Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/394 E. 2022/710 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/394
KARAR NO : 2022/710

DAVA : İtirazın İptali (Ortaklık İlişkisinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/10/2019
KARAR TARİHİ : 19/10/2022

Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından ibraz edilen ve———”…
1) Müvekkil ile davalı .——-hissedarlarıdır. Davalı taraf bahse konu şirketin %25 hissedarıdır. Söz konusu—– ile şirketin —- edilmesine karar verilmiştir.Anılan karar gereğince ——- şirketin—- yapılmıştır. Söz konusu ödemeler —- sabit haldedir. Şirketin davalı dışında kalan diğer hissedarlar hisselerine düşen miktarı ödemişlerdir. Şirketin %25 hissedarı olan davalı taraf ise her türlü talebe rağmen yapılan ödemeden kendisine isabet eden miktar olan—gibi şirketi — zor durumda bırakmıştır.
Türk Ticaret Kanunu ile Borçlar Kanununun ilgili hükümleri gereğince şirket ortak ve hissedarları şirketin aktif ve pasifine (gelirlerine ve borçlarına) hisseleri oranında katılmak/katlanmak zorundadırlar. Somut olayımızda davalının %25 hissedarı olduğu ——– girmiş olması sebebiyle ortaya çıkan —— olmuştur. Şirketin diğer hissedarları bu borca hisseleri oranında —- sağlamış olmalarına rağmen davalı taraf işbu borca herhangi bir ——- sağlamamıştır. Şirketin daha fazla ve telafisi mümkün olmayan zararlara ve takiplere maruz kalmaması için hissedarın— müvekkil davacı … davalıya hissesi oranında isabet eden —–ödemek zorunda kalmıştır.
Her türlü çabaya rağmen borcunu ödemeyen davalı taraf aleyhine —- Sayılı dosyasıyla ilamsız takip başlatılmıştır. Fakat davalı taraf sırf borcu ötelemek maksadıyla haksız, mesnetsiz ve kötüniyetli olarak icra takibine/borca itiraz edip icra takibinin durmasına sebebiyet vermiştir. Bunun üzerine tarafımızca ———- başvurusunda bulunulmuş olup ———- dosyasıyla yapılan görüşmeler neticesinde herhangi bir uzlaşma sağlanamamıştır.
2) Yargılama sırasında bilirkişi marifetiyle yapılacak incelemelerle ve diğer delillerle birlikte takip miktarı kadar alacaklı olduğumuz tespit edilerek ispat edilecektir.
3) Yukarıda — karşısında, davalı tarafın takibin durmasına sebep olan haksız ve mesnetsiz itirazının iptali ile icra takibinin devamına ve alacağın likit ve bilinen miktar olduğundan davalı aleyhine alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi için İİK. 67.maddesi gereğince iş bu davayı açma zarureti hasıl olmuştur.
……………….
SONUÇ VE TALEP : Yukarıda arz ve izah edilen sebeplerden ötürü ;
1) Davalının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak, — dosyasına yapmış olduğu İtirazın İptali ile icra takibinin devamına,
2) Davalı taraf aleyhine alacağın likit ve bilinen miktar olduğundan %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine,
…”şeklinde olup yukarıya aynen aktarılan dava dilekçesinde belirtilen şekilde ‘———– ve ortaklığa bağlı olarak davacı tarafça yapılan ödemelerden davalının payı karşılığı sorumlu olduğu ve fakat davalının ödemediği —– dosyası üzerinden yapılan takibe itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğu, itirazın haksız olduğu ve taraflar arasında——- görüşmelerinin olumsuz sonuçlandığı ileri sürülerek itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davacı vekili duruşmada da dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı vekili tarafından ibraz edilip duruşmada tekrar edilmiş olup, ——–kısımları:
”…
1. Sayın mahkemenizin yukarıda bilgileri belirtilen numaralı dosyasında, davacı tarafından haksız ve mesnetsiz olarak başlatılan — takibe ilişkin müvekkilimiz tarafından itiraz edilmiş olup davacı taraf bu itirazın kaldırılmasına yönelik kötüniyetli olarak bu davayı açmıştır.
