Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/542 E. 2021/869 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/542 Esas
KARAR NO: 2021/869
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 30/10/2019
KARAR TARİHİ: 23/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında hizmet sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşmeye göre, davalı şirkette istihdam edilecek elemanların pozisyon seçimi yerleştirilmesi konusunda danışmanlık hizmeti verileceğini, bu kapsamda müvekkili şirketin sözleşme çerçevesinde—– bedeline hak kazandığını, zira adayın işe başladığı gün faturanın davalıya gönderildiğini, — ———–maddesine göre, hizmet bedelinin işe başlayan adayın yıllık brüt ücretinin —-üzerinden hesaplanarak — taksitte ödeneceğini, ayrıca gecikme halinde aylık — —-gecikme faizi işletileceğini, buna karşın davalının faturaların ödemesini, süresi içinde gerçekleştirmediğini, bunun üzerine davalı aleyhine —– sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı nedeniyle takibin durduğunu, bu nedenlerle davanın kabulüne, davalı itirazının iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının taahhüt ettiği/talep edildiği biçimde hizmet vermediğinden, hizmet bedeline hak kazanmadığını, davacı yanın sözleşme şartlarına uygun nitelikte aday temin edemediğini, zira davacı vasıtası ile işe yerleşen bir adayın bulunmadığını, bununla birlikte davacının düzenlediği faturaların muhteviyatının kabul edilmeyerek iade faturaları düzenlendiğini, bu nedenle davacının faturaya dayalı alacak talebinde bulunamayacağını, bu nedenlerle davanın reddine, davacı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller
Tarafların——– kayıtları dosya arasına alınmıştır.
——-sayılı icra dosyası dosya arasına alınmıştır.
—- yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
—– yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
Mali müşavir bilirkişi ile sözleşme yorum denetim uzmanı bilirkişi heyet raporu dosyaya sunulmuştur.
Mahkememizce bildirilen tanıklar dinlenmiş olup;
Davacı tanığı —- beyanında; “Ben yaklaşık —— yıldır davacı şirkette çalışıyorum, şuan genel müdür olarak görev yapmaktayım, davaya konu edilen hukuki ilişkinin olduğu dönemde ben davalı firmaya hizmet veren davacı — bünyesinde bulunan —– firmanın çalışma usulünden kısaca bahsetmek gerekirse biz davalı tarafa personel temini hizmeti veriyoruz, öncelikle sözleşme uyarınca çalışmaya başlamadan toplam hizmet bedelinin —- kadar ön ödeme bedeli talep ederiz, ardından sözleşmeye uygun bulduğumuz adayları liste halinde gönderir ve kısa liste bedeli olarak yine —– ödeme talep ederiz, tüm bu kapsamda kaşı tarafa liste gönderilmesine ve belirlenen adaylarla görüşme yapılmasına rağmen tarafımıza her iki ödeme de yapılmamıştır ve liste dışında başka bir aday ile görüşülmüştür, çalışma usulümüze göre şayet belirlediğimiz adaylardan hiçbiri ile çalışılmak istenmez ise biz sadece hizmet alacağımız olan ——— miktarı alırız, geri kalan —- talep etmeyiz, ayrıca hatırladığım kadarı ile ödemelerin gecikmesi halinde — —gecikme faizi uygulanması kararlaştırılmış olup şimdiye kadar bu faizi işlettiğimizi hatırlamıyorum dedi. Davalı vekilinin sorusu üzerine sorulduğunda ;Hazırladığımız kısa listeler genel olarak — kişiden oluşmakta olup bizim davalı şirkete gönderdiğimiz liste hatırladığım kadarı ile —- görüşme yapmıştı, yalnız bu kişilerin isimlerini hatırlayamıyorum, ben bu —- kişinin ileri düzey —–bilip bilmediği hakkında net bir bilgiye sahip değilim, davalı tarafça bunun talep edilip edilmediği hakkında da net bir bilgiye sahip değilim, ancak bu hususta davalı şirketle yazışmalar bulunmaktadır, davalı şirket ile bu surecte görüşmeleri davacı adına —- yapmıştı, kendisi şirketin danışmanı idi ancak şuanda davacı şirket ile çalışmamaktadır, Bilgim görgüm bundan ibarettir. Tanıklık ücreti talebim yoktur.” demiştir.
