Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/52 E. 2021/766 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/52 Esas
KARAR NO: 2021/766
DAVA: Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/09/2019
KARAR TARİHİ: 19/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin —- tarihinde davalı —- olarak faaliyete başladığını, sözleşmenin feshi tarihi olan — tarihine kadar müvekkilinin üretim yaparak davalı şirkete —- kazandırdığını, davalı şirketin,— nolu azilnamesi ile sözleşmeyi, —- azledildiğini ihbar ederek sözleşmeyi ani bir biçimde sonlandırdığını, feshin iyi niyet kurallarına uymadığı gibi gerekli görülen lüzum üzerine gibi şablon bir gerekçeyle tek yanlı ve ani yapıldığını, bu sebeple feshin haksız bir fesih olduğunu ve müvekkilinin ticari açıdan zor durumda kaldığını, müşterileri karşısında da zor durumda kaldığını ve iş kaybına uğradığını, acenteliğin haksız ve hukuksuz olarak feshinin ve davalıya hatırı sayılır sayıda sigortalı kazandırılmış olmasının ve bu sigortalıların yan faydaları da göz önüne alındığında — ——– tazminatı talep etme hakkının bulunduğunu ayrıca ——- başvurulduğunu, —- sonuçsuz kaldığından işbu davanın açılması zaruri hale geldiğini belirterek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak üzere şimdilik —- acenteliğin haksız feshinden dolayı denkleştirme tazminatının acenteliğin feshi tarihinden itibaren reeskont faizi masraf ve ücreti vekaletle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının —-akdettiği sözleşme uyarınca denkleştirme tazminatına hak kazanmadığını, davacının müvekkiline sağladığı değil menfaat, aksine zararın mevcut olduğunu, münfesih acentenin denkleştirme isteminde bulunabilmesi için müvekkili şirketin fesih sonrası önemli menfaatler elde ettiğini ispat yükünün davacıda olduğunu ve bu hususu ispatlayacak bir belge sunmadığını, aksine davacının acenteliği süresince müvekkili şirketi zarara uğrattığını, davacının müvekkili şirketin —– yıllarında zarar etmesine sebep olduğunu, davacı acentenin, üretim hedeflerini kendisi belirleyip —- kendi el yazısı ve imzası ile belirttiğini, davacının acentelik sözleşmesinin feshinden sonra, müvekkili şirket nezdinde devam eden birçok sigorta poliçesini zaten iptal ettirdiğinin görüldüğünü, —- yılına gelince poliçe ve diğer başlıklardaki eksi değerlerden poliçelerin iptal ettirildiğinin anlaşıldığını, dolayısıyla davacının —– feshinden sonra, müvekkili şirketin herhangi bir kazancının olmadığını, müvekkili şirket tarafından yapılan—-sonucunda müvekkilce belirlenen teknik kar ve zarar kriterlerine uyulmaması, hasar prim oranı yüksekliği sebebiyle haklı nedenle acente sözleşmesinin feshedildiğini, davacının çoklu acente şeklinde çalışması sebebiyle sadece müvekkilimiz şirket ile çalışmayan davacının denkleştirme tazminatı talebinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, ——gönderilen yazısının, — özelinde belirlenen hükümlerin üzerinde bir bağlayıcılığının olmadığını, tavsiye niteliğinde görüş bildirildiğini, davacı tarafın acentelik sözleşmesinin, müvekkili şirket tarafından sözleşmede düzenlenen ön bildirim sürelerine uyularak feshedildiğini belirterek davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Deliler
Tarafların—– kayıtları dosya arasına alınmıştır.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmeler dosyaya sunulmuştur.
—–yevmiye nolu azilmanesi ile azilnamenin tebliğine ilişkin evrakın onaylı sureti dosya arasına alınmıştır.
Davalı — yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
—- yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
—- alanında uzman bilirkişi ile mali müşavir bilirkişi heyet raporu dosyaya sunulmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, taraflar arasında akdedilen acentelik sözleşmesinin feshinin haksız olup olmadığı, fesih sonucunda —- göre denkleştirme tazminatına hükmedilip hükmedilemeyeceğine ilişkin alacak davasıdır.
