Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/597 E. 2021/943 K. 13.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/597 Esas
KARAR NO : 2021/943
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/11/2019
KARAR TARİHİ: 13/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı — ödeme tarihli, — bedelli senet ile davacı şirket aleyhine —-Sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine dayalı örnek —- emri ile icra takibine girişildiğini. taraflar arasında herhangi alacak verecek ilişkisin bulunmadığı, davacı şirketin, davalının ortağı olduğu, dava dışı/takip borçlusu — ticari ilişki içerisinde olduğunu. davacının, — yılında kapandığını ve işbu borcunun — devir ettiğini, dava dışı/takip borçlusu— almış oldukları, —-verildiğini. —- numaralı çekin yaklaşan vade tarihinde ödeyemeyeceğini anlayan davacı şirket, — arayarak, çeki vade tarihinde ödemeyeceğini, bu nedenle borcun ileri ki vade tarihlerine atılması için kendilerine yeni bir çek verebilecekleri teklifinde bulunulduğunu, — işbu hususu kabul ederek, işbu davaya esas teşkil eden takibe konu —- seri numaralı çekin teslim alındığını. —–numaralı ikinci çeki davacı şirketten almasına rağmen taraflar arasında kararlaştırılan sözlü anlaşmaya uymayarak ilk —- dosyası ile ilamsız takibe konu edilmesine sebebiyet verildiğini, davacı şirket uğramış olduğu hacizler nedeni ile — sayılı dosyası nezdinde, takip alacaklısı — ödeme yapıldığını, —tarihinde de alacaklı — yönlendirmesi üzerine — ödeme yapılarak, dosya borcunu kapatıldığını ileri sürülerek —- sayılı dosyası üzerinden verilen ihtiyati tedbir kararının yargılama sonuna kadar devamına karar verilmesine ve konu hakkında ilgili icra dairesine müzekkere yazılmasını, davanın Kabulü İle —– Sayılı dosyasından başlatılan takipte müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespitine, yapılacak yargılama sonunda Müvekkili şirketin haklı çıkması halinde, başkaca talep hakları saklı kalmak üzere İİK M. 72/5 uyarınca takibin haksız ve kötüniyetli olarak açılması nedeniyle davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahküm edilmesini, yargılama gideri ve ücreti vekâletin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; çeklerin incelendiğinde davacı şirket çeklerin keşidecisi olmayıp lehtarı olduğunu, bu nedenle çekin karşılığının muhatap bankada bulunup bulunmayacağı kendisinin bilgisi dahilinde olamayacağını, İlk verilen —- çekin karşılığının bulunmadığı bilgisinin davacı şirketçe bilindiği varsayılsa dahi teklif edilen çekin aynı keşideci tarafından —- ay sonrası için keşide edilmiş bir çek olması, davacı tarafın çelişkili ve hayatın olağan akışına aykırı beyanlarda bulunduğun açıkça görüldüğünü, bunun yanında davacı tarafın kendi ifadeleri ile vade tarihini uzatmak adına yeni bir çek verdiğini iddia etse dahi, bir önceki çekin teslim alınmadan yeni bir çek verilmesi basiretli bir tacirin yapabileceği bir işlem olmadığı, açıklanan nedenlerle —- numaralı çek yerine verildiği ve bu sebeple tahsilde tekerrür oluşturacağı iddiası gerçek dışı olduğunu, bu nedenle davalının — seri numaralı çek için yaptığı ödemelerin — numaralı çek yönünden karşılık oluşturacağı iddiasını red ettiklerini, davalın, iş bu dava konusu çeki, alacağına karşılık ortağı —– ciro sonrası iyi niyetli olarak teslim aldığı ve kendisi de cirolayarak tamamen dava dışı olan başkaca bir işletmeye borcuna karşılık teslim ettiği, müvekkili çekin karşılığının çıkmaması sonrasında ise borcunu bahse konu işletme olan son cirantaya ödediği ve çeki teslim aldığı, böylece iyiniyetli ve meşru hamil olarak alacağını keşideci lehtar ve tüm cirantalardan tahsil etmeye çalıştığını savunarak davanın reddi ile —- dosyasından başlatmış oldukları icra takibindeki tedbirlerin kaldırılmasıyla takibin devamına, ihtiyati tedbir nedeniyle doğan zararlarlarının tazmini açısından, İİK madde 72/4 uyarınca davacının %20 den aşağı olmamak ve gösterilen teminattan karşılanmak üzere tazminata mahkum edilmesine, Yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava ve cevap dilekçesi, arabuluculuk tutanağı, bilirkişi raporu, ——-, dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, senede dayalı icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı taraf, dava dışı takip borçlusu — borcuna karşılık dava dışı takip borçlusu —şirketinden aldığı—-numaralı çeki cirolayarak, —- şirketine verdiğini, çekin keşide tarihinde ödenmeyeceğini anlayınca işbu davaya esas teşkil eden takibe konu —– seri numaralı çekin teslim alındığını, takip borçlusu dava dışı — numaralı çekin ortaklardan davalıya ciro edilerek —- dosyası üzerinden takibe konulduğunu ve dosya borcunun kapatıldığını, aynı borca ilişkin olarak verilen ve davaya esas teşkil eden —- numaralı çekin takibe konulduğunu, ancak