Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/625 E. 2022/675 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/625 Esas
KARAR NO:2022/675

DAVA :Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:07/11/2019
KARAR TARİHİ:06/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA/TALEP;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile mülkiyeti müvekkili şirkete ait— numaralı parselde yapılacak proje ile ilgili, —- satışı Karşılığı Gelir Paylaşımı İşi sözleşmesi imzalandığını, şirket tarafından ihale edilen ve ihalede en iyi teklifi veren davalı/ yüklenici ile imzalanan mezkur sözleşmeye göre “ihale dosyası eki vaziyet planında ihale sınırlarında belirtilen arsa/arsalar üzerinde,— Tebliği, ilgili mevzuatın amir hükümleri ve Şirket’in onaylayacağı projeler uyarınca, tüm giderleri yüklenici tarafından karşılanmak üzere ( Sözleşme konusu iş ile ilgili her ne ad altında olursa olsun hiç bir gider Şirketçe karşılanmayacaktır) ve her türlü sorumluluk yükleniciye ait olmak üzere, — — yöntemi ile yapılması” kararlaştırılmıştır denildiğini, imzalanan sözleşeme sonrasında davalıya yer teslim yapıldığını, projenin davalı tarafından yapılarak bitirildiğini ve satılan ünitelerin alıcılara teslim edildiğini, projenin geçici kabulünün — tarihinde, kesin kabulünün ise — tarihinde tamamlandığını ancak —Yönetimi tarafından müvekkili şirkete gönderilen—tarihli yazı da mezkur projede yer alan ticari nitelikteki bağımsız bölümlerin önlerindeki —probleminden dolayı dükkanların su almaya başladığı belirtilerek konu ile ilgili gerekli yardımın yapılması talep edildiğini, sözkonusu durumun müvekkili şirket tarafından —- ihtarname ile davalı/ yükleniciye bildirildiğini, müvekkili şirket tarafından yüklenici yerine yaptırılan tamirat ve tadilat işlemlerinden sonra şikayet konusu imalatlar sorunsuz ve çalışır biçinde —-tarihinde düzenlenen tutanaklarla site yönetimine teslim edildiğini, yapılan bu işlem sonrasında, müvekkili şirket tarafından davalı/ yükleniciye çekilen— tarih ve — tarihli ihtarnamede yapılması bildirilen ancak yapılmayan işlerin— tarafından yapımının gerçekleştirildiği, —- tutan tamirat ve tadilat bedelinin—tarafından ödendiğinin, sözkonusu bedelin — gün içinde şirkete ait banka hesabına ödenmesi aksi halde yasal yollara müracaat edileceği bildirildiğini, ancak davalı/ yüklenici tarafından bu ihtarnamelerine de daha önceki ihtarnamelerine de olduğu gibi cevap verilmediğini, bunun üzerine sözkonusu bedelin tahsili amacıyla — tarihinde— Arabuculuk Bürosu’na başvurulduğunu ancak davalı tarafın anlaşmaya yanaşmaması nedeniyle müzakereler olumsuz sonuçlandığını, bu aşamada müvekkili şirketin sözkonusu bedelin dava yoluyla tahsilinden başka bir seçeneği kalmadığını ve işbu davayı açması gerektiğini ileri sürerek davalarının kabulü ile sözleşme gereğince davalı tarafından ödenmesi gereken— tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkili şirkete verilmesine, masraf ve ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı müvekkili şirkete —- sayılı dosyasından 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 3. ve 19. maddeleri ile CMK 133. maddesi gereğince —) — olarak atanmasına karar verildiğini, Yönetim Kurulu Fon Kurulu ve Başbakan Yardımcılığı tarafından atandığını, davalı müvekkili şirketin — devredilmediğini, davalı müvekkili şirketin tüzel kişiliğinin devam ettiğini, —davalı şirkete— olarak atandığını,– Kurulu ve Başbakan Yardımcılığı tarafından atanan Yönetim Kurulu eliyle şirketin iş ve işlemleri devam ettirildiğini, taraflar arasında imzalanmış sözleşme kapsamındaki tüm imalatların davalı müvekkili şirketçe sözleşmeye uygun olarak yapılmış olduğundan davacının iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili şirketin ile davacı şirket arasında —-yevmiye numaralı —- sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşme kapsamında müvekkili davalı şirket tarafından sözleşme konusu proje tamamlanarak, davacı tarafa teslim edildiğini, söz konusu proje kapsamında taraflar arasında geçici kabul ve kesin kabul işlemlerinin de tamamlandığını, bu kapsamda, taraflar arasında imzalanmış sözleşme dahilindeki tüm imalatlar sözleşmeye uygun olarak yapıldığını, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafça talep edilen imalat masraflarının fahiş olduğunu, tadilat ve tamirat bedeline ilişkin