Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/582 E. 2022/795 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/582 Esas
KARAR NO : 2022/795

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/11/2019
KARAR TARİHİ : 29/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili —– plakalı aracın davalı sigorta şirketinde —– sayılı poliçe ile sigortalı olduğunu, 26.12.2018 tarihinde dava konusu aracın, şirket yetkilisinin sevk ve idaresindeyken aşırı su birikintisine girdiğini ve bu sebepten ötürü araç sürücüsünün, araç üzerindeki hakimiyetini kaybettiğini, aracın önce sağ kaldırıma sonra orta refüje çarpması sonucu durabildiğini, kaza sonucu aracın sağ ön, sol ön ve alt kısmında hasar meydana geldiğini, talep sonucu davalı şirket tarafından müvekkiline toplamda 31.913,12 TL ödeme yapıldığını, davalı şirket tarafından yapılan ödemenin kabul edilemez olduğunu, araçta meydana gelen hasarın tespiti için —– Sulh Hukuk Mah. —— sayılı dosyasının raporunda, araçta meydana gelen hasarın poliçe kapsamında olduğu, hasar miktarının 176.152,53 TL olduğu, buna ilaveten aracın yetkili servise naklinin müvekkili tarafından sağlandığı ve nakil masrafının da 3.500,00 TL olduğu hususlarının tespit edildiğini, taraflar arasındaki sözleşme gereğince aracın nakil masrafının davalı tarafından karşılanması gerekirken bu masrafın da karşılanmadığını, hasar bedelinin temerrüt faizi ile davalıdan tahsil edilmesi gerektiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 26.12.2018 tarihli kaza neticesinde meydana gelen hasarın bakım, onarımı ve buna ilave olarak aracın yetkili servise nakil gidiş ve geliş masrafının, 20.03.2019’da ödenen 31.913,12 TL mahsup edilerek 13.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte şimdilik 5.000 TL’nin davalıdan tazmini ile müvekkiline ödenmesine,——sayılı dosyası ile 413,90 TL harç ile 660,00 TL gider avansı olmak üzere yapılan yargılama giderlerinin davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Araç üzerinde ——-Şubesinin rehin hakkı bulunduğunu ve davacının hak sahibi olmaması sebebiyle davanın reddedilmesi gerektiğini, rehin hakkı sahibinin muvafakatinin alınması gerektiğini, davacının aracı onardığını bu sebeple hukuki yarar yokluğundan davanın reddedilmesi gerektiğini, hasarın teminat dışı kaldığını, davacının doğru ihbar mükellefiyetini yerine getirmediğini, hasara ilişkin onarım bedelinin müvekkil şirket tarafından ödendiğini, davacının kazadan sonra aracı yürüterek zararın artmasına sebebiyet verdiğini, nakil hizmeti verilmesi için gerekli şartların somut olayda bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 19.04.2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; 31.913,12 TL tutarın %18 üzerinden KDV bedeli olan 5.774,36 TL’nin müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.
Deliller
Tarafların ticaret sicil kayıtları sorgulanarak dosya arasına alınmıştır.
—— yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
——–Şirketine yazılan müzekkere ile istenen hususlar davalı tarafça dosyaya sunulmuştur.
——-yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
——- sayılı dosyasının Uyap kayıtları dosya arasına alınmıştır.
——- ile ——heyeti kök ve ek raporları dosyaya sunulmuştur.
—— üyesi bilirkişi ile ——- bilirkişi heyet raporu dosyaya sunulmuştur.
