Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/548 E. 2022/54 K. 24.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/548 Esas
KARAR NO : 2022/54

DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
DAVA TARİHİ : 30/10/2019
KARAR TARİHİ : 24/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Zayi Belgesi Verilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı dava dilekçesinde özetle; 25.10.2019 tarihinde müvekkil bankanın ——— düzenlemesi yapılırken 2019 yılı içerisinde zaman zaman yoğun şekilde yağan yağmur sonucu bazı evrakların zayi olduğundan TKK madde 82, (7) numaralı fıkra uyarınca mahkemeden davacı tarafa fatura ve sair belgelerin zayi olduğuna zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER: ———— listesinin olduğu tutanaklar, Keşif, Bilirkişi Raporları, dosya kapsamındaki sair tüm bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6102 sayılı TTK’nin 82/7 maddesi gereğince zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nin 382 vd. maddeleri gereği zayi belgesi verilmesi talebi çekişmesiz yargı işi olup, TTK’nin 82. maddesi uyarınca işbu talep ticari işletmenin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden istenebileceğinden Mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Davacının bildirmiş olduğu tanıklar dinlenilmiş, keşif yapılmış ve bilirkişi raporu alınmıştır.
Davacı tanığı ….——- duruşmadaki beyanında; 25/10/2019 tarihli tutanak altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, — yetkilisi olarak görev yaptığını, Şirketin ——- yağan yağmur suları nedeniyle evrakların ıslandığını farkettiklerini, okunamaz olduğunu tespit ettiklerini, bu amaçla tutanak tuttuklarını, bu evraklar tutanakta da belirtildiği üzere—– —- evraklarının da ıslandığını farkettiklerini, buna ilişkin resimler çektiklerini, evrakların şu anda okunamadığını, binanın duvarından su alarak evraklara gelmiş ve gelen evraklar da ıslandığını,— ile bu yeri ortak kullanmadıklarını, ayrı ——— olduğunu, bu şekilde kiralayarak kullandıklarını,—- içerisinde ödenmiş müşteri çekleri —- bulunmakta olduğunu, bunlardan da ıslanan ve kullanılamayan evrak olmuş olabileceğini, ancak kredi ve mevduat sözleşmlerini ayrı bir klasörde topladığımız için bildiğimiz kadarıyla ıslanan evraklarda bunların olmadığını, Zaten tuttuğumuz tutanakta hangi evrakların zayi olduğunu belirttiklerini, Mahkemeye sunulan ————— bulunmakta olduğunu beyan etmiştir. -.——- tarihli duruşmadaki beyanında; 25/10/2019 tarihli tutanak altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, —-olarak görev yaptığın—- olarak kullandıkları yer ——– kiralayıp kullandığımız yer olduğunu, Günlük evrak diye ifade ettiğimiz fiş, dekont ve sair evrakı arşive kendi şubemizde biriktirip haftalık veya belirli günlerde bu —— yeri —–olması nedeniyle zaman —— yağdığı dönemde de kontrol amaçlı baktıkları olduğunu, olay günü de tutanakta bahsettiğimiz evrakların durduğu yakın rafın arka duvarından su alığını farkettiklerini ve evrakları oradan çıkardıklarını, ancak tutanaktaki bahsettiğimz evraklar ıslandığını ve kullanılamaz hale geldiğini, bu nedenle tutanak tutup işlem başlattıklarını, okunabilen evrakları halen kullanmakta olduklarını, ancak okunamayan evraklarla ilgili bahsettiği tutanak tutulduğunu, bu yeri sadece kendilerinin kullandığını, ancak—- kullanmadığını bildiklerini, O bina —- kendi binası olduğu için——-başka yerde olduğunu, ayrıca bu arşive ödenmiş müşteri çekleri kredi sözleşmeleri mevduat hesap sözleşmeleri gibi kıymetli evrakları da koyduklarını ancak kullanılamayan evraklar içerisinde bunların olmadığını bildiğini beyan etmiştir.
