Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/525 E. 2021/968 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/525 Esas
KARAR NO: 2021/968
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/10/2019
KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Takip konusu cari hesap ekstresi ve dayanağı faturaların, taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden davalı borçlu şirkete satılıp teslim edilen emtialara ilişkin olarak düzenlendiğini, davalı tarafın icra takibinden sonra borcun — kısmını ödediğini, faturaların davalı şirkete tebliğ edildiğini, davalının itirazının bulunmadığını, — cari hesap bakiye alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptaline, takibin devamına, takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP : 6100 Sayılı HMK’nın 126-131 maddeleri kapsamında cevap dilekçesi verilmemiştir. Davalı şirket temsilcisi duruşmalara katılmamış, şirket kendisini vekille temsil de ettirmemiştir.
DELİLLER: —— dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , 2004 Sayılı İİK’nın 67.maddesi gereince İtirazın İptali ve tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete rağmen davacı vekilinin sulh olmak istemediklerine yönelik beyanı üzerine tahkikata geçilerek deliller toplanmış ,tahkikat işlemleri ve incelemeleri yerine getirilmiş ve karar duruşmasına katılan davacı vekilinin son sözleri dinlenip zapta geçirilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya esas —- dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu, dava değerinin ise icra dosyasındaki alacağın bir kısmına ilişkin olduğu görülmüştür.
Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesinde; —-Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.—- Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —-yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.—- Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır.
Yapılan açıklamalar, anılan yasal düzenlemeler, toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda somut olaya bakıldığında evvelin,—-dosyasından davalı-borçlu hakkında satış sözleşmesi ilişkin faturalara dayalı olarak icra takibi başlatıldığı ,icra takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce açılan dava üzerine taraf teşkili sağlanarak işin esasının incelenmesine geçilmiş, davalı şirket davaya cevap vermediğinden iddianın inkar edildiği kabul edilerek davacı tarafından gösterilen ve resen toplanması gereken deliller toplanmış ve inceleme gün ve saati belirlenerek davalı şirkete de ihtaratlı davetiye gönderilerek tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi —– tarafından sadece davacı ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan raporda özetle; davacının incelenen —– yıllarına ticari defterlenin —- göre usulüne uygun olarak tutulduğunu ve sahibi lehine delil vasfı taşıdığı, davalının tebligata rağmen ticari defterlerini incelemeye sunmadığı, taraflar arasında ticari ve akdi ilişki bulunduğu, davacının düzenlemiş olduğu faturalara konu malın teslimini sevk irsaliyeleri ile ispatladığı, borcun ödendiğine ilişkin belge bulunmadığı, davacının takip tarihi itibariyle — alacaklı olduğu, takipten sonra davalı firmanın — ödeme yaptığı ve böylece davacının dava tarihinde —- alacaklı olduğu yönünde yönünde tespit ve görüşlerini içerir rapor verilmiştir. Bilirkişi raporu davacı vekiline ve davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde taraflarca rapora karşı bir itiraz öne sürülmemiştir. Mahkememizce yapılan değerlendirmede davalı tarafın icra dosyasına genel ve soyut bir itirazda bulunduğu, taraflar arasındaki ticari ve akdi ilişkiyi inkar etmediği, faturalara ve sevk irsaliyelerine ilişkin hiçbir açıklama getirmediği ve özellikle ihtarlı davetiyeye rağmen ticari defterlerini ibrazdan kaçındığı anlaşılmakla, davacı ticari defterlerinde kayıtlı olan faturalara ve cari/açık hesap ilişkisine bağlı alacağın sabit kabul edilmesi gerektiği düşünülmüştür. Binaenaleyh davacı şirketin davasını, TMK’nın 6 ve HMK’nın 190, 222/3 maddeleri gereğince mevcut bilirkişi raporları ve sair tüm deliller de gözetildiğinde açıkça ispatladığı sonuç ve kanaatiyle dosyaya mübrez sözü geçen bilirkişi ek raporunun da gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek, harçlandırılan dava ve taleple bağlılık ilkesi gözetilmek ve anlam bilgisi yönünden hasıl olması mümkün tereddütler ve yazımlar tashih edilerek ve nihayet tarafların tacir sıfatına göre takip tarihindeki ticari faiz oranının da istenmesi hukuku uygun bulunmak suretiyle davacının davasının kabulü ile davalı-borçlunun, —- takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen— iptali ile, icra takibinin davaya esas asıl alacağa— takip tarihinden itibaren — değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına karar verilmiştir.
Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise ——-kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda alacağın gerçek miktarı belli olmasının yanında, davalı taraf da borcunun varlığı ve miktarını açık ve net olarak belirleyip tespit edebilir durumdadır. Bu nedenlerle davalının itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve davalı-borçlu yönünden icra takip dosyası, faturalar, sevk irsaliyeleri ve bilirkişi raporu ve yapılan kısmi ödeme nazar-ı itibarında mevcut alacak/borç likit/muayyen olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince şartları oluşmakla asıl alacağın —– icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. maddeleri gözetilerek dava öncesi—–ödenen arabuluculuk ücretinin de yargılama gideri kapsamında davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun, —– sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen İPTALİ ile, icra takibinin davaya esas asıl alacağa—- takip tarihinden itibaren yıllık — değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulüyle, davaya konu asıl alacağın —– icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 9.554,85 TL karar ve ilam harcının 1.223,99 TL peşin harç ile icra dosyasında alınan 1.164,73 TL harcın mahsubuyla bakiye 7.166,13 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca—– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı 1.223,99 TL peşin harç , 6,40 TL vekalet harcı, 177,25 TL posta masrafı ve 750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.202,04 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 17.238,12 TL nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine; işbu konuda Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı şirketin temsilcisinin yokluğunda; 6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle ———- Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/12/2021