Davalı tanığı —-seneleri arasında —- üyesi yapmaktaydım, davacı şirket ile benim çalıştığım şirket arasında istihdam hizmeti ilişkisi kurulmuştu, o dönemde biz davalı şirket için ileri düzey —- bilen ve sektörde tecrübesi bulunan iş geliştirme müdürü bulunması için sözleşme yapmıştık, bu sözleşmeye ilişkin ödeme üçe bölünmüştü, ilki avans ödemesi ki bu ödemeyi peşin olarak yapmıştık, ikincisi mülakata seçilen adaylar gönderildikten sonra yapılacak ödemeydi, üçüncü ödeme ise kişi işe alındıktan sonra yapılacak bir ödeme idi. Biz ikinci ve ücüncü ödemeleri yapmadık, gönderilen faturaları iade ettik, bunun sebebi de bize mülakata gönderilen kişilerin vasıf olarak yeterli olmamalarıydı, taraflar arasında kararlaştırılan sözleşmeye uygun kişilerin gelmemesi idi, biz davacı tarafın mülakata gönderdiği kişileri yeterli bulmayınca başka bir kişi ile görüştük ve onu işe aldık, ayrıca belirtmek isterim ki biz davacı firmadan özellikle tersanelerle görüşülerek kalifiye kişilerin temin edilmesini talep etmemize rağmen yanlızca —– internet firması üzerinden araştırılarak ve mail yolu ile bilgilendirilerek tarafımıza mülakat için kişilerin gönderildiğini öğrendik, bana sormuş olduğunuz şayet taraflar arasında mülakata gelen kişilerden hiçbiri ile anlaşma sağlanamaz ise davacı firmaya yüzde olarak şu kadar miktar ödeyeceğiz şeklinde herhangi bir anlaşmamız olmamıştır, taraflar arasındaki sözleşmeye ilişkin herhangi bir cezai şart bedeli bildiğim kadarıyla ön görülmemiştir, hatırladığım kadarıyla davacı taraf bize —– bir aday listesi göndermişti, biz bunların ikisiyle görüşme yaptıktan sonra aradığımız kriterlere uygun olmadığı için davacı tarafa bildirimde bulunduk, görüştüğümüz iki kişinin ileri düzey ingilizcesi ve mesleki anlamda tecrübesi bulunmuyordu, diğer kişilerin de cvlerinde mesleki tecrübeleri azdı, ileri düzey ingilizce konusunda ise herhangi bir şey yazmıyordu ancak bu meslekte tecrübe, yurtdışına gidiş geliş sayısının fazlalılığı, yapılan proje sayısına bağlı olarak ingilizce düzeyi gelişebileceğinden ve bu kişilerin yeterli mesleki tecrübesi de bulunmadığından listedeki diğer kişilerin ileri düzey —– olmadıkları sonucuna vakıf olduk, bilgim görgüm bundan ibarettir. Tanıklık ücreti talebim yoktur.” demiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. Maddesine göre açılmış itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce dava dilekçesi, cevap dilekçesi, —— takip sayılı dosyası, taraflarca dosyaya sunulan deliller, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre, taraflar arasında ticari hizmet sözleşmesinden kaynaklanan ticari ilişki mevcut olduğu, davacı tarafça alacağına ilişkin —– sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı, davalı tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya, defter inceleme günü belirlenerek ve gerekli ihtaratlar yapılarak mali müşavir bilirkişi ile sözleşme yorum denetim uzmanı bilirkişi heyetine tevdi edilmiş; defter inceleme gün ve saatinde tarafların ticari defterlerini hazır bulundurduğu, davalı tarafın yalnızca envanter defterini ibraz etmediği, —- tarihli bilirkişi raporuna göre dosyadaki bilgi, belge, sözleşme ve ibraz edilen ticari defterler ışığında, tarafların ticari defter ve kayıtlarının kendilerine adına delil teşkil ettiği, davacı yanın ticari defterlerinde, davalı yandan —- alacaklı göründüğü, davalı yanın ticari defterlerinde, davacı yana ait herhangi bir hesap hareketine rastlanmadığı, dolayısı ile davalının kendi ticari defterlerinde davacı yana kaydi olarak borcunun görünmediği, taraflar arasındaki sözleşmenin simsarlık sözleşmesi, davacı özel istihdam bürosunun simsar, davalı şirketin ise iş sahibi sıfatını haiz olduğu, sözleşmede ön ödeme ve liste sunulması akabinde yapılacak ödemenin hesaplanması için, asıl sözleşme yapılacak kişinin brüt ücretinin esas alındığı, fakat sözleşmede, asıl sözleşme kurulacak kişinin tavan brüt ücretine yer verilmediği, —- paragrafında yıllık brüt ücretin, tahmini sözleşme kurulan kişinin ücreti olarak kabul edildiği, taraflar arasındaki yazışmalarda da aylık ücret sınırının —- olarak belirlendiği görülmekteyse de, bu ücretin net mi yoksa brüt mü tayin edildiğine