Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/431 E. 2022/711 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/431 Esas
KARAR NO:2022/711

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:16/10/2019
KARAR TARİHİ:20/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA/TALEP;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının, müvekkili şirket tarafından işletilen —-takip tarihi itibariyle kendisine ait olan araçlarla —-defa ihlalli geçiş yaptığını, müvekkili şirkete—- tutarında borçlandığını, bu nedenle davalının borca ve ferilerine itirazının haksız olduğunu,tünelde nakit ödeme yapma imkanını sağlayan bir gişe bulunmadığını, bunun sebebinin araç akışını hızlı bir şekilde sağlamak olması sebebiyle — kurulmuş olması olduğunu, tünelin ücret toplama sisteminin tünelden geçen her aracın plakasının önden ve arkadan
fotoğrafını çekmekte ve aracın plakası ile— etiketini okuduğunu, araç geçiş yaptıktan sonra, aracın plakasının sistem tarafından kesin olarak okunabilmiş ise, banka alt yapısıyla entegre çalışan ücret sorgulama sisteminin yaklaşık — dakika sonra araç sahibinin —- hesabından geçiş ücretine yetecek bakiye olup olmadığını sorgulamakta olduğunu, varsa geçiş ücretini hesaptan tahsil ettiğini, müvekkili şirketin kanuni yükümlülüğünün yukarıda açıklanan durumla sonlandığını, ancak
müvekkili şirketin tamamen iyi niyetle ve hiçbir yasal ve hukuki yükümlülüğü olmamasına rağmen, ihlalli geçiş yapıldığında geçişi müteakip etiketi kullanıcılara satan/temin eden kurumlar
nezdindeki—hesabından bilgi istemeye devam ettiğini,
davalının kendisine ait olan — plakalı araçlar ile takip tarihi itibarıyle müvekkili şirketin işlettiği otoyoldan toplamda — kez ihlalli geçiş yaptığını, ayrıca, bu ihlalli geçişler sonrasında her ne kadar— ücret toplama sistemi, plakaları yazan araçların plakalarının bağlı bulunduğu hesaptan —-istemiş olmasına rağmen, — sistemine kayıtlı bir hesabının
olmaması,—hesabının bakiyesinin yetersiz olması ve — hesabının kara listeye alınmış olması, ödeme talimatının bulunmaması ve etiketsiz geçiş yapılması nedenlerinden ötürü banka tarafından reddedildiğini ve tahsilatın yapılamadığını, davalının kendisine ait olan araçla takip
tarihi itibarıyla toplam— kez ihlalli geçiş yaptığını ve bu ihlalli geçişler neticesinde—- borçlandığını, davalının işbu dava konusu icra takibi ile kendisinden istenen geçişlerin yanı sıra başkaca geçişler de yapmış olduğunu, bu geçişler ile ilgili her türlü hakkı saklı tuttuklarını
, davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine, davalıya ihlalli geçiş ihtarnamelerinin tebliğ edildiğini, ancak yine de davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine davalı aleyhine — sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından — tarihinde icra takibine, asıl alacağa ve tüm ferilerine ve yetkiye itiraz ettiğini, uyuşmazlığın çözülmesi amacıyla zorunlu arabuluculuğa başvurulduğunu ancak uzlaşma sağlanamadığını, bu nedenle işbu davayı açma zorunluluğunun hasıl olduğunu ileri sürerek davalarının kabulü ile borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının haksız olarak itiraz ettiği alacağın — az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP:
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket hakkında icra takibi yapıldığını ve süresi içerisinde itiraz edilerek bu haksız
icra takibinin durdurulduğunu,davacının dilekçesinde izah edilen bilgilerden aleyhe olan kısımları kabul etmemekle birlikte
özellikle “— katı ceza uygulamasının” yasal olmadığını, özel şirket olan davacının böyle bir yetkisinin bulunmadığını, bu ceza uygulamasının hukuk devlet ilkesini de aykırı olduğunu,
icra takibinde, müvekkili şirkete ait —- plakalı araçların kaçak
geçişinin söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin araçlarının — bulunduğunu ve anlaşmalı bankalarda da otomatik geçiş sebebi ile ödemeye yetecek miktarda ve hatta eksi —- kadar parası bulunduğunu, dolayısıyla kaçak geçişin söz konusu olmadığını,
müvekkili şirketin “—” yaptığını ve onlarca aracı bulunduğunu, davacının işlettiği otoyolu sürekli kullandığını, müvekkili şirketin araçlarının otoyolu kullanmalarına ait dökümler incelendiğinde, mesela —-geçişlerinde paranın çekildiği, ama — geçişlerinde paranın çekilmediği belirtilerek — kat ceza uygulamasının yapıldığının görüldüğünü, müvekkilin —-
sistemi ve bankada parası olmasına rağmen bir kısmını ödeyip bir kısmını ödememek gibi bir uygulamasının olmayacağının açık olduğunu, bir başka örnek de bir kısım araçlarından para
çekimi yapılmakta bir kısmından ise para çekimi yapılamamış olduğunun belirtildiğini, müvekkili şirketin bir kısım araçlar için ödeme yapmama gibi bir riski göze almayacağının da açık olduğunu, davacı şirketin geçişlerde, ödemeyi kasıtlı olarak hemen çekmediğini, bir müddet biriktirdiğini,
