Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/611 E. 2022/624 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/611
KARAR NO : 2022/624

DAVA : İtirazın İptali (Taşınır Rehinin Paraya Çevrilmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/11/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/10/2022

Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili tarafından ibraz edilen dava dilekçesinde özetle: Davalıların davacı şirketten—- borç talep ettiği ve bu borcu en geç—- ödeyeceklerini belirttikleri, borcun —- olarak da dava dışı ——– bulunan hisselerini rehin vermeyi teklif ettikleri; davacı şirketin davalıların bu talebini olumlu karşılamakla söz konusu hisselerin rehin edilmesi karşılığında—- olarak verildiği; aynı zamanda davacı şirket ile davalılar arasında—— ve davalıların söz konusu ——– rehni sözleşmesi imzalanarak —– hisse senetleri rehin cirosu ile davacı şirkete teslim edildiği ancak borcun vadesi geldiğinde davalıların borcu ödemeden imtina ettiği, davacı şirketin tüm iyi niyetine rağmen ödeme hususunda hiçbir girişimde bulunmadıkları, bunun üzerine davacı tarafından —- —- sayılı dosyası üzerinden davalılar aleyhine—- takip başlatılmak zorunda kalındığı, itiraz üzerine takibin durduğu ileri sürülerek itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesi talep ve dava edilmek sureti ile dava dilekçesinde ayrıca ve öncelikle dilekçede belirtilen sebeplere bağlı olarak: rehinli hisse satışı sonuna ve satışın kesinleşmesine kadar hisselerin bağlı olduğu —sahip olduğu—bir ——-deposu bulunan————— nitelikli taşınmazının satışının tedbiren yasaklanması- önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi, bu talebin uygun görülmemesi halinde söz konusu taşınmaz üzerine ihtiyati haciz kararı verilmesi, bu hususun ilgi tapuya şerh verilmesi, bu talebin de kabul görmemesi halinde davalıların şahsi malvarlıkları üzerinde ihtiyati haciz kararı verilmesi; ayrıca ivedilikle tedbiren takibe konu rehinin şirket pay defterine işlenmesine de karar verilmesi ve pay defterinin rehin işlenmiş şekilde noter tasdikli bir suretinin mahkemeye gönderilmesi için şirkete müzekkere yazılması, şirket pay sahipleri tarafından, davacı haricinde 3. kişilere yapılacak olası bir pay devrinin —– tarafından pay defterine işlenmesinin tedbiren durdurulması şeklinde ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir taleplerinde bulunulmuştur.
Davalılar vekili tarafından ibraz edilen cevap dilekçesinde özetle:
Davacı tarafın, anılan davada müvekkilleri davalılar aleyhine —- —- edildiğini iddia ettikleri —- Sözleşmesi başlıklı yazıya dayanarak rehnin paraya çevrilmesi yoluyla başlattıkları icra takibine itirazın iptalini talep ettikleri, —- dosyasından görülmekte olan davanın başından itibaren—– gerek yazılı ve gerekse sözlü beyanlarında, davacı tarafın icra takibine ve huzurdaki itirazın iptali davasına dayanak olarak sunduğu — başlıklı yazının davacı tarafça—— olarak, sonradan düzenlendiğini ve yükümlülük içeren sayfalarında müvekkillerimin imzasının dahi bulunmadığını savundukları,—– tarihinde taraflar arasında böyle bir sözleşme —– edilmiş olsa idi, davacı … çapındaki bir —– yapının bunun —tarihte beyan ederek ödemiş olması gerekeceği, nitekim anılan—. sayılı dosyasında celp edilmesi istedikleri bu hususta, davacının mükellefi olduğu — müzekkere yazılarak anılan— ödenip ödenmediği, ödendi