2. Müvekkilimiz ile davacı yan,—— hissedarlarıdır. Söz konusu şirket —— Karar sayılı karar—–sürecine girmiştir. Fakat müvekkilimiz bu tasfiye işlemine ilişkin kararda muhalefet — olup bu durum karar incelediğinde görülecektir. Davacı yan şirketin ——-seçilmiş olup TTK ve İlgili hükümlerin kendisine yüklediği yükümlülüklere aykırı davranmıştır.
3. —–yapması gerek şey, ——- bulunan şirketin bütün hak ve mallarının korunması için basiretli —- etmek ve bu doğrultuda gerekli önlemleri almak zorundadır. —- davacı taraf ise kendisine yüklenen yükümlülüklere aykırı davranarak şirketin zarara uğramasına sebebiyet vermiştir. —– yasalara aykırı eylemleri aşağıda——- açıklanacaktır.
A.) Bildirim Yükümlülüğü ; Davacı—aykırı davranarak şirket borcu ödemesine giriştiğini iddia etmiş olup bildirim yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Şöyle ki davacının ilk önce yapması gereken —– bilgilerini incelemek —- düzenlemek ve bu durumda şirketin borcu—– çıkarsa bu durumu şirket merkezinin bulunduğu Asliye Ticaret Mahkemesine bildirmektir. Söz konusu olayda şirket borca batık durumda olup —– olan davacının şirket borçlarını ödeme yetkisi bulunmamaktadır.
TTK. M.542 (c); “Şirket borçları şirket varlığından fazla olduğu taktirde, —- durumu derhal ——- bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesine bildirir; mahkeme iflasın açılmasına karar verir.” Davacı, şirketin malvarlığının borca batık olduğunu bildiği halde kanunu kendisine yüklediği yükümlülüklere aykırı davranarak iddia edilen borcu ödemesi hukuka aykırılık teşkil etmektedir.
Davacı tarafın dilekçesinde iddia ettiği gibi bir alacağı yoktur. Davacı taraf dilekçesinde —- —- büyük hissedarı ….—- ödeme yapıldığı ve şirketin müvekkilimiz dışındaki diğer hissedarlarının hisselerine düşen miktarı ödediklerini beyan etmiştir. Öncelikle buna ilişkin herhangi bir makbuz, dekont ve defter tarafımıza ulaşmamış yukarıda değinildiği gibi davacı taraf iddiasının ispat yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Davacı taraf eğer iddia ettiği gibi borcunu ödemiş olsa bile bu durumda yasaya aykırı olarak şirket borcu ödenmiş olacağından dolayı bu borç yönünden müvekkilimin bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Nitekim borca—- davacı—— yükümlülüğünü yerine getirmemiş ve şirketin iflası gerekirken borç ödenmiştir. Bu durum tamamen davacı tarafın kusurundan kaynaklanmakta olup müvekkilimizin sorumluluğu bulunmamaktadır.
Davacı taraf söz konusu olayda bildirim yükümlülüğünü yerine getirmediği ve şirketin ——–verdirmediği gibi herhangi bir sorumluluğu söz konusu olmadan iddia ettiği şirket borcunu şahsen yerine getirmiştir. Şirket borcunu şahsen ödemesi konusunda herhangi bir yetkisi mevcut olmadığından dolayı huzurdaki dava haksız ve kötüniyetli olarak açıldığından reddi gerekmektedir.
