Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/604 E. 2020/110 K. 19.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/604
KARAR NO: 2020/110
DAVA: Ticari Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi
DAVA TARİHİ : 06/11/2019
KARAR TARİHİ : 19/02/2020
Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından ibraz edilen dilekçe ile müvekkilinin — numaralı davalı ile — numaralı davalı şirkete ortağı ve yönetim kurulu üyesi olduklarını, uzun bir süredir müvekkiline şirket hakkında bilgi vermediklerini, müvekkilinin bu konuda davalılara ihtar çektiğini, taraflar arasında imza altına alınan ———- protokolde kar payının iki senede iki kere dağıtılmasının kararlaştırılmasına rağmen ortaklık kararlarına uyulmadığı ve hiçbir şekilde hesap verilmediği ileri sürülerek sonuçta davalı şirkete ait ———— dava tarihine kadar olan şirket ticari defter ve kayıtlarını içerir şekilde tüm şirket kayıtlarını konusunda uzman bir yeminli mali müşavir denetçiye mahkemece verilecek mümkün olan en geniş yetki ile inceletilerek TTK. Madde 439 gereğince özel denetçi atanmasına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davacı vekili duruşmada da dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı vekili tarafından ibraz edilen ve duruşmada da tekrar edilen cevap dilekçesinde ileri sürülen iddia ve taleplerin açıkça temelden yoksun olduğu, arabuluculuk süreci işletilmeden iş bu davanın açıldığı, müvekkili firma tarafından davacının——– tarihli ihtarnamesine verilen ——— tarihli cevapta hesapları ve tüm mali kayıtları incelemek üzere davacıya çağrı yapıldığı, istediği zaman tüm defter ve kayıtların incelenmesine hazır edileceğinin bildirildiği ancak davacı tarafça keşide edilen ——— tarihli cevabi ihtarnamede çağrılarının karşılığı bulmadığı, taraf şirket resmi kayıtları kendisine açık olmasına rağmen incelemekten imtina ettiği savunularak davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.
——- temin edilerek deliller toplanmıştır.
Delil olarak bildirilen ——- İcra Dairesi’nin ——– Esas sayılı icra dosyası celp edilerek incelenmiş olup davacı tarafından davalı şirket aleyhine yapılan takibe ilişkin olduğu ancak eldeki dava yönünden herhangi bir etkisinin bulunmadığı ve eldeki dava yönünden gözetilmesi gereken bir içeriğe sahip olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı şirketin adresinin —————– adresi olduğu ve TTK. Madde 439 düzenlemesine göre Mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Ticaret sicil kayıtlarına göre davalı şirketin sermayesinin —— olduğu ve —– paya ayrıldığı, TTK. Madde 439 düzenlemesinde ön görülen— paya karşılık gelen miktarın ————- olduğu, davacının ise —– pay sahibi olduğu, davacının paylarının toplam TL karşılığının ———– TL olduğu belirlenmiştir.
Usulü itirazların değerlendirildiği ve taraf vekillerinin bu konudaki beyanlarının yer aldığı ———- tarihli duruşma tutanağı:
” Davacı vekili beyanında : bu aşamada dava dilekçemizi aynen tekrar ediyoruz, cevap dilekçesini kabul etmiyoruz, dedi
Davalılar vekili beyanında : bu aşamada cevap dilekçemizi ve ————- tarihli delil bildirimine ilişkin dilekçemizi aynen tekrar ediyoruz,ayrıca belirtmek istiyoruz ki davacı tarafın hesapların incelenmesi yönünden bizden herhangi bir talebi olmadı, biz davacı tarafa çağrıda bulunduk, gelin hesapları inceleyin dedik ancak davacı taraf gelip hesapları incelemedi, dolayısıyla TTK. ya bağlı olarak ne daha önceki genel kurullarda böyle bir talepleri olmadığından ne de sonrasında çağrımıza olumlu cevap verilmediğinden dava şartı yönünden de davaya itiraz ediyoruz, dedi.
Davacı vekili söz aldı : biz ihtarlarla genel kurul yapılmasını karşı taraf bildirdik, bekledik ancak yapılmayınca TTK. Madde 439 daki 3 aylık süreyi kaçırmamak için bu davayı açmak durumunda kaldık, ayrıca belirtmek istiyoruz ki dava niteliği gereği zorunlu arabuluculuğa tabi değildir, davada bize düşen hesap alamadığımız konusunda mahkemenizde kanaat oluşturmaktır, itirazları kabul etmiyoruz, ayrıca hesap incelemesi yönünden bize yapılan çağrı samimi değildir, dava açıldıktan sonra ileri sürülmüştür, mahkemece atanacak özel denetçi tarafından hesapların incelenmesi bizim açımızdan gereklidir, dedi.