ise ödeme belgelerinin gönderilmesi ——müzekkere ile Mahkeme tarafından istenildiği, bilahare davacı şirket vekillerince davalı müvekkillerine keşide edilen ——- beyan edilmiş ve ————- tarihinde ödenmiştir.” denilerek, yapılan —-davalı müvekkilleri tarafından kendilerine ödenmesinin ihtar olunduğu, anılan ihtarnameden anlaşıldığına göre davacı …—– müzekkere yazılmaması, yazılmışsa iptali için Mahkemeye taleplerde bulunduğu ve red kararı verildiği gün —- için ——— pişmanlıkla beyanda bulunduğu, Mahkemece—–yazılmasa idi, davacı …———- aşkın süredir olduğu gibi beyanda bulunmayacağı ve —ödemeyecek olduğu, bu durumun önceki davanın başından beri yaptıkları savunmaları doğruladığı, nitekim anılan ihtara davalı müvekkilleri adına verdikleri — tarihli ‘— başlıklı yazı, muhatap —- tarafından tek taraflı olarak, sonradan düzenlenmiş ve yükümlülük içeren sayfalarında müvekkillerimin imzasının dahi bulunmadığı bir metindir. Davadaki diğer tüm savunmalarımızla birlikte, bizatihi bu husus dahi; davadaki haklılığımızı teyit eder mahiyettedir. 03.06.2016 tarihinde iddia edildiği gibi bir sözleşme olsaydı; Muhatap ——— bunun ———– tarihte beyan edip ödememesi düşünülemezdi.” denilerek, anılan ihtarname içeriği ve talep kabul edilmeyerek, itiraz edilerek, red ettikleri, Davacı …—- ihtarnamesinin içeriğinin; — tarihinde taraflar arasında bir sözleşme — edilmediği, yükümlülük içeren sayfalarda davalı müvekkillerinin imzasının dahi bulunmadığı ve bunun tek taraflı olarak davacı tarafından sonradan düzenlendiği savunmalarının ikrarı mahiyetinde olduğu,
Nitekim;—- sayılı dosyasından yazılan müzekkereye cevabında;—– ara kararından rücu talebinin reddedildiği gün) verildiği ve —- pişmanlık —- birlikte ödendiğinin görüleceği, Ortada bir borç, müvekkillerinin imzasını taşıyan bir rehin sözleşmesinin de olmadığı, Müvekkili —– davacı … tarafından yapılmış herhangi bir ödemenin olmadığı, diğer davalı müvekkiline banka havalesiyle gönderilen bedel de, dekontta da hiçbir açıklama bulunmadığı, davacı ….—–müvekkiline olan ediminin ifası, borç ödemesi olduğu, müvekkillerin —— herhangi borcu bulunmadığından bir taşınır (hisse) rehninden de söz edilemeyeceği,
Müvekkillerin —-hisselerinin tamamına—— malik oldukları, 03.06.2016’da malik olmadıkları hisseleri rehin vermelerinin hukuken imkansız olduğu, hiç kimsenin sahip olduğu haktan fazlasını devir edemeyeceği, burada açık bir hukuki imkansızlık olduğu,——- kadar ————–olduğu halde ve tüm defter ve kayıtlar da elinde iken, eğer —— müvekkilleri hisseleri rehin alındıysa neden pay defterine ——– kadar işlemediği, cevabın belli olduğu, çünkü, ortada bir hisse rehni ve sözleşmesinin olmadığı, —-olduğu iddia edilen yazının tarafları borç ve yükümlülük altına sokan hükümlerin yer aldığı —imzaları bulunmadığına göre, ortada geçerli bir hisse rehin sözleşmesinden bahsedilemeyeceği, Müvekkillerince düzenlenmiş geçerli bir rehin cirosu olmadığı gibi, TMK 964 uyarınca düzenlenen bir makbuz da bulunmadığı, bir rehnin kurulduğundan da bahsedilemeyeceği, Davacı … TMK 962’de —rehni karşılığı ödünç (borç) verme izin belgesine sahip olmadığı, dolayısıyla, iddia edilen “— sözleşmesi” kurucu unsuru olan taraf yokluğundan mutlak butlanla sakat olduğu ve yok hükmünde olduğu, kanunun emredici hükümlerine aykırı olmakla kesin olarak da hükümsüz olduğu, diğer tüm savunma ve beyanları saklı kalarak sadece bu