B.) —- Davacı yan —–olarak göreve başladığı sırada şirkete ait malların değerinin tespit edilmesi için ——- danışmamış ve tasfiyenin başlangıcında bilanço düzenleyip —– onayına sunmamıştır. Sunduğunu iddia etmekte ise buna ilişkin belgeleri sayın mahkemenize sunması gerekir. Çünkü, —–şirketin—- incelemeli, ———- için uzmanlara başvurmalı, ve düzenlediği—- sunmalıdır. —- mal ve belgelere el koyar. Ayrıca şirkete —- satışı için —– etmek zorundadır.
Somut olayda davacı şirkete ait olan malvarlıklarını gerçekte olan değerden çok düşük bir bedelle satmış ve şirketin zarara uğramasına neden olmuştur. Yapmış olduğumuz incelemeler neticesinde şirkete ait bulunan yaklaşık—– olan malvarlığını yarı fiyatına satmış olduğu bilgilerini öğrenmiş olup bu durumun araştırılmasını sayın mahkemenizden talep ediyoruz. Çünkü—— yol açacak sorumluluk kusur sorumluluğu olup, burada —–görevlerini yerine getirirken gerekli özenin gösterilip gösterilmediğinin araştırılması gerekmektedir. Sayın mahkemenizce yapılacak inceleme neticesinde iddialarımız doğrultusunda şirket malvarlığı gerçek değerinden çok düşük bedelle satıldığı tespit edilirse davacının sorumluluğu söz konusu olacak ve açmış olduğu davanın reddi gerekecektir.
………………….
C.) Şirket Alacakları ; Davacı taraf —- olarak şirket alacaklarının tahsiline yönelik işlem gerçekleştirmemiştir. Şirketin —-Sayılı kararının—-bentlerinde —- usulsüz işlemler gerçekleştirerek ——– birlikte tahsilini gerçekleştireceği aksi taktirde bu kişiler hakkında yasal takip başlatılacağına ilişkin kararlar söz konusudur. Fakat davacı bu yönde bir girişimde bulunmamış, eğer bulunmuşsa buna ilişkin bilgi ve belgelerin sayın mahkemenize sunulması ve tarafımızca inceleme yapılması gerekmektedir.—– incelemek ve kayıtlı alacak ve borçların tespitini yapmakla yükümlüdür. Söz konusu olayda ise davacı bu yükümlülüklerini yerine getirmeyerek bu işlemlere aykırı davranmıştır.
Görüldüğü üzere —–görevini ihmal etmesi onun sorumluluk durumuna yol açmaktadır. —- kararında bu durum mevcuttur. Davacı taraf görevlerini yerine getirdiğini iddia ediyorsa bu durum ispat etmekle mükelleftir. Aksi taktirde haksız davanın reddi gerekmektedir. Çünkü somut olayda hangi gerekçelere dayanarak takip açtığını ve hesaplamanın nasıl yapıldığı müvekkilimiz tarafından bilinmediği gibi davacı kendisine düşen yükümlülüklerini ihlal etmiştir.
4. Dava konusu olan ——— girmeden önce, şirkette ——- işlemler yapılmış olup bu konu hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulmuştur. Söz konusu olayda ——- ———- gerçekleştirmişler ve paraları kendi zimmetlerine geçirmişlerdir. Bu suç konusu olay da—— dosyasında bu durum detaylıca görülecektir.——— kullanma suçunu——- dosyasının açılmasına sebebiyet vermişlerdir.
Müvekkilimiz ….—— içerisinde —-usulsüz işlemlerin olduğunu öğrenince bu durumu tespit ettirmek — ve makbuzların incelenmesi hakkında inceleme yaptırmış olup—- hazırlanan raporu sayın mahkemenize sunuyoruz.
5. Davacı tarafın müvekkilimiz aleyhine başlatmış olduğu takip konusu alacağın dayanağı mevcut değildir. Davacı——- olduğunu iddia etmesine rağmen bu alacağa ilişkin ———- sürülmemiştir. HMK .m.190. ” İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” Somut olaya baktığımızda davacı tarafça dava konusu yapılan hakkın gerçekten var olup olmadığının ispat edilmesi aksi taktirde davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.