faturalar ve detaylarının taraflarına iletilmemiş olduğundan taraflarınca denetlenemediğini, davacı tarafça iddia edilen eksiklikler kapsamında gerekli görülen tadilat ve tamirat işlemlerinin dava dışı üçüncü kişiye ihale edilmek suretiyle davacı tarafça yaptırıldığını, taraflarınca söz konusu tadilat ve tamiratlara ilişkin olarak ayrıntılı iş listesi ve bunun karşılığı dava dışı üçüncü kişi tarafından kesilen ayrıntılı faturaların taraflarına tebliği halinde itiraz ve beyan haklarını saklı tuttuklarını, davacı tarafça yaptırıldığı iddia edilen tadilat ve tamirat masraflarına ilişkin olarak bilirkişi incelemesi yaptırılmasını talep ettiklerini, müvekkili davalı şirket ilgili birimleri tarafından yapılan piyasa araştırmasında, davacı taraf iddiaları kapsamında yapılan tadilat ve tamirat masrafının fahiş miktarda olduğu değerlendirilmekte olduğundan söz konusu imalatların sayın mahkemece keşif yapılmak suretiyle yerinde incelenmesini, imalat masrafına ilişkin olarak keşif neticesinde bilirkişi raporu alınmasını talep ettiklerini, davalı müvekkili şirketin davacı taraftan cari hesap alacağının bulunduğunu, davacı tarafla davalı müvekkili şirket arasında söz konusu cari hesap alacağına ilişkin olarak görüşmeler yapıldığını ve neticesinde—- kapsamında mutabakat sağlanmaya çalışılmışsa da, davacı tarafça mutabakat taleplerine cevap verilmediğini, müvekkili şirket muhasebe birimince yapılan araştırma kapsamında ise, davalı müvekkili şirketin davacı taraftan yaklaşık —- cari hesap alacağı bulunduğunu, alacak taleplerine ilişkin olarak her türlü yasal yollara başvuru haklarını saklı tuttuklarını savunarak davalı müvekkili aleyhine ikame edilen haksız davanın reddi ile Yargılama masraf ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER:Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı, — ihtarnamesi, Tapu Kayıtları, Fatura. Banka dekontu,—Asliye Ticaret Mahkemesince talimatla temin ettirilen Keşif ve Bilirkişi Raporu, Dosyadaki Sair Bilgi Ve Belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :
Dava ,6098 sayılı TBK’nin 470 vd maddeleri gereğince eser sözleşmesinin ayıplı ifası nedeniyle aynı yasanın 475. maddesi gereğince rücuen tazminat istemine ilişkindir.6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322 maddelerinde düzenlenen Basit yargılama usulüne tabi işbu asıl davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete karşın taraf vekillerinin beyanına göre tarafların sulh olmak istememeleri üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş ve karar duruşmasına taraf vekillerinin son sözleri dinlenerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.Davanın esasına gelince ; 6098 Sayılı TBK’nin 470. maddesinde “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” hükmünü; aynı kanunun 471. maddesi “Yüklenici, üstlendiği edimleri işsahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır.’ şeklinde düzenlenmiştir.Ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumluluğunun düzenleyen 6098 sayılı TBK’nin 474. maddesi uyarınca açık ayıplar yönünden iş sahibi imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde, gizli ayıplar yönünden ise, 477/son maddesi uyarınca da, ortaya çıkar çıkmaz gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunluluğu bulunmaktadır. Ayıbın bildirilmemesi halinde eser kabul edilmiş sayılır. Ayıp ihbarı yapılması vakıasından lehine sonuç çıkaracak olan iş sahibi olduğundan ayıp ihbarı yapıldığını HMK’nin 190 ve TMK’nin 6. madde gereğince iş sahibi ispatlamalıdır. Eksik işler yönünden ise ihbar yapılmasına gerek olmayıp, zamanaşımı süresi içerisinde eksikler yönünden istemde bulunulması mümkündür.Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, 6098 sayılı TBK’nin 474-478. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Ayıp, imâl edilen bir eserde veya malda, sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin beklediği amaca ve dürüstlük kurallarına göre bulunması gereken vasıfların bulunmaması, bulunmaması gereken vasıfların ise bulunmasıdır. Şayet, imâl edilen eserde ayıp varsa, iş sahibi tarafından süresi içersinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir. Bu hakkın kullanması için iş sahibi tarafından ayrı bir dava açılabileceği gibi, yüklenici tarafından aleyhine açılmış olan bir davada da bu hususu def’i olarak ileri sürebilir.Eksik iş ise sözleşme ve eklerine göre yapılması gerektiği halde yapılmayan (noksan bırakılan) işleri ifade eder. Eksik işler bedelinin istenebilmesi için teslim sırasında ihtirazi kayıt konulmasına ya da ihtar çekilmesine gerek bulunmamaktadır. Eksik işler yönünden TBK’nin 474 ve 477. maddesindeki hükümler uygulanmaz.Yerleşik içtihat ve uygulamalar doğrultusunda, iş bedelinin tamamının yüklenici tarafından taşerona veya iş sahibince yükleniciye ödenmesi halinde eksik ve kusurların giderim bedeli hüküm altına alınabilir ise de iş bedelinin ödenmemiş olması halinde eksik ve kusurların giderim bedeli değil, varsa fazla ödenen bedelinin iadesine karar verilmesi gerektiği, bu nedenle eksik ve kusurlar gözetilerek yapılan işin fiziki oranı belirlenip iş bedeline uygulanarak mukayese edilmesi sonucu eksik veya fazla ödemenin belirlenmesi gerektiği; sözleşme dışı ve fazla işler yönünden ise iş yapılmış ve bunun iş sahibinin yararına olması durumunda TBK’nin 529. maddesine göre vekâletsiz iş görme hükümleri uyarınca işin yapıldığı tarihteki mahalli piyasa rayiçlerine göre belirlenecek bedelinin istenebileceği kabul edilmektedir.
6098 sayılı TBK 475. maddesinde eserin ayıplı olması halinde iş sahibinin kullanabileceği seçimlik haklar sayılmıştır. Bunlar 475/1. maddesi hükmünce eserin iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme, 475/2. maddesine göre eseri alıkoyup bedelden indirim isteme, aynı maddenin 3. bendi gereğince aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere eserin ücretsiz onarılmasını isteme haklarıdır. Yine aynı maddede iş sahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkının saklı olduğu belirtilmiştir. —-)
Yüklenicinin, iş sahibine olan borçlarına aykırı olarak, imalini yüklendiği eserin ayıplı olması durumunda; iş sahibi, açık ayıplarda TBK’nin 474. maddesi, gizli ayıplarda ise TBK’nin 477. maddesi hükümlerine uygun olarak ihbarda bulunduğu takdirde, TBK’nın 475. maddesinde tanınan hakları kullanabilir. Eksik iş, sözleşme ve eklerine göre yapılması kararlaştırıldığı halde tam yapılmayan iştir. Ayıplı eser sözleşmede kararlaştırılan vasıfları veya olmasından vazgeçilmez bazı vasıfları taşımayan eserdir. Diğer anlatımla ayıp, bir malda ya da eserde sözleşme ya da yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Ancak, kasten sakladığı bozukluklarla, usulüne uygun yapılan gözden geçirmede farkedilemeyecek ayıplar için yüklenicinin sorumluluğu devam eder. Eğer, meydana getirilen eserin, teslim alındığı sırada usulüne uygun yapılan gözden geçirme ile varolan bozukluğu görülmemişse, ortada gizli bir ayıbın olduğu kabul edilir. Açık ayıplar, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz bizzat yapılan veya uzmanına yaptırılan gözden geçirme sonucu saptanınca, uygun sürede; gizli ayıplar da ortaya çıkar çıkmaz, gecikmeksizin yükleniciye bildirilmelidir. Ayıp bildirimi süresinde yapılmadığı takdirde iş sahibi bu ayıbı örtülü olarak kabul etmiş sayılır. Eksik işler bedeli ise ihbar koşuluna ve ihbar süresine bağlı olmaksızın teslim tarihinden itibaren kural olarak beş yıllık zamanaşımı süresinde (TBK m.147/son) talep edilebilir. Eğer eser iş sahibinin beklediği amacı karşılamıyorsa kural olarak ayıplı yapıldığı kabul edilir. Ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması zorunlu olmayıp süresinde ayıp ihbarının yapıldığı her türlü delille ve tanık beyanıyla dahi kanıtlanabilir. (—-
Yukarıda yapılan açıklamalar, anılan yasal düzenlemeler, toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda somut olaya bakıldığında; davacı ile davalı arasında—- İşi sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince davalıya yer tesliminin yapıldığı, projenin davalı tarafından yapılıp bitirilerek— tarihinde kesin kabulün yapıldığı tartışmasızdır. Olayda —Yönetimi tarafından davacıya yapılan ticari nitelikteki bağımsız bölümlerin su almaya başladığı şeklindeki bildirim üzerine söz konusu ayıplı imalat davalıya — ihtarname ile davalı/ yükleniciye bildirilmiş ancak ihtarnameye konu ayıplı işler giderilmediğinden davacı üçüncü bir şirkete yaptırılarak dava dışı site yönetimini teslim edilmiştir. Davacı davalıda üçüncü kişiye/şirkete yaptırdığı ayıplı işler nedeniyle düzenlenen ve davacı tarafından ödendiği sabit olan ücreti davalıdan rücuen tahsilini istemektedir. Bu kapsamda mahekmemizce sözkonusu