dair taraflar arasında bir mutabakat olmadığı, sözleşmede ve dosya içindeki belgelerde tavan brüt ücretin kati tespit edilemediği için, alacakların terditli olarak hesap edildiği, olaya bakıldığında, iş ağları, tecübe ya da —– seviyeleri sebebiyle davalı iş sahibi tarafından adayların tamamen kriterleri karşılamadığı gerekçesiyle işe alınmasalar da, davacı simsarın, —– geliştirme bölümlerinde çalışmış–, hangi seviyede olduğu binmemekle beraber —- bilen en az —- adayı liste olarak davalıya gönderdiği, bu bakımdan da davacının kısa listenin sunulmasıyla beraber ödenecek ücrete hak kazanacağı, — numaralı faturadan kaynaklanan alacak bakımından, —- yılında —-, — bilen, iş geliştirme bölümünde aylık brüt —- ücretle çalışan bulunabilmesi halinde, davacının davalıdan ön ödeme bedeli olarak —- alacaklı olacağı, aylık brüt —– ücretle çalışan bulunamaması halinde, davacının davalıdan ön ödeme bedeli olarak —- numaralı faturadan kaynaklanan alacak bakımından, —— bölümünde aylık brüt —- ücretle çalışan bulunabilmesi halinde, davacının davalıdan ön ödeme bedeli olarak — alacaklı olacağı, aylık brüt — ücretle çalışan bulunamaması halinde, davacının davalıdan ön ödeme bedeli olarak —- alacaklı olacağı, taraflar arasındaki sözleşmede her iki alacak kaleminin faturanın düzenlenmesinden —- gün sonra muaccel olacağının kararlaştırıldığı, fakat dosya içerisinde faturaların davalıya ulaştırıldığına dair bir tebliğe rastlanılmadığı, Türk Ticaret Kanunu’nun 1530. maddesine binaen de, faturaya konu hizmetlerden liste sunma hizmetinin hangi tarihte sunulduğunun kati olarak belli olmadığı, bütün bu sebeplerle davalının takip tarihi itibarıyla temerrüde düştüğünden faiz alacağına ilişkin ayrıca bir hesaplama yapılmadığı rapor edilmiş olup, bilirkişi raporunun bu yönleriyle denetime elverişli, gerekçeli ve hükme esas alınabilir nitelikte olması sebebiyle ek rapor alınması cihetine gidilmeyerek, her ne kadar davacı tarafça — net ücret üzerinden ikinci seçenek olan —- hesaba itibar edilmesi talep edilmiş ise de, taraflar arasında akdedilen —– üzerinden hesaplanacağı kararlaştırıldığından, raporda ilk seçenek olarak belirtilen —-seçeneğine göre her bir fatura yönünden davalının davacı tarafa —- borcu olduğu tespit edilmiş, 3095 sayılı yasaya göre tarafların ticari şirket olması sebebiyle ticari faiz talep edilebilmesinin mümkün olduğu ancak davacı tarafça —- yasal faiz talebinde bulunulduğu anlaşılmakla taleple bağlılık ilkesi uyarınca yasal faize hükmedilmesi gerektiği, yine her ne kadar icra takibi, fatura alacağı ve işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam —–üzerinden yapılmış ise de, tespit edilen fatura alacağının — olduğu, davalının dava öncesinde temerrüde düşmediği ve takip ile birlikte temerrüdün gerçekleşmesi sebebiyle işlemiş faize hükmedilemeyeceğinin tespitiyle beraber davanın kısmen kabulü ile —– üzerinden takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan davacı tarafça davalıdan icra inkar tazminat talebinde bulunulmuş olup — asıl alacağın likid olması karşısında 2004 sayılı İİK’da yer alan İcra İnkar Tazminatının yasal koşulları oluştuğundan talebin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
2-Davalının —- dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE, asıl alacak — asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık—– oranında yasal faiz uygulanmasına,
3-İİK 67/2. maddesi gereğince 9.515,52 TL asıl alacak üzerinden %20 oranında belirlenen 1.903,10 TL icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 650,00 TL harçtan peşin alınan 302,67 TL harcın mahsubu ile bakiye 347,33 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 302,67 TL harç gideri, 1.700,00 TL bilirkişi ücreti ve 146,75 TL posta masrafı olmak üzere toplam 2.149,42 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmı dikkate alınarak 1.160,69 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul edilen kısmı dikkate alınarak 712,80 TL’sinin davalıdan tahsili ile; 607,20 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-Davalı tarafından yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde —— Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/11/2021