büyük miktar olan ve banka tarafından ödenemeyecek miktara gelmesi sağlanarak cezalı geçiş durumuna geçmesinin sağlandığını, talep edilen kısmın onlarca kar fazlasını diğer geçişlerde ödeyen müvekkili şirketin bu miktarı ödememek gibi bir durumunun olmayacağının açık olduğunu, izah edilen bu durumda müvekkili şirketin kusurunun olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini,
geçişlerin cezalı geçiş olarak değerlendirilmesine sebep olan bir ihtimalin de davacı şirketin yazılımsal kusurundan kaynaklı, bankadan para çekememe durumu olabileceğini, bunda da müvekkili şirketin hiçbir kusurunun olmadığını, her iki ihtimalde de haksız açılan davanın reddine karar verilmesini, özellikle— kat ceza uygulamasının ve icra inkar tazminatının da Reddine, davacı aleyhinde kötü niyet tazminatına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER: —- Esas sayılı dosyası, Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı, Trafik Tescil Kayıtları— kayıtları- İhlalli Geçiş Bilgi ve Dökümü, İhlalli Geçiş Fotoğrafları, Ticaret Sicil Kayıtları, — Kayıtları, —Raporu, dosyadaki sair bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava, 2004 Sayılı İİK’nin 67.maddesi gereğince İtirazın İptali, takibin devamı ve tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.6102 sayılı TTK’nin 4/2 maddesi gereğince dava değerine göre 6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322 maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce taraf teşkili ve dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiştir. Ön inceleme duruşmasında davacı vekilinin beyanına göre tarafların sulh yoluyla çözüme gitmek istememeleri üzerine davaya konu uyuşmazlık belirlenmek suretiyle tahkikata geçilmiş ve tüm deliller toplanmış, incelenmiş ve değerlendirilmiştir. Karar duruşmadasında hazır bulunan davacı vekilinin son sözleri dinlenerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
2004 Sayılı İİK’nin 67.maddesinde;”(Değişik fıkra: —-4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: —–3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:—–6352 S.K./11.md.) — aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. (Mülga fıkra:—–4949 S.K./103.md.)Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. (Ek fıkra:—-6352 S.K./11.md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Olay ve dava tarihinde yürürlükte olan 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Teşkilat Ve Görevleri hakkındaki kanunun 30/5 maddesinde “4046,3465 ve 3996 kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarında geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte bu ücretin — katı tutarında ceza genel hükümlere göre tahsil edilir.” hükmü ile aynı kanunun 30/7.maddesinde ‘Geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapanlardan ,ödemesiz geçiş tarihini izleyen— gün içinde yükümlü olduğu geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere bu maddenin birinci fıkrası ile beşinci fıkrasında belirtilen cezalar uygulanmaz’ hükmü bulunmaktadır.Yapılan yargılama, yukarıda alıntılanan yasal düzenlemeler ve toplanan delillere göre somut olayda öncelikle davanın dayanağı —-Esas sayılı dosyası fiziki olarak getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya—- tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Davaya konu ihlalli geçişleri yaptığı iddia edilen—- plaka sayılı araçların trafik tescil kayıtları getirtilerek dosya arasına alınmış ve incelenmiştir. Yapılan incelemede araçların ihlalli geçiş tarihlerinde davalı şirket adına kayıtlı oldukları görülmüştür. Yine —- Başmüdürlüğüne müzekkere yazılarak ihlalli geçişin yapıldığı tarih aralığında davalı şirkete ait araçların— ürünü bulunup bulunmadığı sorulmuş verilen yanıtta ihlalli geçişin yapıldığı tarih aralığında ilgili araçlardan— ürünü bulunmadığı bildirilerek— ürünü bulunan araca ilişkin geçiş bilgileri gönderilmiştir. Davalı savunmasına göre—şubesine müzekkere yazılmış ve tekitler üzerine verilen yanıtta söz konusu araçların —-ödeme yapılmadığı ve hesap hareketlerine yansımadığının bildirildiği görülmüştür. Somut olayda davacı şirketin — ile yapımı ve işletilmesini üstlendiği , davacı şirket tarafından, —Esas sayılı dosyasından, işlettiği tünelden davalı adına kayıtlı araçların —- tarihleri arasında toplam— kez ihlalli geçiş yapmaları nedeniyle tahakkuk eden geçiş ücretleri ve 6001 sayılı kanun uyarınca tahakkuk ettirilen geçiş ücretlerinin— tutarındaki cezaya ilişkin olarak icra takibi başlatıldığı, takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce taraflarca gösterilen deliller toplanmış, ilgili kayıt ve belgeler celbedilmiş ve incelenmiştir. Bu kapsamda tahkikat işlemi olarak dosya — raporu verilmesi için işin niteliği gereği— nitelikli