nedenle huzurdaki davanın reddinin gerekeceği, icra takibine ve davaya dayanak olarak gösterilen — yazının geçerli bir sözleşme olmadığının açık olduğu beyanıyla, Davanın HMK 166 uyarınca hukuki bağlantı bulunan—— davasıyla birleştirilmesine, bu talep yerinde görülmediği taktirde huzurdaki davanın incelenmesi ve sonuçlandırılması diğer davanın neticesine bağlı olduğundan HMK 165 uyarınca bekletici sorun yapılarak diğer davanın karara bağlanarak kesinleşmesinin beklenmesine, Her türlü hukuki ve cezai başvurularda bulunma hakları saklı kalarak, Davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yüklenmesine, kötü niyetli icra takibi ve dava nedeniyle Davacı ….—–% 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Birleşen—–Esas sayılı dava dosyası yönünden:
Davacı vekili tarafından ibraz edilen dava dilekçesinde özetle:
Müvekkili şirket ile davalılar arasında imzalanan — davalıların müvekkil şirkete karşı doğmuş olan —tutarındaki borcu ve fer’ilerinin teminatını teşkil etmek üzere — rehin edilmesi ve bu kapsamda nama yazılı hisse senetlerini rehin cirosuyla birlikte müvekkil şirkete teslim edilmesi kararlaştırıldığını, işbu sözleşmeden doğan — müvekkil şirket tarafından — tarihinde— — olmak üzere toplamda 211.147,60 TL tahakkuk ettirildiğini, tahakkuk ettirilen işbu bedelin tamamı müvekkil tarafından 05.01.2021 tarihinde ödendiğini, taraflar arasında imzalanan — tarihli sözleşmenin 8. maddesinde; sözleşmeden doğan — taraflarca eşit olarak ödeneceği belirlendiğini, —- numaralı ihtarnamesi ile davalıların sorumlu oldukları —kısmının ödenmesi için talepte bulunulmuş ise de davalılar —-numaralı cevabi ihtarnamesi ile söz konusu borcu kabul etmediklerini ve borca itiraz ettiklerini beyan ettiklerini, akabinde davalılar hakkında —-. Sayılı icra dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını ve davalılar işbu takibe de haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiklerinden takibin durduğunu yapılan arabulculuk görüşmelerinin de sonuçsuz kaldığını beyanla, davalı-borçluların—- dosyasına yaptıkları haksız itirazın iptali ile takibin devamına, davalı-borçluların itirazının haksız olması ve asıl alacağın likit olması nedeniyle asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetlerine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıları yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından ibraz edilen cevap dilekçesinde özetle:
Davanın HMK 166 uyarınca hukuki bağlantı bulunan ———. sayılı davasıyla birleştirilmesini, bu talep yerinde görülmediği taktirde huzurdaki davanın incelenmesi ve sonuçlandırılması diğer davanın neticesine bağlı olduğundan HMK’nin 165 uyarınca bekletici sorun yapılarak diğer davanın karara bağlanarak kesinleşmesinin beklenmesini, neticeten haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini, ortada bir borç, müvekkillerin imzasını taşıyan bir hisse rehin sözleşmesi bulunmadığını beyanla, öncelikle davanın HMK 166 uyarınca hukuki bağlantı bulunan ——. sayılı davasıyla birleştirilmesine, bu talep yerinde görülmediği taktirde huzurdaki davanın incelenmesi ve sonuçlandırılması diğer davanın neticesine bağlı olduğundan HMK’nin 165 uyarınca bekletici sorun yapılarak diğer davanın karara bağlanarak kesinleşmesinin beklenmesine, her türlü hukuki ve cezai başvurularda bulunma hakları saklı kalarak, haksız, hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yüklenmesine, kötü niyetli icra takibi ve dava nedeniyle Davacı ….— % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davacı vekili tarafından yargılama aşamasında dava konusu hisse senetlerinin değerinin düşürülme tehlikesinin bulunduğunu ve TMK Madde 866/2 düzenlemesinin kıyasen uygulanabileceği dava dışı söz konusu şirketin tek bir taşınmazının bulunduğunu ve duyuma göre bu taşınmazın satışının söz konusu olduğunu, davalılardan …— dava dışı söz konusu şirketin — seçildiği ve —- ilişkilerine dayalı olarak söz konusu şirketin değerinin düşürülmesinin söz konusu olduğunu, dava konusu alacağın —sonucu 60.000.000 TL’ye yaklaştığı, bu kadar büyük bir alacağın öncelikle icra konusu hisselerin satışıyla elde edileceği ve hisselerin değerinin düşürüleceği gerekçesiyle davaların müştereken ve müteselsilen dosya borcu kadar — bedelini dosyaya güvence etmeleri gerektiği, söz konusu hisselere ilişkin rehinlerin dava dışı—– pay defterine işlenmesi, pay defterinin rehin işlenmiş şekilde noter tasdikli bir suretinin Mahkemeye gönderilmesi için şirkete müzekkere yazılması ve şirket pay sahipleri ve/veya —-, dava konusu rehinli hisselerle ilgili 3. kişilere yapılacak olası bir pay devri yahut ayni hak tesisinin önlenmesinin tedbiren durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir taleplerinin reddine dair kararlar verilmiş; ilk karara karşı yapılan istinaf başvurusu da ——— Karar sayılı ilamıyla reddedilmiştir.
DELİLLER :—-Esas sayılı dosyası——– tarihli — Sözleşmesi, ——– ——– Kayıtları,—- Kayıtları, Bilirkişi Raporları, Hukuki Mütalaa Dosyadaki Diğer Tüm Bilgi Ve Belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :
Asıl dava, rehinin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan icra takibine karşı yapılan itiraz üzerine 2004 Sayılı İİK’nın 67.maddesi gereğince açılmış itirazın iptali, takibin devamı ve tazminat istemine ilişkindir.
Birleşen dava, hisse rehin sözleşmesi —- cezası nedeni ile rücuan alacak talebi ile başlatılan icra takibine yapılan itiraz üzerine 2004 Sayılı İİK’nın 67.maddesi gereğince açılmış itirazın iptali, takibin devamı ve tazminat istemine ilişkindir.
Yazılı yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve uyuşmazlık belirlenmiştir. Akabinde——– hukuki sonuçları açıklanarak taraf vekillerinin sulh olmaya davet ve teşvik edilmelerine karşın, tarafların sulh yoluna gitmek istememeleri üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş, deliller toplanıp incelenmiş ve karar duruşmasında taraf vekillerinin son sözleri dinlenip zapta geçilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Yargılama sonrasında iş bu Mahkememizin dosyasıyla birleşen—Esas sayılı dosyasından da gerekli usuli işlemler tamamlanarak uyuşmazlık belirlenmiş, tahkikat işlemleri esas dosyayla birlikte yürütülerek anılan dosya yönünden de aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşıldığı ifade edilmelidir.
Öncelikle gerek asıl dava dosyası, gerekse birleşen dava dosyası itirazın iptali davasına ilişkin olup, asıl davaya esas —-sayılı dosyası ve—- getirtilerek incelenmiştir. Yapılan incelemelerde icra dosyalarının davaların tarafları ve konusu ile uyumlu oldukları görülmüştür. Dosyaya mübrez — tutanaklarına göre de hukuk uyuşmazlıklarında dava —– sürecinin yerine getirildikleri ve anlaşma sağlanamaması üzerine işbu davaların açıldıkları anlaşılmıştır.