Bilirkişi ön raporunda belirtilen hasara ilişkin renkli fotoğraflar dosyaya sunulmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:Dava, 26.12.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle davalı şirket nezdinde sigortalı bulunan——-plakalı araçta hasar olup olmadığı ve buna bağlı olarak HMK 107.maddesi uyarınca açılmış hasar, bakım, onarım, servis masraflarına yönelik maddi tazminat davası davasıdır.Dosyada, davalı tarafça rehin hakkı sahibinin muvafakatinin alınması gerektiği talep edilmiş, talep ön inceleme duruşmasında değerlendirilmiş olup, bahse konu araç üzerinde herhangi bir hak mahrumiyeti olmadığı yapılan Uyap sorgusundan anlaşıldığından davalı tarafın rehin hakkı sahibinin muvafakatinin alınması talebine dair herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Dosya, —— heyetine tevdi edilmiş; bilirkişi ön raporunda belirtilen hasara ilişkin renkli fotoğraflar davacı tarafça dosyaya sunulmuş, 20.01.2021 tarihli rapora göre, dosyadaki bilgi, belge,——, hasar dosyası ve ibraz edilen deliller ışığında, davaya konu —– plakalı aracın, davalı sigorta şirketi tarafından 12.09.2018-12.09.2019 tarihleri arasını kapsayan —–ile sigortalı olduğu, araçta meydana gelen hasar tutarının KDV dahil 127.023,21 TL olabileceği, ilgili hasar tutarından, davalı tarafından ödendiği bildirilen 31.913,12 TL’lik ödeme düşüldüğünde, davacının talep edebileceği bakiye hasar tutarının (127.023,21 TL-31.913,12 TL) 95.110,09 TL olabileceği, miktarın teminat kapsamında olduğu, sigortalının, rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği tarihten itibaren en geç beş iş günü içinde sigortacıya bildirimde bulunduğu, ancak, sigortalının “Sigortalı değilmişçesine gerekli kurtarma ve koruma önlemlerini almak ve bu amaçla sigortacı tarafından verilen talimata elinden geldiği kadar uymak, zorunlu haller dışında, rizikonun gerçekleştiği yer veya şeylerde bir değişiklik yapmamak,” kuralını ihlal ettiğinin Mahkeme tarafından kabul görmesi halinde, Kasko Sigortası Genel Şartları 3.3.3. maddesi kapsamında kusurun ağırlığına göre indirim yapılması veya kast durumunda sigortalının poliçeden doğan hakları düşeceğinden, dosyada mübrez ——raporuna istinaden yaptırılan 30.01.2019 tarihli Araştırma Raporunun değerlendirilmesinin Mahkemeye ait olduğu rapor edilmiş olup, rapaora itirazların değerlendirilmesi amacıyla dosyanın aynı bilirkişi heyetine tevdi edildiği, sunulan ilk ek rapora göre bilirkişilerin ek rapordaki görüş ve kanaatlerinin kök rapordaki ile aynı olduğu görülmüştür.
Davacı vekili tarafından ek rapora karşı sunulan beyan dilekçesi ile birlikte bir kısım itirazlar sunularak, dosyanın—– bilirkişinin bulunduğu yeni bir bilirkişi heyetine tevdi edilmesi talep edilmiş olup, dosyaya sunulan açıklamalı itirazlar doğrultusunda yeni bir heyetten rapor alınmasının uygun ve gerekli olduğuna karar verilerek, dosya ——bilirkişi ile—— bilirkişi heyetine tevdi edilmiş; 10.01.2022 tarihli rapora göre, sunulan diğer raporlarda tespit edilen hasar miktarın kadri marufun olduğu ancak yapılması istenilen iskontoya veya hurda tenzil oranı hususuna iştirak edilmediği, —— tarafından yerinde yaptırılan araştırma sonucunda hazırlanan rapordaki dava konusu trafik kazasının teknik olarak sürücü—— beyanıyla uyuşmadığı yönündeki değerlendirmeye iştirak edildiği, sürücü ve—–eşliğinde yapılan keşifte, sürücünün kaldırım üzerindeki ilk çarpma izini gösterebildiği fakat diğer izleri gösteremediği gibi bunu tespit edemediği, ayrıca sürücünün keşif esnasında aracını iki defa kaldırıma çarptığını belirttiği, fakat beyanın üç temaslı olduğunun gözlendiği, serviste yapılan kontrollerde ise, aracın ön orta kısımlarından başlayarak, arka egzoz kısmına kadar ezilme ve çizilme izleri olduğu, sürücü beyanına göre, bu kısımların da kaza esnasında hasar aldığının ifade edildiği, ancak bu izlerin oluşması için aracın çok ciddi bir biçimde hasar alması, özellikle kaldırıma çıkacağı için sağ-sol marşbiyel ve şase uç demirinin de zarar görmesi gerekeceği kanaatinin oluştuğu, dava konusu aracın şase kısmının yere yakın olduğu, kaldırma çıkması durumunda kaldırımın yüksekliği göz önüne alındığında özellikle sağ jantta daha büyük bir hasarın yanında aracın askıda kalması gerekeceği, böyle bir durumda sürücünün beyan ettiği gibi yoluna yardım olmadan devam edememesi gerekeceği, dolayısıyla serviste tespit edilen aracın alt kısımlarında oluşan hasarların, beyan edilen mevcut kaza ile bağdaşmadığı, tüm bunlara bağlı olarak aracın kaza esnasında aldığı darbe sonucu hasarlanacağı, bununla ilgili olarak dosya içerisinde ibraz