Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/587 E. 2021/634 K. 20.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/587 Esas
KARAR NO: 2021/634
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/11/2019
KARAR TARİHİ: 20/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında——– imzalandığını bu sözleşme neticesinde —–, yeni ve kullanılmamış yol silindirinin davalı tarafa satıldığını müvekkil şirket üzerine düşen yükümlülüğünün eksiksiz ve gereği gibi yerine getirmiş olmasına rağmen davalı tarafın kendi yükümlüğünü yerine getirmediğini davalı tarafın —- borcunu tüm şifahi ve yazılı uyarılara rağmen ödemediğini alacağın tahsili amacıyla —– sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, takibe davalının yapmış olduğu haksız ve hukuka aykırı itirazın iptaliyle takibin devamına, davalı borçlunun bu haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davalı müvekkil şirketin davacı tarafın takip tarihinden önce davalı tarafa sadece ——— düzenlendiğini buna ilişkin ödemenin davalı şirket tarafından yapıldığını ancak davacı şirketin——– ilamsız icra takibi başlattığını, fatura tarihinin —- tarihli olduğunu ve davalı müvekkil şirketinin faturaya yönelik borcunu ödediğini bu nedenle borca itiraz ettiğini, davanın reddine karar verilmesini talep ettiğini beyan etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi ve ekleri, —— Bilirkişi raporları ve dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasıdır.
Mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve tarafların sulh olmaması arabuluculuğa da gitmek istememeleri nedeniyle uyuşmazlık belirlenerek işin esasının incelemesine geçilmiştir.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi;—- Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. —- Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —- yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —-Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.—- Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Davaya konu —- sayılı icra dosyası getirtilerek incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile örtüştüğü görülmüştür.
Her iki tarafın ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, davalı şirket defterleri talimat yolu ile incelenmiştir.
Davalı tarafın defterlerini inceleyen— tarafından —— tutarlı fatura düzenlediği, davalının çeklerini iki aylık gecikme ile göndermesi ve çeklerin fiili banka tahsil tarihlerindeki kurlar nazara alındığında davacının — vade farkı alacağı oluştuğu, tüm ödemelerin toplam yedi adet çekle yapıldığı çek harici yapıldığı tespit edilen ancak silindir alımından dolayı değil diğer ticari alım-satım işlemlerinden kaynaklandığı düşünülen —–banka havalesi yoluyla yapıldığı. bu durumda kur farkı talep edilemeyeceğinden yapılan icra takibinin haksız yapılmış takip olduğu, davacı tarafın — tarihinde düzenlediği—– yapılan icra takibinden sonra ve davalıya—- tarihinde düzenlediği davalınında kabul ettiği — tutarlı kur farkı faturası nazara alındığında, gerçek bir işlem mahiyetinde yapılmadığı, davalının faturayı gerek — üzerinden ve gerekse noter kanalıyla iade etmesinin —– kurallarına uygun olarak yapılmış işlem olduğu şeklinde rapor düzenlediği görülmüştür.
—- tarihinde; davacı tarafın takipte, — cari hesap dönemine ait faturalardan —— farkına ilişkin olarak düzenlenen —- bedelli kur farkı faturası kaynaklı alacağın talep edildiği, çek ile yapılan ödemelerde —- istenemeyeceği —– uygulamalardan olduğu, çekin ödeme vasıtası olduğu, davalı tarafından çek ile yapılan ödemelerin, çeklerin alındığı tarihte —- efektif satış kuru üzeriden hesaplanan — göre; davalının, davacıya —–ödeme yaptığı, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan herhangi bir alacağının bulunmadığı, davalı tarafından verilen çeklerin, bankadan tahsil edildikleri tarihteki —– göre karşılıklarının hesaplanması neticesinde ise davacının, davalıdan takip tarihi itibariyle —– farkı alacağının olabileceği şeklinde rapor düzenlediği görülmüştür.
Taraflar arasında —- numaralı —- imzalandığı, işbu ticari teklif neticesinde——- davalı firmaya satıldığı, davacı şirket ticari teklif neticesinde davalı tarafa—- fatura düzenlediği, söz konusu fatura bedelleri —tutarında olduğu, davalı şirket ise söz konusu olan fatura bedelleri kadar —— davacı şirkete verdiği anlaşılmış olup, her ne kadar çek ticari bir ödeme aracı olmakla birlikte çek vade tarihindeki kur üzerinden tahsil edildiği için bu tarihte kur üzerinden menfi veya müspet farklılıkların oluşabileceği aşikardır.
Tarafların ticari defter kayıtları arasındaki farkın davacı defterinde kayıtlı olup davalı defterinde kayıtlı olmayan kur farkı faturasından kaynaklandığı tespit edilmiş olup, kur farkı alacağının talep edilebilmesi, taraflar arasındaki sözleşmede bu konuda bir hüküm bulunmasına veya akdi ilişkinin yabancı para cinsinden olmasına bağlıdır.
Somut olayda, davacı ile davalı arasında —–tarihinde imzalanan, —başlıklı bölümünde; —- çekler ile tahsil edilecektir. Ödeme — bazında yapıldığı takdirde, ödeme tarihinde geçerli olan —- alınarak hesaplanacak,—– veya azalışından doğacak farklar ayrıca tahsil edilecektir.” şeklinde taraflar arasındaki sözleşmede kur farkının istenebileceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür.
Yapılan yargılamaya toplana delillere, dosyadaki bilirkişi raporlarına ve tüm dosya kapsamına göre Mahkememiz tarafından — tarafından —tarihinde verilen rapor hükme esas alınmış olup bahse konu raporda da belirtildiği üzere; davacı tarafından davalı tarafa — adet belge/fatura ile — — tutarlı satış yapıldığı, davalı tarafından farklı tarihlerde dava konusu —- tutarlı faturalara ödeme tarihlerinden geçerli olan—–kuruna göre —–faturaya ilişkin olarak — olmak üzere toplam— ödeme aldığı, davacının —icra takip tarihi itibariyle —— alacağının olduğu kanaatine varıldığı için davanın kabulüne dair karar vermek gerekmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise —- kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Olayımızda davalının borcunun cari hesap ve ticari defterlere göre açık ve net olarak belirli ve belirlenebilir olduğundan İcra İflas Kanununun 67/2.maddesi gereğince asıl alacağın %20’si olan —- icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderleri, 326/1. Maddesi gereğince davalının sorumlu tutulmasına karar verilerek HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KABULÜ İLE,
Davalının —- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile, icra takibinin, asıl alacağa —– takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/A maddesi uyarınca—— aynı ——— yıl vadeli mevduata uyguladıkları en yüksek faiz uygulanmak ve fiili ödeme günündeki—- üzerinden hesaplanmak suretiyle aynen DEVAMINA,
2-) Asıl alacağın %20’si olan —-icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.387,78 TL karar ve ilam harcına peşin alınan 420,04 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 967,74 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-) )Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı 420,04 TL peşin harç, 73,10 TL ihtiyati haciz harcı, 6,40 TL vekalet harcı, 120,75 TL posta masrafı 1.800 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.464,69 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-) Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1, 13/2 maddesi uyarınca 4.080 TL nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-) Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
7-) HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize verilecek dilekçe ile——–Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/09/2021