Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/501 E. 2021/877 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/501
KARAR NO: 2021/877
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/10/2019
BİRLEŞEN —- sayılı davası:
ESAS NO: 2020/457
KARAR NO: 2021/57
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/10/2020
BİRLEŞTİRME KARAR
TARİHİ: 02/02/2021
KARAR TARİHİ: 24/11/2021
Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile davacı banka ile dava dışı ——arasında imzalanan —- davalı tarafından müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı, kredinin ödenmemesi üzerine davalılara kat ihtarı keşide edilerek tebliğ edilmesine rağmen süresinde borcun ödenmemesi nedeni ile —– sayılı icra dosyası üzerinden takibe geçildiği, itiraz üzerine takibin durduğu, bunun üzerine zorunlu arabuluculuk yoluna gidildiği ancak karşı tarafın toplantıya katılmaması nedeni ile görüşme yapılmadan anlaşmama tutanağının düzenlendiği, takibe itirazın haksız olduğu ileri sürülerek itirazın iptaline, takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Teselsül talebinde bulunulmamıştır.
Davacı vekili duruşmada da dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı vekili cevabında borcun kaynağının ve dayanağının belli olmadığı, takibe konu borç sebebinin açıklanmaya muhtaç olduğu, asıl borçluya çıkartılan ihtarname neticesi beklenmeden asılsız iddialarla davalıya ihtarname keşide edildiği, hesap kat ihtarnamesinin davalıya tebliğ edilmediği için davalı yönünden borcun muaccel olmadığı ve taraflar arasında hesap mutabakatı bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.
Birleşen dava aynı takip nedeni ile aynı davacı tarafça takibin diğer bir borçlusu olan ve yukarıda karar başlığında birleşen davanın davalısı olarak belirtilen aleyhine açılan aynı mahiyette dava olup, birleşen davanın dava dilekçesinde davacı bankanın dava dışı —- kullandırdığı, —– bedelli genel —— davalının müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, bu nedenle krediden dolayı akçalı sorumluluk altına girdiği; kredinin ödenmemesi üzerine hesabın kat edilip, kat ihtarının asıl borçlu ve kefillere tebliğ edildiği ancak sonuç alınamadığı; bu nedenle kefiller aleyhine ——- dosyasıyla icra takibinde bulunulduğu, davalının haksız bir itirazla takibi durdurduğu, itiraz nedeni ile zorunlu arabuluculuk yoluna gidildiği ve anlaşmanın sağlanamadığı, anlaşmazlık tutanağı düzenlendiği, takibe itirazın haksız olduğu ileri sürülerek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalıdan %20 icra inkar tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.
Teselsül talebinde bulunulmamıştır.
Birleşen davanın davalı vekili kredi sözleşmesindeki müvekkili imzasının sahte olduğunu, bu nedenle imza incelemesi yapılmasını talep ettiklerini; ayrıca müvekkili aleyhine ihtiyati haciz alınıp, tatbik edilmesi sebebiyle de haksız haciz işlemleri yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini, davalıdan %20 kötü niyetli takip tazminatı tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk dava yönünden ibraz edilen Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava —-h– tarihinde yapılan başvurunun taraflarla ilgili olduğu, davacı tarafın davete uyduğu ancak davalının toplantıya katılmadığı için müzakerelere başlanamadığı ve görüşme yapılmadan anlaşamama yoluyla sona ermeye ilişkin —– tarihli son tutanak düzenlendiği, arabuluculuğa başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmiş olduğu belirlenmiştir.
Birleşen dava dava yönünden ibraz edilen — Dava —– tarihinde yapılan başvurunun taraflarla ilgili olduğu, tarafların davete uyduğu ancak anlaşma sağlanamadığına dair —- tarihli son tutanak düzenlendiği, arabuluculuğa başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmiş olduğu belirlenmiştir.
Celp edilip incelenen söz konusu icra dosyasına göre taraflarla ilgili olduğu, davalılardan başka takip borçlularının da bulunduğu; —- nakdi alacağın ve bankaya iade edilmemiş çek yapraklarından kaynaklanan toplam —– tarihinde takibe konulduğu, takibin — ihtarnameler, alacaklı banka kayıt ve belgeleri vs. dayalı olduğu, —- ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğuna ve —- tarihinde öğrendiğine ilişkin tespit de gözetildiğinde sonuçta her iki davalı yönünden de süresinde yapılan itirazla takibin durmuş olduğu, derkenar yazısına göre de takip açılışı sırasında —-peşin harç yatırılmış olduğu belirlenmiştir.
