Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/507 E. 2021/865 K. 22.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/507 Esas
KARAR NO: 2021/865
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/10/2019
KARAR TARİHİ: 22/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket—- teminat altına aldığı, —- adresindeki işyerinin bodrum katında bulunan deposunun—- meydana gelen kaçaktan dolayı zaman içinde sızan sular sebebiyle sigortalının emtiasının hasar gördüğü, hasarın meydana gelme sebebi araştırılırken —- irtibata geçildiği ve davalıya ait klima santralinin soğutma sistemindeki radyatör iç tesisatındaki boruda kaçak olduğu ve sızıntının da bundan kaynaklandığının tespit edildiği sigortalının başvurusu üzerine — ekspertiz yapıldığı ve zarar tespit edildiği, eksper raporunda hasar gören emtia listelendiği ve hasar miktarları belirtildiği, buna göre işyerinin deposunda bulunan muhtelif ev eşyasının zarar gördüğü, müvekkili şirket ekspertiz raporuna istinaden—- havalesi ile ödeme yapıldığı ve ödediği tutar kadar sigortalısının haklarına halef olduğu, borçlu aleyhinde —-tarihinde itiraz ederek takibi durdurduğu, davalının itirazı öncesi zorunlu arabuluculuk yoluna gidildiği, yürütülen arabuluculuk faaliyetinde anlaşma sağlanamaması sebebiyle — tarihli anlaşmama tutanağı düzenlendiği ileri sürerek davalın —- uygulanacak reeskont avans faizi üzerinden takibin devamı, davalının % 20 inkar tazminatına mahkumiyeti yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirketin kusuru olduğunu ve zarar ile kusur arasındaki illiyet bağını ispatla mükellef olduğu, ekspertiz raporundaki hususların gerçeği yansıtmadığı, müvekkili şirketin dava konusu olaydan dolayı herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı, müvekkili şirketin klima tesisatında herhangi bir kaçağın bulunmadığı, bilirkişi raporunun tek başına yeterli delil kabul edilmesinin mümkün olamayacağı, teknik analiz —- yapılmadan —- olarak düzenlendiği, bilirkişi raporunda da tespit edilen durumun hasar tarihindeki olgu ve şartlara göre değil, ekspertiz raporundaki tespitlere göre yapıldığı, sigortalının süresi içinde sigortacıya başvurmadığı, hasar gören malların hasar tarihindeki rayiç değerinin tespit edilmemesi hukuka aykırılık oluşturduğu, rizikonun gerçekleştiği tarihten —- ay sonra davacıya bildirimde bulunulduğu, davacı sigorta şirketinin — — aykırı ödeme yaptığı, bu noktadan sonra ödemenin —olduğu açık olduğu, davacının bu ödemeyi rücu talebine konu etmesinin hukuka aykırı olduğu savunularak müvekkili —- türlü hakkı saklı kalmak kaydıyla öncelikle davanın görev yönünden usulden reddi, itirazları doğrultusunda yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması, aksi halde itiraz noktaları esas alınarak ve görevlendirme alanları somutlaştırılarak mevcut heyetten ek rapor alınması, haksız ve hukuka aykırı davanın reddi, Yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına, karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER: —- dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır.
Mahkememizce davanın dayanağı—– dosyası getirtilerek incelenmiştir. Yapılan incelemede davaya esas teşkil ettiği ve davanın tarafları ve konusuyla uyumlu olduğu davacının davalı borçlu aleyhine alacağı için ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin borçlu davalıya tebliğinin üzerine davalının süresinde borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
—– talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.—– Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —- yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.—Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. —–Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi heyetinin —-tarihli raporunda özetle; dava konusu hasarın—– meydana gelerek emtianın bulunduğu depoda hasar meydana getirdiği, dosyada mübrez—– teminatların ise –olduğu, —- tarihinde taraflar arasında ibraname muvafakatname ve makbuz düzenlendiği, —- Tarafından dosyada mübrez —– şartları çerçevesinde teminat dahilinde olması —- raporu doğrultusunda ödemiş olduğu hasar bedelini davalıdan talep edebileceğine yönelik görüş ve kanaat bildirmiştir.
