Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/55 E. 2021/398 K. 11.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/55 Esas
KARAR NO: 2021/398
DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 06/09/2019
KARAR TARİHİ: 11/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı) davasında yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait—- plaka nolu araca davalılardan—- sevk ve idaresindeki diğer davalı —- plaka nolu aracın —— tarih—— tamiri yapıldığını, ancak eşdeğerleri ile arasında değer kaybı oluştuğunu. —— gelen değer kaybına yedek karşı yan sürücünün, gerek araç sahihinin gerekse sigorta şirketinin müşterek ve müteselsil sorumluluğunun bulunduğunu, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kavdı ile müvekkilinin aracında meydana gelen değer kaybının tazmini için —– faiziyle müşterek ve müteselsilen davalılardan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava elmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı ——-vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki davanın yetkili mahkemede açılmadığını, kaza yerinin —– olduğunu, müvekkil şirketin adresinin ise—— olduğunu, huzurdaki davanın yetki nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davayı ve müvekkil şirketin sorumluluğunu kabul etmemek kaydıkla —- sayılı aracın müvekkil şirket nezdinde—-vade olmak üzere —–olduğunu, müvekkil şirketin ancak sigortalısının kazadaki kusuru oranında ve maddi zararın varlığı ispat edildiği takdirde maddi zarardan sorumlu olduğunu, kusurun tespitini takiben davadaki taleplerle ilgili sigorta konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmasını ve taleplerin ———teminatına girip girmediğinin araştırılmasının gerektiğini, davacı tarafın değer kaybı talebine ilişkin hasar dosyası açıldığını, hasar dosyasında alınan raporda tespit edilen —- değer kaybı tazminatı ———- tarihinde davacı yana ödendiğini ve müvekkil şirketin sorumluluğunu yerine getirdiğini, davacı yanın değer kaybı talebinin haksız olduğunu, yetki itirazının kabulü ile sayın mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesi ile dosyanın ——-Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini, haksız, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ——– vekilinin cevap dilekçesinde özetle; hakkında açılan davanın yerinde olmadığını, olay tarihinde kendisinin inşaatta malzeme taşıdığını, aracıyla gece inşaat alanına giriş yaptığını, aracını park ederek beklemeye başladığını, ancak orada bulunan ustaların giriş yaptığı yerden boşaltamayacağını oradan çıkmasının gerektiğini söylediklerini, karşı tarafın kullandığı araç sürücüsü kendisinin haberi olmadan karanlıkta sağ tarafına gelip kör noktaya durduğunu, ustaların söylemesi üzerine önden çıkmak için hareket ettiğini ve sağ ön tekerin biconu sağda bulunan kişinin aracın çizdiğini, burada kusurun araya mesafe koymadan aracının park eden davacıda olduğunu, davanın reddini, olayın —- olduğunu, açılan davanın —– açılması gerektiğini, bu sebeple davanın yetki yönünden reddinin gerektiğini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinden bırakılması gerektiğini talep etmiştir.
DELİLLER: ——— kapsamındaki sair tüm bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , Trafik Kasası sonucunda araçta meydana gelen değer kaybının tazimini istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve tarafların sulh olmaması nedeniyle tahkikata geçilmiştir. Tahkikat aşamasında ise deliller incelenip tartışılmış ve duruşmaya katılan davacı vekilinin son beyanları alınarak aşağıdaki sonuca gidilmiştir.
Bilindiği üzere Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmaktadır. Haksız fiilin unsurları ise eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak gösterilmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğmalı, zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ile zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir. Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur” aynı Yasa’nın 85/1. Maddesinde“bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiştir. Kaza tarihinde yürürlükte olan Karayolları —— “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden,—— motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında,bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir———- 2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir. Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi,kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim,durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir. Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91.maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere ——— yaptırma zorunluluğunu getirmiştir. Hemen belirtmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Yukarıda yapılan açıklamalar, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre somut olaya uyuşmazlığın temelinin, meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle davalı—- sigortalı ——– plakalı araca çarpması nedeniyle davacının aracında değer kaybı oluşup oluşmadığı ve miktarı üzerinde yoğunlaşmaktadır. Mahkememizce deliller toplanmış ve dosya rapor için bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi ——- tarafından hazırlanan işbu rapora göre kazada kusurun tamamen davalıların sorumluluğunda bulunan araçta olduğu, değer kaybının ——- olduğu yönünde görüş bildirilmiştir. Öncelikle olayda kusur konusu tartışmasız olup park halindeki araca arkadan çarpan —-plakalı araç tam kusurludur. Nevar ki mahkememizce değer kaybı miktarına ilişkin de benimsenen işbu raporda belirlenen değer kaybının üstünde bir rakam olan —— değer kaybı tazminatı olarak ——– tarihinde davalılardan sigorta şirketi tarafından ödenmiş ve böylece tüm davalılar yönünden zarar giderilmiş borç son bulmuştur. Binaenaleyh TMK,6 HMK,190 ,TBK-49 vd, KTK,91/1,85/1-son ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre ispat edilemeyen ve yerinde bulunmayan davanın reddine karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden aynı yasanın 326/1 maddesi gereğince davacı sorumlu tutulmuştur. Ancak arabuluculuk son oturum tutanağı içeriğine göre davalı ——— mazeretsiz olarak toplantıya katılmadığı anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-11-13 maddeleri gereğince davalılardan sigorta şirketi arabuluculuk ücretinden sorumlu tutulmuş ve lehine vekalet ücreti takdir edilmemiştir. Bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin davalı ————– alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26 ve 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Yapılan yargılama giderlerinin (arabuluculuk ücreti hariç) davacı üzerinde bırakılmasına,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59.30 TL karar ve ilam harcının başlangıçta alınan 44,40 TL peşin harçtan ve 35,10 TL ıslah harcından mahsubuyla bakiye 20,20 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine.
3-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi uyarınca AÜT uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı —— alınarak hazineye gelir kaydına,
4-)Davalı ———-tarafından yapılmış yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı ——– kendisini bir vekille temsil ettirmesine rağmen Arabuluculuk Kanununun 18/A-11-13 maddeleri gereğince lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda ——-Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı —- vekilinin, davalı — yetkilisinin ve davalı —– yokluğunda 6100 sayılı HMK.’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle kararın, miktar yönünden —– İstinaf kanun yoluna başvuru sınırının altında kaldığı anlaşılmakla, KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/06/2021