Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/605 E. 2020/181 K. 25.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/605
KARAR NO : 2020/181
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 06/11/2019
KARAR TARİHİ: 25/03/2020
Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından ibraz edilen dava dilekçesinde özetle davacı tarafından “Tasfiye Halinde ————ünvanlı şirket aleyhine açılan davanın ———– İş Mahkemesi’nin ——— Esas sayılı dosyası üzerinden işlem gördüğü, söz konusu davanın yargılamasının devam ettiği, o davada davalı olan şirketin terkin edildiğinin belirlenmesi üzerine ihyası için dava açılmak üzere süre verildiği ileri sürülerek sonuçta söz konusu şirketin söz konusu ——— Esas sayılı dava yönünden ihyasına, tasfiye memuru atanmasına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı ————-tebligat yapıldığı halde gelen olmamış ve cevap verilmemiştir.
Davalı-tasfiye memuruna tebligat yapıldığı halde gelen olmamış ve cevap verilmemiştir.
———– ilanına bağlı alınan tedbirler ve yapılan ön inceleme duruşma tutanağı içeriği gözetilerek ilgili kısmın buraya aynen alınması uygun görüldüğünden ———tarihli ön inceleme duruşma tutanağının ilgili kısmı:
” Belirli gün ve saatte celse açıldı. Gelen yok. Açık yargılamaya devam olundu.
Tebligatların yapıldığı, taraf teşkilinin sağlandığı ve ara kararlarının yerine geldiği anlaşıldı.
————- ilanı ile ——bünyesinde oluşturulan ———- önerileri doğrultusunda ———— istisnalar dışında keşif ve duruşmaların ertelenmesine ilişkin — tarihli duyurusu dikkate alınarak Mahkememizce düzenlenen ve bir örneği bu dosyaya da alınıp — aktarılan — tarihli ve ————- Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Tutanak ” başlıklı tutanak içeriğinde yer alan prensip kararı doğrultusunda:
Dosya incelendi.
GGD:
1-Davanın niteliği, zapta geçen hususlar, dosya kapsamı, tedbirlerin amacı ve yukarıda belirtilen veriler ile söz konusu prensip kararı birlikte değerlendirildiğinde bu davanın ” istisna ” kapsamında kabul edilmesine; istisna kapsamında görülmesinde bütün ilgililer yönünden hukuki yarar olduğuna; her hangi bir sakıncanın söz konusu olmadığına,
2-Yukarıdaki karar gereği ve zapta geçen sebepler gözetilerek talik sebebi olmamak ve vekil-müvekkil ilişkisi yönünden bir anlam içermek üzere davacı vekilinin mazeretli sayılmasına,
3-İşlem sonucu —– üzerinden öğrenileceğinden bu konuda başkaca bir karar oluşturulmasına yer olmadığına,
4-Yukarıdaki kararlara bağlı olarak ön inceleme duruşmasının yapılmasına,
Oy birliği ile karar verildi. Tefhimle açık duruşmaya devam olundu.
Ön inceleme duruşmasına geçildi.
…… ”
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Yukarıya aynen aktarılan ön inceleme duruşmasının ilgili kısmında da belirtildiği gibi ön inceleme ve karar tarihi ile bu tarihte geçerli olan tedbirlerin mahiyeti; davanın niteliği ve kararın içeriği birlikte değerlendirilerek tedbirlerin o tarihte geçerli etkisine de uygun ve bütün ilgililerin yararına olacağı sonucuna varılarak istisna kapsamında ön inceleme yapılarak dava sonuçlandırılmıştır.
Dava TTK. 547. Maddesi uyarınca ticaret sicilinden terkin edilmiş olan “Tasfiye Halinde———– ünvanlı şirket aleyhine açılan ve —— İş Mahkemesi’nin —— Esas sayılı dosyası üzerinden işlem gören dava nedeniyle ihya edilmesinin gerekip gerekmediği hususunun aydınlatılmasına yöneliktir.
TTK’nin “Ek tasfiye” başlıklı 547.maddesi:
“(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.
(2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.”
hükmünü içermektedir.
—— cevabına göre söz konusu şirketin tasfiyeye bağlı olarak —– tarihinde terkin edildiği, şirketin adresinin ————- olduğu ve Mahkememizin yargı alanı içinde kaldığı, son tasfiye memurunun davalı ———– olduğu belirlenmiştir.
Gerekli kısımlarının örneği celp edilen———– İş Mahkemesi’nin ——— Esas sayılı dosyası üzerinden işlem gören davanın davacı tarafından açılan tespite ilişkin dava olduğu ve davalının ihyası talep edilen söz konusu şirket olduğu, yargılamasının devam ettiği ve ————- tarihli duruşmada alınan ara karar ile söz konusu davalı şirketin ihyası için davanın açılması ve sonucunun beklenmesi yönünden karar oluşturulduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
Eldeki dava yönünden, söz konusu şirket hakkında bir dava olduğu halde tasfiyenin şeklen ve eksik olarak ticaret sicil kayıtlarına yansıdığı; yargılaması devam eden söz konusu ————- Esas sayılı davanın görülebilmesi ve verilecek kararın infaz işlemlerinin yapılmasının TTK’nin 547. maddesi anlamında ek tasfiye işlemini gerektirdiği ve bunun için söz konusu şirketin ihya edilerek yeniden ticaret siciline tescilinin zorunlu hale geldiği anlaşılmıştır.
Sonuç olarak söz konusu şirketin ihyası için gerekli yasal ve maddi şartların somut olayda gerçekleştiği, şirket hakkında görülen bir dava olması nedeni ile hak düşürücü süreye tabi olmadığı ve sübut bulan davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak ek tasfiye işlemlerinin şirketin yukarıda belirtilen temsilcisi tarafından yapılması uygun görülerek söz konusu temsilci tasfiye memuru atanmış olup yargılama gideri yönünden yapılan irdelemeye bağlı olarak: davalı ———————- yasal hasım konumunda olması ve şirket hakkında açılacak davayı bilecek durumda olmaması nedeni ile sorumluluğu bulunmadığından yargılama giderinden sorumlu tutulmamıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
Davanın TTK’nin 547. Maddesi uyarınca KABULÜ ile;
a)————- sicil numarasında kayıtlı iken tasfiyesi kapatılmış olan ” Tasfiye Halinde——– ünvanlı şirketin ticaret sicil kaydının, ——— İş Mahkemesi’nin————- Esas sayılı dava dosyası yönünden ve Mahkemece verilecek kararının infazı işlemleriyle sınırlı olarak ihyası ile şirketin bu konuyla sınırlı olmak üzere ———– yeniden tesciline,
b)Ek tasfiye işlemlerinin daha önceki tasfiye memuru davalı ———— tarafından yürütülmesine, ek tasfiye bitinceye kadar tasfiye memurunun görevinin devam etmesine,
c)Kararın————–tescil ve ilanına,
2-Maktu karar harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 10 TL harcın tasfiye memuru-davalı—————— alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Gerekçede açıklanan nedenlerle davalı ticaret sicil müdürlüğünün yargılama giderinden sorumlu tutulmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından peşin ödenen harçlar dahil olmak üzere yapılan toplam 161 TL yargılama giderinin davalı-tasfiye memuru————- alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı vekili için tarife gereğince belirlenen 3.400,00 TL maktu avukatlık ücretinin tasfiye memuru-davalı ———– alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere mazeretli sayılan davacı vekilinin yokluğunda aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde —————— Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/03/2020