Bilirkişi raporuna davalı tarafın itiraz etmesi üzerine aynı heyetten ek rapor aldırılmasına karar verilmiş, bilirkişi heyetinin —- adresinde bulunan taşınmazın dosya üzerinde yapılan incelemesinde dava dilekçesi — hasar tarihinin — olduğu, hasar — olduğu belirtilmiş olup ihbar ve ekspertiz talep tarihinin — ekspertiz raporunda; — ait —- borularından kaynaklı su basması neticesinde ekli listede belirlenen ürünler satıs özelliğini kaybetmek üzere hasar gördüğü, buna ilişkin tutanağın —-poliçede teminat olduğu, tespit edilen hasar ile beyan edilen sebebin uygun bulunduğu, hasarın poliçe vadesi içerisinde gerçekleştiği ve — hasar tespit edildiği ve dosyada mübrez ibraname fotokopisinde sigortalının —-aldığı beyanının bulunduğu, dolayısıyla dava konusu hasarın klima santralinden kaynaklandığı ve yapının izolasyon bulunmayan bölgelerinde meydana gelerek ilgili emtiaların bulunduğu depoda hasar meydana getirdiği, kök rapordaki tespitin yerinde olduğu kanaati bildirilmiştir.
—- düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.”
Dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporları, yukarıda bahsedilen yasal düzenlemeler birlikte incelendiğinde; somut olayda, davacının ——— otoparkında bulunan mobilya deposu içinden geçen davalı —- ait klima santrallerinin borularından kaynaklı su basması neticesinde sigortalının ürünlerinin satış özelliğini kaybetmek üzere hasar gördüğü, davacının sigortalısının zararlarını giderdiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından davacının sigortalısına ait emtiaların zarar görmesinde davalının sorumlu olduğu kanaatine varılmış, hasarlanan ürün bedeli olarak davacı tarafça dava dışı sigortalıya —– yapıldığı, davacının bunun üzerine ödediği bedeli —- dosyasında rücuen davalıdan talep ettiği, dosyaya alınan dosya kapsamına ve bilimsel gerçekleri uygun olması sebebiyle itibar edilen bilirkişi raporunda davaya konu ürünlerin hasar görmesinde davalının sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır. Her ne kadar davalı tarafından süresinde meydana gelen hasar nedeniyle müvekkillerine başvurulmadığı belirtilmiş ise de; dosya içerisinde bulunan bilirkişi raporu ile de tespit edilen ekpertiz raporunda da belirtildiği üzere,——- davet edilerek tüm tarafların katılımı sağlanarak gerçekleştirilmiş olup, davalının bu yönündeki itirazlarına itibar edilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle davacının sigortalısının zarar miktarının —olduğu, bahse konu bedelin kadri maruf olduğu kanaatine varılmış ve dolayısıyla davacının, davasını ispat ettiği ve davasında haklı olduğu sonuç ve kanaatine varılarak davanın kabulü ile, İİK’nın 67/1 maddesi gereğince —- dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline karar verilmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise—– kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Olayımızda ise her ne kadar davacı tarafça davalıdan icra inkar tazminat talebinde bulunulmuş ise de alacağın teknik inceleme ile ortaya çıkması, likid olmaması karşısında 2004 sayılı İİK’da yer alan İcra İnkar Tazminatının yasal koşulları oluşmadığından talebin reddine karar verilerek HMK’nin 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KABULÜNE,
Davalının—-takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE, icra takibinin asıl alacak — takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen DEVAMINA,
2-) Şartları oluşmadığından davacının icra inkar tazminat talebinin REDDİNE,
3-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.338,18 TL karar ve ilam harcına peşin alınan 444,87 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.893,31 TL karar ve ilam harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-) Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı 444,87 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı, 116,75 TL posta masrafı ve 1.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.812,42 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-) Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1, 13/2 maddesi uyarınca 5.134 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-) Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
7-) HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize verilecek dilekçe ———-Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/11/2021