Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/42 E. 2021/829 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/42
KARAR NO: 2021/829
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2019
KARAR TARİHİ: 10/11/2021
Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;— dava dışı —-arasında akdedilen—- istinaden krediler açılıp, kullandırıldığı; borçlu—- müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzalamak suretiyle sorumluluk altına girdiği; ——ihtarnamenin keşide edildiği; buna rağmen ödenmemesi üzerine de davalı hakkında—- dosyası üzerinden alacağın, fer’ileriyle tahsili
için ilamsız icra takibine başlanıldığı; davalının haksız ve kötü niyetli olarak tüm borç ve faize
itirazla takibin durmasına sebep olduğu, ancak davalının bankaya olan borçlarının devam ettiği,
asıl alacak ve fer’ilerinin tahsili için icrada talep edilen anapara, faizler ve fer’ilerinin usul ve
yasaya uygun olduğu, itiraz üzerine zorunlu arabuluculuğa başvurulduğu ve —- numarası üzerinden——numarası ile sürecin anlaşamama ile sonuçlandığı ve anlaşamama son tutanağı düzenlendiği; itirazın haksız olduğu ileri sürülerek itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davacı vekili duruşmada da dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı vekili ön inceleme duruşmasının yapıldığı—– tarihli duruşmada: ”…imza yönünden müvekkilimin isticvabını, evrak aslının celbini ve imza incelemesi yönünden bilirkişi incelemesini gerektirir bir itirazımız söz konusu değildir, dilekçelerimizde bu anlama gelebilecek beyanlarımız borcun esasına, kefaletin geçersizliğine ve miktara yöneliktir, bu açıklamaya bağlı olarak dilekçelerimizi tekrar ederiz, dedi. Beyanı okundu imzası alındı.” şeklindeki imzalı beyanı ile açıkladığı ve buna bağlı olarak tekrar ettiği cevap dilekçesinde kefaletin geçerlilik şartlarından olan belirlilik ilkesinin somut olayda mevcut olmadığı, kefalet sözleşmesi için aranan geçerlilik şartlarını taşımadığı, kefalet sözleşmelerinin belirli kısımlarının el ile yazılmasının bir geçerlilik şartı olduğu, kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini el ile yazmasının şart olduğu, oysa davalının sözleşmede sadece imzasının bulunduğu, sorumlu olduğu azami miktarın, kefalet tarihinin ve müteselsil kefil olduğu ile ilgili kayıtların el yazısı ile yazılmadığı, bankaca uyarılmadığı ve geçerlilik şartı olan bu unsurun eksikliğinin sözleşmeyi geçersiz hale getirdiği; kefaletin geçerlilik şartlarından belirlilik ilkesinin somut olayda mevcut bulunmadığı, bir an için sözleşmenin geçerli olduğu kabul edilse dahi, “banka nezdinde doğmuş, doğacak her türlü hak ve alacağa kefil olunması” kaydının geçersiz olduğu, davacı ile asıl borçlu arasında imzalanmış müteakip diğer —– doğan borçlardan sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığı; Mahkemece sözleşmenin geçerli olduğuna karar verilse bile icra takibinin hukuka aykırı olduğu, zira takipte fahiş faiz oranlarının talep edildiği; davacı tarafından gönderilen cari hesap kat ihtarnamesinin gerçeği yansıtmaması nedeniyle alacağın muaccel hale gelmesinin mümkün bulunmadığı, bu haliyle
alacağın likit olmadığı; davacının itirazın iptali talebinin kötü niyetli olduğu, davacı bankanın kur farkından haberdar olup, bilinçli ve kötü niyetli olarak fahiş faiz oranları uyguladığı savunularak davanın reddine karar verilmesi ve % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi istenmiştir.
İbraz edilen —- tarihinde yapılan başvurunun taraflarla ilgili olduğu, tarafların davete uyduğu ancak görüşme sonunda anlaşma sağlanamadığına dair — tarihli son tutanak düzenlendiği, arabuluculuğa başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmiş olduğu belirlenmiştir.
Celp edilip incelenen söz konusu icra dosyasına göre taraflarla ilgili olduğu, — asıl alacak ve ——Dava dilekçesine, cevap dilekçesine, celp edilip incelenen icra dosyasına, ön inceleme duruşmasında belirlenen ihtilaf noktalarına ve dosya kapsamına göre dava ticari kredi ilişkisine dayalı olarak yapılan takibe itirazın iptaline ve buna bağlı olarak talep edilen icra tazminatına yöneliktir.
Deliller toplanarak taraflar arasındaki —– içeriği ve davanın niteliği gözetilerek banka kayıtları ile davacı defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilerek bir bankacılık konusunda uzman bilirkişiden rapor temini yoluna gidilmiştir.