edilen hasarlı haldeki aracın çekilmiş fotoğraflarının, sürücünün beyanları ile dosyada mübrez —— tarafından hazırlanan Araştırma Raporunun ve 25.02.2019 tarihli ekspertiz raporuna göre, hasar kalemlerinin kaza sonrası oluşabilecek hasarları ihtiva ettiği, parça ve işçilik tutarının 31.12.2018 tarihi itibariyle rayiç fiyatlara uygun olduğu, davalının bu bedeli ödediği, davacının kazadan sonra aracı yürüterek zararın artmasına sebebiyet verdiğinin ve nakil hizmeti verilmesi için gerekli şartların somut olayda bulunmadığı hususunun ispat edilemediği rapor edilmiştir.Davacı vekili, 19.04.2022 tarihli talep artırım dilekçesi ile, KDV hariç hesaplanan 31.913,12 TL’nin %18’lik KDV bedeli olan 5.774,36 TL’ye çıkarmıştır. Sunulan ıslah dilekçesinin incelenmesinde, netice-i talep kısmının yeterince açık olmadığı, talep edilen miktarlarının ne olduğu yönünde mahkememizde tereddüt hasıl olduğu anlaşılmakla davacı vekiline HMK madde 31 hakimin davayı aydınlatma görevi gereği, ıslah dilekçesinin netice-i talep kısmına açıklamak ve talep ettiği miktarı tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirtmek üzere 2 hafta kesin süre verildiği, davacı tarafça sunulan 16.09.2022 tarihli beyan dilekçesi ile, ödenmesi gereken tutara ayrıca KDV hesaplaması yapılması gerektiği, davalı tarafça kendilerine KDV bedeli olmaksızın ödeme yapıldığı, buna bağlı olarak talep edilen miktarın 31.913,12 TL’nin %18’lik KDV bedeli olan 5.774,36 TL olduğu yönünde beyanda bulunulmuştur.
—— karar sayılı ilamında:”Kabule göre de; davalı —— şirketi, KTK’nun 85. maddesinde düzenlenen araç işleteninin hukuki sorumluluğunu üstlenmiştir. Sigortalı aracın, 3. kişiye verdiği maddi zararı poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere karşılamakla yükümlüdür. Sigorta şirketi 3. kişinin uğradığı gerçek zarardan sorumludur. Sigortacı,—— sözleşmesinden kaynaklanan tazmin borcunu yerine getirirken gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğundan, aracın onarımı yapılsın yada yapılmasın onarıma ilişkin fatura olsun yada olmasın hasar bedeli üzerinden hesaplanan KDV’yi de (3065 sayılı KDV Kanunu uyarınca) zarar görene ödemek zorundadır. Bu nedenle mahkemece, tespit edilen zararın, KDV ilave onarıma ilişkin fatura olmadığı vs. gerekçelerle KDV hariç tazminata hükmedilmei de doğru değildir.” belirtilmiştir.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi heyet raporları, hasar tespitine ilişkin genel kural ve kaideler yönünden hükme esas alınmaya uygun, gerekçeli ve denetlenebilir bulunmakla birlikte, hasar hesabına yönelik olarak değinilen içtihat uyarınca, KDV hesabı da yapılarak hasarın belirlenmesi gerekeceğinden, yapılan hesaplamada %18 KDV bedeli de eklenerek hesaplama yapılması gerekeceği ve bu bedelin zarar olarak davacı tarafa ödenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.Her ne kadar davalı yönünden 20.03.2019 ödeme tarihi itibariyle temerrüt gerçekleşmiş ise de, davacı tarafça 13.05.2019 tarihinden itibaren temerrüt faizi işletilmesi talep edilmiş olduğundan, taleple bağlı kalınarak 13.05.2019 tarihinde temerrüdün gerçekleştiği kabul edilmiş, yine davacı tarafça —- dosyasında yapılan giderlerin, yargılama gideri olarak hesaplanması talep edilmiş ve yerleşik içtihatlar uyarınca, —– dosyasında yapılan giderlerin, esas dosyada yargılama gideri olarak hesaplanması gerektiğinden, bu giderler de yargılama giderlerinden sayılmış ve sonuç olarak, davacı vekilinin yokluklarında karar verilmesi talebine de bağlı olarak, 31.913,12 TL’nin %18’lik KDV bedeli olan 5.774,36 TL üzerinden davacının haklı davasının kabulüne, toplam 5.744,36 TL KDV bedelinin 13.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile toplam 5.744,36 TL KDV bedelinin 13.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 392,40 TL harçtan, peşin alınan 103,73 TL harç ile 100,00 TL ıslah harcının toplamı olan 203,73 TL harcın mahsubu ile bakiye 188,67 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan peşin alınan 103,73 TL harç ile 100,00 TL ıslah harcının toplamı olan 203,73 TL harç gideri, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 108,65 TL posta masrafı, 314,00 TL D.iş dosyasında yatırılan keşif harcı ve 500,00 TL D.iş dosyasında yatırılan bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.126,38 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile ——bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan—— davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, 6100 sayılı HMK 341/2 maddesi uyarınca miktar itibarıyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.