Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/549 E. 2020/86 K. 12.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/549
KARAR NO: 2020/86
DAVA : Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi
DAVA TARİHİ : 30/10/2019
KARAR TARİHİ : 12/02/2020
Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından ibraz edilen dilekçe ile ——- TL lik ödenmiş sermayesi bulunan davalı şirkette davacının —— TL lik paya sahip olduğu, davalı şirketin —————– yapıldığı, bu toplantıda davacının yazılı ve sözlü sorularına cevap alamadığı ve özel denetçi tayinine ilişkin talebinin de esas sözleşme, yasal düzenlemeler ve dürüstlük kurallarına aykırı olarak reddedildiği, davacının tutanağa muhalefet şerhinin düştüğü ileri sürülerek ———–rakamlarının doğru hesaplanmasını teminen davalı şirketin —————- yılı faaliyet yılı ————tutarlarının tespiti amacıyla TTK. madde——— düzenlemesi doğrultusunda alanında deneyimli bağımsız bir denetim firmasına denetim yaptırılması yönünden özel denetçi tayin edilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davacı vekili duruşmada da dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı vekili tarafından ibraz edilen ve duruşmada da tekrar edilen cevap dilekçesinde ileri sürülen iddia ve taleplerin açıkça temelden yoksun olduğu, talebe konu tüm konuların esasen ————– üzerine yapılan özel denetim ile açıklığa kavuştuğu, davacının bu dava ile elde etmek istediği menfaati zaten temin etmiş olduğu ayrıca ileri sürülen hususların ————– Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ———— Esas sayılı dosyası üzerinden işlem gören sorumluluk davasında da konu yapıldığı ve aynı hususların sorumluluk davasında incelenecek olması nedeni ile özel denetçi davasına konu edilmesinde hukuki yarar olmadığı, dava şartlarının davanın derdest olduğu müddetçe taşınması gerektiği halde TTK. Madde 439/1 düzenlemesinde ön görülen şartların varlığının ve devamının davacı tarafça belgelenip ispatlanmadığı, buna bağlı olarak aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı savunularak davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.
Ticaret sicil kayıtları, davaya konu olan ———- tutanağı, hazirun cetveli,———- Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ————- Esas sayılı dosyasının gerekli kısımlarının örneği temin edilerek deliller toplanmıştır.
Davalı şirketin adresinin—————-adresi olduğu ve TTK Madde 439 düzenlemesine göre Mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu talebin reddedildiği ———-ve dava tarihinin ———– olması nedeni ile davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu belirlenmiştir.
——— yazılan müzekkereye verilen ———- tarihli cevabı yazıda davacı …’ın davalı şirkete hisse senedi kaydına rastlanılmadığı belirtilmiştir.
———— göre davalı şirketin sermayesinin ———– TL olduğu ve halka açık şirket yönünden TTK. Madde 439 düzenlemesinde ön görülen ———— paya karşılık gelen miktarın ————-TL olduğu belirlenmiştir.
Davacının pay sahibi olup olmaması ve pay miktarı ile bunun husumet ehliyetine etkisi ile ilgili hususların değerlendirildiği ve taraf vekillerinin bu konudaki beyanlarının yer aldığı ———tarihli duruşma tutanağı:
” Davacı Vekili ———- duruşmaya katıldı., Başka gelen yok. Belli yerde açık yargılamaya başlandı.
Emsal olarak bildirilen ————– Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ———— Esas sayılı dosyasına yazılan müzekkereye cevap verilmediği, diğer ara kararların yerine geldiği, davalı vekilinin talebine bağlı olarak ————— kayıt kuruluşuna yazılan müzekkereye cevap verildiği, söz konusu ————– tarihli cevabı yazıda davacının davalı şirket hisse kaydına rastlanmadığına yönelik bilgi verildiği anlaşıldı.
Davacı vekili tarafından ——– tarihli dilekçe ibraz edildiği ve bu dilekçede söz konusu ———— tarihli cevabı yazı yönünden de beyanlarda bulunulduğu anlaşıldı.
Davacı vekilinden soruldu: Zapta geçen dilekçemizi ve önceki beyanlarımızı tekrar ederiz. Söz konusu dilekçemizde açıkladığımız gibi dava tarihindeki şartlar geçerli olmakla birlikte yine dilekçemizde açıkladığımız gibi pay miktarları borsada yapılan alım satımlarla sürekli değişmektedir. Zapta geçen dilekçemizi ibraz tarihine göre ekinde sunduğumuz belgede anlaşıldığı gibi müvekkilimin davalı şirket gibi toplam hissesi 4.150 olmakla birlikte belirttiğimiz gibi dava tarihindeki ve birmilyonun üzerinde olan hissenin esas alınması gerekmektedir. Bu davadan önce bize sorduğunuz şekilde bilgi edinme hakkı yönünden herhangi bir prosedür işletilmemiş ise de zapta geçen dilekçemizde açıkladığımız gibi biz doğrudan doğruya ————–sorularınıza cevap verilmemesine bağlı olarak ve TTK 439.madde doğrultusunda doğrudan özel denetçi atanması talebimiz —– reddedildiği için doğrudan bu davayı açtık dedi.
