Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/599 E. 2020/561 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/599 Esas
KARAR NO : 2020/561
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/11/2019
KARAR TARİHİ : 17/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Davacı/Alacaklı ile Davalı/Borçlu——— tarihinde , mal alım sözleşmesinin imzalandığını, bu sözleşmeye göre davalı, davacı şirkete ——- teslimi gereken malzeme —- teslim edilmesi gereken malzeme — teslim edilmesi gereken —– teslim edilmesi gereken —teslim edildiğini, açık olan kanun hükümleri ve sözleşmeye binaen, davalı/borçluya —— numaralı ihtarname gönderildiğini, ilgili sözleşmeye göre geciken günler için, gecikme bedeli talep edildiğini, —- faturanın davalı tarafından ödenmesi beklenmiş ancak borçlunun bu bedeli ödemediğini, bunun üzerine fatura alacağı ile ilgili —– sayılı icra takibinin başlatıldığını, bu borca , borçlunun, haksız ve hukuksuz bir şekilde itiraz edilmesi üzerine de icra takibinin durduğunu, dava şartı olan arabulucuya başvuru yapıldığını ancak anlaşmaya varılamadığını, davanın kabulüne, davalı ——— İcra takibine konu alacağa yaptığı mesnetsiz , hukuka aykırı ve kötü niyetli itirazın iptal edilmesine ve takibin devamına, haksız ve kötüniyetli olarak yapılan itiraz sebebiyle asıl alacak, faiz ve ferileri bakımından % 20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini mahkememizden talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davanın yetkisiz mahkemede açılmış olmasından ötürü usulden reddinin gerekmekte olduğunu, haksız ve esası ispatlanamayan davanın esastan da reddinin gerekmekte olduğunu —- yevmiye no.lu ihtarnamesinin davacı tarafa gönderildiğini, davalı tarafın satışla ilgili çalışanı —- sözleşmedeki son teslim tarihi olan —- sonra — tarihinde ek sipariş istemi üzerine davacı şirket yetkilisi—– attığı maille aslında ticari ilişkinin her iki taraf için de sorunsuz devam ettiği olgusunun açıklık bulacağını, davacının davasında kötü niyetli olduğunu gösteren somut bir olgu olması nedeniyle bu noktanın önemli olduğunu, davacının gördüğü somut bir zararın olmadığını ve somut bir zararın olduğunu ispat edemeyeceğini, menfi zararın tazmini talebinin davalı tarafından kabulünün mümkün olmadığını, —- yevmiye numaralı ihtarnamesi ,—— dosya , Davalı şirketin defter ve kayıtları , bilirkişi incelemesi, tanık, yemin, tüm yasal deliller (karşı tarafın sunacağı yeni delillere muvaffakatının olmadığını, yargılama sırasında ortaya çıkacak durumlara ilişkin yeni delil sunma hakkının saklı tuttuklarını, haksız ve dayanaksız davanın öncelikle usul yönünden reddinin, sayın mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddini, kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi ile yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesini savunmuştur.
DELİLLER: ——- Sayılı dosyası, dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasıdır.
6100 sayılı HMK.nun 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Aynı yasanın 7. maddesinde ise, davalının birden fazla olması halinde, davanın bunlardan birinin yerleşim yerinde açılabileceği hükme bağlanmıştır. Öte yandan, sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda, aynı kanunun 10. maddesi uyarınca sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de dava açılması mümkündür.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 17. maddesinde “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde HMK’nın 17. maddesi uyarınca geçerlidir. Yalnızca tacirler ve kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilir. Bu yeni düzenleme, 01.10.2011 tarihinden sonra açılacak davalar bakımından uygulanmakla birlikte, Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 19. maddesinin 2. bendi “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir.
Mahkemece re’sen yetkisizlik kararı verilebilecek haller, dava şartı olan, kesin yetki halleridir. HMK’nın 18. maddesi kesin yetkinin olduğu hallerde tarafların yetki sözleşmesi yapamayacaklarını açıkca düzenlemiştir. Bu nedenle yetki sözleşmesi kesin yetkinin olduğu hallerde yapılamaz. Yetki sözleşmesinin yapılmış olması da re’sen yetkisizlik kararı verilebilecek hallerden değildir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve yapılan yargılamaya göre somut olayda davalı tarafça usulüne uygun olarak ilk itiraz olarak yetki itirazında bulunulmuştur. Bu kapsamda dosyaya bakıldığında taraflar arasında imzalanan —– tarihli Mal Alım Sözleşmesinin 8. maddesi gereğince ihtilaf halinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olacağının kararlaştırıldığı görülmüştür. Sözleşmedeki yetki şartı, Hukuk Muhakemeleri Kanunun 17. ve 18. maddelerinde sayılan koşulları taşıdığından sözleşmenin tarafları bakımından geçerli ve bağlayıcı bulunmaktadır.
Bütün bu hususlar karşısında Yetki sözleşmesi (şartı) ile münhasır olarak İstanbul mahkemeleri yetkili kılındığından ve davalı tarafça usulüne uygun olarak cevap dilekçesi ile ilk itiraz olarak yetki itirazında bulunulup yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğu bildirildiğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 17. maddesi uyarınca Mahkememizin ——-Yetkisizliğine,Yetkili Mahkemenin —– Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun tespitine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-)6100 sayılı HMK’nın 17, 19. Maddeleri gereğince Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-)6100 sayılı HMK’nın 19/3.Maddesi gereğince yetkili mahkemenin —– ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ olduğunun Tespitine,
3-)6100 Sayılı HMK’nın 20.maddesi uyarınca taraflardan birinin süresi içinde Kanun yoluna başvurulmayarak kararın kesinleştiği tarihten veya Kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak talepte bulunması halinde dosyanın — Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
4-)Yargılama giderlerinin 6100 Sayılı HMK’nın 331/2 maddesi uyarınca görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine, yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmezse talep halinde dosya üzerinden davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
5-)6100 Sayılı HMK’nın 20/1 maddesi uyarınca taraflardan birininin,süresi içinde Kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; Kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde mahkememiz tarafından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine ve 6100 Sayılı HMK’nın 331/3 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile—–Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/12/2020