2004 Sayılı İİK’nin 67.maddesinde; “(Değişik fıkra: 17/07/2003-4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) — aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya —- borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. (Mülga fıkra:17/07/2003-4949 S.K./103.md.)Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. (Ek fıkra:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar, anılan yasal düzenlemeler, toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda öncelikle asıl davaya ilişkin somut olaya bakıldığında evvelin,——-Esas sayılı dosyasından davalı-borçlular hakkında ——-adet hissesinin davacı …–. ile davalılar arasında düzenlenen —Sözleşmesi kapsamında taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapıldığı ve işbu takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce açılan dava üzerine taraf teşkili sağlanarak işin esasının incelenmesine geçilmiş, taraf vekillerince gösteriler deliller ve davanın niteliği gereği resen toplanması gereken deliller toplanmıştır. Bu kapsamda öncelikle davalılar isticvap edilmek suretiyle yazı ve imza örnekleri alınmış ve davalılar tarafından —- Sözleşmesi’ndeki imzalara yapılan itiraz nedeni ile öncelikle davanın aydınlatılması açısından —– —- Sözleşmesi,—- Senedi teslim tutanağı başlıklı belgeler üzerinde yazı ve imza incelemesi yaptırılması için dosya — bu konuda rapor düzenlemesi istenmiştir. Dosyaya anılan raporun düzenlenebilmesi için davalılara ait yazı ve imza örnekleri alınmış ve mukayese için gerekli bilgi ve belgeler de celp edilmiştir. Bilirkişi—- göre —Sözleşmesi başlıklı belgenin—–imzaların davalıların eli ürünü olduğunu, kök ve ek rapora göre—senetlerin arka yüzündeki imzaların davalılara ait olduğu yönünden tespit ve görüşlere yer verilmiştir. Bu şekilde anılan yazı ve imzaya ilişkin bilirkişi raporları gereğince davalı tarafın imzaya ilişkin beyan ve itirazlarının dinlenebilirliğinin bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.—- sonuna atılan imzaların sözleşmenin geçerliliği için yeterli olup, sözleşmenin önceki sayfalarına yer alan paraf şeklinde atılmış imzalara yönelik tartışmanın hukuki bir anlamı ve değeri görülmemiştir. Dolayısıyla rehin veren ve rehin alan arasındaki —- tarihli sözleşme ve —senetlerindeki imzaların davalılara —- tespiti ve kabulü ile yargılamaya devam edilmiştir. Mahkememizce dosya bütün ihtimaller yönünden aydınlatılabilmesi ve her iki dava yönünden temerrüt olup olmadığı ve işlemiş faiz ile alacağa ilişkin olarak rapor düzenlenmesi için 3 kişilik bir bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir. Bilirkişiler —– düzenlenen ve mahkememize sunulan kök ve ek rapora göre; öncelikle mevcut uyuşmazlıkda Türk Medeni Kanunu 4962. Maddesi kapsamında rehin karşılığı ödünç vermeden bahsedilmenin mümkün olmadığı zira bu kapsamda ödünç para verme işleminin mutad bir şekilde gerçekleştirilmesi ve ödünç para verme işleminin de esasen bir ivaz karşılığında olması gerektiği ancak dosya kapsamında davacı şirketin bu hususları karşılayan bir faaliyeti olduğunu gösterir bilgi ve belge bulunmadığını, —- imzalanan son sayfasındaki maddelerin ve içeriğin imzalanmayan—– devamı niteliğinde birbiriyle — sağlayan mahiyette olduğu, kaldı ki davalılar tarafından —kabul edildiği, buna göre davalıların imzalarının olduğu —– başka olduğu yöndeki iddialarını ispatlaması gerekeceği ancak buna ilişkin bir belge tespit edilemediği ve ispatlanamadığının kabul edilmesi gerektiği, —- — kuruluşunda esas sözleşmenin veya sermaye arttırımında arttırılan sermayenin—– tescil edilmesiyle doğduğu ve bu bağlamda pay defterine yazım kurucu değil açıklayıcı bir işlem olduğu, TTK’nin 416/1 maddesi uyarınca nama yazılı hisse senetlerinin devredenin pay defterine kaydedilmesinin devrin şirkete karşı hüküm ifade etmesinde rol oynadığı, ayrıca her türlü sözleşmeden doğan mevcut veya —– alacakların dahi rehne konu edilebildiği ve dolayısıyla davalı tarafın dava dışı —– hisseye devrinin pay defterinden önce malik olmadıkları iddiasının isabetli olmadığı, ayrıca —- yazılı ciro işlemi bakımından cironun el yazısıyla yazılmasının şart olmayıp, imzanın el yazısıyla yazılmasının yeterli olduğu davalıların —- tarihli dava dilekçesi ekinde ….