kez çalıştık, zaten 20 gün önce kurulmuş olan yeni bir şirkettir. 15.09.2017 günü bulmuş olduğumuz nakliye aracını —— isimli şoför getirdi, ehliyeti, ——- belgesi vb belgeleri bulunup bulunmadığına dair gerekli kontrolleri yapıldıktan sonra 22.120 kg mal araca yüklendi ve imza karşılığı teslim edilerek ——- iline gönderildi. Normalde 18.09.2017 günü pazartesi sabahı malları —— iline teslim etmesi gerekiyordu, ancak pazartesi günü mallar teslim edilmedi, Salı sabahı tekrar şoför ——- ulaşmaya çalıştık ancak ulaşamamamız üzerine araç sahibini arayarak durumdan haberdar ettik. Araç sahibi —– kendisinin de şoför —— ulaşamadığını bize söyledi. Son olarak araç sahibi ——- öğrendiğim kadarıyla araç —— ilinde ——- köprüsü üzerinden kaçak geçiş yaptığını bize söyledi. Bu şekilde malları alıp teslim edilmesi gereken yere götürmeyerek bizi dolandıran ——- şikayetçiyim. Ayrıca ——- bu işin işinde olabilir, ondan da şikayetçiyim. Ne kadar zarar olduğunu şu anda bilmiyorum, fabrika buna ilişkin zararı fatura ederek ilerleyen günlerde bize gönderecektir. Başka söylemek istediğim bir husus yoktur dedi.” şeklinde beyanda bulunarak şikayetçi olduğunu iddia ve beyan ettiği,Şüpheli ——- alınan savunmasında; “Üzerime atılı suçlamayı anladım. Ben ——- Nakliyat isimli firmanın yetkilisiyim. ——- ise kendime ait nakliyat firmasında çalıştırdığım şoförümdür. Firmama ait ——- plakalı bir tır mevcuttur. Kendi ehliyetim yeterli olmadığı için Ağustos ayında firmayı açtıktan sonra —— isimli kişi yanımda çalıştırmaya başladım. Benim hakkımda şikayetçi olan —— tanımıyorum. Ben aracı borçla aldığım için tırın bir an önce sevkiyat işlerine başlayarak çalışması lazımdı. —— de benim yanıma geldiğinde daha önce nakliye işlerinde çalıştığını ve tek başına müşteri bulup tırı çalıştırabileceğini söyleyerek beni ikna etmişti. Bu sebeple kendisini işe almıştım. Dediğim gibi firma ile çalışan müşterileri her zaman ——- isimli Şoför bulup sevkiyat yapılacak yere bana ait tırı ile gidiyordu. Büyük ihtimalle de —— isimli şahsı da şoförüm kendisi bulmuştur. Eylül ayının ortalarında 2-3 gün içerisinde ——- bulduğu 4 adet müşterinin malını tıra yükledikten sonra sevkiyat yapılması gereken ulaştırmayarak müşterileri dolandırmış. Ben bu durumu sevkiyat tarihi geçtikten sonra mallarının sevk yerine ulaşmadığını öğrenen müşterilerin beni araması ile öğrendim. Büyük ihtimalle beni arayan 4 kişi arasında hakkımda şikayetçi olan ——- isimli şahıs da vardı. —— beni arayan isminin —— olduğunu söyleyen şahıs tırın en son —— ——- gişelerinden geçtiğini söylemişti. Bu olayları öğrendikten sonra ——- giderek şikayetçi olmuştum. Şikayetimin üzerinden 15 gün geçtikten sonra bana ait tır İçeren Köyde boş bir vaziyette bulunup polisler tarafından bana teslim edildi. Ayrıca —— ve —— bulunan karakollarda şüpheli olarak ifade vermiştim. —— çalışan isminin ——- olduğunu bildiğim bir polis memuru yanında ——- olduğunu söylediği bir şahsı benimle yüzleştirmeye getirmişti. Polisin benim yanıma getirdiği şahıs ile benim yanımda şoför olarak çalışan ——- kimlik bilgilerinin aynı olduğunu farkettim. Kendi ——- olarak tanıtan şahıs polisin yanında getirdiği şahsın kimlik bilgilerini ele geçirerek kendisine sahte ehliyet düzenletmiş. ——- isimli şahıs benim bildiğim kadarı ile —— ——- oturuyor. Benim bu olaylarla bir ilgim yoktur. Ben de mağdurum. Hakkımda şikayetçi olan——- isimli şahıs ile aramda herhangi bir ticari ilişki olmadığı, bütün anlaşmaları kendini ——- olarak tanıtan şahıs yaptığı için üzerime atılı suçlamayı kabul etmem, başka söylemek istediğim bir husus yoktur dedi.” şeklinde beyanda