Davacı tanığı ..— tarihli keşifteki beyanında; —- beri görev yaptığını, keşfe gelinen binayı daha önce bankalarının ——– kullandığını,——- ayrıldıklarını ancak bodrum kattaki yeri ——- devam ettiklerini, burayı evrakların arşivi olarak kullanmakta olduklarını, halen dahi evraklarının burada olduğunu, 2019 yılında yoğun yağış nedeniyle arşivimizin bir kısmı su basması nedeniyle zarar gördüğünü, hangi ay olduğunu hatırlamadığını, bu olay nedeniyle geldiklerinde bir kısım evrakların hasar gördüğünü tespit ettiklerini, halen dahi evrakların hasarların zayi olduğu görüldüğünü, burada günlük evrak dediğimiz para yatırma —– evraklarının ve sair evraklarının bulunduğunu, ticari defterler kayıtlar kredi sözleşmeleri gibi evraklar burada yer almadığını, daha önce bu çapta bir su basma olayı yaşanmadığını beyan etmiştir.
Mali Müşavir Bilirkişi — ile Jeoloji Mühendisi Bilirkişi—- raporunda özetle; Davacı tarafından günlük evraklar, şubede düzenlenen Tahsil (vadesiz/vadeli hesaba para yatırma, kurumsal tahsilat), Tediye (vadesiz/vadeli hesaptan para çekme / Merkezi ödeme işlemleri), Havale gönderme/ödeme, EFT gönderme / ödeme ve Vergi Tahsilat fişleri ile — sözleşmeleri, kredi kartlı taksit avans ödemeleri, kredi kullandırım fişleri, kiralık kasa ziyaret formları, kredi kullandırım talimatları,— ödeme ve gönderim formları ile fişleri, Ödenmiş takas çeklerini kapsadığı, kullanılamaz ve okunamaz hale geldiğinin belirtildiği, Keşif yerinde yapılan incelemede zayi olduğu belirtilen evrakların okunamadığı, klasörler ıslandığı için evrakların üzerindeki yazıların silindiği, klasörlerin içindeki evrakların birbirine yapıştığı, Zayi olduğu belirtilen belgelerle ilgili olarak 25.10.2019 tarihind–görevli personeller —– dava dosyasına sunmuş olduğu kira sözleşmesine göre, kiralanan yerin banka deposu olarak kullanılacağı, ilgili deponun — bulunduğu, kiralanan yerin– olarak belirtildiği, büyüklüğünün——– kiralanan yerin tapudaki kayıtlı niteliğinin ——- olarak geçtiği, kiraya verenin — olduğu, banka deposunun aylık kirasının net 1.000 TL, kira süresinin 10 yıl ve kira başlangıç tarihinin 15.06.2016 olduğu, Kira sözleşmesini —– kiracı olarak …— imzaladığı,— katında ve bodrum katın tavan ve duvarlarında yapılan incelemeler neticesinde; binanın— oluştuğu, bodrum katın bulunduğu alan, inşaat yapım aşamasında kazı yapılarak oluşturulmuş, yani zemin katın altına inşa edildiği, ayrıca bodrum kat, daha üstte bulunan katlara göre daha fazla alana sahip olduğu, bu durumda, bodrum katın tavan bölümünün, binayı çevreleyen kısımları, ana binaya göre açıkta kaldığı, taşınmazın bulunduğu alanın—- meydana geldiği, bu yumuşak toprağın özelikleri yağışlı mevsimlerde bünyelerine —- özeliklerini gösterdiği, ayrıca bodrum katın bina altı tarafında bulunan tavan kısmı ve açıkta kalan diğer tavan kısımları da su geçirgenliği açısından,— yapılmadığı, keşif esnasında bodrum katta bulunan ve üzerinde dava konusu evrakların bulunduğu rafların üstünde tavandan sızacak olan suyun içine akması için kovalar bırakıldığı, öte taraftan bodrum katın yan duvarları yukarıda bahsi geçen —- birimi ile—- daha sonraki süreçte yumuşak toprak birimi bünyesine su alarak şişmekte, belli bir süreden sonra bodrum katın duvarlarından içeriye doğru su sızması şeklinde kendini gösterdiği, durum böyle olunca tavandan ve duvarlardan bodrum kattan içeriye doğru su sızdığının anlaşıldığı beyan ve rapor edilmiştir.