Ön inceleme duruşmasına katılan vekillerin beyanlarının içeriği gözetilerek ön inceleme duruşma tutanağının gerekli kısımlarının buraya aynen alınması uygun görüldüğünden buna göre —– tarihli ön inceleme duruşma tutanağının gerekli kısımları:
—-
Tarafların arasındaki uyuşmazlığın —– dosyası üzerinden yapılan takibe konu alacağın varlığı, birleşen davanın davalısı yönünden takibe dayanak sözleşmelerdeki imzanın davalı—– ait olup olmadığı ve buna da bağlı olarak sonuçta her bir dava yönünden ve her bir davalı bakımından takibe konu alacağın varlığı ve miktarı ile temerrüt olup olmamasına bağlı olarak işlemiş faiz miktarının aydınlatılmasının yönelik olduğuna, (HMK-140/3),
Oy birliği ile karar verildi. Tefhimle açık duruşmaya devam olundu.
Dosya kapsamına nazaran incelenmesi gereken herhangi bir hak düşürücü süre ve zaman aşımı itirazının bulunmadığı ve bu yönlerden bir engel olmadığı anlaşıldı.
Dosya incelendi:
GGD:
Ön inceleme aşamasında yapılacak başka işlem kalmadığından tahkikat aşamasına geçilmesine ve tahkikatın bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülmesine,—-
Oy birliği ile karar verildi. Tefhimle açık duruşmaya devam olundu.
Davalı —- vekili söz aldı: müvekkilimin takibe dayanak sözleşmeyle ilgisi yoktur, bu husus —– sayılı dosyası üzerinden aydınlanmış olup, müvekkilimin mağduriyeti gözetilerek o dosya üzerinden konulan hacizlerin — kaldırılmasına karar verilmiştir, müvekkilim mağdur olmaktadır, o nedenle gerekirse davamızın tefrik edilerek söz konusu — dosya kapsamına bağlı olarak bağımsız görülüp karara bağlanmasını istiyoruz, ayrıca belirtmek istiyoruz ki aleyhimize açılan davanın dilekçesinde — sözleşmesine dayanılmış olup, Asliye Hukuk Mahkemesindeki davanın konusu da —- ihtiyati hacizler bu nedenle kaldırılmıştır, takibe dayanak sözleşmelerden — sayılı dosyasında imza incelemesi yapılan — tarihli sözleşmedeki imzaya itirazımız olup, diğer ——– tarihli sözleşmenin imzası yönünden itirazımız olmamakla birlikte söz konusu —- tarihli sözleşme borcu ödendiği için borcumuz yoktur ve zaten belirttiğimiz gibi davacı taraf dava dilekçesinde sadece — tarihli sözleşmeye dayanarak itirazın iptalini istemiştir, kat hesabı da —– tarihli sözleşmeye göre yapılmıştır, dedi.
Davacı vekili söz aldı: bu konuda ibraz ettiğimiz —- tarihli dilekçemizi ve önceki beyanlarımızı tekrar ediyoruz, dilekçemizde belirttiğimiz gibi takibe dayanak—– sayılı dosya üzerinden eksik inceleme yapılmıştır, davanın niteliğine bağlı olarak icra takibinde talep ettiğimiz alacak davaya konudur, takibe dayanak—- sözleşme vardır, davalı vekilinin beyanlarını kabul etmiyoruz, ayrıca tasarrufun iptali davasında da her iki sözleşmeye de dayanılmıştır, takibe dayanak sözleşmelere göre davanın aydınlatılması gerekir, takibe dayanak sözleşme asılları ve ekleri söz konusu — sayılı dosyadadır, o dava eldeki bu davanın sonucunu bekliyor, — tarihli sözleşme yönünden imzaya itiraz olmayıp, —– sözleşme yönünden imzaya itiraz edilmiştir ve — dosya üzerinden imza incelemesi yapılmıştır, dedi
—-
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Davanın niteliğine ve dosya kapsamına nazaran hukuki yarar görülmediğinden tanık dinlenmesine yer olmadığına,
—-
3-Zapta geçen beyanlara ve dosya kapsamına nazaran imza incelemesi yaptırılmasına yer olmadığına, gerekirse bu konunun yeniden irdelenmesine,
4-Davanın niteliğine ve dosya kapsamına nazaran bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğine,
5-Davanın niteliği gözetilerek bilirkişilerin banka kayıtları üzerinde inceleme yapılması gerektiğine,
6-Mahkememizce resen seçilecek bankacılık konusunda uzmanlığı olan bir bilirkişi ile murakıp bilirkişiden oluşan 2 kişilik heyete görev verilmesinin uygun olacağına,

14-Davalı —– vekilinin tefrik talebinin yukarıdaki kararlar yerine geldikten sonra ve gerekirse ele alınmasına,
…”
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
İtiyati hacze ilişkin —– dosyası celbedilip deliller toplanarak taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesi içeriği ve davanın niteliği gözetilerek banka kayıtları ile davacı defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilerek rapor temini yoluna gidilmiştir.
