Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/606 E. 2021/249 K. 20.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/606 Esas
KARAR NO: 2021/249
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 06/11/2019
KARAR TARİHİ : 20/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —— tarihinde davalı sigorta şirketi nezdinde ——— plakalı araç sürücüsünün asli kusuru ile sebebiyet verdiği trafik kazasında müvekkil —– eşi — vefat ettiğini,—-vefatı ile müvekkili——- eşinin desteğinden yoksun kaldığını, dava konusu kaza sebebi ile davalı şirkete destekten yoksunluk tazminatı talepli yapılan müracaat üzerine açılan —–numaralı hasar dosyasından müvekkile bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı —– şirketi tarafından başvurularının kusurlu olmadıkları gerekçesiyle ödeme yapılmayacağı bildirilerek reddedildiğini beyan ederek tahkikat sonucunda müvekkilinin maddi zararının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda (HMK madde 107) arttırılmak üzere davacı ——- destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte tahsiline, dava masrafları ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; —– sigortalısının kusuru oranında tazminat ödemesi yapmakla yükümlü olduğu gözönüne alınarak öncelikle davacı tarafından müvekkil şirket sigortalısı araç sürücüsünün kusuru bulunduğunun ispat edilmesi gerektiğini, zarar hesabı için seçilecek bilirkişinin aktüerler siciline kayıtlı kişilerden olması gerektiğini, müterafik kusur ve hatır taşıması hususlarının araştırılarak, tazminat tutarından indirim yapılmasını talep ettiklerini, davacının varsa dava konusu kaza nedeniyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin, sigorta bedelini ödeme yükümlülüğünün dava tarihinde muaccel hale geldiğini, bu sebeple sayın mahkemenizce faize hükmedilmesi halinde hükmedilecek faiz dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz olduğunu, netice itibariyle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili —- tarihli ıslah dilekçesinde özetle; Başlangıçta —-olarak açtıkları destekten yoksunluk tazminatının —tutarında artırarak toplamda —– tazminatın temerrüt tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte tahsiline, dava masrafları ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Islah dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmiş, davalı tarafça ıslah dilekçesine karşı beyan sunulmamıştır.
Deliller —-yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
—– yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
—— yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
——- yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
— sayılı dosyasının —— kayıtları dosya arasına alınmıştır.
Kusur bilirkişisi ve sigorta hukuku alanında uzman aktüer bilirkişi raporları dosyaya sunulmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava ölüm ve cismani zarar sebebi ile tazminat istemine ilişkindir.
Dosyada bulunan delil ve tüm belgelerden davamıza konu trafik kazasında Mahkememizce kusur bilirkişisinden aldırılan ve taraflarca da itiraz edilmeyen rapora göre, bu kazanın meydana gelmesinde sürücü —— yola gereken dikkat ve özeni göstermediği, hızını yolun yapısı, trafik durumu ve aracının teknik özelliğine göre ayarlamadığı, kavşaklara yaklaşırken aracın hızını azaltmadığı ve yaya —— çarparak vefatına, yaya —– çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiği, dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareketiyle olayda %100 (yüzde yüz) oranında asli ve tam kusurlu olduğu rapor edilmiş ve mahkememizce de bu rapora itibar etmek gerekmiştir.
Müteveffa ——- vefatı sebebiyle eşi olan davacı —– eşinin desteğinden yoksun kaldığının kabulü gerekmiş olup, davalı ——– şirketi 2918 sayılı KTK’nın 97 ve devamı maddelerine göre sorumlu kabul edilmiştir.
Mahkememizce aldırılan gerekçeli, denetime elverişli ve hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda davacı ——– eşi ——- vefat etmesi nedeniyle destekten yoksun kalma tazminat miktarının yerleşik içtihatlar uyarınca ——– teknik faiz ile dönemsellik ilkesine göre ——- olarak hesaplandığı, davacı tarafça miktar yönünden davanın ıslah edildiği, hesaplanan miktarın poliçe limitleri dahilinde kaldığı tespit edilmiştir.
————sayılı ilamında:—-Davacı vekili; davalı sigorta şirketi nezdinde —– ile sigortalı bulunan müvekkilinin desteği ve murisi olan eşi —— sevk ve idaresindeki — dava dışı——-sevk ve idaresindeki araçla çarpışması nedeniyle ———- tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin desteğinin kusurlu ve sorumlu olduğunu, müvekkilinin zarar gören 3.kişi konumunda olduğunu beyanla, eşinin desteğinden mahrum kalan müvekkili için fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak —— destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; kazaya karışan aracın müvekkili şirket nezdinde ——— olduğunu, davacının taleplerinin poliçe kapsamı dışında olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulüne, —– dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair verilen karar davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekilince tazminat için temerrüt faizi olarak ticari faiz(avans faizi) istenilmiş, mahkemece tazminatta davalı sigorta şirketi yönünden avans faizine hükmedilmiştir. Oysa, zarara neden olan araç motosiklet olup ticari araç değildir. Bu halde temerrüt faizi olarak davalı sigorta şirketi yönünden yasal faize hükmedilmesi gerekirken avans faizine hükmedilmesi doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.” belirtilmiştir.
Kazanın meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan KTK’nın 97. maddesine göre sigorta şirketinin temerrüdü kendisine müracaat tarihinden sekiz iş günü sonra başlayacağından ve dosya kapsamına göre sigorta şirketine eksiksiz evrakla başvuru yapılmadığı anlaşıldığından dava öncesinde davalı temerrüde düşürülmemiş olup, sigorta şirketi açısından faiz, dava tarihinden itibaren başlatılmıştır. Ayrıca yukarıda anılan içtihat uyarınca her ne kadar davacı tarafça ticari faiz talebinde bulunulmuş ise de kazaya neden olan araç ticari araç olmayıp hususi araç olduğundan yasal faize hükmetmek gerekmiş ve davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile —–destekten yoksun kalma tazminatının, dava tarihi olan —-tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken —-harçtan peşin alınan 926,40 TL harcın mahsubuyla bakiye 16.624,56 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 926,24 TL harç gideri, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti ve 116,65 TL posta masrafı olmak üzere toplam 2.242,89 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 26.435,17 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ——- Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/04/2021