6.Yukarıda da izah ettiğimiz üzere dava konusu borç hiç doğmamıştır. Davacı, tamamen yasanın kendisine yüklediği hak ve sorumluluklara aykırı davranmıştır. İzlenmesi gereken yol TTK.’da açıklanmasına rağmen davacı taraf, şahsen borçları kapattığını iddia etmektedir. Ödendiği iddia edilen borçların gerçekte var olup olmadığı dahi belli değilken, borç ve alacaklar tespit edilip buna ilişkin bir bilanço düzenlenmeden, şirketin malvarlığının değerinde değerlendirilip değerlendirilmediği şüpheliyken davacının yangından mal kaçırırcasına borç ödemesi yaptığını iddia ederek müvekkile rücu etmek istemesinin haklı yanı yoktur. İddia edilen borcun ve ödemenin rücu edilebilmesi için hiçbir yasal şart gerçekleşmiş değildir. Davacı yanın iddia ettiği borcun kaynağının araştırılması için——-araştırma yapılması gerekeceğinden bu konu hakkında gerekli bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesini sayın mahkemenizden talep ederim.
7. Yukarıda anlatılan hususlar neticesinde mahkemeniz aksi kanaate varacak olursa bile şu hususu özellikle vurgulamak gerekmektedir. Bilindiği üzere davacının başlatmış olduğu takipteki alacak likit bir alacak değildir. Davacının bu alacağa ilişkin herhangi——- bulunmamaktadır. ——- bakımından aradığı; “Borçlunun, talep edilen alacağı veya alacağın bütün unsurlarını bilmesi
veya bilmek (kolayca hesap edebilmek) durumunda olması; bu bağlamda alacağın miktarının
belirlenmesi için tarafların ayrıca mutabakata varmasına (anlaşmasına) veya mahkemenin
tayin edeceği bilirkişi eliyle bir değerlendirme yapılmasına ihtiyaç bulunmaması, daha da özet bir anlatımla, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda
olması” dır. Fakat söz konusu olayımızda davacı taraf bile alacağın likit olmadığını teyit etmekte alacak hakkında bilirkişi incelenmesinin yapılmasını talep etmektedir.
………………….
Fakat somut olayımıza baktığımızda karşı tarafça bile alacağın miktarı tam olarak bilinmezken bunun müvekkilimiz tarafından bilinmesinin kabul edilmesi ve icra inkar tazminatı istenmesi hukuka aykırıdır. Bu durumda mahkemeniz haksız davayı reddetmese bile icra inkar tazminatına hükmetmesi gerekir aksi taktirde hukuki haklarımıza başvuracağımızı beyan ederiz.
…”şeklinde olup yukarıya aynen aktarılan cevap dilekçesinde haksız ve dayanaksız olduğu ileri sürülerek davanın reddine ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesi talep edilmiştir.
Celbedilip incelenen icra dosyasına göre dava dilekçesinde belirtilen—–ödemeden davalı şirket ortağının payına isabet eden——- konu edildiği, takip tarihinin ——-, süresinde yapılan itirazla takibin durmuş olduğu belirlenmiştir.
İbraz edilen Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava —–numarası —-tarihinde yapılan başvurunun taraflarla ilgili olduğu, tarafların davete uyduğu ancak görüşme sonunda anlaşma sağlanamadığına dair — tarihli son tutanak düzenlendiği,—- başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmiş olduğu belirlenmiştir.