—–yevmiye nolu ihtarnamesi ile takibe ve davaya konu borcun ödenmesi için davalıya gönderilen kat ihtarnamesi ile —- tarihinde hesabın kat edildiği , ihtarın — tarihinde tebliğ edildiği ve ihtar ile birlikte — süre tanınmış olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi tarafından yukarıda açıklanan şekilde dosya kapsamına uygun olarak ve davanın esasının —– Mahkememizce de yeterli görülen —- tarihli raporda : Davacı tarafından ibraz edilen ilişkin ticari defterlerin; açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbiri doğruladığı, davacı şirketin defterlerinin kayıt nizamı bakımından uygun olduğu, davacı lehine delil kabiliyetinin
bulunduğu; Davacı —- dava dışı müflis—-borçlu, müteselsil kefil davalı —- imzalandığı, bu sözleşmenin kefili olarak davalı—- usulüne uygun kefil beyanı ile imzası ve sorumluluğunun bulunduğu; Davacı’nın ticari defter ve dayanaklarına göre;—- olan takip tarihi itibariyle dava dışı borçlu —- müşterek borçlu, müteselsil kefili davalı —- tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, — olarak —- alacaklı olduğu hesaplanarak değerlendirilmek suretiyle ulaşılan kanaat açıklanmış ve takip talebindeki miktarlar teyit edilmiştir.
Raporun tebliğine rağmen taraf vekillerince rapora karşı her hangi bir beyanda bulunulmamış ve itiraz edilmemiş olup, davacı vekili duruşmadaki beyanında rapora bir diyeceği olmadığını ifade etmiştir.
İlgili yasal düzenlemeler:
”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu:
…TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI
Madde 222 – (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi—– yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.—- Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
—-
A İTİRAZIN İPTALİ :
———– Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
—- Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —-yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
—-
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
–Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.
—— yargılama gideri yönünden yer alan ilgili fıkralar:
Dava şartı olarak arabuluculuk
———
(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
—–
(11) Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(12) Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları hâlinde, arabuluculuk ücreti, —– göre aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır. Bu durumda ücret, Tarifenin Birinci Kısmında belirlenen iki saatlik ücret tutarından az olamaz.
(13) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı ——bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak —- göre karşılanır.—–bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.
(14) Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere—- bütçesinden karşılanır.
—-
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Sonuç olarak celp edilip incelenen icra dosyası, —- kat ihtarı, buna ilişkin ihtarnamenin içeriği ve tebliğ tarihi; dosya kapsamına uygun, denetime ve hükme esas alınmasına elverişli olup Mahkememizce de dosya kapsamına uygun ve yeterli görülen rapor; rapora itiraz edilmemiş olması; yukarıya aktarılan ilgili yasal düzenlemeler ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davanın sübuta erdiği kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafın icra inkar tazminatı adı altında talep ettiği icra tazminatı yönünden yukarıya aynen alınan—–yerleşen yargısal uygulama, davanın niteliği, davalının takibe itirazının haksız çıkması, kabule konu asıl alacak yönünden alacağın davalı tarafça hesaplanabilir-bilinebilir olması nedeni ile likit ve belirli olması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalı aleyhine icra tazminat şartlarının somut olayda gerçekleştiği anlaşıldığından kabule konu asıl alacak miktarı olan —– üzerinden %20 oranında icra tazminatına da karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmış olup, söz konusu asıl alacak miktarının %20 oranına tekabül eden ——tazminatına da hükmolunmuştur.
Harç yönünden kabule konu toplam dava değeri olan ——- üzerinden işlem yapılmış ve avukatlık ücreti hesabı yönünden de harca esas alınan bu bedel gözetilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile, —- icra dosyası üzerinden yapılan takibe itirazın iptaline ve takibin devamına,
2-Asıl alacak miktarı üzerinden hesaplanan %20 icra tazminatı karşılığı — davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harç muafiyeti nedeni ile başlangıçta harç alınmamış olması da gözetilerek ve gerekçede açıklanan matrah üzerinden hesaplanan —nispi karar harcı ile dava tarihine göre başvurma harcı —- davalıdan alınarak —–gelir kaydına,
4—– zaruri giderin davalıdan alınarak —-gelir kaydına,
5-Davacı tarafından harç dışında yapılan toplam —- yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafça yapılmış bir gider olmadığından bu konuda başkaca bir hüküm oluşturulmasına yer olmadığına,
7-Gerekçede açıklanan, kabule konu toplam miktar olan ve harca da esas alınan matrah üzerinden davacı vekili yararına tarife gereğince hesap ve takdir edilen —– nispi avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——- Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/11/2021