Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/411 E. 2021/279 K. 30.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/411 Esas
KARAR NO : 2021/279
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/10/2019
KARAR TARİHİ : 29/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu ile müvekkili şirket arasındaki ticari ilişkiye istinaden ortaya çıkan —— cari hesap alacağı borçlu şirket tarafından ödenmediğini, yapılan görüşmelerde de sonuç alınmadığını,———- sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiğini, borçlu haksız ve mesnetsiz olarak itiraz ettiğini, davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP : 6100 Sayılı HMK’nın 126-131 maddeleri kapsamında davaya cevap dilekçesi verilmemiştir. Davalı duruşmalara katılmamış; kendisini vekille temsil de ettirmemiştir.
DELİLLER: ————- dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava İtirazın İptali ve tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete karşın tarafların sulh olmak istememeleri üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş ve karar duruşmasına katılan taraf vekillerinin son sözleri dinlenerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya konu——- esas sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Öncelikle davanın yasal dayanığının hatırlatılmasında yarar vardır;2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesinde ————– Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. ——– Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın———– yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır—-Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. ——– Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır.
Yapılan açıklamalar, anılan yasal düzenlemeler, toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda somut olaya bakıldığında evvelin, ———– sayılı dosyasından davalı-borçlu hakkında satış sözleşmesi kapsamında kesilen faturalar ve cari hesap ilişkisine dayalı olarak icra takibi başlatıldığı ,icra takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce açılan dava üzerine taraf teşkili sağlanarak davalı davaya cevap vermediğinden iddia inkar edilmiş kabul edilerek işin esasının incelenmesine geçilmiş ve davacının gösterdiği deliller toplanmış, tarafların bağlı bulunduğu vergi dairelerinden uyuşmazlığa ilişkin dönemlere ait ——–getirtilmiş ve dosya bilirkişi raporu düzenlenmesi için bir serbest muhasebeci mali müşavir bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi ———– tarafından davalı taraf ibraz etmediğinden yalnızca davacının ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan işbu rapora göre davacının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve sahibi ve halefleri lehine delil vasfı taşıdıkları, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, uyuşmazlığa konu faturanın karşılıklı olarak—— beyan edildiği, faturanın tebliğ ve faturaya konu malların teslim edildiği, ticari defter ve vergi dairesi kayıtlarının birbirleriyle uyumlu olduğu ve sonuçta davacının ——– cari hesaptan dolayı alacaklı olduğu yönünde tespit ve görüş içeren rapor verilmiştir. Mahkememizce işbu rapor davacı vekiline ve davalıya tebliğ edilerek sunulan beyan ve itirazlar da değerlendirilmiştir. Bu kapsamda bilirkişi raporunda da görüldüğü üzere uyuşmazlık aydınlanmış, mevcut delillere göre alacağın varlığı ve miktarı sübut bulmuştur. Filhakika davacı şirketin davasını, TMK’nın 6 ile HMK’nın 190 ve 222/3 maddeleri nazarında davalı tarafın ihtara rağmen ticari defter ve belgelerini incelemeye sunmaması nedeniyle kendi lehine delil teşkil eden ve usulüne uygun olarak tutulan ticari defter ve kayıtları yanında ——– kayıtları ve bilirkişi raporuna göre açıkca ispat ettiği anlaşılmıştır. Binaenaleyh dosyaya mübrez sözü geçen bilirkişi raporunun gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kabulü ile, davalı-borçlunun ———— sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile icra takibinin asıl alacağa —– tarihinden itibaren avans işlemlerinde uygulanan—- değişen oranlarda ticari temerrüt faizi işletilmek suretiyle aynen devamına karar verilmiştir.
Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise —- kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda alacağın gerçek miktarı belli olmasının yanında, davalı taraf da borcunun varlığı ve miktarını açık ve net olarak bizzat kendi ticari defter ve kayıtlarına göre belirleyip tespit edebilir durumdadır. Bu nedenlerle davalının itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve davalı-borçlu yönünden cari hesap ilişkisine göre kalan alacak/borç likit ve muayyen olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince koşulları oluşmakla asıl alacağın %20’si olan —– icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —–bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KABULÜNE,
2-) 2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun—– sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa —–takip tarihinden itibaren avans işlemlerinde uygulanan —- değişen oranlarda ticari temerrüt faizi işletilmek suretiyle aynen DEVAMINA,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulüyle, asıl alacağın — %20’si olan——–icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.065,12 TL karar ve ilam harcından; başlangıçta peşin alınan 365,12 TL harcın ve icra dosyasına yatırılan 151,16 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 1.548,84 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca——— bütçesinden arabulucuya ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan 44.40 TL başvurma harcı 365,12 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı, 151,25 TL posta masrafı ve 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.167,17 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 4.534,73 TL nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek dilekçeyle——– Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/04/2021