Yapılan ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki ihtilafın:— üzerinden yapılan takibe konu alacağın varlığı ve miktarının aydınlatılmasının yönelik olduğu tespit edilerek tahkikata geçilerek bilirkişi incelemesi yoluna gidilmiş olup, oluşturulan bilirkişi heyeti tarafından —- tarafların ortağı olduğu ——- şirketin —– karar verildiği, söz konusu şirketin ——-davalının—— dolayı ortaklığa alınarak—- bırakıldığı, —— davacının kızları olduğu, davalının hesaplarının ortaklar cari hesabında —– edildiği; %45 pay sahibi olan davacının şirketin sermaye artırmak —- şirkete verilen ödemelerle —– tarihi itibari ile davacının—–olduğu ve —- döneminde ödediği — görüldüğü, muhasebe tekniği açısından raporda belirtilen hesaplarda dayanak veri bulunmadığı, bunun nedeninin anlaşılamadığı, davacı tarafın dayandığı —- şirketten alacaklı olmasının şirket adına doğrudan yapılan harcama anlamına gelmediği için bu konuda kanaat oluşturulamadığı, —- yönünden tamamlamada oy birliğinin sağlanması halinde her pay sahibinin bilanço açığını kapatacak parayı vermekle yükümlü olduğu, oy birliğinin sağlanamaması halinde ise bazı pay sahiplerinin kendi istekleri ile tamamlama yapmalarına —- bulunmadığı açıklanarak sonuçta davacının talebine dayanak işlemlerin yasal düzenlemeye ve buna bağlı olarak ——— tebliğ hükümlerine uygunluğunun belirlenemediği kanaatine varıldığı açıklanmıştır.
Davacı vekilinin söz konusu rapora itiraz ederek —– suretiyle başka bir heyetten rapor alınmasını talep etmiş, davalı vekili rapora karşı beyanda bulunmakla birlikte herhangi bir itiraz ileri sürmemiş olup, raporun mahiyeti ve davacı vekilinin itirazları gözetilerek ek rapor alınmasında bir yarar görülmediğinden daha önce görev alanlar dışında bilirkişilerden oluşturulacak başka bir heyetten rapor alınması yoluna gidilerek ve davalı vekilinin rapora karşı beyan dilekçesinde—–soruşturma sayılı dosyasına müzekkere yazılıp sakıncası olmayan —- celbedildikten sonra yeni bilirkişi heyetinden rapor temin edilmiştir.
Söz konusu —–şirketin defterleri de incelenip, —-itirazlar da irdelenmek suretiyle düzenlenen —- tarihli ve gerekli-yeterli kısımları:
”…
3.3.——- Tarihli Bilirkişi——
a) davacının ödediğini ——— —- belgelerinin belirlenemediği,
b) TTK nın 376. Maddesinin gerekçesine göre, “——-toplamının yarısının zararlar sonucu karşılıksız kaldığının, yani yitirilmiş bulunduğunun anlaşılması halinde, yönetim kurulu, —-çağırmaya ve uygun gördüğü gerekli önlemleri kurula sunmak zorundadır. Bu önlemler, sermaye artırımı,—- birimlerinin veya bölümlerin kapatılması ya da — —- Önlemler 378. Madde uyarınca tehlikelerin erken teşhisi komitesince de zaten daha önceki tarihlerde önerilmiş olabilir. Hükmün — dışındaki —olması ve arta kalan zararın sermaye ile kanuni— geçmesi gerekir. Sermaye——— altında yer alan esas sermaye ve kayıtlı sermaye sisteminde çıkarılmış sermaye; kanuni —— 519. Madde hükmünde düzenlenene akçeler kastedilmiştir. Yönetim Kurulunun —— yönden kötü durumda bulunduğunu bütün açıklığı ile kurula anlatması, hatta bu konuda bir rapor vermesi, zararların sebeplerini ( kaynaklarını) göstermesi ve tedavi çareleri önermesi gerekir, aksi halde yönetim kurulu sorumlu olur. Yönetim Kurulunun çağrısı üzerine genel kurul iki karardan birini alabilir,(l) sermayenin üçte biri ile yetinme, yani sermayenin azaltılıp zararın — tamamlama. Bu iki karardan birini —– sona erer. Tamamlama ile, azaltılan sermaye kadar veya ondan fazla sermaye artırımı yapılması—- açıklarının pay sahiplerinin tümünce veya bazı pay sahipleri tarafından kapatılması ya da bazı alacaklıların alacaklarını silmesi kastedilmektedir. Tamamlamada oybirliği sağlanırsa her pay sahibi bilanço açığını kapatacak parayı vermekle yükümlüdür. Oybirliği sağlanamamışsa bazı pay sahiplerinin kendi istekleri ile tamamlama yapmalarına engel yoktur.” Dosya incelendiğinde, davacı talebine dayanak işlemlerin, gerek yasal hükme ilişkin, gerekse bu maddeye dayanılarak çıkartılıp,— yayınlanan tebliğ hükümlerine uygunluğu belirlenememiştir.
