Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/396 E. 2020/567 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/396 Esas
KARAR NO : 2020/567
DAVA : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 14/10/2019
KARAR TARİHİ : 22/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin—– bedelle —- tarihinde davalı tarafa devredildiğini, pay devrine ilişkin işlemlerin gerçekleşme aşamasında satış bedelinin ödendiği beyan edilse de bu beyanın taşınmaz devri için mecburen yapılan bir beyan olduğunu, davalı alıcının taşınmaz pay satış bedelini müvekkil şirkete ödemediğini, bunun üzerine davalı tarafa müvekkil şirketçe —— nolu fatura düzenlenip gönderildiğini, davalı tarafın ise faturaya———— yevmiye numaralı ihtarnamesi ile itiraz ettiğini, itirazın temelini ödeme iddiası oluşturduğunu, fakat bu ödeme iddialarını ortaya koyan herhangi bir ödeme makbuzu yahut dekont bulunmadığını ayrıca faturanın kendilerine geç ulaşmasından dolayı — gün içinde düzenlenmeyen faturanın düzenlenmemiş sayıldığından bahisle herhangi bir borçlarının da olamayacağını belirttiklerini ancak faturanın yasal süresinde düzenlenmemiş olması nedeniyle hiç düzenlenmemiş sayılması, faturada yazılı malın teslim edilmediği veya hizmetin yapılmadığı anlamına gelmediğini, müvekkil şirketçe faturanın süresinde düzenlendiğini fakat davalı tarafa ulaştırılamadığını beyan ederek müvekkile ait—– payın satış bedeli olan —– davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı müvekkilinin —— vasıflı taşınmazın hissedarı olduğunu, davacı şirketin sözkonusu taşınmazın müşterek maliklerinden dava dışı —– taşınmazdaki —- payının tamamını —– tarihinde satın alarak taşınmazın hissedarı olduğunu, bu satış işlemine karşı davalı müvekkilin Medeni Kanun’un 732.maddesi gereğince sahip olduğu ——-hakkını kullandığını ve bu amaçla davacı şirket aleyhine ————— sayılı dosyası ile ——– açtığını, Şufa davası devam ederken, davaya konu şufalı payın davacı şirket tarafından davalı müvekkiline devri hususunda mutabakat sağlandığını ve —- tarihinde —bedel karşılığında şufa davasına konu olan şufalı payın —- davalıya devir ve tescilinin gerçekleştiğini, devir bedeli olan —- tamamının — nakden ve tamamen davacı şirket temsilcisine ödendiğini ve bu hususun ———- düzenlenen resmi senette de açıkça yazıldığını, Davacı şirket temsilcisinin, satış bedelinin tamamını nakden ve tamamen tahsil ettiğini işlem sırasında memur huzurunda beyan ettiğini ve resmi senedi imza altına aldıklarını, şufalı payın davalı müvekkile devrinin satış suretiyle gerçekleşmesini müteakip, ——— dosyası ile görülmekte olan davanın —- tarihli celsesinde her iki taraf vekillerinin dava konusu payın devrinin yapıldığı ve davanın konusunun kalmadığını beyan etmeleri üzerine “Dava Konusuz Kaldığından Karar Verilmesine Yer Olmadığına” kararı verildiğini, yargılama sırasında tapu devrinin yapılmasına rağmen bedelin ödenmediği gibi bir iddia da karşı tarafça ileri sürülmediğini, sözkonusu mahkeme kararı, taraflarca kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiğini, davanın ticari dava olmaması nedeni ile uyuşmazlığa bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu savunarak davanın öncelikle görev yönünden reddine karar verilmesini, haksız davanın esastan da reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; Usule ve esasa ilişkin beyanlarını yineleyerek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller
Tarafların —–kayıtları dosya arasına alınmıştır.
———- yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava taşınmaz satışına ilişkin satış bedelinin ödenmediği iddiasıyla açılmış alacak davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde,bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara, Ticaret Mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesine göre tarafların sıfatına veya bir ticari işletme olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari dava olarak sayılan davalar mutlak ticari dava; tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalar ise nispi ticari davadır.
Yukarıda belirtilen kanun maddeleri ışığında somut olaya gelindiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın taşınmaz satışına ilişkin satış bedelinin ödenmediği iddiasıyla açılmış alacak davası olduğu, dava türü bakımından TTK’da sayılan mutlak ve nispi ticari davanın şartlarının oluşmadığı, taraflar arasında aynı taşınmaza ilişkin ön alım davasının————-sayılı dosyası ile görülüp, karar bağlanarak kesinleştiği, dosyaya sunulan irsaliyeli faturada davaya konu taşınmazın açıkça yazılmış olduğu, davalının tacir olmaması ve aralarındaki ilişkinin ticari iş olmaması sebebiyle, taşınmazın satışı dolayısıyla bedelin ödenmediği iddiasıyla açılmış mal varlığı haklarına ilişkin olan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılmasının gerektiği anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin ——- Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği usulden REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-Görevli ve yetkili mahkemenin—— Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
4-Hukuk Muhakemeleri Kanunu 20. Maddesi gereğince kararın kesinleşmesine müteakiben iki hafta içinde talep halinde dava dosyasının yetkili ve görevli mahkeme olan —– Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi halde aynı madde gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına (kararın tebliği ile ihtarat yapılmış sayılmasına), bu usuli kararın verilmesi ve bu kararla birlikte harç hususunun re’sen karara bağlanması hususlarının re’sen gözetilmesine; re’sen gözetilmesi gereken hususlar dışında kalan yönlerden ise gerekirse talebe bağlı olarak değerlendirme yapılmasına,
5-Süresinde başvuruda bulunulması halinde yargılama harç ve giderlerinin 6100 Sayılı HMK 331/2. maddesi gereğince görevli ve yetkili mahkemede verilecek nihai kararla birlikte değerlendirilmesine,
6-HMK’ nın 331/2 maddesi gereğince harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili ve görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ——- Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.22/12/2020