— —– yapılmasında verdiği hizmetleri gösterir belge olarak —- ticari sicil kayıtlarını dosyaya sunduğu, bahsi geçen sözleşmede—–olduğu sözleşmenin lisans veren tarafından ——— tarihinde imzalandığı, bundan —————– bir delil ile havale tarihi, havale miktarı ve diğer unsurlar ile—— sözleşmesinde verilen hizmet ile havalenin ilişkilendirilemediği görülmüştür.—- tarihli banka dekontuna göre, davacı … —- davalılardan ….—–..” açıklamasıyla—- gönderildiğinin taraflar arasında sabit olması nedeniyle, davalıların esas ve birleşen dosyalardaki itirazını ispatlayamadıkları, taraflar özgür iradeleriyle 03/06/2019 tarihini ödeme tarihi olarak belirttiklerinden temerrüt tarihinin yasal hükümler doğrultusunda 03/06/2019 tarihi olduğu kabul edilmesi gerektiği ve buna göre sürenin ——— düşünüldüğünde ——– verileri dikkate alındığında en yüksek 3 ay vadeli dolar cinsinden mevduata verilen faiz oranının %5 olduğu ve buna göre asıl davaya konu takipte—–istenebileceği, birleşen dava yönünden ise taraflar arasında imzalanmış—– Sözleşmesi’nin 8. Maddesine göre işbu sözleşmeden —– yükümlülüğü taraflarca eşit olarak karşılanacaktır hükmü ve dosyaya sunulan —- alındısına göre davacının—— ödediği ve buna ilişkin davalılara ihtarname gönderildiği, ihtarnamenin — tarihinde tebliğ edildiği, verilen 2 günlük atifet süresine göre TBK. 117. Maddesi gereğince temerrüdün —- tarihinde gerçekleştiği ve bu tarihten itibaren faiz istenebileceği, davalıların —- sorumlu olmalarının sözleşmenin gereği olduğunu ancak damga vergisinin geç yatırılmasından davalıların sorumlu tutulup tutulamayacağının Mahkemenin takdirinde olduğu, buna göre —-işletilmesi gerekeceği ve —- için her bir borçludan—- gecikme cezası için her bir borçludan 24.872,09 TL asıl alacak, 85,86 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 24.957,95 TL isteyebileceği yönünde tespit hesap ve görüş bildirilmiştir. Mahkememizce anılan kök ve ek raporlar taraf vekillerine tebliğ edilerek taraf vekillerinin denetimine sunulmuş ve taraf vekillerinin her bir rapora yönelik beyan ve itirazları karşılıklı olarak değerlendirilmiştir. Mahkememiz heyeti tarafından öncelikle esas dava dosyası yönünden taraflar arasındaki ——imzaların davalıların eli ürünü olması nedeni ile geçerliliğinin sabit olduğu, sözleşmedeki—- sözleşmenin geçerliliğine hiç bir etkisi olmayacağı zira sözleşmenin bir bütün olması ve aynı iradeyi ve konuyu birbirine bağlı husus ve maddelerle düzenlemesi gözetildiğinde sonuç imzaların yeterli olduğu değerlendirilmiştir ayrıca davaya konu hisse senetlerinin de usulüne uygun olarak yapılan devir ve cirolarla temlik ve tesliminin gerçekleştiği ve böylece dava konusu —- nedeni ile davalılar tarafından dava dışı —–davacı şirkete temlik ve teslim ettiklerinin ispatlandığı anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki söz konusu ödemenin hizmet karşılığı yapıldığı savunması davalılar tarafından ispatlanamadığı gibi iş bu konuda yemin deliline de dayanılmadığından savunmaya itibar edilememiştir. Açıklanan tüm hususlara göre yukarıda anılan bilirkişi raporlarının gerekçeli denetime açık hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olduğu da kabul ve takdir edilerek taleple bağlılık ilkesi, temerrüt olgusu, faiz tür ve oranı ile faizin işlemeye başladığı tarih gibi hususlar denetlenip gözetlenmek suretiyle davacının davasının kısmen kabulü ile—- Esas sayılı icra dosyası üzerinden yapılan takibin asıl alacak yönünden —- üzerinden ve takip tarihinden itibaren işleyecek 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesine —-bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek temerrüt faizi oranı (%8,15 oranını geçmemek üzere) uygulanmak suretiyle hesaplanacak fiili ödeme günündeki———– üzerinden, yürütülmesine; davalının itirazının belirtilen bu çerçevede iptaline ve takibin belirtilen bu çerçevede takip talebindeki diğer ferileriyle birlikte devamına karar vermek gerekmiştir.