hesaplamalar uzmanı bir —- verilmesine karar verilmiş ve bu minvalde —- tarafından hazırlanan tarafından dosya kapsamında yapılan inceleme sonucunda hazırlanan işbu raporda özetle ve mealen ; davalı şirketin adına kayıtlı araçların — kez ihlalli geçiş yaptığını,— hesap hareketlerine göre ilgili araçlar için bir tahsilata rastlanmadığı tespitiyle beraber geçiş listesi ve miktarları gösterilerek —-geçiş bedeli ve — ceza bedeli olmak üzere toplam —-borç alacak/borç bulunduğu yönünde tespit , hesap ve görüş bildirildiği görülmüştür. —- raporu taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ve vaki beyan ve itirazlar da değerlendirilmiştir. Öte yandan davaya konu olayda özel işletmeye tabi tünelden geçiş hizmetinin niteliği gereği ‘sürücü belgesi sahibi’ hizmeti alanlar tarafından şartları ve sonuçları önceden bilindiğinden ve/veya nesnel olarak bilindiği kabul edildiğinden otoyol-tünel giriş ve çıkışında sistem tarafından yapılan ücretsiz geçiş yapıldığına dair uyarı ve ödemenin yapılmasına ilişkin bildirim dışında yasal olarak ihlalli geçiş tutanağı veya idari yaptırım karar tutanağı düzenlenerek muhataba ihbar ve tebliğine dair yasal bir düzenleme de bulunmamaktadır. Davalının aracın vasfına göre tacir sıfatı bulunduğundan, basiretli tacir gibi davranma ve bu kapsamda araçlarına—- ürünü alarak hesabında yeterli para (bakiye) bulundurma ve/veya ihlali geçişten itibaren günün teknolojik imkanlarına göre İnternet ortamında yapılacak basit bir sorguya göre borç tespit edilerek —- gün içinde ödeme hakkı ve yükümlülüğü de caridir. Bir başka anlatımla sistemin işleyişi ve özelliği gereği hizmetten yararlananların hizmete ilişkin ücreti ödeme yükümlülüğü ve takibi tamamen hizmeti alanlara aittir. ( KTK,41, 85-TTK,18/2) Filhakika ,olayda davalının geçiş tarihlerinde– hesabında yeterli bakiye bulundurmadığı, bir kısım araçlarının— hesabının da bulunmadığı, geçişler için ödeme yapılmadığı gibi ihlalli geçişlerden itibaren— gün içinde de herhangi bir şekilde ödemenin yapılmadığı gözetildiğinde davacının geçiş ücretleri ile birlikte — tutarında ceza talebinde bulunmasında ve dolayısıyla takip ve davasında haklı olduğu, davacı tarafın davasını açıklanan delillerle usulüne uygun olarak ispat ettiği sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır. Binaenaleyh, dosyaya mübrez —- raporunun da icra takibiyle uyumlu, gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kabulü ile, taleple bağlılık ilkesi, faiz tür ve oranı da gözetilerek davalı-borçlunun, —- Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın İptali ile icra takibinin asıl alacağa—- takip tarihinden itibaren yıllık —- ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen devamına karar verilmiştir.Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nin 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının — yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda tazminatın, takip hukuku acısından amacı ışığında yapılan değerlendirmede; davalının itirazının haksızlığına karar verilmesi ve yapılan yargılamaya göre davalının borcunun varlığı ve gerçek miktarını tahkik ve tespit edebilir durumda olduğunun anlaşılması nedeniyle dava konusu alacağın muayyen/likid olduğu anlaşılmakla İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince şartları oluştuğundan asıl alacağın —- icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
6100 Sayılı HMK’nin 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. maddesi gereğince tamamen davalı şirket sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nin 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)2004 sayılı İİK’nin 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun—Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa — takip tarihinden itibaren yıllık — değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen DEVAMINA,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nin 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulüyle, asıl alacağın ( — — icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken —karar ve ilam harcına, peşin alınan—harcın ve ilamsız icra takibi dosyasına yatırılan — harcın mahsubuyla bakiye —- harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca — bütçesinden ödenen— arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan — başvurma harcı,—peşin harç, — vekalet harcı, — posta masrafı ve—Bilirkişi ücreti olmak olmak üzere toplam — yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan—- nispi/maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, (—- Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,) Dair, davacı vekilinin yüzene karşı, davalı vekilinin yokluğunda;6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; —Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.