—– numaralı ihtarnamesi ile takibe ve davaya konu borcun ödenmesi için davalılara gönderilen kat ihtarnamesi ile —- tarihinde hesabın kat edildiği, her iki davalı yönünden de ihtarnamenin tebliğe çıkarılmış olduğu, ihtarname ile ——— tarihinde tebliğ edildiği, diğer davalı — adına çıkarılan davetiyenin ise — tarihinde bila tebliğ iade edildiği ve sözleşmede adrese ihtaratın ulaşmasının yeterli olacağına ilişkin düzenleme bulunduğu ve buna göre her iki davalı yönünden de temerrüdün —— tarihinde gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından yukarıda açıklanan şekilde dosya kapsamına uygun olarak ve davanın esasının aydınlatılması yönünden Mahkememizce de yeterli görülen —– tarihli raporda :
”…Yukarıdaki açıklamalarımızın işığında, konunun hukuki nitelemesi, sözleşme ve yasa maddelerinin yorumu, delillerin değerlendirilmesi ve nihai kararı Yüksek Mahkemenize ait olmak Üzere ayrıntıları aşağıda verilen inceleme ve hesaplamalarımız sonucunda;
1) Davacı —– tarafından dava dışı asıl barçlu —- kullandırılan — kredilere ilişkin sözleşme, ödeme tablosu ve hesap hareketleri göz önüne alındığında, dava dışı asıl borçlu —-sorumlu olduğu anlaşılmaktadır.
2) Dava dışı asıl borçlu —- ödemelerinde ödeme güçlüğü çekmesi nedeniyle, — ile—- asıl borçlu arasında imzalanmış olan ———- Müteselsil Kefil sıfatıyla imzası bulunan —- bu borçlardan sorumlu olduğu anlaşılmaktadır.
3) — Müteselsil Kefil sıfatıyla imzası bulunan —- bu imzasının kendisine ait olmadığı sahtecilik uzmanı Bilirkişi raporu ile tespit edilmiş olup, bu konudaki takdir —-aittir.
4) TBK’ nin müteselsi! kefalet hükümleri gereği Işbu kefaletin süresiz olarak verildiği, işbu kefalet sözleşmesinin kurulmasından başlayarak on yılın geçmesiyle kendiliğinden ortadan kalkacağı belirtilmektedir.
Müteselsil Kefil —- sorumluluğunun TBK” ya göre henüz süre aşımına uğramadığı görülmektedir.
Ancak davaya konu olan ve Yasal takibe geçilen kredilerin —- başlayarak kuilandırıldığı tespit edilmiştir. Kullandırıları bu yeni kredilerin — tarihinde imzalanan yeni —kapsamında kutlandırıldığı ve ——– sorumlu olmadığı Bilirkişiliğimizce değerlendiri!mekte olup,——— takdirine sunulmi uştur.
5) Müteselsil Kefil —- limit dahilinde sorumluluğunun devam ettiği görülmektedir.
6) Davacı Bankanın Davalılardan talep etmiş olduğu toplam alacak tutarı icra takip tarihi itibari ile;
—- İcra takip tarihi itibariyle Bilirkişiliğimizce hesaplanan toplam alacak tutarı ise —-Ancak Banka talebi ile bağlıdır.
Çek karnesi tesellüm makbuzuna istinaden dava dışı asıl borçluya teslim edilmiş bulunulan —adet çek yaprağının hamilleri tarafından —ibrazı halinde ödenecek garanti tutarı — olarak hesaplanmıştır. Sözkonusu tutar bankanın gayrinakdi riskini oluşturmakta olup,bedeli depo edilmesi gereken tutar da — hesaplanmıştır.

Sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Keyfiyati —- takdirlerine arz ederim. —-

Şeklinde hesap ve değerlendirmeler yapılarak ulaşılan kanaat açıklanmış olup gerekli kısımları yukarıya aynen aktarılmıştır.
Tahkikatın tamamlandığı —– duruşma tutanağının içeriği ve alınan beyanların mahiyeti gözetilerek tutanağın gerekli kısımlarının buraya aynen aktarılması uygun görülmüş olup, söz konusu —- duruşma tutanağının gerekli kısımları:
—-
Ara kararların yerine geldiği, bütün taraflar yönünden raporun tebliğ edildiği ve yasal sürenin geçtiği; davacı vekili tarafından rapora karşı beyanları içerir dilekçe ve davalı —- tarafından rapora itiraz dilekçesi ibraz edildiği, birleşen davanın davalısı—–tarafından rapora karşı herhangi bir beyanda bulunulmadığı anlaşıldı.