Birleşen dosya yönünden yapılan değerlendirmede ise davacının sözleşme gereğince ve dosyaya sunulan — alındısına—— zammını ödediği ve davalıların— sözleşme gereğince eşit olarak sorumlu oldukları, davacının icra takibine konu ettiği miktarın ödenen meblanın yarısına ilişkin olduğu, — sorumluluğun sözleşme gereğince her iki tarafa ait olması nedeni ile geç yatırılmasından sorumluluğun da sözleşmenin her iki tarafını bağlayacağı anlaşılmakla davanın kabulü ——– icra dosyası üzerinden yapılan takibe itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise; —– kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nin 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda asıl davada ve birleşen davada icra takiplerine konu asıl alacağın ve miktarının sabit olması, davalının asıl alacakların varlığını ve miktarını tek başına açık ve net olarak hesaplayıp tespit edebilir durumda olması, davalıların itirazlarının haksızlığına karar verilmesine göre davalı-borçlular yönünden icra takip dosyalarına konu mevcut asıl alacak/borç likit/muayyen olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince şartları oluşmakla her iki dosya yönünden ayrı ayrı asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatlarının da davalılardan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir. Davalı vekilinin asıl dosyadaki İİK. Madde 67/2 gereğince kötü niyet tazminatı talebi ise takibin haklılığına karar verilmesi ve reddedilen kısmın sadece temerrüt tarihinden kaynaklanan faiz talebine ilişkin olması gözetilerek takibin haksız ve kötü niyetli olarak yapıldığı söylenemeyeceğinden yerinde görülmemiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında 6100 Sayılı HMK’nin 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden; asıl dava dosyası yönünden kabul-ret esas alınarak karşılıklı olarak taraflar sorumlu tutulmuş ve bu kapsamda kabul edilen toplam——miktarlar üzerinden harç ve vekalet ücretleri hesap ve takdir edilmiştir.
Birleşen dava yönünden 6100 Sayılı HMK’nin 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden ise aynı yasanın 326/1 maddesi gereğince tamamen aleyhine hüküm verilen davalılar sorumlu tutulmuş ve dava değeri olan —ve vekalet ücreti hesap ve takdir edilmiştir.
Asıl ve birleşen dava yönünden 6100 Sayılı HMK’nın 326/3 Maddesi gereğince taktiren yargılama giderlerinden davalılar müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuştur.
Her ne kadar davacı vekili tarafından —-16/2-C maddesi gereğince vekalet ücreti talep edilmiş ise de anılan madde hükmünün arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde vekil ve müvekkil arasındaki akdi ilişkiyi ilgilendirdiğinden işbu davalarda söz konusu talep değerlendirmeye alınmamıştır.
