Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/429 E. 2021/603 K. 10.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/429 Esas
KARAR NO:2021/603
DAVA: Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/10/2019
KARAR TARİHİ: 10/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan incelemesi sonucunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı—– başlangıç ve—- kapsamında —- bünyesinde—–olduğunu, davacı —— doğum tarihli olup, henüz —– yaşında olduğunu, davaya konu rahatsızlığı gelişmeden önce , önemli bir hastalık veya ameliyat geçirmediğini, nörolojik bir şikayeti veya herhangi bir sağlık problemi olmadığını, —— tarihinde — ağırısı ve bilinç kaybı şikayeti nedeniyle en yakın hastane olan ——- götürüldüğünü ve ilk müdahalesinin yapıldığını, davacının — olması sebebiyle öncelikle —- kaldırıldığını, sonrasında —-acil hasta olarak getirildiğini, yapılan tetkikler neticesi davacıya beyin sapı — tanısı konarak yoğun bakım ünitesine yatışının yapıldığını, davacı adına —- olmak üzere toplam —- fatura çıkarıldığını ve davacının tedavisinin devamı gerektiğinden, babası —- tarafından ödeme yapılmak zorunda kalındığını, diğer yandan yine tedavi kapsamında —-fatura düzenlendiğini, davacı adına bu ödemelerin de yapıldığını, ——- tarihinde iadeli taahhütlü—— dilekçenin , fatura suretleri ve —– başvuru yapıldığını, davalı sigorta şirketi tarafından davacının tedavi giderlerinin poliçe kapsamında ödenmesi gerekmekte olduğunu, davaya konu rahatsızlığı gelişmeden önce, önemli bir hastalık veya ameliyat geçirmediğini, —-şikayeti veya herhangi bir sağlık problemi olmadığını, davacının geçirdiği — ——sebebi olarak ——— gerektiren bir konu olması sebebiyle hastalığın tanısı ve sebebinin, mahkeme tarafından konusunda uzman hekimlerce şüpheye mahal bırakmayacak şekilde tespit edilmesinin gerektiğini, bu sebeple meydana gelen beyin kanamasının ve —– doğuştan gelen bir hastalık olarak nitelendirilerek poliçe kapsamı dışında bırakılması davacıyı maddi olarak büyük bir mağduriyet ve külfet altında bıraktığını, davalı şirketin poliçe özel şartlarını davacıya daha önceden paylaşmadığı gibi davacıya imzalatılan herhangi bir özel şart sözleşmesinin de bulunmadığını, sigorta poliçesi “rahat ve kolay olacak” şekilde düzenlenmesinin gerektiğini, sigortacı, sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce, aydınlatma yükümlülüğü kapsamındaki hususları sigorta ettirene yazılı olarak bildirmesinin gerektiğini, sigorta ettirenin ihbar yükümlülüğüne aykırı herhangi bir davranışının olmadığını, davacının dava konusu tedavi gördüğü hastalığına dair daha öncesinde hiçbir bilgisinin olmadığını, bu hastalığın tanısı ilk defa dava konusu olayla konduğunu, arabuluculuğa başvurulduğunu, anlaşılamadığını, davalı şirket nezdindeki —- ödenmesi gereken tedavi giderlerinin fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla şimdilik, —– kısmının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili —– tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davalı taraf davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığından, usulden reddinin gerektiğini, davaya konu delil listesi ve eklerinin davalı tarafa tebliğ edilmediğini, davacı tarafın talepleri, poliçe özel şartlarına göre teminat dışı olduğundan reddedilmesinin gerektiğini, davalı şirket tarafından aydınlatma ve bilgilendirme yükümlülüğünün yerine getirildiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davalı şirket aleyhine tazminata hükmedilmesi ihtimalinde, ödenecek faiz yasal faiz olacağını, huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığından davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, davacı tarafın taleplerinin poliçe teminatı dışında olması sebebiyle davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dava dilekçesi, arabuluculuk tutanağı, Bilirkişi raporu, dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava Sigorta Sözleşmesinden kaynaklı tazminat davasıdır.
Anayasa’nın 37. maddesine göre “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz”. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesine göre, “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/(1)-c maddesine göre, mahkemenin görevli olması dava şartıdır. HMK’nın 115’inci maddesine göre, “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” Bu yasal çerçevede mahkemelerce görev konusu her aşamada resen gözetilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda öncelikle dosyanın görev yönünden incelenmesi gerekmiştir.
6102 Sayılı TTK’nun 4.maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlığın konusu işin her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Yine Kanunun 19/2.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri içinde ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmemektedir.
——— tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır.
Somut olayımızda taraflar arasında akdi bir ilişki olup davalının sorumluluğunun kaynağının davacıyla yaptığı özel sağlık sigortası sözleşmesidir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır. Davalı şirket ile davacı arasındaki ilişki ise 6502 sayılı Kanunun 3/1 maddesi kapsamında kalan tüketici işlemlerinden kaynaklanmaktadır. Tüm bu nedenlerle davanın tüketici hukuku hükümleri çerçevesinde tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin ——— Nöbetçi Tüketici Mahkemeleri olduğuna karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği usulden REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-Görevli ve yetkili mahkemenin——– Nöbetçi Tüketici Mahkemeleri olduğuna,
4-Hukuk Muhakemeleri Kanunu 20. Maddesi gereğince kararın kesinleşmesine müteakiben iki hafta içinde talep halinde dava dosyasının yetkili ve görevli mahkeme olan —— Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi halde aynı madde gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına —— bu usuli kararın verilmesi ve bu kararla birlikte harç hususunun re’sen karara bağlanması hususlarının re’sen gözetilmesine; re’sen gözetilmesi gereken hususlar dışında kalan yönlerden ise gerekirse talebe bağlı olarak değerlendirme yapılmasına,
5-Yargılama harç ve giderlerinin 6100 Sayılı HMK 331/2. maddesi gereğince görevli ve yetkili mahkemede verilecek nihai kararla birlikte değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde——–Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.