Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/50 E. 2021/239 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/50 Esas
KARAR NO: 2021/239
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2019
KARAR TARİHİ: 15/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davalı arasında—–bulunan taşınmaza asansör yapımı konusunda —- tarihli teklif formu ile sözleşme akdedildiğini, Bu sözleşme kapsamında müvekkilin borcu sözleşme bedeli olan—- ödemektir. Davalının ise, teklif formunda geçen marka modelde ürünleri kullanarak eksiksiz ve süresi içerisinde asansör montajını tamamladığını, sözleşmenin esası olan teklif formunun içinde —- başlığı altında yer alan yükümlülüklere göre davalı ;——olduğunu, —- tarihinden itibaren —– tarihinde takılmasına rağmen motor, kabin ve bunlar işler vaziyette teslim edilmediğini, müvekkilinin yükümlülükleri olan sözleşme bedelini —– olmak üzere toplamda——- ödeme yaptığını, müvekkil sözleşme bedelinin tamamına yakınını ödemekte iken davalı sadece ray kasa montajı yaptığını, İş bu ray kasa montajı kapsamında kullanılan ürünlerin bedelleri toplamda—- geçmediğini, Müvekkil ilk ödemeyi —— tarihinde yapmasına rağmen kasa montajı —-içerisinde değil, yaklaşık—- sonra yapıldığını, —–tarihinden itibaren —- içerisinde asansörün geri kalan parçalarının montajını yapmadığını, yaklaşık —süre içerisinde asansörün yapımı tamamlanmadığını, Asansörün yapımının tamamlanmamasında sadece davalının kusuru bulunmadığını, sözleşme bedelini almasına rağmen yükümlülüklerini yerine getirmeyen davalıya ——- yevmiye numaralı ihtarnamesi ile “Sözleşme kapsamında edimini ifa etmesi, ifa etmediği takdirde ödenen —–iade edilmesine ilişkin ihtarname çekilmiştir—- tarihinde daimi çalışan —–tebliğ edilmiştir. Buna rağmen davalı edimlerini yerine getirmediğini, ihtarnamedeki taleplerin yerine getirilmemesi sebebiyle davalı aleyhine——dosyası kapsamında tarafımızca İcra takibi takip başlatıldığını, Söz konusu takip, müvekkil ile davalı arasındaki—- sözleşmenin feshinden kaynaklı — ödenen bedelden montajı yapılan ve değerinin —- olduğu tespit edilen ürünlerin mahsubu ile —- tahsili taleplerimizi içerdiğini, müvekkil ile davalı arasındaki sözleşmenin feshedilmesi hasebiyle ortaya çıkan alacaktan mahsup edilen ürün değeriyle beraber müvekkilin alacağı —— olarak takibe konulduğunu, davalı şirket yukarıda esas numarası verilen takibe “BORCU OLMADIĞI” iddiasıyla haksız ve dayanaksız bir şekilde itiraz ettiğini,——— Sayılı dosyasına yapılan kötü niyetli ve haksız itirazın iptalini ve davalının kötü niyetinden dolayı %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesi yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP: 6100 Sayılı HMK’nın 126-131 maddeleri kapsamında cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: ————–sair diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , İtirazın İptali ve tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete karşın tarafların sulh olmak istememeleri üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş ve karar duruşmasına taraf vekillerinin son sözleri dinlenerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya esas ——– getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Öncelikle davanın yasal dayanığının hatırlatılmasında yarar vardır;2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesinde——- Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. —- Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —- yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. ——-Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.———- Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre ———dosyasından davalı hakkında hizmet sözleşmesine bağlı olarak fazla ödenen bedelin iadesi için icra takibi başlatıldığı ,takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal süre içerisinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce yukarıda açıklanan usul işlemlerine müteakiben taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve dosya bilirkişi raporu düzenlenmesi için bir makine mühendisi bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi ——— tarafından davaya ve uyuşmazlığın kaynağına esas asansör üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan işbu rapor taraflar vekillerine tebliğ edilmiş ve tarafların beyan ve itirazlarını bildirmeleri için gerekli yasal süre tanınmış ve buna ilişkin beyanlar ve itirazlar da değerlendirilmiştir. Bu kapsamda bilirkişiden ek rapor alınmış ve alınan kök ve ek bilirkişi raporlarının denetimi yapılmış ve işbu raporların dosya kapsamı ile genel olarak uyumlu olduğu değerlendirilmiştir. Somut olayda davalı borçlunun edimini sözleşmeye uygun ve zamanında yerine getirmediği ve davacının sözleşmeyi fesih etmekte ve fazla ödediği bedelin sebepsiz zenginleşme çerçevesinde iadesini zenginleşme tarihi itibariyle istemekte haklı olduğu düşünülmüştür. Ne var ki bilirkişi raporundan da anlaşıldığı üzere davalının yapmış olduğu işin karşılığının ise ödenen toplam bedelden indirilmesi gerekmiştir. Binaenaleyh dosyaya mübrez işbu bilirkişi raporunun gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve genel olarak yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kısmen kabul, kısmen reddi ile davalı-borçlunun—- sayılı takip dosyasına — kısmına yönelik yapmış olduğu itirazın iptali ile icra takibinin asıl alacağa — takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle devamına, fazlaya ——– ilişkin talebin ise reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise —- kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda , asıl alacağın varlığı ve miktarı davalı-borçlu tarafından açık ve net olarak belirli, bilinir ve tespit edilebilir durumda olmadığından ve sonucu yargılama ve bilirkişi raporu sonucunda ulaşılıp, borçlunun kısmen haksızlığına karar verildiğinden İcra İflas Kanununun 67/2.maddesi gereğince koşulları oluşmadığından tazminat talebi dinlenmemiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, arabuluculuk son oturum tutanağı içeriğine göre davalının mazeretsiz olarak toplantıya katılmadığı anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-11-13 maddeleri gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —– bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek ve kısa kararda reddedilen ve hesap ve yazı hatası sonucu sehven parantez içinde —- olarak yazılan kısım, hükümde çelişki ve infazda tereddüt oluşmaması için — olarak tashih edilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26 ve 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KISMEN KABUL;KISMEN REDDİNE,
2-)2004 sayılı İİK’nın 67/I Maddesi gereğince davalının —sayılı takip dosyasına — kısmına yönelik yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa— takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle DEVAMINA, fazlaya —– ilişkin talebin REDDİNE,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince tazminat talebinin, koşulları oluşmadığından REDDİNE,
4-)Harçlar Kanunu gereğince kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 2.220,08 TL karar ve ilam harcından ; peşin alınan 543,49 TL harcın mahsubuyla bakiye 1.676,59 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma, 6,40 TL vekalet harcı , 543,49 TL peşin harç, 84,85 TL posta ücreti ve 750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.429,14 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-) Davacı kendisini davada Avukat ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1, maddesi uyarınca kabul edilen ( 32.500,00 TL) miktar üzerinden hesaplanan 4.875,00 TL vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek dilekçeyle————Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/04/2021