ayıplı işlerin yapılıp yapılmadığı ve maliyeti konusunda mahallinde keşif yapılarak rapor alınmsaı için projenin bulunduğu yer mahkemesinden istinabe talep edilmiştir. Mahkemece yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu mahkememize gönderilmiştir. — tarafından hazırlanan —-tarihli raporda özetle ve mealen ; davaya konu edilen — sorunlarının giderilmesine yönelik yapılah tadilat ve onarım işleri tek tek tespit edilmiş ve yapılan tadilat ve onarım işlerinin davaya konu edilen işlerle birbirini doğurlar nitelikte ve teknikte olduğu, dava konusu bedelin de piyasa rayiçlerine uygun olduğu ve buna göre ödenmesi gereken miktarın —- olduğu yönünde tespit ve görüşlere yer verilmiştir. Mahkmemizce anılan bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilerek vaki beyan ve itirazlar da değerlendirilmiştir. Bu kapsamda yapılan değerlendirmede davalının ayıplı imalattan ve eksik işlerden sorumlu olduğu, beninmsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamının birbirini teyit ettiği ve davacının ayıplı imalat nedeniyle rücu hakkının bulunduğu anlışılmıştır. Ne var ki, davacı taraf davasında ve talebinde aypılı işleri yaptırdığı üçüncü kişi — tarihli faturadaki tevfikat miktarı olan ve faturayı düzenleyenin vergisel sorumluluğunda bulunan — miktarı da talep ettiğinden ve esasında faturaya göre dosyaya mübrez — dekontundan da anlaşılacağı üzere işbu şirkete fatura gereğince ödenen miktarın —-hukuk ilişkinin temelini oluşturan — sözleşmesi, ihtarname, fatura, ödemeye ilişkin dekont ve gerekçeli ve denetimi açık olduğu için hüküm kurmaya yeterli ve elverişli görülen bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde davacının, TMK’nin 6 , HMK’nin 190. ve TBK’nin 470 vd. maddeleri nazarında davasında haklı olduğu ancak yukarıda açıklanan maddi hataya göre miktar yönünden kısmen ispat ettiği sonuç ve kanaatiyle, tarafların tacir sıfatına göre işleyecek faiz tür ve oranı ile ödeme tarihinden itibaren faiz istenebileceği de gözetilerek davanın kısmen kabulü ile, — tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin —- davanın/talebin Reddine karar verilmiştir.Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, 6100 Sayılı HMK’nin 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden sorumluluk ise aynı yasanın 326/2 maddesi gereğince tarafların haklılık durumu ve oranı (kabul-ret) esas alınarak belirlenmiştir. Bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. maddeleri gözetilerek dava öncesi— bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de kabul ve ret oranına göre karşılıklı olarak taraflardan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nin 26, 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın kısmen kabulü ile,—tazminatın — tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin (—) davanın/talebin Reddine,
2-)Harçlar Kanunu gereğince kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken — karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan—harcın mahsubuyla bakiye — karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca— bütçesinden ödenen kabul edilen miktar (— üzerinden hesaplanan—- arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca— bütçesinden ödenen ret edilen miktar (—) üzerinden hesaplanan — arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Davacı tarafından yapılan —başvurma harcı, — peşin harç ve —vekalet harcı olmak üzere toplam— harçtan oluşan yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Davacı tarafından yapılan — posta ücreti, — keşif yolluğu ve — keşif bilirkişi ücreti olmak üzere toplam—yargılama giderinden davanın kabul (—) ve ret (—) oranına göre — yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerine bırakılmasına, davalı tarafından vekille temsil dışında yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-)Davacı kendisini davada vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan —nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)Davalı kendisini davada vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan —- nispi/maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, (— Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına, ) Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren — hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle—–Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.