Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/389 E. 2023/200 K. 13.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/389 Esas
KARAR NO: 2023/200
DAVA: Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ: 11/10/2019
KARAR TARİHİ: 13/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ——- müşteri numarasıyla davalı şirkette ticari abonelik başlattığını, söz konusu aboneliği işbu davada tanık olarak da dinletecekleri —- birlikte kullandıklarını, söz konusu aboneliğin ——–olarak geldiğini, bunun üzere müvekkilinin davalı şirkete başvurduğunu, davalı şirketin, müvekkilinin abonelik başlattığı tarihten önce kullanımların olduğunu ve bunun faturalandırıldığı şeklinde cevap verdiğini, müvekkilinin de kendisinden önce kiraladığı ticarethanenin 4 yıl boyunca boş kaldığını ilettiğini, davalı şirketin kiralanan ticarethanenin 4 yıl boyunca boş kaldığına dair, —— yazı istediğini, —— yazıyı davalı şirkete ilettiğini ve davalı şirketin bu faturanın iptal edileceğini müvekkiline bildirdiğini, müvekkilinin sorunun çözüldüğünü düşünürken sonraki ayın faturasının da 14.535,40-TL olarak geldiğini, müvekkilinin, davalı şirketi tekrar aradığında yine aynı şekilde müvekkilinin aboneliğinden önce kullanımların olduğu söylendiğini, —— alınan yazıyı kaybettiklerini, yazının tekrar gönderilmesini talep ettiklerini, ——— söz konusu ticarethanenin müvekkilinin abonelik tarihi olan 06.02.2014 tarihinden önce 4 yıl boyunca boş olduğuna dair yazının celp edilmesini talep ettiklerini, müvekkiline gelen faturaların ekten de görüleceği üzere 16-30-TL aralığında olduğunu, bu hususta eksik olan faturaların davalı şirketten celbini talep ettiklerini, müvekkilinin söz konusu ticarethanede 9 ay boyunca kiracı olarak kalmış olmasına karşın davalı şirket tarafından elektriği kesilmediğini, gelen faturalarda da geçmişten kalan borç kısmında herhangi bir borcunuz yoktur şeklinde ibare koyulduğunu, müvekkillinin söz konusu ticarethaneden kira sözleşmesini sona erdirip ayrıldıktan sonra ise——-numaralı icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin icra takibine itiraz süresini kaçırdığını ve——- numaralı menfi tespit davasını açtığını, müvekkilinin söz konusu davayı da takip edemediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini ileri sürerek davalarının kabulü ile müvekkilinin ——-numaralı dosya açısından borçlu olmadığının tespitine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirkete tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın dava dilekçesinde yer verdiği iddiaların asılsız olduğunu, davacı tarafın dava konusu elektrik kullanım bedelinden sorumlu olduğunu, davacı taraf ile müvekkili şirket arasındaki abonelik sözleşmesi devam ettiği sürece müvekkili şirketin söz konusu abonede meydana gelen elektrik kullanımı hakkında kullanım bedeli talep etme ve bu bedelin ödenmemesi halinde ise icrai işlemler başlatma hak ve yetkisinin olduğunu, müvekkili şirketin bu nedenle davacı tarafa ait abone hakkında yasal işlemler gerçekleştirdiğini, davacı tarafın hukuki mesnetten yoksun davasının alacağın tahsil sürecini sürüncemede bırakmak amacı taşımakta olduğunu, lehlerine icra inkar tazminatına hükmedilmesi taleplerinin olduğunu, davacı tarafın icra dosyasına itiraz etmediğini ve takibin kesinleştiğini savunarak haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın esastan reddi ile davacı tarafın icra inkar tazminatına mahkumiyetine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.