Davalı vekilinden soruldu: MKK’nın cevabına göre davacı pay sahibi değildir, duruşmadan 2 gün önce ibraz edilen zapta geçen dilekçe ekinde sunulan belgeye göre de davacının payı bir milyonun altındadır. TTKmadde 439 uyarınca özel dava şartının dava boyunca gözetilmesi gerekir, önceki beyanlarımızı tekrar ederiz. Davacının aktif husumet ehliyeti yoktur dedi.
Davacı vekilinden soruldu: Zapta geçen emsal dosya yönünden yazılan müzekkere cevabının beklenip beklenmemesinin takdirini mahkemeye bırakıyoruz ancak bize göre zaten emsal değildir, koşulları farklıdır dedi.
Davalı vekilinden soruldu: Zapta geçen emsal dosya yönünden yazılan müzekkere cevabının beklenip beklenmemesinin takdirini mahkemeye bırakıyoruz dedi. ”
şeklinde olup gerekli kısımlar yukarıya aynen aktarılmıştır.
Dava ile ilgili 6102 sayılı TTK’nın ilgili maddeleri:
” Madde 438- (1) Her pay sahibi, pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile ——isteyebilir.
(2) ———-istemi onaylarsa, şirket veya her bir pay sahibi otuz gün içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bir özel denetçi atanmasını isteyebilir.
Madde 439- (1) ——— özel denetim istemini reddetmesi hâlinde, sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibarî değeri toplamı en az birmilyon Türk Lirası olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atamasını isteyebilir.
(2) Dilekçe sahiplerinin, kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını, ikna edici bir şekilde ortaya koymaları hâlinde özel denetçi atanır.
Madde 440- (1) Mahkeme, şirketi ve istem sahiplerini dinledikten sonra kararını verir.
(2) Mahkeme istemi yerinde görürse, istem çerçevesinde inceleme konusunu belirleyerek bir veya birden fazla bağımsız uzmanı görevlendirir. Mahkemenin kararı kesindir. ”
şeklinde düzenlemeler içermektedir.
Yukarıya aynen alınan yasal düzenlemeye göre dava tarihi itibari ile itibari değeri toplamın——- üzerinde —- paya sahip olan davacının bu şartı dava tarihi itibari ile taşımakla birlikte davadan sonraki süreçte pay devri nedeni ile ve merkezi kayıt kuruluşunun ———— cevabi yazı tarihi itibari ile payının kalmadığı, son duruşmada davacı vekilinin beyanına göre son duruşma tarihi itibariyle davacının davalı şirketteki toplam hissesinin —- olduğu ve buna göre payın————— nin altında kaldığı, söz konusu payın davalı şirketin sermayesinin ——— payın da çok altında kaldığı, pay sahipliğine yönelik dava şartının dava tarihi itibari ile mevcut olmakla birlikte sonrası süreçte korunamadığı belirlenmiştir.
Davacı vekilinin son duruşmadaki imzalı beyanına ve dosya kapsamına göre davacının öncesinde bilgi edinme hakkı yönünden herhangi bir prosedür işletmediği belirlenmiş olup bu konuda ve davadan sonra dava şartına yeter pay miktarının olmadığı konusunda esasen taraflar arasında ihtilaf da bulunmamaktadır. İhtilaf dava şartının varlığının yargılama boyunca aranıp aranmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Her ne kadar davanın niteliği gereği öncesinde bilgi edinme hakkının kullanılmış olması da dava şartı olarak düşünülmüş ise de pay miktarına yönelik dava şartı husumet ehliyetine ilişkin olduğu için öncelikle pay miktarı yönünden yapılan irdelemede dava şartının yargılama boyunca korunması gerektiği, her davanın dava tarihindeki şartlara göre değerlendirilmesine yönelik prensibin dava şartı engeline takılmayan davanın nihai kararının ve ayrıca yargılama gideri sorumluluğunun şekillenmesinde geçerli olup dava şartının her aşamada gözetilmesi gereğini etkilemediği sonucuna varılmış ise de ————— bu görüşe iştirak etmemiştir.
Sonuç olarak davacının TTK Madde —-düzenlemesinde ön görülen ve dava şartı niteliğinde olan pay miktarını yargılama boyunca koruması gerektiği halde koruyamadığı ve davanın aktif husumet ehliyeti yokluğuna bağlı olarak usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varıldığından diğer dava şartları bilgi edinme hakkının kullanılmış olması ile sorumluluk davası nedeni ile hukuki yarar bulunup bulunulmadığı yönündeki dava şartları bakımından irdeleme yapılmasına gerek görülmeyerek diğer dava şartlarına öncelikli olan aktif husumet ehliyeti yokluğuna bağlı olarak oy çokluğu ile davanın usulden reddine ilişkin olmak üzere aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın aktif husumet ehliyeti yokluğuna bağlı olarak dava şartı eksikliğinden ve usulden reddine,
2-Maktu karar harcında peşin harcın mahsubu ile eksik 10 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan harç ve giderin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekilleri için tarife gereğince belirlenen 3.400 TL maktu avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından masraf yapılmadığından bu konuda başkaca bir karar oluşturulmasına yer olmadığına,
6-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda ————karşı oyu ve oy çokluğu ile yasa gereği kesin olarak verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 12/02/2020