bulunarak üzerine atılı bulunan suçlamayı reddettiği, Yapılan yargılama neticesinde; “Sanıkların inkara yönelik savunmaları dışında üzerlerine atılı suçu işlediklerini gösterir her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delilin mevcut olmaması nedeniyle sanıkların iş bu suçu işleyip işlemedikleri hususunda mahkememizde bir şüphe hali açığa çıkmıştır ( Zira sanık ——- aşamalardaki beyanlarında kendi bilgilerinin yazılı olup başka bir kişiye ait fotoğrafın üzerinde bulunduğu bir sürücü belgesinin somut olayda kullanıldığını beyan etmesi, sanık ——- bahsi geçen şahsın yanında çalışan şoför —— olmadığını beyan etmesi nazara alındığında sanık ——- iş bu suçu işleyip işlemediği hususunda mahkememizde bir şüphe hali açığa çıkmıştır. Aynı şekilde sanık ——- beyanlarının aksine yanına çalışan ve kendisini —— olarak tanıtan kişi ile iştirak halinde atılı suçu işlediği hususunda her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delilin elde edilememiş olması nedeniyle mahkememizde bir şüphe hali açığa çıkmıştır)Aslolan sanığın söyledikleridir.Aksinin mutlaka ispat edilmesi gerekir.Eğer mahkeme, eylemi sanığın gerçekleştirip gerçekleştirmediği konusunda vicdani bir kanaate varamıyorsa ve eylemi sanığın gerçekleştirmiş bulunduğunu delillere dayanarak vicdani kanaati ile söyleyemiyorsa, sanığın o fiili gerçekleştirmediği kabul edilir. Bu ilkeye, ceza yargılaması hukukunda, “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi denilir.Her hukuk devletinde kabul edilen ve masumluk karinesi ile sıkı bir ilgisi bulunan bu ilkeye göre, yapılan ceza muhakemesinin sonunda, fiilin sanık tarafından işlendiği %100 belliliğe ulaşmadığı takdirde beraat kararı verilecektir .Böyle bir ilkenin kabul edilmesinin sebebi, bir suçlunun cezasız kalmasının bir masumun mahkûm olmasına tercih edilmesidir; başka bir ifade ile masumluk karinesidir.Bu ilkeye sahip çıkan Yargıtay’ın son derece önemli kararlarına göre; Ceza yargılamalarında amaç, maddî gerçeğin hiç bir kuşkuya yer bırakılmaksızın ortaya çıkarılmasıdır. Kuşkunun bulunması halinde, mahkûmiyet kararı verilmesi ceza hukukunun genel ilkelerine aykırıdır.Kuşkudan sanığın yararlanacağı evrensel bir ceza hukuku ilkesidir ve varsayımlara dayanılarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Sanık hakkında, mahkumiyet kararı verilebilmesi için sanık aleyhinde şüpheden tamamen uzak, kesin kanı uyandırabilecek yeterlilikte kanıtlar bulunmalıdır. Somut olayda dosya içeriği irdelenmiş ve dosya içerisinde mevcut olan kanıtlar ”şüphe”yi yok etmediğinden “isnat olunan suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı” gerekçesiyle sanıklar hakkında ayrı ayrı beraat kararı verilmesine dair vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.” gerekçesi ile sanıkların beraatlerine karar verildiği, verilen kararın kesinleştiği görülmüştür.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:Dava, davacı ——- ——- E. sayılı dosyasına konu borçtan dolayı borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir.Somut olayda; dava dışı —— Şti.’nin yine dava dışı ——- şirketine satmış olduğu temizlik ve kozmetik ürünlerine ilişkin emtiaların ——/—— ——- karayolu ile nakliyesi işinin davalı —— şirketine —– no.lu Nakliyat Abonman Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan ——- Şti. tarafından üstlenildiği, ——/—— ——- karayolu ile nakliyesi dava dışı sigortalı ——- Şti. tarafından üstlenilen temizlik ve kozmetik ürünlerine ilişkin emtiaların dava dışı sigortalı —— Şti. tarafından düzenlenen 14.09.2017 tarih ve ——- no.lu sevk irsaliyeleri ile 14.09.2017 tarih ve —— no.lu taşıma irsaliyesi kapsamında, dava dışı —— ait ——/——- plaka no.lu araçlarla gerçekleştirilmesi için —— firması şoförü olan davacı ——- teslim edildiği, ancak sigortalı emtiaların kendisini —— olarak tanıtan kişi tarafından çalındığı, davaya konu hasarın anlaşılması akabinde sigortalı —– Şti. tarafından, zararın Nakliyat Abonman Sigorta Poliçesinden karşılanması için davalı —— şirketine yapılan başvuru üzerine davalı şirket nezdinde açılan —— no.lu hasar dosyası üzerinden belirlenen 195.402,83.