DELİLLER:—– yazı cevabı, ——- sayılı dosyası

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava; davacı tarafça davalı aleyhine başlatılan ——sayılı dosyasına konu alacağa ilişkin borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesinde; Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevi düzenlenmiş olup, bu hükme göre “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” Ancak aynı maddenin ikinci fıkrasında istisna öngörülerek “Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” ifadesine yer verilmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 4. Maddesinde; nispi ve mutlak ticari davalar düzenlenmiş olup her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava olup, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın maddenin ilk fıkrasında a, b, c, d, e ve f bentlerinde sayılan hususlardan doğan hukuk davaları ise mutlak ticari dava niteliğindedir. TTK m. 5 uyarınca aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
Aynı kanunun 12.maddesine “bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo, televizyon ve diğer ilan araçlarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ——- tescil ettirerek durumu ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır.” Anılan Yasanın 11.maddesinde “Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır,——— çıkarılacak kararnamede gösterilir.”; 15.maddesinde de “İster gezici olsun ister bir dükkanda veya sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedeni çalışmasına dayanan ve geliri 11.maddenin 2.fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır.” düzenlemeleri bulunmaktadır. Bir kimsenin Vergi Usul Kanunu’na göre esnaf sayılması, TTK yönünden de esnaf kabul edilmesini gerektirmez. ——kayıtlı olmamak da tacir olmamanın kesin bir kanıtı olmadığı gibi, vergi mükellefi olup olmamak da tacir ve esnaf ayrımında kesin bir ölçüt olarak kabul edilemez.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanun’unun 3’üncü maddesinde; —- ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, ——– belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak ifade edilmiştir. Ayrıca TTK’nun 1463.maddesinde de, önce 17.maddeye gönderme yapılarak, Bakanlar Kurulunun bu konuda kararname çıkarması halinde onlarda gösterilen miktardan aşağı gayrisafi geliri bulunan sanat ve ticaret erbabından başka hiç kimse kanunun 17.maddesinde tarif edilen esnaftan sayılamaz denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kriterlere göre saptanacağı açık bir biçimde gösterilmiştir.
Gerçekten,———- T.T.K.’nun 1463.maddesine göre esnaf ve küçük sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına dair esaslar tespit edilmiştir. Buna göre;Koordinasyon kurulunca tespit ve yayınlanacak esnaf ve küçük sanatkar kollarına dahil olup da gelir vergisinden muaf olanlar ile kazançları götürü usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre, defter tutanlardan iktisadi faaliyetleri nakdi sermayesinden ziyade, bedeni çalışmalarına dayanan ve kazançları ancak geçimlerini sağlamaya yetecek derecede az olan ve Vergi Usul Kanunu’nun 177.maddesinin 1.fıkrasının 1 ve 3 nolu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve küçük sanatkar, Vergi Usul Kanunu’na istinaden birinci sınıf tcir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci madde de belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları kararlaştırılmıştır.———-Doya kapsamından; davacı tarafça abonelik sözleşmesine dayalı olarak ——-sayılı dosyası ile davalı aleyhine takip başlatıldığı, dava konusu yerin iş yeri olduğu, abonelik grubunun ticarethane olduğu, davalının dava tarihi itibariyle tacir olmadığı anlaşılmaktadır.
Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.TTK 4/2 maddesinde mutlak ticari davalar sayılmış olup, dava sayılan ticari davalar kapsamında değildir. Ancak, TTK 4/1 maddesine göre ticari dava sayılması için de, davanın her iki tarafın da tacir olması ve uyuşmazlığın iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olması gereklidir. Eğer taraflardan biri, tacir değil, esnaf niteliğinde ise, davayı ticari dava olarak kabul etmek mümkün değildir.
Somut olayda davalının tacir olmadığı gözetildiğinde mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygundur.” şeklindedir.———
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; mahkememizce davacının uyuşmazlık konusu faturaların tarihleri göz önünde bulundurularak vergi kayıtlarının ilgili vergi dairelerinden istendiği, davacıya ait vergi kayıtlarının incelenmesinde işletme defteri esasına göre defter tuttuğu, kazancının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 177. maddesi kapsamında esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlayıcı faaliyette bulunmadığı ve faaliyetine dava konusu fatura tarihlerinden sonraki bir zamana denk gelen ——— yılında başladığı anlaşılmakla her ne kadar faturada müşteri grubu olarak ticarethane kaydı bulunsa da davacı taraf tacir olmadığından huzurdaki davanın nisbi ticari dava olarak kabul edilemeyeceği, aynı zamanda mutlak ticari davalardan da olmadığı anlaşılmakla davanın Asliye Hukuk Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmekte olup görev yönünden davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca mahkememizin görevli olmaması nedeniyle; 6100 sayılı HMK’nın 115/1-2 maddesi uyarınca DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-)6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 1, 2. maddeleri uyarınca görevli mahkemenin ——— ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-)6100 Sayılı HMK’nın 20/1 maddesi uyarınca taraflardan birininin, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak talepte bulunması halinde dava dosyasının GÖREVLİ ——- ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-)Yargılama giderlerinin 6100 Sayılı HMK’nın 331/2 maddesi uyarınca görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmezse talep halinde mahkememizce bu durumun tespiti ile dosya üzerinden davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
5-)6100 Sayılı HMK’nın 20/1 maddesi uyarınca taraflardan birinin, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde mahkememiz tarafından resen davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nın 331/3 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı…. yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 sayılı HMK’nın 341/1,342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle ——- Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/03/2023