……………………
4. İNCELEME VE DEĞERLENDİRMELER:
4.1. İcra Takibi:
—-Sayılı dosya ile davacı alacaklı, davalı borçlu aleyhine —- Asıl Alacak üzerinden icra takibinde bulunmuştur. Takibe dayanak olarak—– borçları sebebiyle … tarafından yapılan ödemeden ——– isabet eden kısmı olarak gösterildiği tespit edilmiştir. Davalının —- durdurulmasına karar verilmiştir.
……………………
Tarafların dava dışı —– oldukları, davacının resmi kayıtlara göre ortaklık sıfatının devam ettiği, — ortaklarının asli borcu,——- sermayeyle sınırlı olup, ortak bu borcu yerine getirmekle sorumluluktan kurtulmuş olur. Bu nedenle, —— borçlarından dolayı kural olarak sorumluluğu bulunmamaktadır.
4.4. GENEL DEĞERLENDİRME;
Dosya kapsamında yapılan incelemelerde———–
—- numaralı karara göre “şirketin faaliyetine devam etmesinde fayda görülmediğinden tasfiye haline girmesine oy birliği ile karar verilmiştir.”
—-numaralı karara göre —– üzere şirket ortaklarından—– atanmasına ve tasfiye ile ilgili olarak——– şirketi temsil ve ilzam etmesine oy çokluğu ile kabul edilmiştir.——- muhalefet şerhi vardır.”
Söz konusu karar dışında dosyada başkaca belgeye rastlanılmamıştır. — şirketlerin sona ermesi farklı şekillerde meydana gelebilmektedir. Sona erme sebeplerinden birisi de şirketin ortakların iradesiyle fesh edilmesidir. Somut uyuşmazlıkta —- gereğince şirketin sona ermesine oy birliği ile karar verilmiş ve—– numaralı karar ile şirket ortaklarından davacı …—- — olarak atanmıştır. —- görevi, şirketin aktiflerini toplayıp, pasiflerini karşılamaktadır. Bir başka deyişle öncelikle alacaklar tahsil edilecek, ardından da şirket borçları ödenecektir. Şirketin kasasında para kalması halindeyse, söz konusu miktar şirket ortakları arasında hisseleri oranında paylaştırılacaktır.
Şirketin aktifleri, pasiflerini karşılayacak düzeyde değilse, bir başka deyişle şirket borca batık durumdaysa, TTK. m.542/1-c hükmü gereğince “Şirket borçları şirket varlığından fazla olduğu takdirde durumu derhâl şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine bildirirler; mahkeme iflasın açılmasına karar verir.” Buna göre —- söz konusu borca batıklığı mahkemeye bildirmek zorundadır.
Şirket ortaklarından olan davacı/—— söz konusu bildirimde bulunmadan—–talep etmeden, harici ödeme yapması, şirkete borç verdiği anlamına gelir, ki bu durumda davacı —— değil, şirketten alacaklıdır.
Bu noktada davacı—– yapılan ödemeyle hangi borçların ödendiğinin de tespit edilmesinde fayda vardır. —– alacaklılara karşı sorumlulukları bulunmamaktadır. Ancak —– borçlarından dolayı sorumlulukları vardır. Bu sorumluluk 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 35. Maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu maddede yer alan “—- edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar.” hükmüyle, kamu borçlarından dolayı———– bu sorumluluğun niteliği açıkça belirtilmiştir.