Asıl ve birleşen davalar yönünden Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —bütçesinden ödene— asıl dava yönünden kabul-ret oranı birleşen dava yönünden ise tamamının müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nin 26 ve 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
A——– Esas sayılı dava yönünden:
1-Davanın kısmen KABULÜ İLE,—– sayılı icra dosyası üzerinden yapılan takibin:
a) Asıl alacak yönünden —- üzerinden ve takip tarihinden itibaren işleyecek 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesine göre — açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek temerrüt faizi oranı (%8,15 oranını geçmemek üzere) uygulanmak suretiyle hesaplanacak fiili ödeme günündeki — eklenmek suretiyle,
b) İşlemiş faiz yönünden —– üzerinden,
yürütülmesine; davalının itirazının belirtilen bu çerçevede iptaline ve takibin belirtilen bu çerçevede takip talebindeki diğer ferileriyle birlikte devamına,
2-Kısmen kabule konu asıl alacak miktarı olan — takip tarihi itibari ile TL karşılığı olan —– —- %20 oranına tekabül eden 4.582.800 TL icra tazminatının davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesine,
3-Kısmen red yönünden redde konu miktarın işlemiş faize ilişkin olması da gözetilerek sonuçta davacının kötü niyeti sabit görülmediğinden davacı aleyhine ileri sürülen kötü niyet tazminatına ilişkin davalı tarafın talebinin reddine,
4-Kabule konu toplam değer olan — üzerinden hesaplanan —- nispi karar harcından, başlangıçta alınan 281.442,54 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye — harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında — Kanunun madde 18/A-(13) ve (14) düzenlemelerine —bağlı olarak— karşılanan toplam— kabul-ret oranına göre (%99 kabul %1 ret) —- kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında — Kanunun madde 18/A-(13) ve (14) düzenlemelerine ve—– yapılan ve—– zaruri giderin kabul-ret oranına göre (%99 kabul %1 ret) — kısmının davacı şirketten alınarak Hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafından yapılan 44,40 başvurma harcı, Mahkeme veznesine yatırılan 281.442,54 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcından oluşan toplam 281.493,34‬ TL harca ilişkin yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 5.164,25 TL diğer yargılama giderlerinin (posta masrafı, bilirkişi vs.) kabul-ret oranına göre (%99 kabul %1 ret) — davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalılar tarafından yapılan 1.258,76 TL diğer yargılama giderlerinin—— (%99 kabul %1 ret) 12,58 TL kısmının davacıdan alınarak davalılara müştereken verilmesine, bakiye kısmın davalılar üzerinde bırakılmasına,
10-Davacı vekili için kabule konu toplam —– tarihi itibari ile ——- üzerinden hesaplanan —gereğince hesap ve takdir edilen 469.619,73 TL nispi avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
11-Davalılar vekili için reddedilen—- tarihi itibari ile dolar kuru 5,7285 TL üzerinden hesaplanan 161.837,11 TL) toplam değer üzerinden yürürlükteki tarife gereğince hesap ve takdir edilen — davacıdan alınarak davalılara müştereken verilmesine,
12-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
B-Birleşen—–Esas sayılı davası yönünden:
1-Davanın KABULÜ İLE,— Esas sayılı icra dosyası üzerinden yapılan takibe itirazın iptali ile takibin devamına,
2-Kabule konu alacak miktarı üzerinden hesaplanan 21.114,76 TL icra tazminatının davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesine,
3-Kabule konu toplam —- değer üzerinden hesaplanan 7.211,74 TL nispi karar harcından, başlangıçta alınan — peşin harcın ve icra dosyasına yatırılan— harç toplamının mahsubuyla bakiye 5.406,28 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun madde 18/A-(13) ve (14) düzenlemelerine ve Arabuluculuk — bağlı olarak — giderin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak — gelir kaydına,
5-Davacı tarafından Mahkememiz veznesine yatırılmak suretiyle yapılan —- harcın ve icra dosyasına yatırılan —davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı vekili için kabule konu toplam değer üzerinden tarife gereğince hesap ve takdir edilen —- ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.