-TL + KDV sigorta tazminatının sigortalıya ödendiği, sigortalı emtiaların nakliyesini gerçekleştirecek olan —— plaka no.lu aracın sürücüsü olan ve dosyamız davacısı —— kimlik bilgilerini kullanarak kendisini —— olarak tanıtan kişinin teslim aldığı emtiaları alıcısına teslim etmemesi nedeniyle oluşan zarardan %100 sorumluluğu bulunduğu iddiasıyla davalı şirket tarafından dosyamız davacısı aleyhine 195.402,83.-TL ve fer’ilerinin tahsili için —–/—— plaka no.lu araç malik/işleteni —— ile davacı—— aleyhine—– E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, başlatılan icra takibine süresi içerisinde itiraz edilmemesi üzerine takibin kesinleştiği ve dosyamız davacısı—— tarafından davaya konu icra takibine konu borçtan dolayı borçlu olmadığının tespiti talebiyle huzurdaki davanın ikame edildiği görülmüştür. Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; —— sayılı dosyasında dava konusu olaya ilişkin yürütülen ceza yargılamasında dava dışı sanık —– alınan ifadesinde suça konu olayda yer alan ve kendisini —— olarak tanıtan ve onun kimlik bilgilerini kullanarak hareket eden kişinin gerçekte birlikte çalıştığı—— olmadığını doğruladığı, bunun dışında dava konusu suçun dosyamız davacısı tarafından işlendiğine dair dosyaya başkaca bir delil sunulamadığı ve sanıkların beraatine karar verildiği, verilen beraat kararının kesinleştiği, bu haliyle dava konusu olayda davalı sigorta şirketinin sigortalısına ödediği tazminat bedelinden davacının sorumlu olduğundan bahsedilemeyeceği anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.İcra İflas Kanunu’nun 72-(5) maddesi hükmüne göre, menfi tespit davasının davacı (borçlu) lehine sonuçlanması üzerine, alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötüniyetli olması halinde, istem varsa, davacı (borçlu) lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gereklidir. Takibin haksız olması tek başına yetmemekte, ayrıca kötüniyetli olması da gerekmekte olup, ispat yükü; takibin kötüniyetli olduğunu iddia eden davacı (borçlu)’nun üzerindedir. Nitekim aynı ilkeler, —– ve —–ve —– sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu açıklamalar ışığında tazminat talebi yönünden somut olaya bakıldığında ise takibin haksız ve kötü niyetli olduğuna ilişkin soyut iddia dışında aksi yönde hiçbir kanıt sunulamadığından koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile 6100 Sayılı HMK’nin 106 ve 2004 Sayılı İİK’nin 72/1 maddeleri gereğince —— Esas sayılı dosyasından dolayı davacı/borçlu ——- davalı/alacaklı —– şirketine BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
-Davacı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 16.592,97 TL karar ve ilam harcından baştan alınan 3.337,89 TL peşin harçtan mahsubuyla bakiye 13.255,08 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 3.337,89 TL peşin harç ile yargılama gideri olarak yapılan 65,75 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 30.318,25 TL nispi vekalet ücretinın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde —— Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/05/2023