Davacı vekilinden soruldu; mazeretin takdirini mahkemeye bırakıyoruz, zapta geçen dilekçemizi ve önceki beyanlarımızı tekrar ediyoruz, dedi.
Birleşen davanın davalısı—- soruldu; mazereti kabul etmiyoruz, müvekkilimin borcu olmadığı için rapora karşı beyanda bulunma gereği olmamıştır, bize karşı açılan dava —- tarihli sözleşye hasren açıldığı için ve bu sözleşmede müvekkilimin imzası olmadığı için rapora göre de müvekkilimin borcu yoktur, o nedenle raporu müvekkilimizin borcu olmadığı yönünden kabul ediyoruz, dedi.
Davacı vekili söz aldı; icra takibimiz her iki —– dayalı olarak yapılmıştır, birleşen davaya sunduğumuz delil listesi ile birlikte her iki —- de sunmuştuk, dolayısıyla kefil olan birleşen davanın davalısının her iki sözleşme yönünden de kefaleti söz konusudur, dedi.
Dosya incelendi.
GGD:
—–
3-Rapora itirazlar yönünden yapılması gereken bir tahkikat işlemi olmadığına,
oy birliği ile karar verildi. Tefhimle açık yargılamaya devam olundu.
Tahkikatın tümü hakkında soruldu;
Davacı vekilinden soruldu; önceki beyanlarımızı tekrar ediyoruz, beyan dilekçemizde belirttiğimiz gibi kefaletin devam edip etmediği konusunda hukukçu bir bilirkişiden rapor alınmasını istiyoruz, aksi halde karar verilmesini istiyoruz, dedi.
Birleşen davanın davalısı —-soruldu; önceki beyanlarımızı tekrar ederiz, müvekkilim —– yılında sözleşme imzalamış olup, raporda da belirtildiği gibi bu sözleşme borcu ödenmiştir, müvekkilimin sorumluluğunu gerektirir sözleşme ve borç bulunmamaktadır, tahkikatı gerektirir bir işlem söz konusu değildir, karar verilmesini istiyoruz dedi.
Dosya incelendi.
GGD.
Davacı vekilinin zapta geçen hukukçu bir bilirkişiden rapor alınmasına yönelik talep yönünden yapılması gereken bir tahkikat işlemi bulunmadığından yerinde görülmeyen talebin reddine,
oy birliği ile karar verildi. Tefhimle açık yargılamaya devam olundu.
Tahkikatın tümü hakkında yeniden soruldu;
Davacı vekilinden soruldu; önceki beyanlarımızı tekrar ediyoruz, karar verilmesini istiyoruz, dedi.
Birleşen davanın davalısı —— soruldu; önceki beyanlarımızı tekrar ediyoruz, sözlü yargılamaya geçilmesini istiyoruz, dedi.
Dosya incelendi.
GGD.
1-Tahkikatın tamamlanmış olduğuna,
—–
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Söz konusu rapora göre takip tarihi itibari ile ve — tahsilatta düşüldükten sonra alacaklı bankanın toplam alacağı—– olduğu hesaplanmıştır.
Her iki davaya dayanak olan icra takip talebinde herhangi bir tarihe göre sözleşmenin hasredilmemiş olması, —- ifadesine yer verilerek ve hatta banka kayıt ve belgelerine dayanılarak takip yapılmış olması, taraflar arasında —- tarihinde imzalanmış olan sözleşmenin ihtilafsız olmasına, söz konusu sözleşme tarihine göre —–yıllık yasal kefalet süresinin dolmamış olmasına, sözleşmeye göre ihtarnamenin adrese ulaşmasının yeterli olmasına, rapora, raporda ulaşılan hesabın takip talebinden fazla olmasına ve tüm dosya kapsamına nazaran rapora karşı ileri sürülen itirazlar yerinde görülmeyerek söz konusu rapor hüküm kurmaya elverişli ve yeterli görülmüş olup, ihtilafsız sözleşme doğrultusunda davanın aydınlanmış olması nedeni ile imzasına itiraz edilen —- tarihli sözleşme yönünden imza incelemesine gerek olmamıştır.
İlgili yasal düzenlemeler:
”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu:
…TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI
Madde 222 – (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi—– yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. —– Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
—- Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
—-Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu:
A İTİRAZIN İPTALİ :
Madde 67 —–
—– Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, —–alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
—– Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —— yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
—-
–Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
—– Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun madde 18/A düzenlemesinde yargılama gideri yönünden yer alan ilgili fıkralar:
Dava şartı olarak arabuluculuk
Madde 18/A- —İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.

—- Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
—- Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları hâlinde, arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin İkinci Kısmına göre aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır. Bu durumda ücret, Tarifenin Birinci Kısmında belirlenen iki saatlik ücret tutarından az olamaz.
—– Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre ——bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. —- ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.
—-Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere —- bütçesinden karşılanır.
—-
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Sonuç olarak söz konusu ihtilafsız —- tarihli sözleşme, celp edilip incelenen icra dosyası, kat ihtarı, buna ilişkin ihtarnamenin içeriği ve tebliğ-iade tarihi, sözleşmede adrese ihtarnamenin ulaşmasının yeterli olacağına ilişkin düzenleme, dosya kapsamına uygun, denetime ve hükme esas alınmasına elverişli olup Mahkememizce de dosya kapsamına uygun ve yeterli görülen rapor, rapora itirazların yukarıda açıklanan şekilde yerinde görülmemesi, yukarıya aktarılan ilgili yasal düzenlemeler ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde her iki davanın da sübuta erdiği kanaatine varılarak ve aynı takibe dayalı olması nedeni ile her iki dava hamur edilerek aşağıdaki şekilde davaların kabulüne karar verilmiştir.
Davacı tarafın icra inkar tazminatı adı altında talep ettiği icra tazminatı yönünden yukarıya aynen alınan İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2. Fıkrası hükmü, bu konuda yerleşen yargısal uygulama, davanın niteliği, davalının takibe itirazının haksız çıkması, kabule konu asıl alacak yönünden alacağın davalı tarafça hesaplanabilir-bilinebilir olması nedeni ile likit ve belirli olması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalı aleyhine icra tazminat şartlarının somut olayda gerçekleştiği anlaşıldığından kabule konu asıl alacak miktarı olan —- üzerinden %20 oranında icra tazminatına da karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmış olup, söz konusu asıl alacak miktarının %20 oranına tekabül eden —– icra tazminatına da hükmolunmuş ise de, teselsül talebi olmadığı için davalılardan müştereken tahsili yönünde karar verilmiştir.
Harç yönünden kabule konu toplam dava değeri olan—– üzerinden işlem yapılmış ve avukatlık ücreti hesabı yönünden de harca esas alınan bu bedel gözetilmiştir.
Harç yönünden davanın niteliğine karşılık gelen 492 Sayılı Harçlar Kanununun;
—–
İLAMSIZ TAKİPLERDE PEŞİN HARÇ:
Madde 29 – İlama dayanmıyan takip isteklerinden alacak miktarının binde beşi peşin alınır.
Peşin harçlar takip sonunda alınacak asıl harca mahsup olunur.
İlama dayanmıyan takiplerde alacaklı mahkemeye müracaata mecbur kalırsa, peşin alınan harç kendisine iade olunur. Veya alacaklının isteği üzerine mahkeme harçlarına mahsup edilir.
—-
şeklindeki ilgili maddesinde yer alan söz konusu düzenleme, derkenar yazısı ve icra dosyası kapsamına göre davacı tarafın takibi başlatırken —-peşin harç yatırmış olması, eldeki davanın söz konusu derkenara bağlı olarak açılmış olması karşısında söz konusu takip için yatırılan peşin harç miktarı da işleme tabi tutulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Mahkememizin —- sayılı davası olmak üzere her iki dava yönünden müştereken olmak üzere:
1-Davanın kabulü ile —– dosyası üzerinden yapılan takibe davalılar tarafından ileri sürülen itirazların iptaline ve takibin devamına,
2-Asıl alacak miktarı üzerinden hesaplanan %20 icra tazminatı—- davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesine,
3-Kabule konu toplam değer üzerinden hesaplanan — Esas yönünden Mahkeme veznesine yatan — peşin harç, birleşen dava yönünden Mahkeme veznesine yatan — ile İcra veznesine yatan söz konusu —- davalılardan müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun madde 18/A-(13) ve (14) düzenlemelerine ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine bağlı olarak —–tarafından her iki dava yönünden yapılan ve —- Bütçesinden karşılanan toplam —zaruri giderin davalılardan müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından İcra veznesine ve her iki dava yönünden Mahkeme veznesine yatırılan söz konusu peşin harçlar da dahil olmak üzere davacı tarafından yapılan toplam —-yargılama giderinin davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar tarafından yapılmış bir gider olmadığından bu konuda başkaca bir hüküm oluşturulmasına yer olmadığına,
7-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———- Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/11/2021