Buna göre davacı —-ödeme yapmaması ihtimalinde —- —- davalı … —- sorumlu olacaktı. Bir başka deyişle davacı —-.., yaptığı ödemeyle şirket ortaklarından—– tutarında sorumluluktan kurtarmıştır. Bununla birlikte söz konusu ödemenin takip tarihinden sonra yapıldığı tespit edilmiştir. Bir başka deyişle, davacı — ödemeyle, davalı ortak …—-payı oranında sorumluluktan kurtarmış olsa da söz konusu ödeme takip tarihinden sonra yapıldığı için, işbu itirazın iptali davasına konu icra takibinin açıldığı tarih itibarıyla davacı ortak/—– davalı ortak .—- alacaklı olmadığı tespit edilmiştir.
5. SONUÇ:
Her türlü hukuki tavsif ve nihai karar tamamıyla Yüce Mahkeme`ye ait olmak üzere, dava dosyasına sunulu belgeler ile dava dışı şirketin ticari defter kayıtları üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda detayları yukarıda açıklandığı üzere;
5.1. Dava dışı şirketin —- ticari defterlerin; açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbiri doğruladığı,
5.2. Takip —- önce davacının yapmış olduğu — ödemelerin ortakların dava dışı şirketten alacağı olarak değerlendirilmesi gerektiği,
5.3. Takip tarihinden önce davacının kamu borçlarını ödediğine dair dava dosyasında herhangi bir belgenin olmadığı,
5.4. Davacının dava—–alındı nolu —- makbuzlarından tespit edilmiştir); ancak iş bu ödemenin takip tarihinden sonra yapıldığı dikkate alındığında, takip tarihi itibariyle davacının davalından alacağının olmadığı tespit edilmiştir.
Sonuç ve görüşüne varılmıştır.———— sayfadan ibaret tespit ve görüşlerimiz, saygıyla arz olunur. —–
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılan raporda takip tarihi itibari ile davacının davalıdan alacağının olmadığı açıklanarak bu doğrultuda ulaşılan kanaat bu şekilde belirtilmiştir.
Davalı vekili tarafından rapora itiraz edilmemiş olup, davacı vekili tarafından emsal olduğu belirtilerek —- sayılı davasıyla ilgili tutanaklar ve rapor örneği ibraz edilerek eldeki dava konusu yönünden de davacı tarafından ödendiği belirtilen — borçlarına ilişkin ——- edilerek rapora itiraz edilmek suretiyle başka bir heyetten rapor alınması veya ek rapor alınması talep edilmiş, davalı vekili duruşmadaki beyanında yeni delillere muvafakat etmediğini belirterek tekemmül eden dava hakkında karar verilmesini istemiş ise de — duruşmada zapta geçen beyanlara ve yapılan irdelemeye bağlı olarak söz konusu — Esas sayılı dosyası ile — icra dosyasının —- celbedildikten sonra ek rapor alınması yoluna gidilmiştir.
Söz konusu 2. bilirkişi heyeti tarafından—- tarihli dosya kapsamına uygun—–delilleri de değerlendirmek suretiyle — bir şekilde hazırlanmış olup, Mahkememizce de yeterli görülen ek raporda kök rapor teyit edilerek davacının takip tarihi itibari ile davalıdan alacaklı olmadığı açıklanmıştır.
Davacı vekili tarafından ek rapora karşı ibraz edilen dilekçe ile önceki beyan ve itirazlar doğrultusunda itirazda bulunarak başka bir heyetten rapor alınması talep edilmiş, davalı vekili tarafından ek rapora itiraz edilmemiştir.