Dosya, sigorta ve acente hukuku alanında uzman bilirkişi ile mali müşavir bilirkişi heyetine tevdi edilmiş; — tarihli rapora göre — ibraz edilen deliller ışığında, taraflar arasında — tarihli belirli süreli ve — tarihli belirsiz süreli —-, davacının acenteliğinin bildirimin tebliğinden itibaren — süre bitiminde feshedileceği bildirildiği ve bilahare yine acenteye gönderilen — tarihli ———-Sözleşme ilişkisi daha kısa bir süre devam etmişse, faaliyetinin devamı sırasındaki ortalama esas alınır.” belirtildiği, bu kurallar ışığında dava konusu uyuşmazlıkta öncelikle çözümlenmesi gereken hususun; davalının, davacı acenteliğin feshinde haklı olup olmadığı hususu olduğu, taraflar arasında acentenin performansına ilişkin olarak sözleşmenin —— acenteyi bağlayıcı şekilde —– yetersizlik halinin haklı fesih nedeni olacağının kararlaştırıldığı, davacının acenteliği döneminde —— bakıldığında, acentenin aday acente başvuru formunda —- toplam —- olarak belirttiği, yıllar içinde davacı tarafından düzenlenen poliçelere bakıldığında hedefini gerçekleştiremediği ve prim/hasar dengesinin olmadığı, kazanılan primlerin üzerinde tazminat ödemesi yapıldığı, davalının zarara uğradığı, bu durumda, sözleşmenin anılan hükmünde davacının acenteliğinin feshinde, davalının herhangi bir kusuru olmadığı ve anılan hükme dayalı olarak acenteliğin feshinde haklı olduğu, trafik sigortasının teminat ve limitleri aynı olduğu için sigortalıların yenileme döneminde farklı sigorta şirketlerinden prim teklifi alıp, en uygun teklifi veren sigorta şirketlerinden poliçelerini yenilediği, poliçelerin sigorta şirketinde devamlılığı sigorta primi ve acente ilişkisi ile ilgili olduğu, —–tarihli sigorta aracılık sözleşmesine göre, teknik kar ve zarar kriterlerine uyulmaması, hasar prim oranı yüksekliği sebebiyle acente sözleşmesinin feshedildiği, davacının portföyünün davalı sigortada kalmamış olması, çoklu acente olarak çalışan davacının portföyüyle davalı sigortanın menfaat elde ettiğini ispat edemediği, gerek —- kapsamında davalı tarafından, davacının acenteliğinin haklı fesih edilmiş —- tazminatı icmallerine-hesaplamaya girilmesine gerek kalmadığı gibi, poliçe bazında fesihten sonra, davacı portföyünün davalı üretiminde devam etmediği ve bu işlerden davacının da menfaatine rastlanmadığı, davacının davalıdan herhangi bir tazminat veya alacak hakkı bulunmadığı rapor edilmiş olup, her ne kadar davacı vekili tarafından yeni bilirkişiden rapor alınması talep edilmiş ise de, bu talep dosyaya bir yenilik katmayacağından, davacı tarafın rapora karşı itirazlarının değerlendirilmesi amacıyla aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınması cihetine gidilmiş, sunulan ek raporda, bilirkişilerin görüş ve kanaatlerinin, kök rapordaki görüş ve kanaatleri ile aynı olduğu anlaşılmış, yeniden ek rapor alınması cihetine gidilmeyerek, mahkememizce de hükme esas alınan, denetime elverişli ve gerekçeli bilirkişi kök ve ek raporlarına göre, taraflar arasında acentenin performansına ilişkin olarak sözleşmenin —– acenteyi bağlayıcı şekilde performans yetersizlik halinin haklı fesih nedeni olacağının kararlaştırıldığı ve acentelik sözleşmesinin haklı nedenle feshedilmiş olması gerçekliği karşısında davalının herhangi bir denkleştirme tazminatı ödeme yükümlülüğünün bulunmadığı, bu hali ile davacının davasını ispat edemediği anlaşılmakla sübut bulmayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken —- harcın dosyanın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4—— arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ——- Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı —- son verildi. 19/10/2021