aynı borca ilişkin —- seri numaralı çekin takibe konularak çek bedelinin ödendiğini ve borcun kalmadığını iddia ederek davalıya borçlu olmadığını talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf ise dava konusu çeklerin incelendiğinde davacı şirket çeklerin keşidecisi olmayıp lehtarı olduğunu, bu nedenle çekin karşılığının muhatap bankada bulunup bulunmayacağı kendisinin bilgisi dahilinde olamayacağını, İlk verilen —- çekin karşılığının bulunmadığı bilgisinin davacı şirketçe bilindiği varsayılsa dahi teklif edilen çekin aynı keşideci tarafından —- ay sonrası için keşide edilmiş bir çek olması, davacı tarafın çelişkili ve hayatın olağan akışına aykırı beyanlarda bulunduğun açıkça görüldüğünü, bunun yanında davacı tarafın kendi ifadeleri ile vade tarihini uzatmak adına yeni bir çek verdiğini iddia etse dahi, bir önceki çekin teslim alınmadan yeni bir çek verilmesi basiretli bir tacirin yapabileceği bir işlem olmadığı, açıklanan nedenlerle —seri numaralı çekin, — numaralı çek yerine verildiği ve bu sebeple tahsilde tekerrür oluşturacağı iddiası gerçek dışı olduğunu, bu nedenle davalının —– seri numaralı çek yönünden karşılık oluşturacağı iddiasını red ettiklerini, davalın, iş bu dava konusu çeki, alacağına karşılık ortağı — — ciro sonrası iyi niyetli olarak teslim aldığı ve kendisi de cirolayarak tamamen dava dışı olan başkaca bir işletmeye borcuna karşılık teslim ettiği, müvekkili çekin karşılığının çıkmaması sonrasında ise borcunu bahse konu işletme olan son cirantaya ödediği ve çeki teslim aldığı, böylece iyiniyetli ve meşru hamil olarak alacağını keşideci lehtar ve tüm cirantalardan tahsil etmeye çalıştığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusunun teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle, dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişinin — tarihli raporunda özetle; dava konusu —- dosyasında takibe konan —— cirolarının bulunduğu, —tarihinde —-ibraz edildiği ve ibraz gününde bakiyesinin sıfır olduğu, dava konusu olmayan —- icra dosyası üzerinden takibe konan —– cirolarının bulunduğu, çekin ibrazı ile bankanın sorumlu olduğu miktarın ödendiği, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre — devraldığı, yine bahse konu çekleri — tarihinde takip borçlusu —-devrettiği, davacı tarafın incelenen defter ve kayıtlarında —– tarihinde ise davacının dava dışı — şirketine borcunun bulunmadığı, ayrıca —– borcunun bulunmadığına yönelik mutabık kaldıkları beyan ve rapor edilmiştir.
Dava: menfi tespit davasıdır.
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, alınan bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre; Dava konusu çekler incelendiğinde, her iki çekin keşidecisinin—–tarafından cirolandığı, bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere davacının ticari defter ve kayıtlarına göre—- devralındığı, yine bahse konu çeklerin—-davacı tarafından takip borçlusu —devrettiği, davacı vekilinin dava dilekçesinde iddia ettiği şekliyle ilk çek olan –numaralı çekin ödenmeyeceğinin anlaşılması üzerine ikinci çek olan — seri numaralı çekin verildiği hususu dava konusu çeklerin aynı tarih olarak —- Şirketinden devralması ve aynı tarihte —- devretmesi hususu nazara alındığında davacının bedelsizlik iddiasını ortadan kaldırdığı, ayrıca basiretli bir tacir olan davacının ilk çeki teslim almadan ikinci çeki işleme koymasının sonuçlarına kendisinin katlanması gerektiği, davacının bedelsizlik iddiasını yazılı delille kanıtlanması gerektiği, davalının şirket ortağı olmasının bu hususu değiştirmeyeceği, yine davacı şirket ile dava dışı —- arasında yapılan mutabakatın davalıyı bağlamayacağı vicdani kanaatine varılarak davacının davasını kanıtlayamadığı anlaşılmış olup davanın reddine karar verilmiştir.
Ayrıca İİK. 72/4 gereği davanın değerinin %20 si olan —- tazminatın kararın kesinleşmesi halinde ihtiyati tedbir nedeniyle dosyaya yatırılan teminattan karşılanmak suretiyle davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın REDDİNE,
2-) İİK. 72/4 gereği davanın değerinin %20 si olan 13.124,96 TL Tazminatın kararın kesinleşmesi halinde ihtiyati tedbir nedeniyle dosyaya yatırılan teminattan karşılanmak suretiyle davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.120,71 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.061,41 TL peşin harcın karar kesinleştiğinde talebi halinde davacıya iadesine,
4-) Yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-) Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca 9.331,22 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-) Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
😎 HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize verilecek dilekçe ile —– Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/12/2021