Davacı vekilinin—- tarihli dilekçesinde de belirttiği şekilde itirazların hukuki yorumlamalara ilişkin olması, temin edilen raporlar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde itirazlar yönünden yapılması gereken bir tahkikat işlemi olmadığına karar verilmiş olup, temin edilen raporlar davanın aydınlanması yönünden yeterli görülmüştür.
Davacı vekili tarafından ibraz edilen söz konusu dilekçe ile —Esas sayılı davanın —- olduğu ileri sürülmüş ise de ibraz edilen dekontlara, söz konusu —sayılı davaya ilişkin kısa karar ile dayanak rapor ve ek rapor örneğine, temin edilen raporlara, eldeki davaya konu takibe ve dosya kapsamına nazaran söz konusu— işlem gören davanın konusunun — ödenmiş kamu borcu olduğu halde eldeki davaya konu ödemelerin tasfiyeden önceki döneme ait olması nedeni ile emsal teşkil etmediği sonucuna varılmış olup, söz konusu — üzerinden verilen kararın kesinleşmesi beklenmemiştir.
Esasen her iki heyet tarafından düzenlenen raporlar arasında bir çelişki olmayıp, raporlar birbirini doğrular mahiyette olduğundan 3. bir heyetten rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
İlgili yasal düzenlemeler:
“…
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu:
A İTİRAZIN İPTALİ :
Madde 67 – (Değişik madde: 18/02/1965 – 538/37 md.)
(Değişik fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
(Mülga fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./103. md.)
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
(Ek fıkra:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.

6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun madde 18/A düzenlemesinde yargılama gideri yönünden yer alan ilgili fıkralar:
Dava şartı olarak—–
Madde 18/A- (Ek:6/12/2018-7155/23 md.)
(1) İlgili kanunlarda—- başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(11) Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin —-sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(12) Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları hâlinde, arabuluculuk ücreti, —– İkinci Kısmına göre aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır. Bu durumda ücret, Tarifenin Birinci Kısmında belirlenen iki saatlik ücret tutarından az olamaz.
(13) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı — ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır.—- taraflarca karşılanan — ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.
(14) Bu madde —tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere —- bütçesinden karşılanır.
…”
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Sonuç olarak icra dosyası, takip talebi, yukarıda belirtilen şekilde —Esas sayılı davasının—- teşkil etmemesi, birbirini doğrulayan 2 heyet raporu,— rapor, ödemelerin — kapsamında olmaması, dosya kapsamına uygun ve Mahkememizce de yeterli görülen söz konusu 2. bilirkişi heyetinin isabetli görülüp iştirak edilen kanaati, rapora-ek rapora itirazların yerinde görülmemesi, ek raporda da belirtildiği üzere takip tarihinden önce davacının yapmış olduğu toplam— ödemelerin ortakların dava dışı şirketten alacağı olarak değerlendirilmesi gereği, kök raporda belirtilen 83.812,50 TL’nin ise takip tarihinden sonra yapılmış olması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacının takip tarihi itibari ile davalıdan alacağının olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığından sübut bulmayan davanın reddine ilişkin olmak üzere aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuş olup, kamu borçlarına ilişkin ödemeler ile davacı tarafın dosya kapsamına yansıyan hak arayışına bağlı olarak davacının kötü niyetinin sabit olmaması nedeni ile davacı aleyhine icra tazminatına karar verilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Davacının kötü niyeti sabit olmadığından davacı aleyhine davalı tarafça ileri sürülen icra tazminatı talebinin reddine,
3-Maktu karar —-yatırılan 8.248,87 TL peşin harçtan mahsubu ile artan 8.168 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan harç ve giderin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun madde 18/A-(13) ve (14) düzenlemelerine ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine bağlı—– zaruri giderin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Davalı vekili için redde konu değer üzerinden tarife gereğince hesap ve takdir edilen—– davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-Davalı tarafça yapılmış bir gider olmadığından bu konuda başkaca bir karar oluşturulmasına yer olmadığına,
8-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.