Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/393 E. 2019/28 K. 17.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/393 Esas
KARAR NO : 2019/28

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/10/2019
KARAR TARİHİ : 17/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı ——- tarihinde sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından—-vadeli— bedelli ————–.——– Şubesi tarafından basımı yapılan çekin ——- adına müvekkili şirket tarafından düzenlenerek teslim edildiğini, üçüncü kişi konumundaki ——– tarafından davalı şirketin —- ciro yolu ile teslim edildiğini, davalı şirket tarafından karşılıksız kaşesi vurularak ihtiyati haciz kararı aldırıldığını, ve ——. İcra Müdürlünün — sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, dava konusu yapılan çeke konu yapılması gereken işlemlerin müvekkili şirket adına ————- tarafından yerine getirilmemiş olması nedeniyle çek bedelini şahsen ödemesi gereken bir çek olduğunu, müvekkili şirket ve———— tarafından anlaşıldığını, ancak icra takibi yapıldığı için müvekkilinin de yasa gereği çek borcunu ödemek zorunda kaldığını, davalı şirketin yetkilendirdiği avukat —— aracılığı ile müvekkili şirketten ve çek cirantası ———— 17/07/2018 tarihine kadar toplamda 60.500,00.-TL nakit bedel tahsilatı yapıldığını, bu bedeller tahsil edildikten sonra icra takibinin infaz ile sona erdirildiğini tahsil harcı bedelinin de tahsil edilmiş olması nedeniyle çek aslının müvekkiline gönderileceğinin beyan edildiği, bu işlemlerin yerine getirilmediğini, davalı şirket tarafından suç içeren eylemleri ile dosya borcunu mükerrer olmak üzere 2 defa tahsil ettikten sonra 3 defa avukat değiştirerek tekrar tahsil etmeye çalışması başlı başına suç içerem eylem olduğunu, davalı tarafın sebepsiz zenginleşmesine neden olduğunu, davalı şirket tarafından ahzu kabz yetkisi verilen hacze gönderilen ve yetkilendirilen avukatın hesabına İstanbul Anadolu ———- İcra dairesi——– sayılı icra takip dosyası borcuna mahsuben yatırılan bedeller göz önüne bulundurularak davalı şirketin suç içeren eylemler ile tekrar haciz ve muhafaza işlemleri yapmasını engellemek amacıyla icra takibinin hukuk mahkemeleri kanunua göre ispat kuralları kapsamında ivedilikle tedbiren durdurulmasına ve müvekkil şirketin İstanbul anadolu ——-. İcra Dairesi 2018/9609 sayılı icra takibine ilişkin borcumuzun olmadığının tespitine yine aynı dosya borcuna istinaden —- tarafından davalı şirket adına keşide edilen ————— bedelli çeki nedeniyle de borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP : Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildiğinden davalı tarafça dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava, İcra İflas Kanununun 72. Maddesi uyarınca borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
6/12/2018 tarihli, 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle TTK’ye eklenen 5/A maddesi uyarınca, “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’ nun 18/A maddesi uyarınca, “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Bu hukuki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacının istemi bir miktar paranın davalıya ödenmesinin engellenmesine ilişkindir.
TTK’nin 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
Bu nedenle, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114(2) ve 115. maddeleri gereğince, dava açılmadan önce zorunlu arabulucuya başvurulmadan işbu davanın açılmış olduğu anlaşıldığından, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır.
Her ne kadar, dava dilekçesinde de işaret edildiği üzere İstanbul BAM ——. Hukuk Dairesi’nin 21/03/2019 tarih, 2019/521 esas, ————karar sayılı ilâmında “ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvurma zorunluluğu bulunmadığı” yönünde görüş bildirilmiş ise de, Mahkememizce bu görüş ve karar paylaşılmamaktadır.
Şöyle ki, menfi tespite konu olan asıl uyuşmazlığın temeli bir miktar para alacağına ilişkin anlaşmazlığa dayanmaktadır. 6102 Sayılı TTK”nin 5. maddesine eklenen 5/A maddesi de arabuluculuğa tabi ticari davaların bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davaları olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle, bu davaların türü itibariyle arabuluculuğa gidilmesi zorunludur. Bunu göre dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuğa başvurulmuş olması 7155 sayılı Kanun’un 20. Maddesiyle TTK’ye eklenen 5/A ve HMK’nin 114/2. Maddeleri uyarınca dava şartıdır.
Dava şartlarına ilişkin kurallar kamu düzenindendir. “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler”(HMK115.md.). Yasada açıkça dava şartlarının her aşamada mahkemece kendiliğinden araştırılacağı düzenlendiğinden ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. Bendinin son cümlesi uyarınca “arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi” gerekmektedir.
6100 sayılı HMK. 137, 138 ve 140. maddedeki ön inceleme aşamasında dava şartlarının inceleneceğine dair düzenlemeler, henüz incelenmemiş ise tahkikata geçilmeden önce dava şartlarının incelenmesi zorunluluğunu belirtmektedir. Bu hükümler her aşamada dava şartlarının incelenebileceğine dair 115. madde düzenlemesine inceleme zamanı bakımından en erken zaman olarak sınır çizen bir düzenleme olmayıp incelemenin en geç ne zaman yapılması gerektiğini göstermektedir.
6100 sayılı HMK.30. Maddesine göre Hakim lüzumsuz masraf yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.
6100 sayılı HMK. 138. madde ile öncelikle dava şartları ile ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verileceği hükme bağlanmıştır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. Bendinin son cümlesi uyarınca davacının İİK’nin 72/3. Maddesi gereği istediği ihtiyati tedbir kararı bu aşamada verilemeyeceğinden davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle bir an önce sonlandırılması davacı tarafın da lehine olduğu değerlendilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve gösterilen yasal düzenlemeler uyarınca TTK’nin 5/A, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. Bendinin son cümlesi, HMK’nin 114/(2) ve 115. Maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın, TTK’nin 5/A, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. Bendinin son cümlesi, HMK’nin 114/(2) ve 115. Maddeleri uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açılmasına ilişkin dava şartı noksanlığından USULDEN REDDİNE,
2- Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44.40 TL harcın davacı tarafından yatırılan peşin harçtan mahsubuyla fazla yatan 519,16-TL Harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-6100 sayılı HMK’nın 333.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider/delil avansının yatırana iadesine ve bu konuda Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 47/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından re’sen işlem yapılmasına,
Dair, tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek yazılı dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.