TTK’nin 82. maddesinde belgelerin saklanması ve saklama süresi başlığı altında düzenleme yapılmış bu kapsamda her tacirin ticari defterlerini sınıflandırılmış şekilde saklamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. TTK’nin 64/3 maddesinde yevmiye defteri, defteri kebir defteri ve envanter ticari defterlerinin ticari defter olarak tanımlanmıştır. TTK’nin 82. maddesinin 7. fıkrasında defter ve belgelerin bir afet veya hırsızlık sebebiyle kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün gün içinde ticari işletmenin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilmektedir. TTK’nin 18/3 maddesine göre ise her tacirin, ticarethanesine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekmektedir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında toplanan delillerden davacının dava dilekçesine ekindeki belgelere ve tüm dosya kapsamına göre, davacı — ait yukarıda belirtilen ticari defter ve kayıtlara ilişkin zayi belgesi verilmesi talep edilmiş ise de; dava konusu defter ve kayıtların bulunduğu yerin binanın —-katı olduğu, bilirkişi raporunda da tespit yapıldığı üzere “bodrum katın bulunduğu alan, inşaat yapım aşamasında kazı yapılarak oluşturulmuş, yani zemin katın altına inşa edildiği, ayrıca bodrum kat, daha üstte bulunan katlara göre daha fazla alana sahip olduğu, bu durumda, bodrum katın tavan bölümünün, binayı çevreleyen kısımları, ana binaya göre açıkta kaldığı, taşınmazın bulunduğu alanın zemini kumtaşı, çamurtaşı ve kireçtaşı olan yumuşak toprak biriminden meydana geldiği, bu yumuşak toprağın özelikleri yağışlı mevsimlerde —-özeliklerini gösterdiği, ayrıca bodrum katın bina altı tarafında bulunan tavan kısmı ve açıkta kalan diğer tavan kısımları da su geçirgenliği açısından, izolasyon yapılmadığı”, keşif esnasında da keşif heyeti olarak da dava konusu evrakların halen dahi bahse konu bodrum katında durmaya devam ettiği gibi hasar uğramayan evrakların da aynı yerde saklanmaya devam edildiği, davacı tarafından evrakların hasar uğramasını önlemek açısından üzerilerine—– yeniden oluşabilecek bir su baskınına karşı dahi davacının önlem almadığı, dolayısıyla su basması neticesinde dava konusu evrakların hasar uğramasından davacının sorumlu olduğu, davacının basiretli bir tacirden beklendiği şekilde evrakların su almasını ve zarara uğramasını önleyecek yeteri kadar önlem almadığı kanaatine varılmıştır. Yine dosya içerisinde dinlenen davacı tanıklarının beyanları ve dosyaya ibraz edilen bilgi belgelerden davacının dava konusu defter ve belgelerin zarara uğramasını önleyici herhangi bir önlem aldığı hususu ispat edilememiştir. Bu nedenlerle dosya kapsamına göre davanın aydınlandığı anlaşılmakla başkaca araştırma yapılmasına ve delil toplanmasına gerek görülmemiştir. Kaldı ki, zayi nedeniyle ticari defter ve belgelerin iptal edilebilmesi için yaklaşık ispat yeterli olmayıp tam ispat aranmaktadır. Binaenaleyh, TTK’nin 82/7. fıkrasına dayanmayan ve bu kapsamda yerinde bulunmayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın REDDİNE,
2-) Yapılan yargılama giderlerinin davanın mahiyetine göre davacı üzerinde bırakılmasına,
3-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcın peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 36,30 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-) 6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine, bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.