HMK 114-115 maddeleri uyarınca yapılan inceleme neticesinde ön şart niteliğindeki TTK. Dan kaynaklanan şartlar yönünden daha sonra irdeleme yapılmak üzere sair dava şartlarının mevcut olduğu görüldü. Ayrıca davada yukarıda belirtilen sebeple hak düşürücü süre bulunmadığı anlaşıldı. Davalı tarafça ilk itiraz ve zamanaşımı itirazında da bulunulmadığı görüldü. Tefhimle açık duruşmaya devam olundu.
HMK’nın 320/2.maddesi kapsamında Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın özel denetçi atanmasının şartlarının olayda gerçekleşip gerçekleşmediği ve ayrıca bu davadan önce bilgi edinme hakkının kullanılıp kullanılmamasının eldeki bu davaya etkisinin olup olmadığı hususlarının aydınlatılmasına yönelik olduğu anlaşıldı.
GGD;
1-Tarafların anlaşamadıkları hususların; uyuşmazlığın özel denetçi atanmasının şartlarının olayda gerçekleşip gerçekleşmediği ve ayrıca bu davadan önce bilgi edinme hakkının kullanılıp kullanılmamasının eldeki bu davaya etkisinin olup olmadığı hususlarının aydınlatılması noktasında toplandığının tespitine,
GGD.
1-Davanın niteliğine bağlı olarak zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığından bu yöndeki itirazın reddine,
2-Taraf vekillerinin zapta geçen beyanlarına, davanın basit yargılama usulüne tabi olmasına ve dosya kapsamına nazaran delil yönünden süre verilmesine gerek olmadığına,
Oy birliği ile karar verildi. Tefhimle açık duruşmaya devam olundu.
şeklinde olup gerekli kısımlar yukarıya aynen aktarılmıştır.
Dava ile ilgili 6102 sayılı TTK’nın ilgili maddeleri:
” Madde 438- (1) Her pay sahibi, pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir.
(2) Genel kurul istemi onaylarsa, şirket veya her bir pay sahibi otuz gün içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bir özel denetçi atanmasını isteyebilir.
Madde 439- (1) Genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi hâlinde, sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibarî değeri toplamı en az birmilyon Türk Lirası olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atamasını isteyebilir.
(2) Dilekçe sahiplerinin, kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını, ikna edici bir şekilde ortaya koymaları hâlinde özel denetçi atanır.
Madde 440- (1) Mahkeme, şirketi ve istem sahiplerini dinledikten sonra kararını verir.
(2) Mahkeme istemi yerinde görürse, istem çerçevesinde inceleme konusunu belirleyerek bir veya birden fazla bağımsız uzmanı görevlendirir. Mahkemenin kararı kesindir. ”
şeklinde düzenlemeler içermektedir.
Yukarıya aynen alınan yasal düzenlemeye göre dava tarihi itibari ile itibari değeri toplamı ———— paya sahip olan davacının bu şartı taşıdığı, pay sahipliğine yönelik dava şartının bulunduğu belirlenmiştir.
Dava davalı şirkete özel denetçi atanması talebine yönelik olup husumetin davalı şirkete yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup şirketin başka bir ortağı olan davalı … yönünden pasif husumet ehliyeti bulunmadığından bu davalı yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiş olup davalı şirket yönünden yapılan irdelemeye bağlı olarak taraf vekillerinin yukarıya gerekli kısımları aynen aktarılan duruşmadaki beyanlarına ve tüm dosya kapsamına nazaran davacının öncesinde bilgi edinme hakkı yönünden herhangi bir prosedür işletmediği belirlenmiştir.
Sonuç olarak davacının TTK. Madde 438 düzenlemesinde ön görülen ve dava şartı niteliğinde olan bilgi alma veya inceleme hakkının davadan önce kullanılmamış olması nedeniyle davalı şirket yönünden bu nedenle ve davalı şahıs yönünden ise husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varıldığından bu doğrultuda aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
A)DAVALI … YÖNÜNDEN:
1-Davanın husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Maktu karar harcı 54,40 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
B)DAVALI ŞİRKET YÖNÜNDEN:
1-Davanın niteliği gereği davadan önce bilgi edinme hakkının kullanılmış olması gereği yerine getirilmemiş olduğundan davanın bu nedenle REDDİNE,
2-Maktu karar harcında peşin harcın mahsubu ile eksik 10 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
C)HER İKİ DAVALI YÖNÜNDEN:
1-Davacı tarafından yapılan harç ve giderin üzerinde bırakılmasına,
2-Davalılar vekili için tarife gereğince belirlenen 3.400,00 TL maktu avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara müştereken verilmesine,
3-Davalılar tarafından masraf yapılmadığından bu konuda başkaca bir karar oluşturulmasına yer olmadığına,
D)Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda oy birliği ile yasa gereği kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/02/2020