Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/422 E. 2021/265 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/492 Esas
KARAR NO: 2021/266
DAVA : Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 22/10/2019
KARAR TARİHİ : 27/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin işyerinde —-tarihinde meydana gelen hırsızlık nedeniyle —- zarar edildiğini, müvekkilinin olası zararlara karşı işyerini davalı—– yaptırdığını, zarar sebebi ile başvuru yapıldığını, hasar dosyası açıldığını, ancak —– gibi önlemlerin alınmadığından bahisle zararın karşılamayacağının belirtildiğini, arabuluculuğa başvurulduğunu, anlaşma sağlanamadığını, bu sebeplerle şimdilik —– davalıdan alınarak davacı müvekkile verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinin ilk paragrafında zarar miktarının açık ve net olarak —- beyan edildiğini, sonuç kısmında ise şimdilik denilerek —– talep edildiğini, davacı tarafça zarar miktarının net olarak —- olarak bilindiği ve bildirildiği açıkken davanın kısmi dava olarak açılmış olmasının usul ve yasa aykırı olduğunu, bu nedenle davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, esas yönünden ise; olaya ilişkin ekspertiz görevlendirildiğini, raporda ——— nedeniyle hasar taleplerinin poliçe teminat kapsamı dışında kaldığının davacı tarafa bildirildiğini, poliçe teminat kapsamı dışında bırakılan, Poliçe Genel ve Özel Şartlarına, ayrıca usul ve yasaya aykırı olan davanın öncelikle, hukuki yarar yokluğundan reddine, davanın esastan da reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller
Tarafların —–sorgusu dosya arasına alınmıştır.
Davalı —- yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
Sigorta hukuku alanında uzman bilirkişi ile mali müşavir bilirkişi heyet raporu dosyaya sunulmuştur.
İnşaat mühendisi bilirkişi raporu dosyaya sunulmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava —– tarihinde meydana gelen hırsızlık olayı sebebiyle davalı şirket nezdinde sigortalı bulunan davacı şirketin zarara uğrayıp uğramadığı, tazminat koşullarının oluşup oluşmadığına dair HMK 107.maddesi uyarınca açılmış maddi tazminat davasıdır.
Mahkememizce dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraflarca dosyaya sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir.
Dosya, sigorta hukuku alanında uzman bilirkişi ile mali müşavir bilirkişi heyetine tevdii edilmiş; Düzenlenen rapora göre taraflar arasında —- tarihleri arasında geçerli—– düzenlendiği, poliçenin———— bulundurulması kaydıyla geçerli olup, bu koruma önlemlerinin bulunmadığı sigortalı yerdeki açıktaki muhteviyat teminat haricidir.” Son paragrafının; “Sigorta ettiren, sigortalı yerde alarm, kepenk veya 24 saat bekçi bulundurmak önlemlerinin en az birini almakla yükümlüdür.” şeklinde olduğu, olayda kepengi bulunmayan işyerinin cam kapısının alüminyum kısımları zorlanmak suretiyle hırsızlığın meydana geldiği, olayın meydana gelişi itibarıyla davacıya atfedilecek olan bir kusur tespit edilmediğinden, dava dışı üçüncü kişilerin kusurlu sayılması gerektiği, Hırsızlık Sigortası Genel Şartlarının “l. Sigortanın Konusu Bu sigorta ile poliçede belirlenen sigortalı yerde hırsızlık veya hırsızlığa teşebbüsün;1.1. Kırma, delme, yıkma, devirme ve zorlamayla girilerek,1.2. Araç, gereç veya bedeni çeviklik sayesinde tırmanma veya aşma suretiyle girilerek,1.3. Kaybolan, çalınan veya haksız yere elde edilen asıl anahtarla veya anahtar uydurarak veya başka aletler veya şifre yardımıyla kilit açma suretiyle girilerek,1.4. Sigortalı yerlere gizlice girip saklanarak veya kapanarak,1.5. Öldürme, yaralama, zor ve şiddet kullanma veya tehditle, yapılması halinde sigortalı kıymetlerde doğrudan meydana gelen maddi kayıp ve zararlar, teminat altına alınmıştır. Teminat poliçede belirtilmek şartıyla yukarıda sıralanan riziko gruplarından sadece biri veya birkaçı için de verilebilir.” şeklinde olduğu, Genel Şartlarda belirtilen düzenlemeler ile söz konusu hasarın teminat kapsamına dahil olabilmesi için ancak ek sözleşme ile sayılan haller arasında olması gerektiği, sigorta poliçesi incelendiğinde işyerindeki emtiaların çalınmasına neden olan rizikonun teminat kapsamında olduğuna dair “sigortalı yerde alarm, kepenk veya 24 saat bekçi bulundurmak önlemlerinin en az birini almakla yükümlüdür” şeklinde bir özel şart hükmünün yer aldığı, davacı tarafından özel güvenlik şartını yerine getirdiğine dair (kepenk, alarm vs) dosyada bir tespit bulunmadığından iş yerinde meydana gelen hırsızlık hasarının, hırsızlık sigorta poliçesi teminatı kapsamında olmadığı, sigorta şirketinin meydana gelen hasar nedeniyle tazminat ödeme yükümlülüğünün bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı, davacının beyanına göre işyerinin çevrili olduğu cam kapının, kepenkten daha sağlam olduğu iddiasının araştırma neticesinde ortaya çıkacağı rapor edilmiştir.
Mahkememizce, dosyaya sunulan sigorta ve mali müşavir bilirkişilerin raporunda belirtilen ve davacı tarafça savunulan cam korumanın kepenkten daha güçlü olduğu iddiası hakkında tespitte bulunulması ve cam korumanın niteliklerinin tespit edilmesi amacıyla dosya yerinde inceleme yetkisi verilmek suretiyle inşaat mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiş; İnşaat mühendisi bilirkişi tarafından yerinde inceleme yapılarak düzenlenen rapora göre hırsızlık olayının alüminyum doğrama üzerine monte edilen çubuklu asma kilit sisteminin kırılarak, alüminyum kasanın eğriltilerek kapının açıldığı, doğrama arasındaki lamine camın herhangi bir etkisi olmadığı, hırsızlığın camlı bölümlerden olmadığı, doğrama üstüne yaptırılan kilit düzeneğinin bozulması, doğramanın esnetilerek kapının açılması dikkate alındığında, çelik kepenk sisteminin, asma kilit sistemine göre teknik olarak daha güvenli olduğu ve hırsızlığa karşı caydırıcı etkisinin daha yüksek olduğu rapor edilmiş olup, mahkememizce de hükme esas alınan, denetime elverişli ve gerekçeli bilirkişi raporlarına göre davacının iş yerinde meydana gelen hırsızlık hasarının, hırsızlık sigorta poliçesi teminatı kapsamında olmadığı, cam korumanın kepenkten daha güçlü olmadığı, sigorta şirketinin meydana gelen hasar nedeniyle tazminat ödeme yükümlülüğünün bulunmadığı, bu hali ile davacının davasını ispat edemediği anlaşılmakla sübut bulmayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 170,78 TL harcın mahsubuyla arta kalan 111,48 TL harcın dosyanın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ——- Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/04/2021