Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/667 E. 2020/95 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/667 Esas
KARAR NO : 2020/95

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/11/2019
KARAR TARİHİ : 13/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
TALEP ;
Davacı vekili —-tarihinde sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkil ———- faaliyet göstermekte olup birçok işte ya yüklenici olarak ya da alt yüklenici olarak taahhüt altına girdiğini ve ayrıca alüminyum cephe sistemleri imalatı yaptığı, müvekkil firmanın davalıya vermiş olduğu——– iban numaralı hesabına bağlı —- ileri keşide tarihli —- seri numaralı —- bedelli çek, —– ileri keşide tarihli ——– seri numaralı—-bedelli çek, —- ileri keşide tarihli —— seri numaralı —– bedelli çekin davalının lehtar olduğu toplam tutarı ——- olan sıralı çeklerin iptali ile müvekkilin davalıya borcunun olmadığı, dava sonuna kadar çeklerin ödenmemesi için ilgili çekler üzerine icra ve iflas kanununun 72/2 maddesi gereğince teminatlı veya teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına,yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalıya tebligat yapılamamış ve davalı tarafından Cevap dilekçesi verilmemiştir.
Davalı taraf ——— tarihli dilekçesi ile özetle; davadan sonradan haberi olduğunu, iş karşılığı almış olduğu çekleri çaldırdığını ,karşılığında üzerine düşen işi de yapamadığını beyan etmiştir. Duruşmada da yazılı beyanı doğrultusunda sözlü açıklamalar yapmıştır.
DELİLLER : Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava, İcra İflas Kanununun 72. Maddesi uyarınca borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. ( Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
6/12/2018 tarihli, 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle TTK’ye eklenen 5/A maddesi uyarınca, “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’ nun 18/A maddesi uyarınca, “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
TTK’nin 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
Zira olayda menfi tespite konu olan asıl uyuşmazlığın temeli bir miktar para alacağına ilişkin anlaşmazlığa dayanmaktadır. Bir başka anlatımla somut olaya bakıldığında; davacının istemi bir miktar paranın davalıya ödenmesinin engellenmesine ilişkindir. 6102 Sayılı TTK”nin 5. maddesine eklenen 5/A maddesi de arabuluculuğa tabi ticari davaların bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davaları olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle, bu davaların türü itibariyle arabuluculuğa gidilmesi zorunludur. Bunu göre dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuğa başvurulmuş olması 7155 sayılı Kanun’un 20. Maddesiyle TTK’ye eklenen 5/A ve HMK’nin 114/2. Madde1eri uyarınca dava şartıdır.
Dava şartlarına ilişkin kurallar kamu düzenindendir. “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler”(HMK115.md.). Yasada açıkça dava şartlarının her aşamada mahkemece kendiliğinden araştırılacağı düzenlendiğinden ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. Bendinin son cümlesi uyarınca “arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi” gerekmektedir.
6100 sayılı HMK’nın 137, 138 ve 140. maddedeki ön inceleme aşamasında dava şartlarının inceleneceğine dair düzenlemeler, henüz incelenmemiş ise tahkikata geçilmeden önce dava şartlarının incelenmesi zorunluluğunu belirtmektedir. Bu hükümler her aşamada dava şartlarının incelenebileceğine dair 115. madde düzenlemesine inceleme zamanı bakımından en erken zaman olarak sınır çizen bir düzenleme olmayıp incelemenin en geç ne zaman yapılması gerektiğini göstermektedir.
6100 sayılı HMK.nın 30. Maddesine göre Hakim lüzumsuz masraf yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür. 6100 sayılı HMK.nın 138. madde ile öncelikle dava şartları ile ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verileceği hükme bağlanmıştır.
Bu hukuki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacının istemi alacağın ödenmesine ilişkindir. Dava dilekçesine arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneği dava dilekçesine eklenmediği gibi dava dilekçesinde bu yönde hiçbir açıklama da yapılmamıştır. Ayrıca Uyap Sisteminden yapılan sorgulamada da Arabuluculuk dosyasına rastlanmamıştır. Davacı vekili tarafından da arabulucuya başvurulmadığı beyan da edilmiştir. Yasaya göre Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir. Arabuluculuk gidirileblir bir dava şartı olmadığından davalının kabul beyanı da değerlendirilememiştir.
Bu nedenlerle, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114(2) ve 115. maddeleri gereğince, dava açılmadan önce zorunlu arabulucuya başvurulmadan işbu davanın açılmış olduğu anlaşıldığından, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir. ——— sayılı ilamı-
Yukarıda yapılan açıklamalar ve gösterilen yasal düzenlemeler uyarınca TTK’nin 5/A, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. Bendinin son cümlesi ve HMK’nin 114/(2) ve 115. Maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-)Davanın, TTK’nin 5/A, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. Bendinin son cümlesi uyarınca ‘arabulucuya başvurulmadan dava açılması nedeniyle’ 6100 sayılı HMK’nin 114/(2) ve 115. Maddelerine göre dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-)Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54.40 TL harcın davacı tarafından yatırılan peşin harçtan mahsubuyla fazla yatan 748,25-TL Harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine, bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından re’sen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalının yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usülen anlatıltı.